9 Mart 2001 Cuma

Kral Midas'ın laneti

foto kodu: Sardes1, Sardes2


İZMİR - Bugün Manisa'nın Salihli İlçesi yakınlarında bulunan Antik Sardes Kenti, Lidya Uygarlığı'na başkentlik yapmanın yanında, paranın keşfedildiği ve ünlü Kral Yolu'nun başladığı yer olarakta bilinir.
Gediz ve Küçük Menderes Vadisi'ni de içine alan bölgede ortaya çıkan Lidya Uygarlığı, Kral Gides'le en görkemli dönemlerini yaşamış, tarih sayfalarında zenginliğin ve kültürel etkinliğin doruğa ulaştığı bir uygarlık olarak yerini almıştır. Yunan Mitolojisi'nde eşek kulaklarının yanında dokunduğu herşeyi altına çevirmesiyle de ünlenen Frigya Kralı Midas'ın, "altının belasından" suyunda ellerini yıkayarak kurtulduğu Paktolos (Sart) Deresi, bugün bile Antik Sardes Kenti kalıntılarının yanından akmaya ve altın tozlarını taşımaya devam ediyor. "Herşey ilk kez Sart'ta başladı" sözünün söylendiği, dünyanın en zengin kenti olarak ünlenen Antik Sardes Kenti'nin bugün ayakta kalan harabeleri arasında bina ve tapınakların yanında Lidya dönemine ait altın arıtma atölyeleri de bulunuyor. Dünya Uygarlığı'nda çok önemli bir yere sahip olan, birçok Mitolojik söylenceye konu olmuş Antik Sart Harabeleri, Kral Midas'ın lanetini doğrularcasına altın belasıyla uğraşıyor bugünlerde. Harabelere ve ünlü Artemis Tapınağı'na kuş uçuşu 500 metre uzakta Pomza ve K-Madencilik adlı şirketler tarafından yapılmak istenen altın madenciliği, Antik Kentin yanı sıra, yöredeki tarım arazilerini bölgede bulunan termal su kaynaklarını ve insan yaşamını da tehdit edecek bir girişim olarak kendini gösteriyor. Bergama Köylüsü'nün siyanürle altın çıkarmak isteyen Eurogold Şirketi'ne karşı yıllardır sürdürdükleri mücadelele sonucu oluşan kamuoyunu önleyebilmek için "Biz siyanür değil su ile altın çıkaracağız" söylemiyle, yöre insanlarını kandırmak isteyen şirket yöneticilerine, Salihli Belediye Başkanı'nın yanı sıra yöre halkı, kuruluşlar ve bilim çevreleri de tepki gösteriyorlar. Şirketlerin suyla altın çıkarma söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını, üstelik yörede zaten az olan su kaynaklarının kullanılmasıyla kayaların içndeki Arsenik kimyasalının suya ve toprağa karışacağını belirten çevreler, bunun ölümcül etkilerinin daha önce benzer bir olay yaşanan Kütahya'nın Dulkadir İlçesi'nde görüldüğünü belirttiler.
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Salihli İlçesi Belediye Başkanı Zafer Keskiner, gözlerini altın hırsı bürümüş yağmacıların doğa örtüsünü, verimli yöre topraklarını ve tüm dünyanın uygarlık mirası Sart Harabeleri'ni yok etme pahasına altın madenciliği yapmaya soyunduğunu, buna karşı halk olarak direneceklerini söyledi. Konunun gündeme gelmesi için girişimlere başlandığını ve bu doğrultuda bugün bilim çavreleri, odalar ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla geniş bir bilgilendirme toplantısı yapılacağını söyledi. Salihli Belediye Başkanı sorularımıza şu yanıtları verdi:
- Yöredeki bu altın madeni girişimi ne zaman başladı, şu anda hangi aşamada?
Z. Keskiner: Burada 1970 yıllarının başında MTA'nın bir rezerv tetkik çalışması oldu. O tetkik sonucu "şu kadar altın çıkarılabilir" diye bir raporda verildi. MTA raporları işletmeyi yapsın diye Etibank'a devretti. Etibank özelleştirilirken buradaki madenin işletme hakkı Pomza Madencilik A.Ş tarafından alınmış. ÇED raporu var mı yok mu bilinmiyor. Birçok şey söylenti aşamasında şu an. Ama somut olan birşey var, böyle bir şirketin o kayaları, o toprakları hayvansal örtüsüyle, bitkisel örtüsüyle yok edğeceğinin işareti olan işe başlamak üzere oldukları gerçeği.
- Şirketlerin işletmeye geçme aşamasına  geldiğini söylüyorsunuz. Bu madenin  açılmasının tehlikelerini de anlattınız. Bu aşamada ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Z. Keskiner: Şirketlerin işe başlamak için Enerji Bakanlığı'ndan gerekli izinleri tamamlamak üzere olduğunu görünce, büyük bir panikle "Ne oluyoruz, nereye gidiyoruz" dedik ve hemen konuyla ilgili bilgilendirme toplantısının yapılmasını uygun gördük. Salihli halkına ve ilgili arkadaşlarımıza duyurduk. Aklın yolu bir yerde birdir ama aklın toplum için çalışan yolu bir midir bilmiyorum. Biz toplum için bunun iyi olmasını, çocuklarımızın torunlarımızın emanetini olan doğayı korumayı düşünüyoruz. Eğer bu iş bu kadar büyük bir harabiyetle yok edilirse,  Afrika'da bubnun denenmiş örneklerinde, Kıbrıs Lefke'de denenmiş örneklerinde olduğu gibi işin sonunda perişan bir yer teslim alırız. Bu konuda sorumluluk sadece Belediyede değil, tüm halk tadır. Birşeyler yapılacaksa belediyesi, dernekleri, siyasi partileri, esnafı, köylüsü ve işçisiyle tüm halk tarafından yapılmak zorunda. Biz belediye olarak mücadeleye birçok olanağı sağlayabiliyoruz. Madenle Sart Harabelerinin arası kuş uçuşu 500 metre. Dünyanın en önemli antik harabelerinin bulunduğu bir yerde, böylesine tehlikeli bir girişimin yaşanması çevreyi olduğu kadar, tüm antik kalıntıları da tehdit eder nitelikte. Sadece kalıntıların bulunduğu yer değil, bütün bölge SİT alanı olmalı.
- Daha önce konuyla ilgili yayınladığınız bildiride şu an TBMM'de görüşülen Endüstri Bölgeleri Yasa Tasarısı'nın ülkeyi yağmaya açmaya çalışmak olarak değerlendirmiş ve Salihli Halkı'nı tasarıya karşı çıkmaya çağırmıştınız. Bu konudaki görüşlerinizi alabilirmiyiz?
Endüstri Bölgeleri kurulmasıyla ilgili çıkarılmak istenen tasarıyı çok tehlikeli buluyorum. Doğanın, tarihin ve SİT alanlarının yokedilmesine yol açacak bir girişim. Bir avuç yabancı sermaye için, ülke topraklarının böylesine yağmaya açılması son derece yanlış. Çıkarılacak kanunlar halkın yararına olmak zorunda. Siz halk değil yerli-yabancı sermaye yararına kanun çıkarırsanız, bunu da halkın sağlığı, yaşam alanı, ekonomik çıkarlarının tersi yönde yaparsanız, halkı da karşınıza almış olursunuz.
Bu konuda Bergama Köylüleri yıllardır kahramanca mücadele veriyorlar. Biz onların mücadelesinden örnek alacağız. Onlar da, bizdeki bu altın madeni girişimini duyduktan sonra bizim yanımızda oldular, bize her türlü desteği verdiler. Bugünkü toplantımıza da Bergama'dan otobüslerle gelip katılacaklar. (Evrensel)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...