20 Aralık 2011 08:59
Ödemiş’in Türkönü köylüleri, yıllardır Neikaia antik kenti
ile komşu, hatta iç içe yaşamışlar. Antik kentin yapıları köyün içine ve
çevresine kadar uzanıyormuş. Yukarı Küçük Menderes Havzasının verimli
toprakları üzerinde bulunan köy, Neikaia antik kentine kazılar yapılarak turi
Özer Akdemir
ANTİK KENTTEKİ TEK ÇALIŞMA
Neikaia antik kenti ile ilgili tek çalışma 2007 yılında
yapılan yüzeysel bir araştırmadan ibaret. Bu yüzeysel araştırma sonrası çizilen
antik kent alanının çok daha geniş olduğu, bu alanın dışındaki tarihi
buluntulardan anlaşılabiliyor. Antik kentin yapıları Türkönü köyünün içine
kadar uzanıyor. Bunun dışında antik kentin ortaya çıkarılan birçok yapısı kaçak
kazılar sonrası gün yüzü görmüş. Bugün, Türkönü Köyünün kuzeydoğusundaki
tepede, kalesi, su sarnıçları, tiyatrosu ve ne olduğu şimdilik bilinmeyen
birçok yapısı ile Neikaia antik kenti gün yüzüne çıkmayı bekliyor. Beydağı
Kalesindeki kazıları yürüten arkeologlar ve öğrencilerin bir günlük yüzeysel
inceleme gezisinde bile, çok sayıda sikkenin bulunması, Neikaia’nın ne kadar
değerli buluntuları gizlediğini gösteriyor. Antik kent zamanının en önemli
sikke basım yerlerinden birisiymiş aynı zamanda.
KORUMASI GEREKİRKEN
Türkönü Köyü Muhtarı Cengiz Çan, çöp deponi alanı olarak
projesi yapılan yerin daha önce Neikaia antik kentinin de önemli bölümünü
kapsadığını, itirazları üzerine bu alanın daraltıldığını anlatıyor. 2006
yılında 220 hektarlık bir alanı kapsayan çöp deponi bölgesi, İzmir Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından önce 110 hektara, 2010 yılında da
aynı kurul tarafından 65 hektara düşürülmüş. Çöp alanının geriye çekilmiş
olmasına rağmen hâlâ antik kentle sınır komşu-su olduğunu kaydeden Köy Muhtarı
Çan, “Ayrıca bizim komşu köylerimiz Kurucuova, Ertuğrul ve Türkönü’nün ortasında
bu çöplük olarak düşünülen alan. Yerleşim alanlarına çok yakın. Verimli
toprakların olduğu bir yerde” diye konuşuyor. Trakya Üniversitesi öğretim
üyelerinin burada mutlaka kazılar yapılması gerektiğini söylediğini aktaran
Çan, “Tarihi kazı yapılması düşünülen bölgeye çöp deponi alanının yapılması
mantıksız bir şey. Belediye Başkanımız Bekir Keskin Çevre Kültür ve Turizm
Birliğinin başkanı ve müzenin kolleksiyonerlerinden. Doğal varlıkları korumak
amacıyla kurulmuş bir birliğin daha düşünceli davranmasını bekliyoruz” diyor.
Köylülerin tarım alanlarına yapılmak istenen bu çöplük nedeniyle çok tepkili
olduklarını belirten Çan, Şu an onları biz durduruyoruz. Protesto edecekler
belediye önüne gidip, biz şu an engel oluyoruz buna” diye tepkinin boyutunu
aktarıyor.
Arkeologlar bölgede halen yapılmakta olan hayvancılık
faaliyetlerinin bile toprak altında bulunan yapılara zarar verdiğinin
görüldüğüne dikkat çekerlerken, aynı yere çöp tesisi yapılmasının antik dokuya
zarar vermesinin kaçınılmaz olduğunu söylüyorlar. Arkeologlar, “Yapılacak olan
tesisin organik ve inorganik atıklarının kimyasal dönüşümleri nedeniyle SİT
dokusuna vereceği zarar tartışmasızdır. Bunun yanında antik kentin yakınında
yapılacak olan çöp tesisinin de görsel açıdan büyük bir görüntü kirliliğine
sebep olacağını” dile getiriyorlar.
Köylülerden Nazif Kurt da köylerine komşu olarak gelecek
çöplüğü istemediklerini belirterek, “Komşu gelirse hayırlı bir komşu gelsin
isterim. Bu pisliğe hiç kimse katlanmamış, bize reva görülüyor. Burada her
türlü olumsuzluk bizi bekliyor. Köyümüz susuz su beklerken çöplük geldi” diyor.(İzmir/EVRENSEL)
NEİKAİA ANTİK KENTİ
Mitolojiye göre Nikaia, Ana Tanrıça (Ulu Ana) Kubaba’nn
kızıdır. Çok güzel bir peri kızı olan Neikaia Çiftçilik Tanrısı Bakus
(Dionysos)’la evlenir. Dionysos onun onuruna bir kent kurar ve kente “Neikaia”
adını verir. 5-10 yıl öncesine kadar, bu kentin antik çağda Yukarı Küçük
Menderes Havzası’nda (Kelbianon’da) bulunduğu bilinen yeri kesin olarak
bilinmezken, kentin antik çağda Palaiapolis olarak bilinen Beydağ yakınlarında
olduğu bilinen bir başka bilgi idi. J. Keil ve A.V. Premerstein gibi kimi
araştırmacılar haritalarında bu kenti şimdiki Türkönü (Ayasurat) köyünün
kuzeydoğusundaki tepe üzerine yerleştirirken, gerçekten de bu yörede antik bir
yerleşimin izleri bulunmaktaydı. Yine yakınlardaki Birgi Beldesi’nde Çakırağa
Konağı’nın bahçesinde sergilenmekte olan bir yazıtta, “Zeus Soteri, Theoi
Sebastoi ve Neikaia halkına…. tarafından ithaf edilmiştir” yazmaktadır. Bu
yazıttan, M.S. III. yüzyıldan kalma kitabenin Neikaia halkına ithaf edildiği,
yani Birgi kökenli olmayıp, Neikaia şehri tarafından hazırlandığı ve Birgi’ye
getirilip kullanıldığı anlaşılmaktadır.