24 Ağustos 2016
Danıştay Efemçukuru Altın Madeni için yapılan Acele
Kamulaştırma Kararının iptalini onayladı.
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Danıştay Efemçukuru Altın Madeni için yapılan Acele
Kamulaştırma Kararının iptalini onayladı. Bu karar 2011 yılından bu yana
mahkeme süreçlerine rağmen üretime devam eden madenin çalışmasını durdurmasa
da, Bakanlar Kurulu Acele Kamulaştırma kararına tek başına direnen, ‘Yalnız
Efe’ denilen keçi çobanı Ahmet Karaçam’ın direnişinin zaferle sonuçlanması
anlamına geliyor.
DANIŞTAY BİR KEZ DAHA ‘ACELEYE NE GEREK YOK’ DEDİ
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (DİDDK) Danıştay 6.
Dairesinin Efemçukuru köylüsü Ahmet Karaçam’a ait arazilerin Bakanlar Kurulu
Acele kamulaştırma kararını iptal eden kararına yapılan itirazları reddetti. 6.
Dairenin kararına Başbakanlık, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yanı
sıra altın madenini işleten Kanada sermayeli TÜPRAG Şirketi de DİDDK’da itiraz
etmişlerdi. DİDDK konuyla ilgili yaptığı inceleme sonrasında oy çokluğu ile
yapılan itirazları yerinde bulmayarak Danıştay 6. Dairesi’nin iptal kararını
onadı. DİDDK, “işletmenin biran önce faaliyete geçmesinin sadece ekonomik
yarar yönünden irdelendiği, ancak acele kamulaştırma yoluna gidilmezse kamunun
uğraması muhtemel zararlarının neler olduğunun ortaya konmadığı, ...olağan
kamulaştırma usulü uygulanmaksızın taşınmaza el konulmasını gerektiren acelelik
koşulunun gerçekleşmediği” gibi gerekçelere dayanan 6. Daire’nin kararına
yapılan itirazı “usul ve hukuka uygun bulunmakta ve bozulmasını gerektirecek
bir hukuka aykırılık taşımamaktadır” diyerek reddetti. DİDDK kararın temyizi
için 15 günlük süre tanırken bazı Danıştay üyelerinin verilen kararın kesin
olduğu ve temyiz aşamasının bulunmadığını gerekçe göstererek buna karşı oy
yazdıkları görüldü.
Danıştayın bu kararını yorumlayan Ahmet Karaçam’ın EGEÇEP
Hukuk Komisyonu üyesi Avukatı Arif Ali Cangı, köyünde keçi çobanlığı yapan
Ahmet Karaçam’ın acele kamulaştırmaya direnmesi ve davayı kazanmasının madenin
faaliyete geçmesini engelleyemediğini aktardı. Karaçam’dan arazisini alamayan
şirketin projenin sağlık koruma bandını daralttığını belirten Cangı, idarenin
de buna göz yumması sonrası madenin 2011 yılından bu yana çalıştığının altını
çizdi.
ÖRNEK ALINACAK BİR DİRENİŞ ÖYKÜSÜ
Cangı, “Ancak Ahmet Karaçam’ın direnişi çok anlamlı.
Birincisi ve en önemlisi, tek başına da olsa direnmesi ve 8 yıl sonra yargıdan
haklı olduğuna dair karar alması tarihe not düşülmesi gereken bir olaydır.
Ahmet Karaçam’ın bu tutumu alkışlanacak örnek alınacak bir direniş öyküsüdür.
Bu öykünün kendisi dahi çok değerlidir, gelecek kuşaklara bırakılan eşsiz bir
mirastır. O yüzden Ahmet Karaçam ne kadar övünse, ailesi onunla ne kadar gurur
duysa azdır. Ben de davasını sonuna kadar götüren müvekkilim Ahmet Karaçam’ı
kutluyorum” dedi.
HUKUK LİTERATÜRÜNE GEÇTİ
İşin bir başka yönünün de kararın hukuk literatürüne etkisi
olduğunu belirten Cangı, “Ahmet Karaçam ve acele kamulaştırma Türkiye hukuk
literatürüne geçen bir olaydır. Bu dava ile yargı acele kamulaştırma
konusundaki kararları istikrar kazanmıştır. Artık idarenin kamu yararı ve acelecilik
koşulunu kanıtlayamadığı acele kamulaştırmaları yargıdan iptal edilmektedir. Bu
sayede, siyasi iktidarın acımasız mülksüzleştirme uygulamalarına karşı hukuki
yoldan bir umut kapısı aralanmıştır” diye konuştu.
EGEÇEP Eş Dönem Sözcüsü Sevda Budak’ta Ahmet Karaçam’ın tek başına direnmesi sonrası elde edilen bu hukuki kazanımın son derece önemli olduğunu belirterek, önümüzdeki günlerde Karaçam’ı ziyaret ederek bu direnişinden dolayı bir kez daha kendisini kutlayacaklarını söyledi.
EGEÇEP Eş Dönem Sözcüsü Sevda Budak’ta Ahmet Karaçam’ın tek başına direnmesi sonrası elde edilen bu hukuki kazanımın son derece önemli olduğunu belirterek, önümüzdeki günlerde Karaçam’ı ziyaret ederek bu direnişinden dolayı bir kez daha kendisini kutlayacaklarını söyledi.
24 Ağustos 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder