foto:özer akdemir
Foto kodu:oper
İZMİR - İHD İzmir Şube Başkanı Günseli Kaya, cezaevlerine yapılan son operasyonların onlarca siyasi tutuklu ve hükümlünün ölümü, yüzlercesinin yaralanmasıyla sınırlı kalmadığını vurgulayarak, insan hakları perspektifi ile davranan, kendilerine ölçü olarak dayatılanı değil de evrensel olanı kabul eden meslek örgütleri, tutuklu yakınları ve konuya duyarlılık gösteren herkes üzerindeki baskının şiddetini de arttırdığını belirtti.
İHD İzmir Şubesi'nde yapılan basın açıklamasında konuşan Şube Başkanı Kaya, 19 Aralık'tan bu yana cezaevlerinde yapılan operasyonlar sonucu kesin olmayan sonuçlara göre 29 tutuklu ve hükümlünün öldüğünü, yüzlercesinin yaralandığını, bir kısmının da hala nerede olduğunun bilinmediğinin altını çizerek, sıkıyönetim dönemini aratmayacak gelişmeler sonucunda altıyüzü aşkın mahkumun F Tipi cezaevlerine sevkedildiğini aktardı. Operasyonların cezaevleriyle sınırlı kalmayıp konuya duyarlılık gösteren tüm kesimlere de yöneldiğini açıklayan Kaya, İHD'nin İzmir, İstanbul ve Ankara şubelerinin DGM kararlarıyla arandığını, Konya Şubesi'nin de kapatıldığını hatırlattı.
Operasyon öncesi, can kıyımlarının yaşanmaması için çözüm arayan, bu anlamda aracı olan meslek çevreleri, aydınlar ve sanatçıların neredeyse "yardım, yataklık" ediyorlarmış gibi gösterildiğini ifade eden Kaya, TTB'nin de etik ilkelerini savunduğu için hedef tahtasına konulduğunu sözlerine ekledi. Önce RTÜK, sonra DGM kararlarıyla, basın - yayın kurumlarına sansür uygulaması getirilerek kamuoyunun doğru, tam ve objektif bilgi almasının önünü kesildiğini kaydeden Kaya, "Bugün 47 cezaevinde 2018 tutuklu ve hükümlü açlık grevi ya da ölüm orucunu sürdürmektedir. Durum, ilk başlayanlar açısından ele alındığında, ölümler ardarda yaşanacaktır," dedi.
"Operasyon sessiz imhayla devam ediyor"
Operasyonun sadece kolluk güçleri eliyle değil sessiz imha yoluyla da devam ettiğini vurgulayan Kaya, sessiz imhanın bir biçiminin de "tıbbi müdahele" ya da "zorla besleme" olduğunu söyledi. Jandarma tarafından alınan kamera kayıtlarının, ham haliyle, kesintisiz ve montajsız olarak yayınlanmasını isteyen Kaya, Bayrampaşa Cezaevi operasyonunda kullanılan kimyasal maddelerin ve yangı bombası kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi için üniversite çevrelerince oluşturulacak bağımsız bir heyet tarafından olay yerinde araştırma yapılması gerektiğinin altını çizdi. Kaya, yine Bayrampaşa Cezaevinde sevklere ilişkin listelerde ve hastanelerde adı bulunmayan 8 kişinin nerede olduğunun açıklanmasını isteyen Kaya şunları söyledi: "Onca yangın, arbede, operasyon yaşanan mekanlarda ele geçirildiği söylenen silah, döküman ve malzemenin, el değmemiş gibi temiz, zarar görmemiş olması inandırıcılıktan uzaktır. Edirne Cezaevi bugünkü durumuyla tamamen askeri cezaevi konumunda olup, çoğu yaralı olan tutukulu ve hükümlüler yarı çıplak, soğukta ve zor altında bulunmaktadır. Başta F Tipi cezaevleri olmak üzere, sevk edilen tüm cezaevlerindeki koşullar, hukukçu, hekim, insan hakları kurumları temsilcilerinden oluşan bağımsız heyetlerin araştırmasına açılmalıdır. Yaşanan insanlık dışı gelişmelere tepki gösterenlere karşı uygulanan baskı ve gözaltılara derhal son verilmelidir."
Edirne F Tipi'nde JİTEM işkencesi
Basın açıklamasında konuşan Edirne F Tipi Cezaevi'e sevkedilen Kadir Ağbaba'nın ağabeyi Münir Ağbaba kardeşiyle geçtiğimiz Pazartesi günü cezaevinde görüşebildiğini söyleyerek, "Yarım saat görüşebildim. İçeri girerken tam bir karmaşanın olduğunu gördüm. İçerisi de "Kelebek" filmini anımsatan bir görünümdeydi. Kardeşimle telefon aracılığıyla gardiyanların arasında görüşebildim. Anlattığına göre cezaevine getirildiklerinde hepsi JİTEM tarafından işkenceden geçirilmişler. Özellikle yumşak yerlerine, böbreklerine vurmuşlar. Kardeşimin her yerinde yoğun ekimoz ve darp izleri vardı," dedi. Kardeşinin 1996'da 67 gün açlık grevi yaptığını, şimdi 15 günlük açlık grevinde olmasına rağmen 96 yılından çok daha kötü bir halde bulunduğunu söyleyen Ağbaba, kardeşinin atılan gaz bombalarının etkisinden hala kurtulamadığını belirtti. Tutukluların ancak sloganlarla haberleşebildiklerini aktaran Ağbaba, soyadı Hanbayat olan tutuklunun durumunun çok ağır olduğunu öğrendiğini açıkladı. (Evrensel)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)
24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...
-
07 Ağustos 2018 14:41 CHP Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Menderes Nehri ve havzasındaki kirliliği Meclise taşıdı:...
-
13 Aralık 2020 14:35 Çiçekbaba Dağı günümüzde ülkemizdeki binlerce dağın kaderini paylaşıyor. Çiçekbaba da Kazdağları, Bolkarlar, Istranca...
-
08 Temmuz 2018 03:20 Tüm yazıları Günün şavkı Erciyes’e vurup, beyaz doruklarını kızı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder