24 Kasım 2013 Pazar

Turgutlu bir kez daha toprakları için savaşıyor

Turgutlu bir kez daha toprakları için savaşıyor
Ege’nin birçok yerinden gelen yaşam savunucuları, Çal Dağı’nda yapılan nikel madenciliğine karşı gerçekleştirilen mitingde buluşarak, öfkelerini haykırdı.
Manisa’nın Turgutlu ilçesinde Çal Dağı’nda yapılan nikel madenciliğine karşı miting düzenlendi. Mitingde, babasının omzunda katılan 3 yaşında bir çocuk da vardı. ‘Kızlı-erkekli geldik’ pankartı taşıyan liseliler de. 80 yaşındaki Hacı Muammer Arabulan, üzerinde “madene hayır” yazılı önlüğü ve bastonuyla kortejin en önünde yürüdü. Sarıbey köyünün kadınları renkli şalvarları ve başörtüleriyle, engelli bir genç ise anne babasının ittiği tekerlekli arabasıyla “Çal Dağı’nda maden istemiyoruz” diyordu.
DİREN KASABA!
EGEÇEP bilişenlerinden Turgutlu Çevre Platformunun (TURÇEP) düzenlediği mitinge AKP dışında birçok siyasi parti ve kitle örgütlerinin katıldığı görüldü. Mitingde ayrıca İzmir, Ayvalık, Bergama, Dikili, Aliağa, Karaburun gibi birçok ilçeden yaşam savunucuları da yerlerini aldı. 50. Yıl Atatürk Anıtı’nda Koza Pazarı Meydanı’na kadar kortejler halinde yapılan yürüyüşte “Vahşi madenciliğe hayır”, “Kimin ormanı çoktur, sırtı pek karnı toktur” gibi pankart ve dövizler taşındı. Gezi direnişinin etkilerinin de yansıdığı yürüyüşte, “Diren Kasaba”, “Kızlı erkekli geldik”, “Bu daha başlangıç” gibi dövizler de dikkat çekti.
ÖLÜ İNSANA İŞ BULUNUR MU?
Miting alanında yapılan konuşmalarda nikel madeninin yarattığı tehlikelere dikkat çekilirken, AKP iktidarının uyguladığı bu politikalara karşı tüm siyasi düşüncelerin ortak hareket ederek yaşam alanlarının korunması gerektiği mesajları verildi. Mitinge katılan Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven madencilerin vatandaşları iş vaadi ile kandırmaya çalıştıklarına dikkat çekerek, “Ölü insana iş bulunur mu?” diye konuştu. (Manisa/EVRENSEL)
Eklenme Tarihi: 24 Kasım 2013 


23 Kasım 2013 Cumartesi

Madenin kara kutusu istifa etti

Madenin kara kutusu istifa etti
Özer AKDEMİR
İzmir

Bergama köylülerinin yaşam alanlarını korumak için yıllarca mücadele etmelerine rağmen, siyasi iktidarların yargı kararlarını uygulamaması sonucu Türkiye’de siyanürlü altın işletmeciliğinin önünü açan Bergama Ovacık’taki altın madeninde yeni gelişmeler yaşanıyor. Gümüşhane, birçok yerde de altın madeni işletmeleri olan, Koza Altın Şirketi Genel Müdür Yardımcısı Hayri Öğüt, geçtiğimiz günlerde görevinden istifa etti. Öğüt, madenin ilk sahibi Eurogold zamanından istifa ettiği güne kadar hep üst düzey yöneticilerinden birisi oldu. Yaşam savunusu mücadelesi verenlere karşı saldırgan tavırları ve şirket çalışanlarını çevrecilere karşı kışkırttığı suçlamalarıyla hakkında pek çok dava açılan Öğüt’ün istifa gerekçesi henüz netleşmedi.
Öğüt, geçtiğimiz ay Koza Şirketi istişare kuruluna gönderdiği 12 ekim tarihli bir e-posta ile görevinden istifa ettiğini duyurdu. Şirket Genel Müdürü İsmet Sivrioğlu da 21 Ekim’de 2013 tarihinde Öğüt’ün görevinden istifa ettiğini açıkladı.
HER DAVADA ADI VAR!
Bergama Ovacık’taki altın madeni ülke kamuoyunun gündemine geldiği günden bu yana adı hep tartışmaların içinde yer alan Öğüt, 5 Haziran 2005’de Çamköy’de Çevre Günü’nü kutlamaya giden çevrecilere altın madeni çalışanlarının saldırısını organize etmekle suçmanmıştı. Olayların üzerinden 5 yıl geçtikten sonra açılan davada aralarında Öğüt’ün ve Şirket Patronu H. Akın İpek’in de bulunduğu çok sayıda kişinin yargılanmasına devam ediliyor.
Öğüt'ün adının geçtiği bir başka olay ise, bu saldırıdan bir yıl sonra Dikili’deki, siyanürlü altın ve çevre paneline altın şirketi çalışanlarının yaptığı baskın oldu. Panelin yapıldığı çay bahçesine ellerinde pankart sopaları ile gelen çok sayıda maden çalışanının neden olduğu olaylar, polisin havaya ateş açması ile önlenebilmiş, Öğüt ve birçok kişi olayların ardından gözaltına alınmıştı. Öğüt’ün adı, altın madeni ile ilgili bir haberin de olduğu gazetemizi dağıtan Emekli Öğretmen Gani Oğuz’un şirket çalışanları tarafından Kasım 2002 tarihinde darp edilmesinde de geçiyor.
FEDAİNİN İTİRAFLARI MI SONUNU HAZIRLADI?
Başka birçok davada adı geçen ve hakkında çeşitli şikayetler olan Öğüt’ü istifaya götüren sürecin, Öğüt’ün 3 yıl 4 ay korumalığını ve şoförlüğünü yapan Ersan Var’ın itiraflarının olduğu dile getiriliyor. Gazetemizde 4 gün boyunca “Bir fedainin itirafları” başlığı ile çıkan yazılarda Ersan Var, çalıştığı süre içerisinde madende gördüğü hukuksuzluk ve usulsüzlükleri bir bir sıralarken, tüm bu kirli işlerde Genel Müdür Yardımcısı Hayri Öğüt’ün parmağı ve bilgisi olduğunu ileri sürmüştü. İddialarla ilgili ulaşmaya çalıştığımız Öğüt, telefonlarımıza ve mesajlarımıza yanıt vermezken, iddialarla ilgili de Ersan Var’ı hedefe koyan bir iki cümlenin dışında bir açıklama getirmemişti.
ÖĞÜT HAKKINDAKİ BAZI İDDİALAR
Ersan Var’ın Hayri Öğüt ile ilgili son derece önemli iddialarından bazıları şunlardı; * Şirketin Kozak’ta yaptığı ağaç katliamı, dere yataklarının değiştirilmesi ve ilaçlarla fıstık çamlarının kurutulması gibi konular Hayri Öğüt’ün bilgisi dahilinde yapıldı.
* Dikili’deki panel baskınını Öğüt organize etti.
* Öğüt’ün talimatıyla maden hakkında olumsuz haberler yapan Bergamalı Gazeteci Ahmet Üneroğlu’nun önünü kestim. Konuşmalarından ve köşe yazılarından dolayı rahatsız oldu Hayri bey.
* Bir mahkeme çıkışında Hayri Öğüt’ün talimatı ile madenin Eski Kamu İlişkileri Müdürü Hasan Gökvardar’ın arabasını ve evini yumurta yağmuruna tuttum. Gökvardar, madenin kirli ilişkilerini deşifre eden açıklamalar yapıyordu.
* Dikili’den CHP’li Meclis Üyesi Ali Demirel’e, Belediye Başkanı Osman Özgüvenle ilgili bilgi, belge getirmesi karşılığı, Öğüt’ün bilgisi dahilinde içi para dolu zarflar götürdüm.
* Öğüt’ün talimatı ile, Bergama’ya gelen Başbakana Kozak’ın sorunları ile ilgili dosya vermek isteyen Yukarıbey Köyü Muhtarı İlhan Çakır’ın elindeki dosyayı, Çakır’ı tartaklayarak aldım.
* Altın şirketinin Kozak’taki fıstık işleme ve süt kooperatifindeki usulsüzlükler Hayri Öğüt’ün bilgisi dahilinde yapılıyordu.
* Altın madenine yemek sağlayan Bergamalı Esnaf Alpaslan Karakaya Öğüt’ün kendisinden fatura yolsuzluğu yapmasını istediğini ileri sürdü.
Eklenme Tarihi: 23 Kasım 2013


9 Kasım 2013 Cumartesi

Yevmiyelerin karşılığı bu mu?


09 Kasım 2013 06:00
Bayramiç’e bağlı, Hacıbekirler, Halilağa ve Muratlar köyünde “Sürdürülebilir Toplumsal Gelişim Programı” adı altında köylülere ücretsiz toprak analizi, tohum ve yem desteği dağıtımı yapılıyor.
Özer Akdemir
Yevmiyelerin karşılığı bu mu?
Bayramiç’e bağlı, Hacıbekirler, Halilağa ve Muratlar köyünde “Sürdürülebilir Toplumsal Gelişim Programı” adı altında köylülere ücretsiz toprak analizi, tohum ve yem desteği dağıtımı yapılıyor.
Proje, Muratlar köyü yakınlarında altın madenciliği işletmek isteyen Truva Bakır Madencilik AŞ’ye ait. Projenin Ankara merkezli Sürdürülebilir Kırsal ve Kentsel Kalkınma Derneği (SÜRKAL) tarafından geçtiğimiz ilkbaharda bu üç köyde yapılan çalışmaların sonucu olup olmadığı tartışma konusu. Köylüler, projenin SÜRKAL’ın olduğunu düşündüklerini söylerken, SÜRKAL Başkanı ise proje ile ilgilerinin olmadığını ileri sürdü.
KAZ DAĞLARI’NA İHANETİN BELGESİ
Muratlar köyü kahvesine asılan proje duyurusu ile ilgili sosyal medyada bir açıklama yapan Bayramiç Çevre Platformu projeden “Yövmiyeci Hoca” diye adlandırdıkları Prof. Dr. Bülent Gülçubuk’un saymanı olduğu SÜRKAL Derneğini sorumlu tuttu. Platform açıklamasında madenciler sosyal sorumluluk projesi adı altında köylünün direncini kırmak, köylüyü kandırmak için projeler yaptığını belirterek, “İşin acı tarafı bu projeleri köylünün ‘Yövmiyeci Hoca’ dediği Prof. Dr. Bülent Gülçubuk’un saymanı olduğu SÜRKAL Derneğinin yapması. Madenciler ile birlikte üç köyü kapsayan göz boyama projeleri için Bülent Gülçubuk ve ekibi geçtiğimiz aylarda köylere gelmiş ve çalışma yapmışta. ‘Yövmiyeci’ Hocanın inkar ettiği madencilerle yapılan iş birliği ve direnen Kaz Dağları’na yapılan ihanetin belgesi şimdi köy kahvelerinde asılı ve işte fotoğrafı” denildi.
Proje ile ilgili telefonla görüştüğümüz SÜRKAL Derneği Başkanı Rahmi Demir, “Altın madencilerinin isteği ile bir çalışma yapmıştınız o çalışma sonuçlandı mı?” sorumuza, “Henüz sonuçlanmadı” diye yanıt verirken, köylere duyuruları asılan proje ile alakalarının olmadığını ileri sürdü.
yevmiyeci hoca ile ilgili görsel sonucu
‘PROJE SÜRKAL’İN PROJESİ’
SÜRKAL Başkanının bu yanıtını değerlendiren Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şube Başkanı ve Çanakkale Çevre Platformu Sözcüsü Hicri Nalbant, SÜRKAL’ın bölgede yaptığı çalışmalardan haberdar olduklarını belirterek, “Duyuruları asılan proje her haliyle SÜRKAL’ın projesine benziyor. Zaten bu konuyla ilgili başka bir grup, şirket de yok uğraşan. Proje bal gibi SÜRKAL’ın projesi” dedi.
MADEN ŞİRKETİNE SORULAR
Proje ile ilgili bilgi almak için görüştüğümüz Truva Bakır Madencilik AŞ Sürdürülebilirlik ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Erkan Yıldız, sorularımızı yazılı olarak göndermemizi istedi. Yıldız’ın “akşam yanıtlarız” dediği sorularımıza yanıt ise gelmedi. Tekrar görüştüğümüz Yıldız, soruları ilgili departmana ilettiğini ve kendisinin de yanıt beklediğini söyledi. Madenci şirkete yönelttiğimiz ve aradan 4 gün geçmesine rağmen hala yanıt alamadığımız sorular şunlar:
1- Proje ile ne amaçlanmaktadır? Madenci bir şirketin böyle bir proje yapması halkla ilişkileri geliştirme çabası mı, “sosyal sorumluluk” anlayışı gereği midir?
2- Projeyi geliştiren kurum geçtiğimiz aylarda adı geçen köylerde çalışmalar yapan SÜRKAL (Sürdürülebilir Kırsal ve Kentsel Kalkınma Derneği) adlı dernek mi?
3 – SÜRKAL Başkanı Sn. Rahmi Demir, gazetemize yaptığı açıklama da bu projenin şirketiniz tarafından talep edildiğini, bütün masrafların da şirketinizce karşılandığını belirtmişti. Bu bilgiyi teyit eder misiniz?
4 - Projenin maddi boyutu hakkında bilgi verebilir misiniz? Projenin hazırlık aşamasında kaç lira harcandı? SÜRKAL’a proje için herhangi bir ücret (bağış, proje maliyeti vs adı altında) yapıldı mı?
5 - Son olarak projeye ne kadar başvuru oldu ve köylülerin ilgisi ne durumda?


HABER ÇIKMADAN KARŞI HAMLE!
SÜRKAL Derneği tarafından geçtiğimiz aylarda köylerde yapılan proje toplantılarına köylülerin tepkisi gazetemizde ilk olarak “Kaz Dağlarında ‘Yevmiyeci Hoca’ tartışması” başlığı ile haberleştirilmişti. Haberde adı geçen ve toplantılara katılan SÜRKAL Derneği Saymanı ve aynı zamanda Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, madencilerle herhangi bir ilgilerinin olmadığını ileri sürmüştü. Gülçubuk’un aksine SÜRKAL Derneği Başkanı Rahmi Demir ise üç köydeki bu çalışmayı madenci şirketin talep ettiğini, yol, konaklama ve diğer giderlerin madenciler tarafından karşılandığını söylemişti. Gülçubuk’un haberimizle ilgili tekzip talebi Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesinin kararı ile kabul edilmiş, kararda haberimizin başlığının dahi doğru olarak yazılmadığı, Gülçubuk’un avukatının tahrif ettiği şekilde yer aldığı ortaya çıkmıştı. Bu karar şimdi gazetemiz avukatları tarafından Anayasa Mahkemesi’ne götürüldü. Son olarak köy kahvelerine asılı proje duyuruları ile ilgili haber hazırlıklarımızın olduğu bir süreçte Ziraat Mühendisleri Odasının şubelere bu tekzip metnini fakslaması ilginç bir zamanlama olarak yorumlandı. Oysa, Gülçubuk’un açtığı ceza davasını reddeden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı haberimizin içeriğinin doğru olduğunu belirtirken, haberin başlığını da “gazetecilik sanatının bir gereği” olarak nitelemişti. (İzmir/EVRENSEL)

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...