Özer Akdemir
POAŞ'ı, adeta üzerine para alarak eline geçirenler bu
vurgunu geçtiğimiz günlerde düzenledikleri bir partiyle kutlarlarken, POAŞ
işçileri ise özelleştirmeden sonrası kaybettikleri ekmeklerinin peşindeydiler
yine. 28 yıllık POAŞ işçileri Tosun ve Taşsın, emekli edilmiyorlar. POAŞ Genel
Müdürlüğü işçilerin kıdem tazminatlarına el koymak istiyor.
İZMİR - Geçtiğimiz günlerde Petrol Ofisi Anonim Şirketi'nin
(POAŞ) Maslak'taki Genel Müdürlük binasında yapılan kutlamaya, İstanbul
sosyetesinin ünlü yüzlerinin yanı sıra POAŞ'ın ortakları olan İş Bankası ve
Doğan Holding'in en üst düzey yetkilileri de katıldı. Ülke ekonomisinin en
büyük kuruluşlarından birisi olan POAŞ'a, yüzde 51 hissesini alarak sahip
olanlar, bu büyük pastanın tadını çıkarmaya çalışıyorlardı.
"Bal tutan parmağını yalar"
İş Bankası-Doğan Holding Girişim Ortaklığı, 3 Mart 2000 günü
yüzde 51 hissesi için, 1 milyar 260 milyon dolar verdikleri POAŞ'ın kasasında,
imzayı attıkları gün 378.5 milyon dolar buldular. Bundan öte, POAŞ'ın
taşınmazları bile tek başına 4 milyar dolar ediyordu! POAŞ'ı adeta üzerine para
alarak ellerine geçirenler bu vurgunun (Onlar değişim diyor) birinci yılını
"Bal tutan parmağını yalar" deyimindeki gibi, şampanyalarla
kutlarken, POAŞ'ın özelleştirilmesinden en çok etkilenen POAŞ işçileri ise özelleştirme
sonrası kaybettikleri ekmeklerinin peşindeydiler yine.
Geçtiğimiz aylarda işaret parmaklarını şakaklarına
dayatılarak "Önce kafalar değişti" mesajıyla birlikte gülümsetilip,
gazetelere reklam malzemesi yapılan POAŞ çalışanları, ilerleyen günlerde bu
hareketlerini "Özelleştirmeye evet diyeceğine, kafana bir kurşun sık,
ikisi de aynı demek istedik" şeklinde değiştirdiler. İşçiler açısından
gelinen nokta, bu mesajdan öte bir anlam da taşımıyor zaten.
POAŞ'taki Deli Dumrul
Hüseyin Tosun ile Cemil Taşsın'da POAŞ özelleştirmesinden
sonra mağdur durumda kalan binlerce işçiden ikisi. Onların durumunu
diğerlerinden ayıran en önemli etken ise emeklilikleriyle ilgili. Gününü
doldursun doldurmasın yüzlerce işçiyi tazminatlarını verip emekliye ayıran POAŞ
ideresi, Tosun ile Taşsın için aynı yöntemi izlemiyor. Güvenlik görevlisi
statüsünde POAŞ'ta 28 yılını çalışarak geçirmiş olan Tosun ve Taşsın emekli
olmak istedikleri halde emekli edilmiyor! Hak, hukuk dinlemeden POAŞ'ta adeta
Deli Dumrul efsanesini canlandıranlar, bu yetmezmiş gibi işçilerin 3 aylık maaşlarını da bloke edilmiş durumdalar! Her
biri 20 milyarın üzerinde kıdem tazminatı almaya hak kazanan Tosun ve Taşsın'a
bu miktarı vermek istemeyen POAŞ Genel Müdürlüğü, onları memur statüsüyle Dokuz
Eylül Üniversitesi'ne atarken, iki işçinin emekli olduğunda alacakları kıdem
tazminatının büyük bir bölümüne el koymayı amaçlıyor. Tosun ve Taşsın eğer
Dokuz Eylül'de iş başı yapıp zaten dolmuş olan emekliliklerini burada alırlarsa
ancak 6-7 milyar bir emekli ikramiyesi alabilecekler. Bunu kabul etmeyip emekli
olmak için başvuran iki işçinin emeklilikleri POAŞ tarafından gerekçe
gösterilmeden reddedilirken, işçilerin maaşları da 90 günü aşkındır bloke
edilip verilmiyor. Tosun ve Taşsın konuyla ilgili sorularımıza şu yanıtları
verdiler:
Kaç yıldır POAŞ'ta çalışıyordunuz? Başka bir kamu kurumuna
hangi gerekçelerle atandınız?
Hüseyin Tosun:
POAS'ta 28 yıldır çalışan kadrolu işçiyim. Adnan Menderes Havaalanında
Hava İkmalde Güvenlik görevlisi olarak çalışıyorum. 30 Temmuz'da bizim Dokuz
Eylül'e atamamızı çıkardılar. 657'lik devlet memuru olarak. Oysa ki biz 28
yıldır işçi statüsünde çalışıyoruz. Bu atama yapılmadan 2-3 ay önce
emekliliğimi istemiştim. Emekli etmiyorlar.
Cemil Taşsın: Ben 1979'dan beri POAŞ'ın Turan Tesisleri'nde
çalışıyorum. Daha önce Aliağa'da da çalışmışlığım var. Özelleştirmeden sonra
bir kısım işçiyi haklarını verip POAS'tan attıktan sonra, güvenlik
görevlilerini de sendikalı olamadığımız için kapsam dışı tutup, çeşitli devlet
kurumlarına atama yaptılar. Biz özel güvenlik yasasının çıktığı 1985 yılında
sendikadan istifa ettirildik. Yasaya göre herhangi bir sendikaya üye
olamıyorduk çünkü. Yalnız o dönem sendikadan istifa ederken istifa dilekçesinin
altına "Tüm haklarım saklı kalmak kaydıyla" diye bir not düştük. Bu
nedenle 1985'ten bu yana toplu sözleşmede işçiler ne aldıysa bize de aynen
yansıttılar. Özelleştirmeden sonra işçileri ayırıp bizleri de tayin ettiler.
Tayin ettikleri yerlerde biz memur olarak işe başlayacaktık.
"Biz Aydın Doğan'dan zengin miyiz?!"
Gerekçe olarak ne gösteriyorlar?
Hüseyin Tosun: Hiçbir gerekçe göstermiyorlar. Bize bir
cümlelik "Emekliliğiniz uygun görülmemiştir" diye bir yazı
gönderdiler. Biz emekliliğimizi isterken sigortadan günümüzü hesaplatmış, tüm
evraklarımızı hazırlayıp öyle istemiştik. Bizim sigortayla bir sorunumuz yok.
POAŞ Genel Müdürlüğü emekliliğimizi onaylamıyor. Devlet benden 28 yıldır bütün
kesenekleri kesmiş. POAŞ'ı yönetenler bizim bu 28 yıllık emeğimizi vermek
istemiyorlar. Bu nedenle bizi Dokuz Eylül'e atadılar. Avukatımız POAŞ Genel
Müdürlüğü'ne ihbarname çekti. Hala cevap vermediler.
Cemil Taşsın: Emeklilik istemimize hiçbir gerekçe
göstermeden red cevabı gelince, biz olayı biraz anladık. Bunlar bizi devlet
memuru statüsünde emekli edip, kıdem tazminatlarımızın yarıdan fazlasına el
koyacaklardı. Yani işçi statüsündeyken 20 milyar emeklilik ikramiyesi
alacaksak, Dokuz Eylül'den emekli olduğumuzda bu miktar 6-7 milyara düşecekti.
Ben Aydın Doğan'dan, İş Bankası'ndan zengin miyim? Bizim emekliliğimizi yapmadıkları
gibi 90 gündür maaşlarımıza da el koymuş durumdalar.
Sizler daha sonra ne yaptınız?
Hüseyin Tosun: Dokuz Eylül Atama Dairesi'ne başvurduk.
Adamlar bize "Buyrun gelin. İki sandalye verip sizlere de bir iş
ayarlarız. Ama siz burada çalışmadınız ki ne emekliliği talep edeceksiniz"
dediler. Yazın Ankara'ya gidip Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB)'nda Başkan
Yardımcısı Haldun Demirel'le görüştük. Durumumuzu anlattık. Adam bize
"sizin herşeyinizden POAŞ Genel Müdürlüğü sorumludur, biz her ay POAŞ'a 20
tirlyon lira personel maaşı ödüyoruz" dedi. Tamam özelleştirme olmuş,
yüzde 51'i Aydın Doğan-İş Bankası'na satılmış ama buranın yüzde 49'u devlette
hala. İpleri tamamen onlara mı verdiler ki böyle şeyler yaşıyoruz? Diğer
bölgelerden bir kaç arkadaşın da bizimle aynı durumda olduğunu öğrendik.
Özelleştirmenin bir sonucu da bu işte. Normal işten atmaları geçtik, işlerine
gelmeyince bizim gibi emekliliği dolmuş olanları bile emekli etmiyorlar. 90
gündür maaşlarımızı vermiyorlar. Benim üç tane okuyan çocuğum var. Her gün borç
alarak geçinmeye çalışıyoruz.
Cemil Taşsın: Bizi emekli etmeyip Dokuz Eylül'de çalışmaya
zorlamalarının nedenni anladıktan sonra mahkemeye başvurduk. POAŞ'ın İnsan
Kaynakları Müdürlüğünü arayıp müdür yardımcısı Selahattin diye birisiyle
görüşüp, durumumu anlattı. Adam bana "Ben çalıştığım kurumun çıkarlarını
kollamak zorundayım" dedi. Benim emeğimin karşılığına el koyupda mı
kollayacaklar POAŞ'ın çıkarını? (Evrensel)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder