4 Temmuz 2014 Cuma

Saatte 216 bin litre su KOZA’ya gidiyor



Özer Akdemir

İki kenti birbirinden ayıran sınırda, bozkırın tam ortasında, iki un fabrikası, bir yol üstü lokantası ve çekirdek işleme tesisine sınır komşu, etrafı buğday tarlaları ile çevrili siyanürlü altın madeni olur mu? “Olmaz öyle şey!” diye inanmıyorsanız Himmetdede’ye buyurun! Koza Altın Şirketi’nin altın madenine.

Buğday tarlaları arasında açık havada siyanürle altın üretimi yapan işletme yer altı su kaynaklarını adeta sömürüyor. İşletme üretim sırasında saniyede 60 litre su çekecek. Bu saatte 216.000 litre su ediyor.

YAN KOMŞU SİYANÜR!


Mustafa Erdem, yörede 1990 yılından bu yana un fabrikası işletiyor. Erdem, iki yıldır komşusu olan madenin atık barajlarını ve kırma eleme tesislerini göstererek, “Yıllardır düzenli olarak ürün verdiğimiz iki müşterim aylardır sipariş vermiyorlar. Bir tanesi de mail göndererek maden işletmesi kapanmadığı sürece ürün almayacaklarını ilettiler. Bu gidişle kapıya kilit vurup gideceğiz” diyor. Maden yetkililerinin kendilerine ilk başlarda komşuluk hukukuna uyacağız, hiçbir zararınız olmayacak sözü verdiğini belirten Erdem, siyanürlü altın madenciliğinin zararlarını öğrenince soluğu yanlarında aldım. İşimin zarar görmeyeceğine dair yazılı kağıt istedim, vermediler.”

UN FABRİKASINI GİZLEMİŞLER

Yanı başındaki altın madeni tesislerinin gittikçe büyümesi ve müşterilerin birer ikişer azalması üzerine soluğu avukatında alan Erdem, bir taraftan da internet üzerinden de olsa siyanürlü altın madeni karşıtı bir faaliyet içerisine girmiş. Erdem’in avukatı Suat Öztürk, madene karşı geçtiğimiz ay içerisinde Kayseri 2. İdare Mahkemesi’nde dava açtıklarını belirterek ÇED dosyası ve madene verilen izinleri incelediğinde ilginç bulgularla karşılaştığını anlattı. “Bir kere, müvekkilimin un şirketi, madenin izin başvurusu için bakanlıklara gönderdiği harita ve evraklarda gizlenmiş. Kendi tesislerinin bekçi kulübesini bile haritada gösteren madenci şirket, un fabrikasını ise o kadar küçük bir şekilde vermiş ki haritayı ancak 250 katı büyüttüğünüzde “UN fb” gibi bir yazıyla karşılaşıyorsunuz. Bu durumu şirkete ihbar ettiğimizde, bize, 10 metre sağlık koruma bandı oluşturduklarını ve halihazırda üretim yapılmadığı yanıtını verdiler. Oysa faaliyet raporlarında üretim yapıldığı yazılı. Davayı açtık yürütmeyi durdurma bekliyoruz.”

Maden alanının öbür başında bulunan Haskorkmazlar Un fabrikası maden atık barajlarının hemen altında kalan Düver Köyü sınırında. Yükselti olarak atık barajlarından aşağı bir konumda bulunan fabrika ve köy, herhangi bir olumsuzlukta ilk etkilenecek yerler arasında. Fabrika sahiplerinden Sinan Korkmaz, geçtiğimiz hafta içerisinde arazilerinde buldukları tilki ve tavşan ölülerinin siyanürden kaynaklanmış olabileceğini söylüyor. Madenin atık barajlarına komşu, çekirdek işleme tesislerinin sahibi Çağlar Karayılan, ürünlerinin alıcısının kalmayacağını ve işlerinin biteceğini düşünenlerden.
Saatte 126 bin litre  su KOZA’ya gidiyor
SİYANÜRÜN ADI YETTİ!

Altın madeninin işlerini altüst ettiği bir başka komşusu da bir yol üstü dinlenme tesisleri ve akaryakıt istasyonu. Tesislerin işletmecisi Cemalettin Bilen, 1985 yılından bu yana faaliyette olan tesislerin bölgenin en işlek tesisleri olduğunu belirterek, “Dolup taşardı burası. İki ilin sınırında olduğundan Samsun’dan getirilen bayrak devir teslimi de burada yapılırdı. Şimdi gelen, restoranın penceresinden görünen madenin altın madeni olduğunu öğrenince bir şişe pet su alıp gidiyor. Adı yetiyor zaten”.

Madene adını veren Himmetdede’nin tarihini araştıran, şiir kitapları da bulunan Mustafa Tan, madenin etkilerinin henüz tam olarak görülmediğini belirterek, “Bu maden Selçuklular zamanında kurulmuş olan Himmetdede’nin sonu olacak. Kimse bunun farkında değil henüz” dedi. Himmetdedeli Mustafa Karabulut madenin yaşam haklarını ellerinden aldığını belirterek, “Burası bozkır diye isteyen gelip istediğini yapabilir mi? Bizler de bu bozkırlara aşığız. Burada doğduk, burada gömülmek isteriz” dedi.

MADENDEN NOTLAR

Tarlaların ortasında, siyanürle altın üretimi yapan şirketin ÇED kapasite artırım raporunda verdiği bilgilerden bazıları şöyle;
* Maden daha tam üretime geçmeden kapasite artırımına gidiyor. Madenin 1 olan açık ocak sayısına 4 ocak daha eklenecek ve üretim 16.925 tondan 28.243 tona çıkacak.
* Üretim sırasında yaklaşık 50 milyon ton pasa malzemesi çıkacak. Bu pasalar maden sahasına yığılarak 120 metre yüksekliğinde pasa tepeleri olacak.
* Maden alanı Himmetdede ve Düver Köylerine 2.5 kilometre uzaklıkta.
* Yaklaşık 6 yıl üretim yapması planlanan madende 150 inşaat aşamasında olmak üzere toplam 300 işçi çalıştırılacak.
* Üretim uzmanlar ve bilim insanları tarafından “vahşi yöntem” denilen açık havada yığın liçi yöntemiyle, siyanürle yapılacak.
* Üretim sırasında kullanılan saniyede 60 litre, saatte 216.000 litre su yer altı kuyularından çekilecek!
* Alanda açılan gözlem kuyularının hemen hepsinde arsenik oranı, izin verilen limitlerin üzerinde çıkmış. 3. sınıf olduğu ileri sürülen bu su yıllardır yörenin yaşam kaynağı. Zaten arsenikli yer altı sularının simadencilik sonrası daha fazla kirleneceği kesin.
* ÇED raporunda, yer altı sularının birbiri ile geçiş ilişkisinin bilinmediği yer alıyor. Yer altı sularına siyanür karışmasının nerelere kadar etki edeceği belirsiz.
* Raporda, alanda yapılan araştırmalarda 30 familyaya ait 153 bitki tespit edilirken, bunların 15’i ülkemiz için endemik olduğu belirtiliyor. Anadolu tarla sincabı da ‘yakın tehdit’ altındaki bir tür olarak sınıflandırılıyor. Tilki koruma altındaki hayvanken, tosbağa ise Bern sözleşmesine göre ‘kesinlikle korunması gereken” türlerden birisi.

www.evrensel.net/haber/87565/saatte-126-bin-litre-su-kozaya-gidiyor.html

 www.evrensel.net
Eklenme tarihi: 2014-07-04 06:00:00

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...