26 Kasım 2014 Çarşamba

Şiirler kirlendi, şairi de öldü sayın!..


Vahşi madenciliğe direnmek lafla olmuyor! Şimdi şiirlerini dinlediğiniz T. Talipoğlu daha birkaç yıl önce Kışladağ'da altın madeninin sunuculuğunu yaparken siyanürlü madene övgüler dizmişti. 1700 kişinin siyanürden zehirenmesinden 15 gün sonra hem de. Ölü ve sakat doğan kuzuların sessizliğinde bu kişinin de vebali vardır. Yazık, çok yazık!..
İzleyin, vahşi madenciliğe nasıl çanak tutulur. Kimden şiirler dinlediğiniz de düşünün bir kez daha!..

TURÇEP: TAYFUN TALİPOĞLU’NDAN ÖZÜR DİLEMESİNİ DE BEKLİYORUZ

Turgutlu Çevre Platformu (TURÇEP), geçmişte yanlışlarını kınadıkları Tayfun Talipoğlu’nun 23 Kasım günü bir derginin etkinliği kapsamında Turgutlu’ya davet edilmesine anlam veremediklerini bildirdi. TURÇEP tarafından konuya ilişkin yapılan basın açıklaması ise şöyle:

TURÇEP olarak sanatsal ve kültürel etkinliklerin yanındayız ve gerek duyulduğunda toplumsal kültürün geliştirilmesine katkı sunacak sanatsal etkinliklere yardımcı olma anlayışına da sahibiz. Ancak bu tür etkinliklerin organizasyonunda 10 yıla yakın zamandır vahşi madenciliğe karşı onurlu bir yaşam mücadelesi veren Turgutlu halkının hassasiyetlerini rencide etmeyecek konukların davet edilmesine özen gösterilmesi, davet edilecek kişilerin titizlikle seçilmesi, böylece kültür ve sanatın kirlenmesinin önüne geçilmesini de temenni ediyoruz. Ayrıca bunun  Çaldağında eylem olacağı aynı güne denk getirilmesi de manidardır.

Geçmiş yıllarda siyanürlü altın maden işletmeciliğindeki maden şirketinin reklamını yapan ve Uşak Kışladağ ile İzmir Efemçukuru’ndaki siyanürlü altın madenciliğini destekler söylemleri olan Tayfun Talipoğlu’nun bir derginin etkinliği kapsamında konuşma yapmak üzere Turgutlu’ya davet edilmesini hayretle karşıladık. Tayfun Talipoğlu’nun geçmişteki davranışı tüm çevreciler ve yaşam savunucuların yüreklerinde hala kanayan derin bir yara olarak iz bırakmıştır. Bu nedenle Tayfun Talipoğlu’nun Turgutlu'da katıldığı etkinlikte şimdi de çevreci söylemlerle kendini savunan açıklamaları inandırıcı olmakta yetersiz kalacaktır.

Geçmişteki davranışını kınadığımız Tayfun Talipoğlu’ndan TURÇEP olarak beklediğimiz, o dönemde yanlış yaptığını kabul etmesi ve geçmişteki yanlışından dolayı özür dilemesidir. Ayrıca özür dileyebilmek de bir erdemdir. Aksi taktirde Turgutlu’da katıldığı etkinlik sırasında “kendisinin de çevreci olduğu ve Çaldağı’ndaki nikel işletmesine karşı olduğu” şeklindeki sözleri, samimiyeti ve güvenirliği bakımından yetersiz kalacaktır. Çünkü Tayfun Talipoğlu’nun daha önceki yanlışı çevreci güzel bir cümle ile örtülemeyecek kadar büyüktür. Bu nedenle özür dilemedikçe çevreci söylemlerinin çok fazla bir inandırıcılığı olmayacak, samimiyetinden şüphe edilecek, sadece geçmişteki yanlışını örtmek için sığınmaya çalıştığı sözler anlamı taşıyacaktır.

TURÇEP (Turgutlu Çevre Platformu)

Kasaba’dan Esinti Dergisi Yöneticilerine,

23 Kasım 2014 Pazar günü derginizin Turgutlu’da düzenlediği etkinlikte Tayfun Talipoğlu’nun konuk olduğunu,  şiirler okuyacağını üzüntüyle öğrendik.
Adı geçen kişi Uşak Kışladağ’da çok uluslu altın işletmesi Eurogold’un  açılışında sunuculuk yapmış, Kışladağ'daki yurttaş direnişini hiçe sayarak NTV'deki ‘Bamteli’programında altın madencilerinin reklamını yapmış, Bergama'da altın madenine olur demiştir. Talipoğlu, kendisini bu tutumları nedeniyle çeşitli yerlerde eleştiren yaşam savunucularını “anlaşıldı demokratlık sizin mayanızda yok”sözleriyle suçlayarak ‘Bergama’da  altının çıkmasından yana olduğunu, Uşak’ta da yana olduğunu, artık sağcı ya da solcu olmak gibi bir lüksünün olmadığını, ideolojilerden hiç ekmek yemediğini’ ilan etmiştir.
 Talipoğlu'nun Kışladağ'daki açılış sırasında çekilen altın külçesini iki eliyle havaya kaldırdığı fotoğrafı aslında herşeyi anlatıyor.
Bu altın işletmesi yüzünden 1000in üstünde yurttaşımız siyanürden zehirlendi. Maden yakınındaki İnay köyünde anomalili 3 ayaklı kuzular, çenesi olmayan kuzular doğdu. Koskoca bir dağ, Kışladağ yok edildi.
Aynı Tüprag şirketi İzmir’in içme suyu havzası Efemçukuru’nda da altın çıkarmaktadır. Kışladağı yok eden, İzmir'in suyunu tehdit eden, toprağımızı havamızı suyumuzu kirletip insanlarımızı siyanürle zehirleyen çok uluslu şirketinşakşakçılığını yapan biri güzel ülkemizin güzel insanlarının yazdığı şiirleri okuyamaz, okumamalı, bu şiirleri Tüpragın altınıyla kirletmemeli.

Biz hekimler kişilerin öncelikle sağlıklı kalmasını, yaşam alanlarının korunmasını isteriz. Bilindiği gibi bu faaliyetle yol açılacak hastalık ve yıkımların çoğunun tedavisi, geriye dönüşü yoktur.
Bütün bunlar bilindiği halde açık ve net bir özeleştiri dahi yapılmaksızın adı geçen sunucu ile program yapacak olmanızı bir talihsizlik olarak görüyor, bu kişinin programdan çıkarılmasını diliyoruz.

Dr. Oya OTYILDIZ
İzmir Tabip Odası
Çevre Komisyonu Başkanı


Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
akar suyun,
meyve çağında ağacın,
serpilip gelişen hayatın düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına :
- çürüyen diş, dökülen et -,
bir daha geri dönmemek üzre yıkılıp gidecekler.




 0001a.jpg görüntüleniyor

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...