25 Nisan 2001 Çarşamba

Yürekli toprağa verildi

Foto: Özer Akdemir

İZMİR - Ölüm orucunun 180. gününde Ankara Numune Hastanesi'nde yaşamını yitiren Hatice Yürekli, Buca Kaynaklar Mezarlığı'nda toprağa verildi. Yürekli'nin cenazesine katılmak için  Buca Kuruçeşme Camii önünde toplanan yakınları ve İzmir Hücre Karşıtı Platformu üyelerinden oluşan yaklaşık 100 kişilik grup "İçerde dışarda hücreleri parçala", "Hatice yürekli ölümsüzdür" sloganlarını attılar. Burada bir konuşma yapan İzmir Hücre Karşıtı Platformdan Dr. Alp Ayan, Ölüm orucunda şu ana kadar yürekliyle birlikte ölen insanların insanlık suçu olan F Tipi Cezaevleri ayıbını gelecek nesillere taşımamak adına yaşamlarını kaybettiklerini söyledi. Yürekli'nin cenazesi saat 12.45'te buradan alınarak Buca Kaynaklar mezarlığı'na getirildi. Mezarlık girişine barikat kuran jandarma basın dahil, cenazeye katılmak için gelenleri sıkı bir aramadan geçirdikten sonra mezarlığa aldı. Sloganlarla mezarına kadar taşınan Yürekli için vasiyeti üzerine herhangi bir dini tören düzenlenmedi. Yürekli'nin kardeşi burada yaptığı konuşmada ablasını anlatarak, ablasının bu onurlu mücadeleye başkoyduğu için öldüğünü söyledi. Yürekli, "Devrim şehitleri ölümsüzdür", "Yaşasın ölüm orucu direnişimiz" sloganları ile toprağa verildi.
Öte yandan ölüm orucuna dışardan destek veren ve eyleminin 147. gününde dün İzmir Kahramanlar'da  yaşamını yitiren Erdoğan Güler'in cenazesi öğleden sonra adli tıp kurumuna kaldırıldı. Güler'in cenazesi yarın sabah Manisa'nın Salihli İlçesi'ne götürülerek burada toprağa verilecek. (Evrensel)                                                                                                

24 Nisan 2001 Salı

Zehirli maden çalışıyor!




Adını "Normandy" olarak değiştiren siyanürcü şirket Eurogold, mahkemenin yasak kararına rağmen çalışmaya başladı. Madenden yükselen toz bulutu üzerine sahayı denetlemek isteyen muhtarlara izin verilmedi. 17 köyün muhtarı ortak dilekçeyle suç duyurusunda bulundu. Şirket yetkilileri, "gerekli izni aldıklarını ve deneme üretimine başladıklarını" açıkladı.

İZMİR - Bergama halkının uzun yıllardır mücadele ettiği siyanürcü şirket Eurogold, isim değişikliğine gitmesinin ardından madeni çalıştırmaya başladı. Madende kırma makinaları aralıksız çalışıyor, yoğun toz bulutu yükseliyor ve büyük gürültü bir gürültü yayılıyor. Şirket yetkilileri, siyanürlü altın madeninin "ilgili bakanlıklardan gerekli izinleri alarak bir yıllık deneme üretimine başladığını" duyurdu.
Gelişmeler üzerine maden sahasında inceleme yapmak isteyen Narlıca Köyü Muhtarı Veysel Akşit ve Çamköy Muhtarı Ali Zeybek, maden sahasına sokulmadı. Bergama'daki 17 köyün muhtarı gelişme üzerine biraraya gelerek, ortak bir dilekçeyle Cumhurbaşkanlığına, TBMM Başkanlığına, Başbakanlığa, İç İşleri Bakanlığına, Başbakan Yardımcılarına başvurdu.

Mahkeme kararına uyulmuyor
Dilekçede, "Mahkeme kararlarını uygulamayan ilgililer ve yetkililer hakkında yasal işlem yapılmasını ve maden çalışmalarının acilen durdurulması" isteniyor. Eurogold'un siyanür kullanılarak işletmek istediği altın madeninin Danıştay tarafından Anayasa'nın 27. maddesinde yer alan "Herkes yaşama hakkına sahiptir", 56. maddesinde yer alan "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamak hakkına sahiptir" ilkelerine aykırı bulunduğu ve "işletilmesinde hiçbir kamu yararı bulunmadığı"nın tespit edildiği anımsatılan dilekçede, Mayıs 1997'de kesinleşen bu karara rağmen Eurogold'un Bergama'dan gitmediği, Bayındırlık İl Müdürlüğü'nün hakkında yıkım kararları bulunan, kaçak tesisleri sökmediği vurgulanıyor.

Anayasa çiğneniyor
Eurogold'un son bir haftadır yasadışı tesislerini, kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen çalıştırdığı ifade edilen dilekçede, "Yasaları ve mahkeme kararları değiştirilemez, uygulanması
geciktirilemez" diyen Anayasa'nın 138. maddesinin açıkça çiğnendiği belirtiliyor. İlgili
devlet yetkililerinin bu duruma seyirci kalmasının da ibret verici olduğu vurgulanan dilekçede, "Bu duruma köylerimizde yaşayan insanlarımız büyük bir tepki ve infial duymaktadır. Yasaları ve mahkeme kararlarını uygulamayan ilgililer ve yetkililer hakkında yasal işlem yapılmasını, yöremizde kanun hakimiyetinin sağlanmasını, madenin çalışmasının acilen durdurulmasını arz ve talep ederiz" deniliyor.

Suç işleniyor
Pergamon Derneği olarak anılan Çevre Koruma Derneği yöneticileri Emine Gündem, Aytül Bulut ve İsmail Demir de, Bergama Cumhuriyet Savcılığı'na bir başvuru yaptı. Ve madende faaliyet gösterilmesine neden olanlar hakkında suç duyurusunda bulundu.
Pergamon Derneği ve Bergama Belediyesi eski Başkanı Sefa Taşkın da, adını "Normandy" olarak olarak değiştiren Eurogold şirketinin kesinleşmiş mahkeme kararlarına rağmen siyanürlü madeni işletmeye çalıştığını belirterek, "Suç işliyor. İlgililer ses çıkarmıyor. Köylüler son derece tedirgin. Türkiye bir hukuk devleti ise, mahkeme kararlarına uyulur ve bu maden çalışmaz. Eurogold, yetkililerin ve köylülerin gözünün içine bakarak zorla bu madeni çalıştırmak istiyor" dedi.

Şirket doğruladı
Normandy Madencilik A.Ş. Yönetim Kurulu Görevli Üyesi Orhan Güçkan ise, AA'ya yaptığı açıklamada, önceki ismi Eurogold olan firmalarının, Bergama'daki işletmede deneme faaliyetinde
olduğunu doğruladı. Bir yıllık deneme çalışmaları için ilgili bakanlıklardan izinleri aldıklarını ifade eden Güçkan, "Bu ay içinde başlattığımız deneme çalışmaları devam ediyor. Fabrikadaki üniteleri devreye alıp gözden geçiriyoruz. Bu ünitelerde deneme çalışmaları devam ederken, belirli aralıklarla üretim de yapılmaktadır. Deneme çalışmaları, devletin tayin ettiği izleme
komisyonu ve kurumların tetkikine açık olarak yürütülmektedir. İnsanımıza zenginlik ve refahın geleceğini ümit ediyoruz" dedi. (Evrensel)

13 Nisan 2001 Cuma

Emek Platformu yarın alanlarda olacak

Foto: Özer Akdemir

İZMİR - Emek Platformu İzmir Bileşenleri dün bir basın açıklaması yaparak, İzmir'deki Mitingin iptali yönünde çıkan söylentileri yalanlayarak, mitingin daha önce duyurulan saat ve yerde gerçekleştirileceğini belirtti. Dün Elektrik Mühendisleri Odası Lokalinde yapılan basın açıklamasına EMO ikinci başkanı ve Emek Platformu Dönem sözcüsü Musa Çeçen, Türk-İş üçüncü Bölge Başkanı Mustafa Kundakçı, DİSK Ege Bölge Başkanı Musa Çam ile İşçi ve kamu sendikalarının şube başkanları katıldılar. Basın açıklamasında konuşan Emek Platformu Dönem Sözcüsü Musa Çeçen, esnaf mitinglerinde meydana gelen olaylardan sonra, Emek Platformu'nun 14 Aralık'ta 8 ilde yapacağı mitinglerin başta Ankara olmak üzere çeşitli illerde yasaklanmasının demokratik hakkın kullanılmasına karşı gizli bir sıkıyönetim uygulaması olduğunu ve bunu kabul etmediklerini ifade etti. Çeçen, tüm engelleme ve yasaklama çabalarına rağmen Emek Platformu'nun 8 ilde eylemlerini gerçekleştirme kararlılığında olduğunun altını çizerek, İzmir'de de daha önce duyurulan yer ve saatte mitingin planlandığı gibi yapılacağını belirtti. İzmir Gündoğdu Meydanı'nda saat 14'00te başlayacak miting için saat 13.00'te Alsancak Limanı ve Cumhuriyet Meydanı'nda toplanılarak miting alanına yürünecek. (Evrensel)

"Ölümleri Durdurun"

Foto: Özer Akdemir

İZMİR - Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi yaptığı basın açıklamasıyla ölüm oruçlarında şu ana kadar ölenlerin sayısının 10'a yükseldiğini, sorun bir an önce çözüme kavuşturulmazsa bu sayının çok daha fazla olacağı belirtilerek, başta Adalet Bakanı olmak üzere ilgilileri ölümleri durdurmak için adım atmaya çağırdı. İzmir Adliyesi önünde saat 12.00'de yapılan basın açıklamasına ÇHD üyesi avukatlarla birlikte İHD yönetim kurulu ve üyeleri de katıldı. Basın açıklamasında konuşan ÇHD İzmir Şubesi Başkanı Mustafa Ufacık, F Tipi Cezaevi uygulamalarına karşı başlatılan ölüm oruçlarının 177. gününü doldurduğunu hatırlatarak, "gizlice besleniyor, vitamin alıyorlar" ve TBMM koridorlarında "Bunlar ne zaman ölecek" türünden söylemleri olan ve soru soranların ardarda yaşanan ölümlerle rahatlayıp rahatlamadıklarını sordu. Ufacık, Ankara Sincan F Tipi Cezaevi'nde bir tutuklunun daha yaşamını yitirdiği haberinin gelmesiyle birlikte ölüm orucunda ölen tutuklu ve hükümlü sayısının 10'u bulduğunu belirterek, TTB'nin yaptığı açıklamaya göre hergün yeni ölümler yaşanmasının an meselesi olduğunun altını çizdi. Ufacık, İzmir ÇHD olarak eylemleri yakından izlediklerini, birçok üyelerinin ölüm orucundaki müvekkelleriyle görüştüğünü ve durumlarının rapor halinde kamuoyuna açıklandığını aktararak, Ankara, İstanbul ve İzmir Baro Başkanlarının Adalet Bakanıyla görüşmek için Ankaraya gittiğini kaydetti. Ufacık, "Her an yeni ölüm haberi almanın kaçınılmaz olduğu şu saatlerde, yeniden ve yeniden Adalet Bakanı'na, devlet ve hükümet yetklilerine sesleniyoruz: Bir an önce vaatlerinizi yerine getiriniz, eylemcilerle görüşmeleri başlatın, ölümleri durdurun." diye konuştu. Ufacık, ayrıca bugün yapılacak olan Emek Platformu Mitingine de avukatlar olarak katılacaklarını sözlerine ekledi. (Evrensel)

11 Nisan 2001 Çarşamba

Esnaf burada, hükümet nerede!



