21 Ağustos 2016 08:34
Büyük İskender’in Pers ordusunu bozguna uğrattığı Granikos
Vadisi ve çayı (Kocabaş Çayı) da Çan’ın termik santral yapılacak alanlarından
bir başkası.
Özer AKDEMİR
Yenice Kalkım’daki kurşun madenlerinin yanından iki dere
geçer; Handere ve Döşemedere.
Suları verimli Agonya Ovasını besler. Sonra da Gönen
Barajına dökülür. Gönen Barajı Bandırma’nın ana su kaynağıdır. Bu iki dere, Kaz
Dağı’nın kuzey yamaçlarından doğup Agonya ovasına nazlı nazlı akarken, ovanın
orta yerinde kanser gibi biten iki kurşun madeninin yanından geçer. Eybek
Şelalesinden coşup köpüren, köknar, ladin, su püreni, dağ kekiği kokulu berrak
sular, bu iki madenin yanından geçerken kirletilir. Madenler kimyasal
atıklarını bu güzelim derelere boşaltır, sularına karıştırırlar. Suların rengi
değişir birden bire. Sonra akışı ve kokusu. Binlerce yıldır Agonya’ya bereket
taşıyan sular zehirli bir sessizlik içinde ovaya yayılır sessiz sedasız. Kapya
biberinin kırmızısında biraz da bu zehir vardır, Gönen Barajından gelen suyu
yudumlayan Bandırmalı’da tadar zehri.
AGONYANIN DERDİ
Agonya’daki kapya biberinin ekimini artık yapmak istemiyor
köylüler. Öncelikle bu iki derenin madenlerce kirletilen suları yüzünden. Dert
bunlarla da bitmiyor oysa ki. Taş ocakları, termik santraller, türlü türlü
madencilik faaliyetleri Agonya’daki toprağın, suyun tarımın sonunu getirmek
üzere. Bereketli topraklar, toprağın altını üstüne getirip, kimyasallarla
kirletip, cevherini alan, buradan kazandığı parayı da Taksim’de muslukları
altından oteller yaptırarak değerlendiren maden şirketlerinin talanında inim
inim inliyor.
YENİCE YOLLARI TOZ OLUR GİDER
Yenice de, antik Asartepe’nin taş ocağı yapılmasının acısı
tepenin yamacındaki köylerin üzerine bir toz bulutu olarak yapışmış kalmış.
Çatılar beyaz, evler beyaz, çamlar, bamyalar, fasulyeler hep toz içinde.
“Yenice yolları bükülür gider” türküsündeki gibi bükülüp giden köy yolları
bembeyaz bir toz bulutunun ardında kayboluyor artık.
İKİ TERMİK SANTRAL ARASINDA BİR KÖY
Yenice’den Çan Ovasına döndüğümüz de ise kocaman bir termik
santral bacası karşılıyor sizi. 14 yıldır Çan’a ve çevredeki bütün canlı-cansız
varlıklara kirlilik akıtan Çan-1 Termik santrali bu. Yaya Köyü bu termik
santrale en yakın köy. Termik bacası ile köy arasında 300 metre mesafe var.
Köylüler, tozu, dumanı, kiri pası ile 14 yıldır yan yana yaşadıkları termik
santralden hiçbir fayda görmediklerini söylüyorlar. Sadece 3-4 kişi çalışıyor
termik santralde köyden. Yaya Köy’lüler, birkaç ay öncesine kadar, işte bu 14
yıldır komşuları olan termik santralle kesişen yaşamlarının aslında yine de iyi
günleri olduğunu bilememişler. Hemen köyün öbür tarafına da bir termik santral
inşaatı başlayınca anlamışlar başlarına gelecekleri. İki termik arasında kaçış
yok Yaya Köylüye.
GRANİKOS VADİSİNE GÖZ DİKTİLER
Büyük İskender’in Pers ordusunu bozguna uğrattığı Granikos
Vadisi ve çayı (Kocabaş Çayı) da Çan’ın termik santral yapılacak alanlarından
bir başkası. Helvacı, Maltepe, Altıkulaç Köylerinin ortasına, Granikos Çayı
kenarına 4. termik santralini yapacak İÇDAŞ Şirketi. Yörede hala keşfedilmeyi
bekleyen onlarca antik yerleşim yeri var. Parion antik kentinin adeta üzerine
yatan İÇDAŞ, Granikos Vadisindeki envantere bile girmemiş kültür varlıklarının
da en önemli tehdit kaynağı. Şimdi şirket yetkilileri çıkıp antik kent
kazılarına sponsor olduklarını, çevreye ne kadar önem verdiklerini, çevre
ödülleri aldıklarını söyleyeceklerdir.
Parion antik kentinin çekimlerini dikenli tel gerisinden
bile İÇDAŞ’ın özel güvenlik elemanlarının engellemesi nedeniyle yapamayan,
antik kenti ‘özel mülkü’ sayan, şirketin yörenin denizinde, toprağında,
kıyısında, havasında yarattığı kirlilik görüntülerini haber yapmaktan hakkında
dava açılan ama aklanan bir gazeteci olarak diyoruz ki; “Git bu hikayeleri
başkasına anlat”!..
ÇAN PAZARI
Çan pazarına ilçenin köylerinden ürünlerini satmaya gelen
köylüler, termik santraller yüzünden ürünlerindeki azalmayı, hastalıkları,
sağlıklarındaki bozulmaları anlattılar uzun uzun. Bir çanak şeklindeki Çan
ilçesinin havası, ilçenin ortasında bulunan seramik fabrikasının işletmeleri ve
termik santralleri nedeniyle yeterince kirliyken, ilçenin çevresine yeni termik
santraller yapılmasının endişeleri hepsinin yüzünden okunuyordu.
Bayramiç beyazı, Çanakkale domatesi, kapya biberi, çalı
fasulyesi Çan Pazarında alıcısını bekliyor. Bin bir emekle yetiştirilen
ürünlerinin yıldan yıla bozulduğunu, topraklarının kirlendiğini gören köylüler
ne yapacaklarını bilemez bir haldeler. Ekmek kapıları olan Çan pazarının, “Can
Pazarı” olduğu günlerin korkusunu görme endişesi hepsinin ortak derdi,
sıkıntısı olmuş. Aslında sadece Yenice değil, Çan ilçesi değil, tüm Kaz Dağı, Troas,
Biga Vadisi, tüm Çanakkale adım adım can pazarına sürükleniyor!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder