6 Mayıs 2001 Pazar

POAŞ'taki Deli Dumrul öyküsü


Özer Akdemir
POAŞ'ı, adeta üzerine para alarak eline geçirenler bu vurgunu geçtiğimiz günlerde düzenledikleri bir partiyle kutlarlarken, POAŞ işçileri ise özelleştirmeden sonrası kaybettikleri ekmeklerinin peşindeydiler yine. 28 yıllık POAŞ işçileri Tosun ve Taşsın, emekli edilmiyorlar. POAŞ Genel Müdürlüğü işçilerin kıdem tazminatlarına el koymak istiyor.

İZMİR - Geçtiğimiz günlerde Petrol Ofisi Anonim Şirketi'nin (POAŞ) Maslak'taki Genel Müdürlük binasında yapılan kutlamaya, İstanbul sosyetesinin ünlü yüzlerinin yanı sıra POAŞ'ın ortakları olan İş Bankası ve Doğan Holding'in en üst düzey yetkilileri de katıldı. Ülke ekonomisinin en büyük kuruluşlarından birisi olan POAŞ'a, yüzde 51 hissesini alarak sahip olanlar, bu büyük pastanın tadını çıkarmaya çalışıyorlardı.

"Bal tutan parmağını yalar"
İş Bankası-Doğan Holding Girişim Ortaklığı, 3 Mart 2000 günü yüzde 51 hissesi için, 1 milyar 260 milyon dolar verdikleri POAŞ'ın kasasında, imzayı attıkları gün 378.5 milyon dolar buldular. Bundan öte, POAŞ'ın taşınmazları bile tek başına 4 milyar dolar ediyordu! POAŞ'ı adeta üzerine para alarak ellerine geçirenler bu vurgunun (Onlar değişim diyor) birinci yılını "Bal tutan parmağını yalar" deyimindeki gibi, şampanyalarla kutlarken, POAŞ'ın özelleştirilmesinden en çok etkilenen POAŞ işçileri ise özelleştirme sonrası kaybettikleri ekmeklerinin peşindeydiler yine.
Geçtiğimiz aylarda işaret parmaklarını şakaklarına dayatılarak "Önce kafalar değişti" mesajıyla birlikte gülümsetilip, gazetelere reklam malzemesi yapılan POAŞ çalışanları, ilerleyen günlerde bu hareketlerini "Özelleştirmeye evet diyeceğine, kafana bir kurşun sık, ikisi de aynı demek istedik" şeklinde değiştirdiler. İşçiler açısından gelinen nokta, bu mesajdan öte bir anlam da taşımıyor zaten.
POAŞ'taki Deli Dumrul
Hüseyin Tosun ile Cemil Taşsın'da POAŞ özelleştirmesinden sonra mağdur durumda kalan binlerce işçiden ikisi. Onların durumunu diğerlerinden ayıran en önemli etken ise emeklilikleriyle ilgili. Gününü doldursun doldurmasın yüzlerce işçiyi tazminatlarını verip emekliye ayıran POAŞ ideresi, Tosun ile Taşsın için aynı yöntemi izlemiyor. Güvenlik görevlisi statüsünde POAŞ'ta 28 yılını çalışarak geçirmiş olan Tosun ve Taşsın emekli olmak istedikleri halde emekli edilmiyor! Hak, hukuk dinlemeden POAŞ'ta adeta Deli Dumrul efsanesini canlandıranlar, bu yetmezmiş gibi işçilerin 3 aylık  maaşlarını da bloke edilmiş durumdalar! Her biri 20 milyarın üzerinde kıdem tazminatı almaya hak kazanan Tosun ve Taşsın'a bu miktarı vermek istemeyen POAŞ Genel Müdürlüğü, onları memur statüsüyle Dokuz Eylül Üniversitesi'ne atarken, iki işçinin emekli olduğunda alacakları kıdem tazminatının büyük bir bölümüne el koymayı amaçlıyor. Tosun ve Taşsın eğer Dokuz Eylül'de iş başı yapıp zaten dolmuş olan emekliliklerini burada alırlarsa ancak 6-7 milyar bir emekli ikramiyesi alabilecekler. Bunu kabul etmeyip emekli olmak için başvuran iki işçinin emeklilikleri POAŞ tarafından gerekçe gösterilmeden reddedilirken, işçilerin maaşları da 90 günü aşkındır bloke edilip verilmiyor. Tosun ve Taşsın konuyla ilgili sorularımıza şu yanıtları verdiler:

Kaç yıldır POAŞ'ta çalışıyordunuz? Başka bir kamu kurumuna hangi gerekçelerle atandınız?
Hüseyin Tosun:  POAS'ta 28 yıldır çalışan kadrolu işçiyim. Adnan Menderes Havaalanında Hava İkmalde Güvenlik görevlisi olarak çalışıyorum. 30 Temmuz'da bizim Dokuz Eylül'e atamamızı çıkardılar. 657'lik devlet memuru olarak. Oysa ki biz 28 yıldır işçi statüsünde çalışıyoruz. Bu atama yapılmadan 2-3 ay önce emekliliğimi istemiştim. Emekli etmiyorlar.
Cemil Taşsın: Ben 1979'dan beri POAŞ'ın Turan Tesisleri'nde çalışıyorum. Daha önce Aliağa'da da çalışmışlığım var. Özelleştirmeden sonra bir kısım işçiyi haklarını verip POAS'tan attıktan sonra, güvenlik görevlilerini de sendikalı olamadığımız için kapsam dışı tutup, çeşitli devlet kurumlarına atama yaptılar. Biz özel güvenlik yasasının çıktığı 1985 yılında sendikadan istifa ettirildik. Yasaya göre herhangi bir sendikaya üye olamıyorduk çünkü. Yalnız o dönem sendikadan istifa ederken istifa dilekçesinin altına "Tüm haklarım saklı kalmak kaydıyla" diye bir not düştük. Bu nedenle 1985'ten bu yana toplu sözleşmede işçiler ne aldıysa bize de aynen yansıttılar. Özelleştirmeden sonra işçileri ayırıp bizleri de tayin ettiler. Tayin ettikleri yerlerde biz memur olarak işe başlayacaktık.

"Biz Aydın Doğan'dan zengin miyiz?!"

Gerekçe olarak ne gösteriyorlar?
Hüseyin Tosun: Hiçbir gerekçe göstermiyorlar. Bize bir cümlelik "Emekliliğiniz uygun görülmemiştir" diye bir yazı gönderdiler. Biz emekliliğimizi isterken sigortadan günümüzü hesaplatmış, tüm evraklarımızı hazırlayıp öyle istemiştik. Bizim sigortayla bir sorunumuz yok. POAŞ Genel Müdürlüğü emekliliğimizi onaylamıyor. Devlet benden 28 yıldır bütün kesenekleri kesmiş. POAŞ'ı yönetenler bizim bu 28 yıllık emeğimizi vermek istemiyorlar. Bu nedenle bizi Dokuz Eylül'e atadılar. Avukatımız POAŞ Genel Müdürlüğü'ne ihbarname çekti. Hala cevap vermediler.
Cemil Taşsın: Emeklilik istemimize hiçbir gerekçe göstermeden red cevabı gelince, biz olayı biraz anladık. Bunlar bizi devlet memuru statüsünde emekli edip, kıdem tazminatlarımızın yarıdan fazlasına el koyacaklardı. Yani işçi statüsündeyken 20 milyar emeklilik ikramiyesi alacaksak, Dokuz Eylül'den emekli olduğumuzda bu miktar 6-7 milyara düşecekti. Ben Aydın Doğan'dan, İş Bankası'ndan zengin miyim? Bizim emekliliğimizi yapmadıkları gibi 90 gündür maaşlarımıza da el koymuş durumdalar.

Sizler daha sonra ne yaptınız?
Hüseyin Tosun: Dokuz Eylül Atama Dairesi'ne başvurduk. Adamlar bize "Buyrun gelin. İki sandalye verip sizlere de bir iş ayarlarız. Ama siz burada çalışmadınız ki ne emekliliği talep edeceksiniz" dediler. Yazın Ankara'ya gidip Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB)'nda Başkan Yardımcısı Haldun Demirel'le görüştük. Durumumuzu anlattık. Adam bize "sizin herşeyinizden POAŞ Genel Müdürlüğü sorumludur, biz her ay POAŞ'a 20 tirlyon lira personel maaşı ödüyoruz" dedi. Tamam özelleştirme olmuş, yüzde 51'i Aydın Doğan-İş Bankası'na satılmış ama buranın yüzde 49'u devlette hala. İpleri tamamen onlara mı verdiler ki böyle şeyler yaşıyoruz? Diğer bölgelerden bir kaç arkadaşın da bizimle aynı durumda olduğunu öğrendik. Özelleştirmenin bir sonucu da bu işte. Normal işten atmaları geçtik, işlerine gelmeyince bizim gibi emekliliği dolmuş olanları bile emekli etmiyorlar. 90 gündür maaşlarımızı vermiyorlar. Benim üç tane okuyan çocuğum var. Her gün borç alarak geçinmeye çalışıyoruz.

Cemil Taşsın: Bizi emekli etmeyip Dokuz Eylül'de çalışmaya zorlamalarının nedenni anladıktan sonra mahkemeye başvurduk. POAŞ'ın İnsan Kaynakları Müdürlüğünü arayıp müdür yardımcısı Selahattin diye birisiyle görüşüp, durumumu anlattı. Adam bana "Ben çalıştığım kurumun çıkarlarını kollamak zorundayım" dedi. Benim emeğimin karşılığına el koyupda mı kollayacaklar POAŞ'ın çıkarını? (Evrensel)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...