Bergama Ovacık Altın Madenine ikinci bir siyanür atık
havuzu yapılması ile ilgili ÇED Halkın Katılımı Toplantısı madenin sahibi KOZA
Altının provokasyonla karışık şovuna dönüştü.
Madenin Amerikan Normandyden KOZA Altına devrinin hemen ardından 5 Haziran 2005 Dünya Çevre Gününde çevrecilerin otobüslerinin taşlanması ile başlayan Türk usulü, karşı çıkanları saldırarak sindirme politikası, önceki gün Ovacık Düğün Salonunda yapılan toplantıda da devam etti. Bir farkla; 5 Haziranda turuncu tulumlu maden işçilerinin başında bir komutan edasıyla dolanan ve onlara Çanakkale-İzmir karayolundan gelip geçen otobüsleri taş ve yumurta yağmuruna tutma komutu veren KOZAnın sahibi Akın İpekken, önceki gün bu görevi Madenin Halkla İlişkiler Müdürü Hayri Öğüt yaptı.
Madenin Amerikan Normandyden KOZA Altına devrinin hemen ardından 5 Haziran 2005 Dünya Çevre Gününde çevrecilerin otobüslerinin taşlanması ile başlayan Türk usulü, karşı çıkanları saldırarak sindirme politikası, önceki gün Ovacık Düğün Salonunda yapılan toplantıda da devam etti. Bir farkla; 5 Haziranda turuncu tulumlu maden işçilerinin başında bir komutan edasıyla dolanan ve onlara Çanakkale-İzmir karayolundan gelip geçen otobüsleri taş ve yumurta yağmuruna tutma komutu veren KOZAnın sahibi Akın İpekken, önceki gün bu görevi Madenin Halkla İlişkiler Müdürü Hayri Öğüt yaptı.
Projenin sunumundan sonra projeye karşı ilk konuşmayı yapmak için gelen Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel daha ilk cümlesini bitirmeden ıslık ve yuhalamalar salondan yükseldi. Çoğu maden çalışanı ve aileleri tarafından doldurulan ve 300 kişinin üzerinde bir katılım olduğu gözlenen salonda, belli tipler salonun dört köşesine dağıtılmış, çevrecilerce yapılan her konuşmaya laf atma, bağırma, hakaretlere varan sözlerle ortamı germe görevlerini yerine getirdiler.
Konuşmaların başlaması ile birlikte artan taciz ve protestolara karşı jandarma salona girerken, maden çalışanlarının önüne dizilerek saldırıya engel olmaya çalıştı. Hiçbir koşulda, ne söylenirse söylensin anlatılanları dinlememe, dinletmeme şartlanmışlığı ile salonu doldurduğu anlaşılan maden yanlıları şirketin ortaya koyduğu oyunun birer parçası yapıldı. Bir konuşmacı, Bergamanın ikinci bir doğa mezarlığı ile karşı karşıya olduğunu söylerken, maden çalışanları Biz akıl değil ekmek istiyoruz diye bağırıyorlardı. Kozaktan gelen çevre derneği yöneticisinin olaya siyaset karıştırılmamasını isteyen, kendi zenginliklerini anlatan konuşması çoğu çevreci ile aralarındaki bakış açısı farkını ortaya koyarken, bu kişinin konuşması için neden madenin müdürünün büyük gayret gösterdiği de anlaşıldı.
Yine Kazdağlarından gelen TEMA üyesi bir grubun Körfez Bekçileri sözcüsü
konuşurken salonu terk etmesi çevre hareketi içinde yaşanan tartışma ve
ayrışmaların bu tür mücadele alanlarında bile devam ettiğini de ortaya koydu.
Kimya Mühendisleri Odası adına ÇED heyetine projeye karşı çıkışları ile ilgili
bir rapor sunan oda başkanı Ertuğrul Barka, bu koşullar altında ÇED toplantısı
yapmanın Bergen Sözleşmesine ve diğer kanunlara aykırı olduğunu söyleyerek
çevrecilerin salonu terk edeceğini duyurdu. Çevrecilerin toplu halde salondan
çıkışları ve otobüslerine binmelerine kadar geçen sürede maden çalışanlarını
tartaklamaya varan tacizleri devam etti. Olası bir linç girişimi ancak
jandarmanın araya girmesi ile önlenebilirken, maden çalışanlarının şirketin bu
kışkırtması ile kendi yaşadıkları topraklarda yapılmak istenen ve çevrecilerce ikinci
doğa mezarlığı olarak nitelenen atık havuzuna karşı çıkanlara yönelik bu
davranışları Ertuğrul Barka tarafından şu sözlerle yorumlandı: Kendi
korkularını bastırmak için madenciler mezarlıkta ıslık çalıyor.
Eklenme Tarihi: 30 Kasım 2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder