26 Temmuz 2009 Pazar

Aliağa S.O.S veriyor

26 Temmuz 2009 00:00
İzmir’in sanayi tesislerinin yoğun olarak yer aldığı Aliağa ilçesinde önceki gün ENKA şirketine ait Aliağa Doğal Gaz Çevrim Santrali’nin bacalarından yoğun biçimde çıktığı gözlemlenen sarı renkli duman, halkta endişeye yol açtı.


Özer Akdemir
İzmir’in sanayi tesislerinin yoğun olarak yer aldığı Aliağa ilçesinde önceki gün ENKA şirketine ait Aliağa Doğal Gaz Çevrim Santrali’nin bacalarından yoğun biçimde çıktığı gözlemlenen sarı renkli duman, halkta endişeye yol açtı. Santral bacasından çıkan sarı renkli dumanın sık sık meydana gelen bir olay olduğunu dile getiren vatandaşlar, bunun havayı ve çevreyi kirlettiğini belirttiler. Santral yetkilileri ise bacalardan salınan gazın kendilerine yasal olarak tanınan normal bir kirletici olduğunu, sınır değerleri aşmadıklarını ileri sürdü.
YERYÜZÜNDE ÖLÇÜLEN EN YÜKSEK KİRLİLİK!
Geçtiğimiz hafta içerisinde Dokuz Eylül öğretim üyeleri ve İleri Teknoloji Enstitüsü tarafından hazırlanan Aliağa Çevre Durum Tespiti ve Taşıma Kapasitesi’nin Belirlenmesi konulu raporla ilgili tartışmalar sürerken meydana gelen bu olay, Aliağa’daki kirliliğin daha uzun süre tartışılacağını ortaya koydu. Raporlarında Aliağa’da bulunan petrokimya, demir çelik, doğal gaz çevrim santralleri gibi ağır sanayi tesislerinden yayılan kirliliği aktaran raporu hazırlayan ekipten Prof. Dr. Abdurrahman Bayram, bölgenin, endüstri yoğunluğu nedeniyle hava kalitesi açısından özel dikkat gösterilmesi gereken, hassas bölgelerden birisi olduğunun altını çizmişti.
Raporda, “Atmosferdeki gaz ve partikül kirleticilerdeki toksit bileşenler ciddi sağlık riskleri oluşturduğundan, mevcut emisyon yüklerinin acilen azaltılması gerekmektedir” denilmişti. Raporda yer alan bölgede ölçülen bazı uçucu organik bileşenlerin, izin verilen değerlerin 1 milyon 300 bin katına ulaştığı, bunun da “yeryüzünde bugüne kadar ölçülen en yüksek konsantrasyonlar olduğu”, dünya literatürüne giren önemli bir bilimsel veri olarak dikkat çekmişti. 

EKSİK AMA ÖNEMLİ
Raporu “Eksik, yetersiz ve yanlı” olarak değerlendiren konunun uzmanlarından Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngür ise tüm eleştirilere karşın raporda önemli bilimsel veriler olduğunu belirtti. Aliağa’da var olan kirlilik yüküne termik santraller gibi yeni yükler getirilmek istendiğine, söz konusu raporun da bunun için kullanılmak istendiğine dikkat çeken Öngür, raporda buna karşın bu raporu finanse eden bölgedeki sanayi işletmelerinin hoşuna gitmeyecek çok sayıda önemli veri olduğunu sözlerine ekledi.
Öngür, ENKA şirketine ait çevrim santralinden havaya salınan gazın sürekli solunması halinde ciddi sağlık sorunları yaratacağını, gazın ayrıca havadaki nemle birleşince asite dönüşerek bitkilere, toprağa ve suya karışacağını söyledi. Bu türden gazın bölgedeki petrokimya tesisleri TÜPRAŞ ve PETKİM tarafından zaten sürekli olarak havaya salındığını belirten Öngür, santralin durup tekrar çalışması nedeniyle yoğun olarak gözlemlenebilen son gaz salınımının Aliağa’daki durumun anlaşılması için aslında bir şans olabileceğini söyledi.
Konuyla ilgili ulaştığımız Prof. Dr. Abdurrahman Bayram ise bu tür gaz salınımlarının olabileceğini, tesiste kısa süreli olması durumunda bir zararı olmayacağını iddia etti. (İzmir/EVRENSEL)
https://www.evrensel.net/haber/201843/aliaga-s-o-s-veriyor

23 Mayıs 2009 Cumartesi

Zeytincilik Yasası Değişikliği: Kurnazlar!


23/05/2009
KURNAZLAR!
Özer Akdemir
Zeytincilikle alakası olmayan vekiller, zeytin tarımını yok etmek için yasada değişiklik yapmak istiyor.
Anayasa Mahkemesi’nin 5177 sayılı Maden Yasası’nın bazı maddelerini iptal etmesinin ardından maden tekelleri yeni arayışlara girdiler. Hükümet üzerinde yoğun bir baskı oluşturdukları bilinen madenci lobisi, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararını adeta önlerine gelen bir fırsat gibi değerlendirme çabası içerisinde. Maden lobilerinin ilk hedefleri ise yıllardır bir türlü aşamadıkları Zeytincilik Kanunu.
Bir grup milletvekili, Zeytin Yasası’nda değişiklik yapılması için 6 Mayıs 2009’da TBMM Başkanlığı’na teklif verdi. Teklif, Tarım Komisyonu Başkanı AKP Adana Milletvekili Vahit Kirişçi, AKP Adana Milletvekili Haluk Özdalga ve AKP Kütahya Milletvekili Soner Aksoy tarafından verildi. Teklifi veren milletvekillerinin seçildikleri kentlerin hiçbirinde zeytincilik yapılmaması da dikkat çekici. Yasadaki değişikliğin kılıfının ise Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü bünyesinde gerçekleştirilmesi düşünülen bir proje olması planlanıyor.
ZEYTİNİN ÖLÜM FERMANI
Hayat Televizyonu’nda yayınlanan Çepeçevre Yaşam programının Zeytincilik Kanunu’nda yapılmak istenen bu değişiklikle ilgili çekimlerine katılan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Narin, değişiklik önerisinin anayurdu Anadolu olan zeytinciliğin Türkiye’deki ölüm fermanı olduğunu söyledi.
Narin, gelinen noktanın ülkenin son yıllardaki yağma, işgal ve talanı ile ilgili olduğuna dikkat çekti.
ÖNERİ 5-6 SATIRLIK AMA...
Madencilerin Maden Kanunu’nu yeniden çıkarmak gibi bir kaygı içerisine girdiklerini aktaran Narin, Zeytincilik Kanunu’nu değiştirmek istemelerinin de bu düşüncenin bir ürünü olduğunu söyledi. Türkiye’deki madencilerin lobisi olan Madencilik Sektörü Başkanlar Konseyi Birliği’nin Tarım Bakanlığı’na, “eğer madenler işletilecek olursa bunun zeytinlik alanlara toz-toprak vs. etkisinin bilimsel olarak araştırılması” gibi bir proje ile gittiğini aktaran Narin, bakanlığın da bunu ‘gereğinin yapılması için’ Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü’ne havale ettiğini kaydetti. Enstitüde yapılan toplantıya katılan Narin şunları söyledi: “Bornova Zeytincilik Enstitüsü, zeytinciliğin ortadan kaldırılması gibi stratejik bir planın parçası yapılmak isteniyor. Toplantıda UZZK olarak bunun tartışılmasının dahi bilimin varlık nedenleri ile çelişeceğini söyledik” diye konuştu. Bu yasa değişikliğine TARİŞ, Marmara Birlik gibi önemli zeytinci kurumların da karşı çıktığını dile getiren Narin, “Türkiye’deki zeytinciliğin idam fermanıdır bu 5-6 satırdan oluşan değişiklik tasarısı” dedi.
EGE ZEYTİNCİLİK BÖLGESİ OLMALI
Programın bir diğer konuğu ise halen zeytincilikle uğraşan Bergama eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın idi. Zeytinyağının insan sağlığı üzerindeki olumlu etkisinin bilimsel olarak kanıtlandığını söyleyen Taşkın, bu gerçeklik göz önündeyken ülkedeki zeytinciliğin önüne engeller çıkartılmasını ‘son derece saçma’ olarak yorumladı. Taşkın, zeytinciliğin ülkeye ekonomik olarak da çok önemli bir girdi sağladığını kaydederek, yasada yapılmak istenen değişikliğin ‘bindiği dalı kesmek’ anlamına geleceğini söyledi. Taşkın, “Ege ve ülkemiz bir zeytin bölgesi olmalıdır. Zaten tarihten bu yana böyleydi ve zeytinin anavatanı da buralardır” dedi. (İzmir/EVRENSEL)
YASANIN ŞİMDİKİ HALİ

“Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı...
İlgili yazı: Arif Ali Cangı: 

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...