Yortanlı Barajı suları altında kalmasını önlemek için Enerji
Bakanlığı ve DSİ hakkında açılan
davanın son duruşması yapıldı. 73 yurttaşın Bakanlık ve DSİ hakkında
davacı olduğu dosyada
davacıları 36 avukat temsil etti. İzmir Bölge İdare
Mahkemesi Duruşma Salonu’nda
gerçekleştirilen duruşmada söz
alan davacı avukatlarından Av. Arif Ali Cangı, kültür mirası olan Allianoi ören
yerinin tarihsel ve kültürel önemine vurgu yaparak, Allianoi’nin 1800 yıllık tarihi, halen kullanılabilecek sıcak suyu ile dünyanın doğa
tarafından en iyi korunmuş ve en sağlam kalabilmiş sağlık yurtlarından birisi
olduğunu söyledi. Bu özellikleriyle “insanlığın ortak mirası” olmayı hak etmiş
olan antik kentin önlenemezse Yortanlı Barajının suları altında kalarak yok olacağını
söyleyen Cangı, bunun önlenmesi için ilgili kurumlara binlerce kişinin imzası
ile gönderilen dilekçelerin reddedildiğini hatırlattı. Allianoi’nin 1. derece
Sit alanı olduğuna ilişkin, İzmir I.Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kurulu (KTVKK) tarafından 29.03.2001 tarihini taşıyan bir karar
bulunduğunu, DSİ’nin bu karara uymadığını aktaran Cangı, bunun üzerine tekrar
başvurulması nedeniyle konunun Koruma Bölge Kurulu’nda yeniden gündeme
alındığını söyledi. Koruma Bölge Kurulunun da İzmir 1 No’lu KTVKK’nın kararının
geçerli olduğunu tescil ettiğini belirten Cangı, Koruma Bölge
Kurulu’nun bu kararları karşısında, Allianoi’un korunması zorunlu taşınmaz
kültür varlığı olduğunun tartışmasız hale geldiğini kaydetti. Cangı, yasalarda
konuyla ilgili maddelerin açıkça Allianoi’nin korunması gerektiğine
hükmettiğini sözlerine ekledi. Bakanlık ve DSİ avukatları ise savunmalarında
baraj yerinin değiştirilmesinin ekonomik olarak getireceği yüke dikkat çekerek,
kalıntıların üzerinin mille kaplanması gibi önerileri tekrarladı. Mahkeme
heyeti esas hakkındaki kararını önümüzdeki günlerde bildireceğini belirterek
duruşmayı sonlandırdı.
Kutu: 2863
Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası’nın 9. maddesi
“Koruma Yüksek Kurulunun ilke
kararları çerçevesinde koruma bölge kurullarınca alınan kararlara aykırı olarak,
korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları
ile sit alanlarında inşaî ve fizikî müdahalede bulunulamaz, bunlar yeniden
kullanıma açılamaz veya kullanımları değiştirilemez. Esaslı onarım, inşaat,
tesisat, sondaj, kısmen veya tamamen yıkma, yakma, kazı veya benzeri işler
inşaî ve fizikî müdahale sayılır”. Aynı Yasanın 65/a. maddesine göre;
“…Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının yıkılmasına,
bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa, olsun zarara
uğramalarına kasten sebebiyet verenler iki yıldan beş yıla kadar ağır hapis
ve "beşmilyar liradan onmilyar liraya" kadar ağır para cezasıyla
cezalandırılırlar…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder