30 Ağustos 2016 04:50
Jeotermal Enerji Santralleri (JES) ve kuyularının Aydın’daki
yaşamı ve tarımı olumsuz etkilediğinin örnekleri her geçen gün artıyor.
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Jeotermal Enerji Santralleri (JES) ve kuyularının Aydın’daki
yaşamı ve tarımı olumsuz etkilediğinin örnekleri her geçen gün artıyor. Ege
İhracatçı Birlikleri Başkanlığının açıkladığı kuru incir rekoltesi ile ilgili
açıklamanın satır aralarında, JES’lerin etkilerine yönelik uyarılar yer aldı.
2016-2017 sezonu Ege Bölgesi kuru incir rekoltesi tespit
sonuçları İzmir Ticaret Borsası, Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı (GTHB) İzmir
İl Müdürlüğü, GTHB Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsü, Ege İhracatçı Birlikleri,
İzmir Ticaret Odası, Beydağ Ziraat Odası gibi kurum temsilcilerinden oluşan
heyet tarafından açıklandı. Açıklamada incir ağaçlarının sürgün uzunluklarının
kısa kaldığı, meyve tutumlarının geçen yılın altında gözlendiğini, meyve
iriliğinin bazı bölgelerde geçen yıla göre biraz daha küçük olduğunu, yüksek
bölgelerde soğuk zararında artış olduğunu, güneş yanıklığının tüm bölgelerde
gözlendiği gibi iklim değişikliği verilerinin yansıması şeklinde
değerlendirilen tespitler yer aldı.
JES’LER DAĞLARA DOĞRU YAYILIYOR
Son yıllarda incir üreticileri ve birçok bilim insanı
tarafından önemli uyarılarla birlikte gündeme getirilen ve her geçen gün
Aydın’ın en önemli gündem maddesi olma özeliliğini daha da arttıran JES’lerle
ilgili heyetin açıklamalarında önemli tespitler yer aldı.
“Jeotermal enerji üretimine yönelik kuyu açma ve üretim
tesisiyle bağlantılı boruların yaygınlaşmaya ve kırtaban alanlar ağırlıklı
olmak üzere dağlık alanlara doğru yayılmaya başladığı görülmüştür. Buna bağlı
olarak rekolte tespit çalışması sırasında özellikle kuyuların yaygın olduğu
bölgelerle birlikte, uzak mesafelerde dahi jeotermale özgü koku yoğun olarak
hissedilmiştir. Bunlarla ilişkili olarak tarımsal faaliyetlerin olumsuz
etkilenmesi, toz ve çevresel atıkların ürün kalitesini olumsuz etkilediği
örneklere rastlanmıştır.”
Ege İhracatçı Birlikleri Başkanlığı hava sıcaklığının normal
seyretmesi halinde bile 2016-2017 kuru incir rekoltesinin, geçen yıla oranla
yüzde 3 daha az, 72 bin ton civarında gerçekleşmesini beklediklerini açıkladı.
BİLİM UYARMIŞTI
Aslında Ege İhracatçı Birlikleri Başkanlığının bu yılki
tespitlerine dönük uyarılar geçtiğimiz yıllarda bölgede yapılan bilimsel
çalışmalarda ortaya konmuştu. Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Ziraat
Fakültesi Bahçe Bitkilerinden Dr. Sunay Dağ’ın Germencik Alangüllü’de 2013-2014
incir sezonunda yaptığı çalışma bunlardan birisi. “Jeotermal Enerji Gerçeği ve
İncir Yetiştiriciliği” adlı bir çalışmada Dağ, Jeotermal santrallere
yakın incir bahçelerinde havadaki nem miktarını -topraktaki asit miktarını- yaprak
ve kuru incirdeki ağır metalleri yüksek, jeotermallerden uzaklaştıkça az olarak
tespit etmişti. Yine araştırmada jeotermal santrallere yakın incir ağaçların
sürgün dallarını ince ve kısa, yapraklarını daha az olarak saptamıştı.
‘AYDIN’IN SABRI DA KAPASİTESİ DE KALMADI’
Aydın Çevre Kültür Derneği İkinci Başkanı Dr. Metin Aydın,
2013-2014 yılında ADÜ Bahçe Bitkileri Bölümünün ve 2016 yılında Ege İhracatçı
Birliklerinin yaptığı araştırma sonucuyla ilgili yaptığı değerlendirmede,
Aydın’da jeotermal santrallerin hızlı bir şekilde artmadığına dikkat çekti.
Daha önce Menderes havzasındaki birinci sınıf tarım arazilerinde, incir ve
zeytin bahçelerine kurulan bu santrallerin artık Aydın’nın dağlık bölgelerine
doğru yayılmaya başladığını aktaran Metin Aydın, “Kuyuların çıkardığı hidrojen
sülfüre bağlı çürük yumurta kokusu Aydın dağlarına kadar yayılmıştır. Artık
Aydın, dağlarından yağ, ovalarından bal akan bölge değil, ‘Dağları ve ovaları
çürük yumurta kokan bölge’ haline gelmiştir” dedi. Şimdiye kadar ovalarda
kurulan JES’lerin ve kuyu sondajlarının çıkardıkları akışkanlar ile yer üstü -
yer altı sularını kirletirken şimdi de suların köken aldığı dağlara yayılarak
Aydın’ın içme / sulama sularını kirletir hale geldiğinin altını çizen Aydın,
“Mevcut durum daha fazla sürdürülemez. AYÇEP olarak çağrımızdır; Aydın’nın bir
tane daha fazla jeotermal santrali kaldıracak kapasitesi ve sabrı kalmamıştır.
Aydın’da yeni jeotermal sahalar, santraller, kuyular istemiyoruz. Aksi bir
tutum Aydın’da tarımın, marka ürünleri olan incir-zeytin-kestanenin, yaşamın,
çevrenin, doğal ve kültürel varlıklarımızın sonu olacaktır. Jeotermalde inat
gelecek güvencemiz olan toprak-su varlıklarımızın yok olmasına, Aydın’ın
çölleşmesine, sürdürülebilir gıda güvencesinin ortadan kalkmasına, soluyacak
temiz havanın yok olmasına, temiz havanın balonlarda satılır hale gelmesine,
Aydın’ın kanser ve hastalık üreten merkez hale gelmesine sebep olacaktır” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder