16 Eylül 2010 Perşembe

Peşini bırakmayacağız



  siyanür kazası eÅŸme evrensel ile ilgili görsel sonucu
 16 Eylül 2010 00:00

2006 yılı haziranının sonlarında Eşme ve köylerinde meydana gelen zehirlenmelerle ilgili açılan dava yeniden görülmeye başlandı.

2006 yılı haziranının sonlarında Eşme ve köylerinde meydana gelen zehirlenmelerle ilgili açılan dava yeniden görülmeye başlandı.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi zehirlenmelerin Kışladağ Altın Madeni’nden yayılan siyanür gazı nedeniyle olduğu yönünde açılan davayı reddeden Eşme Asliye Hukuk Mahkemesinin kararını, “eksik inceleme” gerekçesiyle bozmuştu. Önceki gün Eşme Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen duruşmada yerel mahkeme Yargıtayın bozma kararına uyularak, yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmasını ve zehirlenme olayının daha ayrıntılı incelenmesini kararlaştırdı.
SİYANÜR ZEHİRLENMESİNDE ARSENİK ARADILAR
Eşme’ye 20 kilometre uzaklıkta bulunan Kışladağ Altın Madeni’nden yayılan hidrojen siyanür gazı nedeniyle Eşme ve köylerinde yaşayan 1500’e yakın kişi zehirlenmişti. 26-28 Haziran tarihleri arasında görülen zehirlenmelerin siyanürlü altın işletmesinden kaynaklandığı ile ilgili iddialar üzerine İzmir’den giden aralarında Tabip Odası ve Kimya Mühendisleri Odası temsilcilerinin bulunduğu bir heyet Eşme’ye gelerek incelemelerde bulunmuş, gönüllülerden kan örnekleri almıştı. Heyetin incelemeleri “yetkisiz” oldukları gerekçesi ile Uşak Valiliği ve Eşme Kaymakamlığı tarafından engellenmiş, alınan kan örneklerine polis tarafından el konulmuştu. TTB ve diğer kurumların girişimlerine rağmen el konulan kanlar verilmeyince yeni gönüllülerden kanlar alınarak bunlarda siyanür olup olmadığını tespiti için Ankara’ya gönderilmişti. Ankara Düzen Laboratuarında yapılan kan tahlilleri sonrasında kanlarda yüksek oranda siyanür tespit edilerek zehirlenmelerin siyanürden kaynaklandığı kuşkusu kanıtlandı. 
siyanür kazası eşme evrensel ile ilgili görsel sonucu

Bu verilere rağmen Eşme ile ilgisi olmayan köylerde bile görülen zehirlenmeleri “Eşme şebeke suyuna kanalizasyon karışması” ile açıklamaya çalışan devlet kurumları ve madenci şirket, siyanür zehirlenmesi iddialarına başından itibaren karşı çıktı. Bu arada Eşme’de İzmir’den giden heyetin aldığı el konulan ve Ankara Hıfzısıhha’ya gönderilen kanlarda siyanür zehirlenmesi iddialarına rağmen “arsenik” tahlili yaptırıldığı ortaya çıkmıştı.
Uşak İl Sağlık Müdürlüğü gelen tepkiler sonrasında zehirlenmelerin üzerinden yaklaşık 20 gün geçtikten sonra aynı kanlarda bu sefer de siyanür analizi yaptırarak kanda siyanür olmadığı yönünde yeni bir açıklama yapmak durumunda kalmıştı. Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Ana bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr Ali Asman Karababa, insan vücudundaki arsenik oranının ölçümü işleminin kanda değil saç ve tırnaklardan alınan örneklerde yapılabileceğini, siyanürün yarılanma süresi nedeniyle birkaç gün içerisinde vücutta yok olduğunun bilinmesine rağmen 17 gün sonra kanlarda siyanür aranmasının olayı geçiştirme çabasını bir ürünü olduğunu söylemişti. 
Ä°lgili resim

ÜSTÜNÜ ÖRTMEK İSTİYORLAR
Zehirlenmelerin siyanürden kaynaklandığının kan analizleri ile ortaya konulmasının ardından zehirlenenler tarafından madenci şirket aleyhine açılan davada yerel mahkeme, su ve topraklarda inceleme yapan bilirkişi heyetinin raporlarını yeterli bularak (Bilirkişi sularda ve toprakta siyanür bulamamıştı!) davayı reddetmiş, davacılar dosyayı Yargıtaya götürmüşlerdi. Yargıtayın dosyayı bozmasının ardından önceki gün yerel mahkemeye yeniden gelen dosya yerel mahkemenin bozma kararına uyması üzerine yeniden açılmış oldu. Eşme Asliye Hukuk Mahkemesi Yargıtayın bozma gerekçeleri arasında sıralanan üniversitelerin toksikoloji, patoloji, biyokimya, farmakoloji bilim dallarında görevli öğretim üyelerinden bir bilirkişi heyeti oluşturulmasına karar verirken, şirket avukatlarının bilirkişi heyetinde çevre ve maden mühendisinin de olması istemlerini reddetti. İzmir’den gelen EGEÇEP’lilerin ve Eşmelilerin yanı sıra İnay köylülerinin de izlediği duruşma 4 Ocak 2011 tarihine ertelendi.
Adliye önünde konuyla ilgili yapılan basın açıklamasında davayı yürüten Avukat Arif Ali Cangı, yerel mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uymasının son derece olumlu olduğunu söyledi. İnay Vicdan Harekatı adına konuşan Muammer Sakaryalı ise 2006 yılı haziranında yaşanan zehirlenmelerin üstünün örtülmek istendiğini belirterek, mahkemenin bu kararı ile bu plana engel olduğunu söyledi. Olaydaki kuşkuların, soru işaretlerinin çokluğuna dikkat çeken Sakaryalı, “Eşme halkının yine zehirlenir miyiz kuşkularını kim kaldıracak. Bu zehirlenmelerin peşini bırakmayacağız” diye konuştu.
(Eşme/EVRENSEL)

https://www.evrensel.net/haber/182066/pesini-birakmayacagiz
Özer Akdemir

9 Eylül 2010 Perşembe

Yine aynı oyun!

06/09/2010 allianoi antik kenti ile ilgili görsel sonucu
Özer Akdemir

Allianoi Antik kentinin Yortanlı Barajı suları altında bırakılması girişimlerine karşı tepkilerin yükseldiği bir sırada, başını AKP’nin ve yöredeki büyük toprak sahiplerinin çektiği bir grup çiftçi devreye sokuldu. Daha önce de gerçekleştirilenlere benzeyen son eylemde AKP Bergama İlçe Başkanlığı ve Ziraat Odası tarafından toplanan köylüler bu sefer, Allianoi’ye destek vermek için gelen bisikletli grubun ve Bergamalı çevrecilerin karşısına dikildiler.
AKP VE BÜYÜK TOPRAK SAHİPLERİ BAŞROLDE
Allianoi’nin baraj suları altında bırakılmak için kumla örtme çalışmalarının başladığı bir dönemde yoğunlaşan eylemlere önceki gün bir yenisi daha eklendi. Çeşitli bölgelerden İzmir’e gelerek buradan Bergama’ya geçen Karşı Bisiklet Grubu tarafından gerçekleştirilen “Allianoi’yi Yaşatalım” eylemine Bergama’dan da 3 otobüs dolusu yurttaş katıldı.
Allianoi’ye hareketten önce özellikle AKP İlçe Başkanı ve Bergama Ziraat Odası Başkanı’nın çevre köyleri dolaşarak Allianoi’ye destek için yapılacak bu etkinliğe karşı “Baraj istiyoruz” içerikli bir karşı eylem örgütledikleri duyumunu aldıklarını belirten Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel, sonrasında yaşanan gelişmeleri şu sözlerle anlattı: “AKP’nin ve Ziraat Odası’nın örgütlediği bu olayda yöredeki büyük toprak sahipleri başrolü oynuyorlardı. 3 otobüs dolusu insanla birlikte Allianoi’ye doğru yola çıkmadan önce AKP İlçe Başkanını aradım. ‘Bizim köylü ile derdimiz yok, bize karşı kışkırtmayın. Bölgeden ayrılın öyle gelelim’ dedim. AKP İlçe Başkanının telefonunu verdiği Bergama Ziraat Odası Başkanı ise son derece saldırgan bir üslupla, ‘biz buradayız, gerekirse aylarca kalacağız’ dedi. Bu konuşmaların ardından yola çıktık. Jandarma antik kentin önünde yolu ikiye ayırmıştı. Baraj istiyoruz diye toplananların değişik sataşmalarına maruz kaldık ama kitleyi bu sataşmalara uymamaları doğrultusunda tutabildik. Dönüşte de zaman zaman yolu kesip taşlama girişimlerinde bulundular. Jandarma eskortu olduğu için bunu da yapamadılar.” Engel, Allianoi’nin baraj sularına gömülmesine karşı çeşitli proje önerilerinin olduğunu belirterek, son günlerde yeniden gündeme gelen Bulgaristan’daki Seuthopolis Antik Kenti projesi benzeri bir çözüm bulunabileceğini dile getirdi. Antik kenti kurtarma arayışlarına devam ettiklerini aktaran Engel, konuyla ilgili Bergama Belediyesi ile de görüşeceklerini söyledi.
BİZİMLE ELELE OLMALARINI İSTİYORUZ
Antik kenti koruyabilmek için çabalayanların karşısına yöre köylülerinin çıkarma girişimleri ile ilgili konuşan Allianoi Girişim Grubu Sözcüsü İffet Diler, bunu demokratik bir tepki olarak gördüklerini söyledi. “Elbette insanlar karşımızda olacak ki gerçeği savunmaya devam edelim” diyen Diler, “Çiftçilerin, köylülerin bir gün Allianoi’nin değerini anlayacaklarını biliyoruz. Bizimle elele olmalarını istiyoruz. 2000 yıllık bir sağlık ören yerinin onlarla daha da güzelleşeceğine, geleceğe daha doğru taşınacağına inanıyoruz” diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)
allianoi antik kenti ile ilgili görsel sonucu
ALLİANOİ İÇİN ALTERNATİF PROJE

BULGARİSTAN 1948 yılında başladığı Filibe Barajı inşası sırasında Seuthopolis antik kentinde de kurtarma çalışmaları başlatıldı. Çok önemli eserlerle birlikte Odrissia Kralı Kral 3’üncü Seuthes’in MÖ. 4 yüzyılda 890 metrelik duvarlarla çevirdiği Seuthopolis antik kentinin tamamen ortaya çıkarılması antik kenti kurtarmaya yetmedi. Seuthopolis, 1954 yılında Koprinka Barajı’nın sularına gömüldü. 2002 yılında Jeko Tilev adlı bir Bulgar mimarın Seuthopolis antik kentini kurtarmaya dönük hazırladığı proje, 2006 yılında Sofya’da yapılan Dünya Mimarlık Triennali’nde UNESCO’dan ‘Büyük Ödül’ kazandı. Projeye göre barau suları altındaki antik kent 420 metre çember çapı olan bir duvar içine alınacak, suların boşaltılıp kurumasından sonra ziyarete açılacaktı. Baraj suları ortasındaki bu yapıya ziyaretçiler botlarla taşınacak, su seviyesinin 20 metre altında kalan antik kent asansörlerle inilerek gezilebilecekti. Proje ayrıca çemberin içinde bahçeler, teraslarla kafe, restoranlar ve kültür merkezleriyle donatılmasını öngörüyordu. Antik kent geceleri ise ışıklandırılacaktı. Bulgaristan hükümeti bu proje için kaynak arayışını sürdürürken AB’nin projeye 50 milyon Avro kaynak ayıracağı dile getiriliyor.


Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...