19 Ağustos 2006 Cumartesi

'İnsanların ölmesi mi bekleniyor?'


siyanür kazası eşme evrensel ile ilgili görsel sonucu
  
 19 Temmuz 2006 21:00

İzmir-Bergama, Eşme, Sivrihisar, Havran/Küçükdere Elele Hareketi Eşme ve köylerinde yaşanan zehirlenmelerin siyanür zehirlenmesi olduğunu açıklayarak, "insanların ölmesi mi bekleniyor?" diye sordu.
İzmir-Bergama, Eşme, Sivrihisar, Havran/Küçükdere Elele Hareketi Eşme ve köylerinde yaşanan zehirlenmelerin siyanür zehirlenmesi olduğunu açıklayarak, "insanların ölmesi mi bekleniyor?" diye sordu. İzmir Tabip Odası'nda gerçekleştirilen basın toplantısında zehirlenmelerin ardından hasta dokuz vatandaştan alınan kan örneklerinin analiz sonuçları ile ilgili açıklamayı Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Osman Karababa yaptı. 27 Haziran Salı gecesinden itibaren Eşme ilçesinde ve bazı köylerinde yaşayan resmi kayıtlara göre 1000'in üzerinde kişinin, "şiddetli baş ağrısı, mide bulantısı, nefes almakta zorlanma, bacaklarda ve kollarda uyuşma, ishal vb." yakınmalarla sağlık merkezlerine başvurduklarını hatırlatan Karababa, Eşmeli hastaların istemleri üzerine Elele Hareketi'nden uzman kişiler tarafından 29 Haziran Perşembe ve 30 Haziran Cuma günleri bazı yurttaşlardan kan örnekleri alındığını aktardı. Eşme Kaymakamlığı tarafından el konulan sekiz tüp kanın dışındaki toplam dokuz kişiye ait kan örneklerinde siyanür tahlili yaptırıldığını belirten Karababa, tahlil sonuçlarının, "zehirlenmelerin bir kısmının siyanürden kaynaklanmış olabileceği" kuşkularını daha da güçlendirdiğini dile getirdi. Karababa, kandaki siyanür düzeylerinin temel kaynak kitaplarına göre sigara içenlerde 0.041 miligramllitre, içmeyenlerde ise 0.016 miligramllitre olduğu bilgisini vererek, "Analiz sonuçlan incelendiğinde en düşük 0.18 miligramllitre, en yüksek 0.64 miligramllitre ölçüldüğü ve dokuz kişinin de kan siyanür düzeylerinin belirtilen sınırların çok üzerinde olduğu görülmektedir. Bu sonuçlar olayın ortaya çıktığı tarihten en az iki gün sonra alınan kan örneklerinde elde edilmiştir. Siyanürün vücuda alındıktan 2.7 gün sonra alındığı miktarın yarısına kadar azaldığı göz önünde bulundurulduğunda kan örnekleri etkilenme sonrası alınmış olsaydı yukarda belirtilen siyanür düzeyleri çok daha yüksek bulunacaktı" diye konuştu.
Ä°lgili resim
"Siyanür zehirlenmesi" Benzer yakınmalarla yöredeki sağlık kuruluşlarına başvuranların bir bölümünün kanalizasyonla kirlendiği iddia edilen suyu kullanmadıkları halde hastalandıklarına dikkat çeken Karababa, hastaların ortak yakınmalarının sinir sistemi tutulumuyla açıklanabilecek bulgular olduğunu ve siyanür zehirlenmesine uyduğunu söyledi. Karababa, "Buradan sudan kaynaklanan bir sağlık sorunuyla değil bir siyanür zehirlenmesiyle karşı karşıya olduğumuz anlaşılmaktadır" diye konuştu. Karababa'nın ardından konuşan Elele Hareketi Dönem Sözcüsü Av. Berrin Esin Kaya Kışladağ Altın Madeni ve Kimya Tesisi'nde, dünyanın en barbar ve ilkel yöntemi olarak tanımlanan "siyanür yığın liçi" yönteminin uygulandığına dikkat çekerek, bu yöntemde her zaman havaya serbest siyanürün karışacağının bilindiğini söyledi. Yaz aylarında, oluşacak buharlaşma ile havaya siyanür karışımının daha da yoğun olacağını ve madende çalışanlar ile yörede yaşayan yurttaşların siyanüre maruz kalma olasılığının artacağını belirten Kaya, "Bu riski yaşamak zorunda mıyız? İnsanımızın sağlığının bedeli kaç kg altına eş değerdir? Insanlanmızın ölmesini mi bekleyeceğiz?" diye konuştu. Kaya konuşmasında şunların altını çizdi; "Ortaya çıkan gerçekler şudur; lSiyanür liçi yöntemiyle çalışan altın madeninin bulunduğu Ege Bölgesi'nde olası zehirlenmelerde kandaki siyanürü saptayabilecek bir laboratuar dahi yok.. lSağlık Bakanlığı'nın deneme üretimine başlayan Kışladağ Altın Madeni ve Kimya Tesisi'nden kaynaklanabilecek siyanür zehirlenmelerinin saptanması ve tedavisi için acil eylem planı yok... Egeçep dönem sözcüsü avukat Arif Ali Cangı ise bu olayda devlet kurumlarının yapması gereken kontrollerin yapılmadığı gibi, yapılan araştırmalarında engellendiğinin altını çizerek, sorumlular hakkında yasal yollara başvuracaklarını söyledi. Tabip Odası yetkilisi Dr. Oya Otyıldız ise yaşanan olaydan sonra kaygılarının arttığını belirterek, "Kaymakamlık ve Valilik bu olaya insanlıktan yana, Eşmelilerden yana yaklaşmadılar. Bizi en çok bu kaygılandırdı. yarın daha büyük bir olay olduğunda da valilik ve kaymakamlık böyle mi yaklaşacak" diye konuştu. 

