5 Ağustos 2016 Cuma

Binlerce yıllık ‘Araplar Boğazı’nın son hali…(Çanakkale Olay)




Daha önce de gazetemiz Çanakkale OLAY sayfalarında yer verdiğimiz mitolojik adı “Skamender Vadisi” olan Araplar Boğazı’nın son hali görüntülendi. Birçok bilimsel çalışmada korunması gerekliliği sık sık vurgulanan, “Kuş cenneti” de denen Araplar Boğazı’ndaki taş ocakları, bölgenin biyolojik çeşitliliğini, tarımsal zenginliklerini tehdit ediyor.


İçinden Skamandros’un (Karamenderes) deresinin geçtiği, Araplar Boğazı taş ocaklarının tehdidi altında. Mitolojiye göre Akha’ların işgaline karşı direnen Skamandros, tüm mitolojik değerleri, onlarca kuş türü, tarımsal zenginliği, florası ve faunası ile taş ocakları tarafından tabiri yerinde ise ‘istila’ edilmiş durumda. 

Çanakkale Doğa Turizmi Master Planı’nda ilin önemli sulak alanlarından birisi olarak gösterilmesine rağmen, halen koruma altına alınmayan Araplar Boğazı’nın son durumu fotoğraflara yansıyor. “Troia Tarihi Ulusal Parkı Kuş Türleri ve Habitatlarını Tehdit Eden Faktörlere Karşı Alınması Gereken Önlemler (Mehmet Serez -Lothar Gerner)” adlı çalışmada vadide 192 kuş türüne rastlandığı, ekosistemin bütünlüğünün sağlanması bakımından, Troya ulusal parkının sınırlarının genişletilmesi öneriliyor.
 
Gazeteci-Yazar Özer Akdemir’in hazırlayıp sunduğu, Hayatın Sesi TV’de yayınlanan “Çepeçevre Yaşam” adlı programın çekimleri sırasında ortaya çıkan görüntüler, Araplar Boğazı’nın da son halini gözler önüne seriyor. Binlerce yıldır bölgede ‘cennetten bir köşe’ olarak 192 ayrı kuş türüne kol kanat geren, verimli toprakları ile “Troialılardan” bugüne kadar  insanları doyuran Araplar Boğazı’nın, yakın zamanda bu ‘kutsal’ özelliklerini kaybedeceği ifade ediliyor. 

ÇOMÜ’den Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş Araplar Boğazı ile ilgili şu önemli uyarıları yapıyor;
1) Araplar Boğazı, öncelikle, jeomorfoloji, biyocoğrafya ve biyolojik çeşitlilik açısından önemlidir ve çevresiyle birlikte korunmalıdır.
2) Troia ve yakın çevresinin arkeolojik önemi dikkate alındığında, Araplar Boğazı’ndaki taş ocakları, doğrudan Troia arkeolojik yerleşmelerini tehdit etmeseler de, Araplar Boğazı, Troia bağlantılı arkeolojik yerleşim sistemi, araştırma tarihi ve kültür coğrafyası açısından bir bütün olarak görülmeli ve bu kapsamda bir bütün olarak korunmalıdır.....
3) Araplar Boğazı’ndaki her türlü taş-kum ocağı etkinlikleri ve uygulamaları, hem doğal peyzajı tahrip etmekte hem de verimli tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına yol açmaktadır. Bu durum, aynı zamanda bilimsel arazi kullanım ilkelerine aykırıdır.
4) Araplar Boğazı’nın ya da bilimsel olarak söylemek gerekirse gömük menderesli bu yarma vadinin ve çevresinin oluşumu, jeolojik-jeomorfolojik açıdan eşsiz özellikler gösterir.
5) Bu yüzden, oluşumu milyonlarca yılda gerçekleşen Araplar Boğazı, sahip olduğu eşsiz jeolojik-jeomorfolojik özelliği, peyzajı, biyolojik çeşitliliği, geleneksel tarımı, Troia ve onun kültür coğrafyası dikkate alınarak, bütüncül bir yaklaşımla ve istisnasız korunmalıdır.... 

(Seçkin Sağlam)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...