İZMİR - İzmir Gündoğdu Meydanı'nı dolduran onbinlerce esnaf, IMF politikalarını protesto ederek hükümeti istifaya çağırdılar. Sabah saatlerinde itibaren kepenklerini kapatarak İzmir'in bütün mahalleleri ve ilçelerinden,kimileri yürüyerek, kimileri otobüs ve vapurlarla Alsancak'taki Gündoğan Meydanı'na akan İzmir esnafı yüz bine yaklaşan bir sayıyla meydanı doldurdu. İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Birlikleri tarafından düzenlenen mitinge yaşlısı genci, kadını erkeğiyle katılan onbinlerce esnafın IMF ve hükümete tepkisi büyüktü. Saat 11'de başlayacağı duyurulan mitingin saat 11.30'da başlatılmasına rağmen miting süresince alana binlerce esnaf ve halk girmeye devam etti. Binlence pankart ve dövizin taşındığı mitingde "Suçumuz esnaf olmak mı?", Vergi vermek mi? Hortumcu olmamak mı? Yetti artık!", "Avrupa Birliği'ne hayır. Ulusal direniş, ulusal iktidar.", "Üretmek istiyoruz", "Ecevit ölmeden, esnafı öldürdü", "Hayat standardı hayatımızı kararttı", "Esnaf, işçi, çiftçi, memur AÇ" "Ey cemaat esnafı nasıl bilirdiniz", "ABD, IMF, DB porgramı değil Emek Programı", IMF Go Home", "Vergimi veriyorum hesabını soruyorum", "!Kamyoncu evine ekmek götüremiyor", "Zam hükümetine hayır" yazılı pankart ve dövizler göze çarparken, "Hükümet istifa, Derviş Amerikaya", "Hükümet paketi al başına çal", "Esnaf burada hortumcular nerede", "Kahrolsun IMF bağımsız Türkiye", "Esnaf uyuma kurda kuşa yem olma" sloganları atıldı. Miting'de yapılan konuşmalarda Türkiye tarihinde ilk kez esnafın alanlara indiği hatırlatılarak, bunun sorumluluğunun esnafı kepenk kapatma noktasına getiren hükümette ve onların uyguladığı politikalarda olduğu belirtildi. Hükümetin esnafa vereceği hiçbir şeyin kalmadığını, açıklanan birkaç iyileştirici maddeninde hiçbir sorunlarına çare olmadığının belirtildiği konuşmada, hükümetin bir an önce istifa etmesi istendi. Bu arada İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Birliği Başkanı Cemal Tercan'ın konuşmasını alkış ve ıslıklarla engelleyen esnaf Tercan'ı yuhaladı. Tercan'ın bu tepkilere rağmen konuşmakta ısrar etmesi üzerine kürsüye sırtını dönen esnaflar, "Siyasi yalaka istemiyoruz" diye tepkilerini dile getirdiler. Islıklar, yuhalamalar ve üzerine atılan bozuk paralar nedeniyle konuşmasını kısa kesmek zorunda kalan Tercan, kendisine yönelik esnaf protestosuyla ilgili büyük bir pişkinlikle "Bu tepki bana değil esnafı bu hale getirenleredir." dedi. Gerek Birlik Başkanı Tercan'a karşı yapılan protestolar, gerekse mitingin içini boşaltıcı sloganlar attırmak isteyen miting tertip komitesine karşı kendi sloganlarını atmaya devam eden esnaflar, üzerinde "Zam, zulüm işte IMF" yazan tabutu parçaladılar. Esnaflar ayrıca üzerinde Amerika bayrağı ve dolar işareti bulunan bir dövizi de ateşe verdiler.