Yıldırım madeni savundu Eşme Belediye Başkanı Ahmet Yıldırım, siyanürlü altın madenini savundu. Zehirlenmeler üzerine, ilçeye su sağlayan kuyulardan aldıkları örnekleri Ankara Hıfzısıhhaya gönderdiklerini söyleyen Yıldırım, Kolonkaya köyündeki su kuyusuna lağım suyu karışmış olduğunu tespit ettiklerini, yapılan detaylı analizde de suda litrede 0.05 miligram arsenik belirlendiğini bildirdi. Bu oranın çok yüksek olmadığını dile getiren Yıldırım, Kolonkaya Köyü yakınlarındaki altın madeninden herhangi bir maddenin su kuyusuna karışmış olamayacağını ileri sürdü. 

Resmi raporlar çelişkili Avukat Noyan Özkan'ın 30.6.2006 tarihli dilekçesine Uşak Valiliği tarafından verilen yanıtta hastalanmaların şebeke suyunun kirlenmesine bağlı enfeksiyon nedeniyle ortaya çıktığı belirtilerek bunun kanıtı olarak su ve hasta dışkılarından alınan örneklerin analiz raporlarının gönderildi. Prof. Ali Osman Karababa, raporlarda şu çelişkilerin saptandığını aktardı: 1. Kanalizasyon karışması halinde kimyasal analizde saptanması gereken amonyak, nitrit ve nitrat 28.6.2006 tarihli su örneklerinde saptanmamıştır 2. 28 Haziran 2006 tarihinde su şebekesinden alınan ve saat 05.00'de ekildiği belirtilen 11 örnekten 6'sında kolifarm bakteri saptanmış, 5 örnek temiz bulunmuştur. Yine aynı tarihte alınıp kaçta ekildiği belirtilmeyen 5 örnek de temiz bulunmuştur. Bu sonuçlar 1000'in üzerindeki insanın sudan kaynaklanan bir hastalığa yakalanmış olabileceğini açıklayamamaktadır. Çünkü sudan alınan hastalık etkenlerinin kuluçka süreleri göz önünde bulundurulduğunda bu kadar kısa zamanda hastalık oluşturması beklenmez. 

'Siyanürde inat tehdit ediyor' Uşak'ın Eşme ilçesi ve köylerinde 2 bine yakın kişinin zehirlenme nedeninin su değil, siyanür çıkmasına ilişkin açıklama yapan SES MYK'sı "siyanürde inat halkın sağlığını tehdit ediyor" dedi. SES'ten yapılan açıklamada, kan analizlerinin sonucunun, siyanürle altın aramanın insan ve çevre sağlığına hiçbir etkisi olmadığını beyan eden devlet yetkililerinin halka karşı sorumsuzluğunun bir örneği olduğu bildirildi. Halkın sağlığı ile oynayan ve deneme çalışmalarının başladığı günden bugüne kamuoyu ve halkın tepkilerine kulaklarını tıkayan başta Uşak Valisi Kayhan Kavas ve maden şirketinin açılışına katılan Enerji Bakanı Hilmi Güler'i istifaya çağıran SES açıklamasında, "doğal kaynakları kirletmekten, sağlığı özelleştirmekten vazgeçin" uyarısı yaptı. Eşme Kışladağ yöresinde siyanürlü linç yöntemiyle altın aranmasına karşı Manisa İdare Mahkemesi'ne açılan davaya SES'in müdahil olduğu kaydedilen açıklamada, halkın sağlığı ile oynayan Eldorado Gold'un Türkiye temsilcisi Tüprag'ın kapatılması için yetkiler göreve çağrıldı. 
https://www.evrensel.net/haber/171882/insanlarin-olmesi-mi-bekleniyor

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...