"Budur sözün Türkçesi, olduk Amerika'nın ilçesi"

Karabağlar esnafından olduğunu söyleyen Balatacı Ali ve Tornacı Aykut adlı esnafların taşıdığı "Budur sözün Türkçesi, olduk Amerikan ilçesi" döviz esnafın tepkisinin yöneldiği noktayı özetlerken, kontrolün elinden çıktığını ve esnafları diledikleri gibi yönlendiremediklerini anlayan miting tertip komitesi, saat 15.00 a kadar devam edileceğini duyurdukları mitingi saat 12.30'da bitirdiler. Mitingin alanından çevre cadde ve sokaklara dağılan binlerce esnaf buralarda da sloganlar ve alkışlarla eylemlerini devam ettirdiler. 1. ve 2. Kordon'dan yürüyen esnaf, sık sık "Ankara Ankara duy sesimizi, bu gelen esnafın ayak sesleri" sloganlarını atarken hükümeti istifaya çağırdılar. Büyük Şehir Belediyesi önünde polis tarafından engellenen esnaflar, "Kahrolsun IMF" ve "Hükümet istifa", "Ecevit müzeye" sloganlarını attıktan sonra dağıldı. İkiçeşmeli yolu ile Eşrefpaşa'ya kadar topllu olarak yürüyen esnaflar, Karabağlar'daki işyerlerine de yürüyerek gittiler. (Evrensel)

6 Nisan 2001 Cuma

Esnaflar mitinge hazırlanıyor

Özer Akdemir

İZMİR - İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Birliği düzenlediği basın toplantısıyla önceki gün Karabağlar'da İzmir-Aydın Karayolu'nu trafiğe kesip yürüyüş yapan ve sayıları 2000'i aşan esnaf eyleminin prokovasyon olduğunu iddia ederek, 11 Nisan'da Gündoğdu Meydanı'nda binlerce esnafın katılacağı bir "Açık Hava Toplantısı" yapacaklarını duyurdu. Ülkenin hemen her yerinde hükümetin uygulamaları ve krize karşı,  esnafın sokağa taşan protesto eylemlerinden biri de önceki gün Karabağlar'da gerçekleşmişti. Yaklaşık 2000 esnafın İzmir-Aydın Karayolunu trafiğe kapatarak gerçekleştirdiği eylemde esnaf hükümete ve IMF politikaları sonucu oluşan krizlere karşı olduğu kadar kendi sorunlarına sahip çıkmayan Esnaf ve Sanatkar Odaları yöneticilerine de tepkilerini dile getirmişlerdi. Bu gelişmeler üzerine dün alalacele bir basın toplantısı düzenleyen İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, dört gün önceki toplantılarında aldıkları esnaf ve sanatkarların sorunlarının tartışılacağı ve İzmir Milletvekillerinin de katılacağı Kapalı Salon Toplantısı'nı iptal ederek, 1 Nisan'da "Açık Hava Toplantısı" yapılmasına karar verdiklerini açıkladılar. Gerek basın toplantısının içeriği gerekse 11 Nisan'da yapmayı düşündükleri esnaf eylemine miting bile demekten çekinerek "Açık Hava Toplantısı" olarak adlandıran Esnaf ve Sanatkar Odaları Başkanları'nın içinde bulundukları ve yüzlerine de yansıyan psikoloji, 11 Nisan'da yapılacak "Açık Hava Toplantısı" nın esnafın tepkisini yatıştırmaya yönelik bir stres atma etkinliği olduğunu gösteriyordu. Basın toplantısında konuşan İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkan Vekili Hayati Çelik, önceki gün Karabağlar'da yapılan esnaf yürüyüşünün örgütlü bir tepki değil "bir takım provakatörlerin işi" olduğunu yemin billah anlatırken, diğer yandan da esnafların birbirlerine fakslarla bildirdikleri ve "İçinde bulunduğumuz krizi ve hükümeti protesto etmek için Salı günü (10. 04. 2001) işyerimizi açmayıp, işçi ve işveren olarak Cumhuriyet Meydanı'nda saat 10.00'da toplanacağız" içerikli duyuruyu da aynı provakatörlerin "tezgahı" olarak basına gösterdi. Duyuruyu polise ve gerekli yerlere bildirdiklerini aktaran Çelik, 11 Nisan'da yapacakları "Açık Hava Toplantısı" na 150 bin esnafın katılacağını söyledi. Bir soru üzerine Çelik, Emek Platformu'ndan kendilerine birlikte hareket etmek için çeşitli teklifler geldiğini ama kendilerinin sadece esnaf ve sanatkarların sorunlarıyla uğraşmak istediklerini, bu nedenle Emek Platformu'na katılmak istemediklerini söyledi. Basın toplantısında yine bol bol vatan millet edebiyatı yapan ve esnaf eylemlerinin legal alanlarla sınırlanması gerektiğini iddia eden Çelik, 11 Nisan'da yapılacak "Toplantı" için de "Bu toplantı Türk Esnaf ve Sanatkarlarının hasletlerine uygun şekilde, kısaca Vatanımıza ve Milletimize en ufak bir zarar vermeden, vakur bir şekilde başlayıp sona erecektir" şeklinde konuştu. 11 Nisan'daki eyleme gelmesini planladıkları on binlerce esnaf için "Kepenk kapatın demiyoruz ama eyleme gelenler zaten kepenklerini kapatıp gelirler" şeklinde birilerini kızdırmamak için çekinerek çağrı yapanlar, herhalde eylem alanını dolduracak esnafın "Açık Hava Toplantısı"nda, temiz havadan faydalanıp, çay kahve içeceklerini sanıyorlar! (Evrensel)   

3 Nisan 2001 Salı

İzmir'de ajanlık teklifi ve keyfi gözaltı

Foto: Özer Akdemir

 İZMİR - 25. 03. 2001 tarihinde Kemeraltı Balık Hali civarında yüzlerine maske takmış, kimliği belirsiz dört kişi tarafından kaçırılarak, fotoğraflarını gösterdikleri bazı şahıslar hakkında bilgi istenen ve ajanlık teklif edilen Ercan Taşdemirler, başına gelecek her türlü olumsuzluktan İzmir Emniyeti'nin sorumlu olacağını söyledi. Dün saat 13'te İzmir İHD'de, tanımadığı ama polis olduğunu tahmın ettiği kişilerce kaçırılmasıyla ilgili bir basın açıklaması yapan Taşdemirler, tanımadığı maskeli dört kişinin ellerini ve gözlerini bağladıktan sonra kendisini sivil bir araca bindirdiklerini, kendisine sadece gösterileni görebileceği şekilde yaklaşık 15 tane fotoğraf gösterilerek bu kişiler hakkında bilgi vermesini istediklerini, kendisinin "Bu şahısları tanımıyorum" demesi üzerine ağzının içine silah sokup, kendisini ölümle tehdit ettiklerini belirterek, kendisine sürekli olarak ajanlık teklif edildiğini, bunu da kabul etmemesi üzerine dayak attıklarını söyledi. Bu şekilde yaklaşık 2 saat dolaştırıldığını ifade eden Taşdemirler, bir süre daha dövüldükten sonra "Tekrar görüşeceğiz" diye tehdit edilip burnuna bir mendil tutulduğunu ve gerisini hatırlamadığını söyledi. Kendine sabah olmak üzereyken gelebildiğini aktaran Taşdemirler, daha önce İzmir ve Menemen Emniyet'i tarafından kendisinin ve ailesinin defalarca tehdit edildiğini belirterek başına gelecek her türlü olumsuzluktan İzmir Emniyeti'nin sorumlu olacağını söyledi.

Öte yandan geçtiğimiz pazar günü gözaltına alınıp ve savcılıkça bırakıldıktan sonra İzmir TMŞ polisleri tarafından tekrar gözaltına alınarak "Suç duyurusunda bulunmaması için" tehdit edilen  Mart Ekin Sanat Merkezi Müdürü Serdar Uğurlu, suç duyurusunda bulunmak isterken tekrar gözaltına alındı. Uğurlu halen gözaltında tutuluyor. (Evrensel)

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...