Özer Akdemir
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun Hasankeyf ve
Allianoi antik kentlerinin baraj suları
altında kalması sonucunu doğuracağı belirtilen ilke kararı aleyhine dava
açılıyor. Bir grup meslek odası, dernek ve yurttaş adına İzmir Nöbetçi İdare
Mahkemesi kanalıyla Danıştay Başkanlığı’na gönderilen dava dilekçesinde
taşınmaz kültür varlıklarının bulundukları alanların doğal ve kültürel
özellikleri nedeniyle yerlerinde korunması gereken alanlar olduğuna dikkat
çekilerek, ilke kararının iptali isteniyor.
Suya gömmenin dayanağı
Hasankeyf ve Allianoi’nin kaderini yakından ilgilendiren
Koruma Kurulu ilke kararı Resmi Gazete’nin 27.10.2006 tarihli sayısında sayısında
yayınlandı. İlke kararında “Baraj
alanlarından etkilenen taşınmaz kültür varlıklarının korunması” ile ilgili ilke
kararında; “baraj alanları içinde kalan taşınmaz kültür varlıklarının ve
arkeolojik sit alanlarının koruma ve kullanma koşulları” belirlendi. DSİ
tarafından, barajın planlanan alanın dışında başka bir yerde yapılmasının
mümkün olmadığının saptanması, taşınmaz kültür varlıklarının ve arkeolojik sit
alanlarının bulunduğu alanlarda yapımının zorunlu olması durumunda, ilke
kararına göre; taşınmaz kültür varlıklarının
başka bir yere taşınması ya da
belgelenerek su altında bırakılmasına karar verilebileceği karar altına
alındı. Uzun bir süredir, Hasankeyf’in taşınması, Allianoi’nin ise üzerinin
mille örtülerek su altında bırakılması önerilerinin dillendirildiği bir ortamda
alınan bu ilke kararı, her iki antik kentin geleceği açısından yaşamsal bir
anlam taşıyor. Koruma Kurullarının varlık nedenlerinin kültür ve tabiat
varlıklarını korumak olduğuna dikkat çeken antik kentlerin sular altında
kalarak yok edilmesini önlemek için mücadele eden kurumlar ise barajları
korumayı amaçlayan bu ilke kararını “ilkesizlik kararı” olarak
değerlendiriyorlar. Kurumlar yaptıkları eş zamanlı basın açıklaması ile söz
konusu ilke kararı ile Hasankeyf’in taşınmasının, Allianoi’nin ise insan eliyle
suya gömülmesinin dayanağının yaratılmak istendiğine dikkat çekmişlerdi.
“Taş yerinde ağırdır”
İlke kararına karşı kamuoyu oluşturmayı amaçlayan basın
açıklamalarının ardından konu yargıya da taşındı. 27 Ekim 2006 tarihinde
yayınlanan Koruma Kurulu İlke Kararına itiraz süresinin son günü olan 26 Aralık’da,
bir grup meslek örgütü, dernek ve yurttaş kararın iptali istemiyle dava açtı.
İlke Kararının Allianoi’yu ilgilendiren kısmı için İzmir Nöbetçi İdare
Mahkemesi’ne dava açılırken, Hasankeyf için ise Hasankeyf’i Yaşatma
Girişimi’nin dava açması bekleniyor. İzmir Nöbetçi İdare Mahkemesi kanalıyla
Danaşıtay Başkanlığı’na gönderilen dava dilekçesinde, Kültür ve Turizm
Bakanlığı tarafından Resmi Gazete’de yayınlanan ilke kararında, “…elde edilen
bilgi ve belgelere dayalı olarak alandaki taşınmaz kültür varlıklarının yerinde
korunmasına, başka bir yere taşınmasına veya belgelenerek su altında
bırakılmasına ilişkin önerilerin koruma bölge kuruluna sunulmasına…”
hükmedildiğine dikkat çekilerek,
taşınmaz kültür varlıkları çevresi ile bütün bir değer oluşturduğu,
taşınma esnasında bu varlıkların zarar görmesinin kaçınılmaz olduğu dile
getirildi. İlke kararında taşınmaz
kültür varlıklarının “su altında bırakılmalarının zorunlu olduğu hallerde, önem
derecesine göre kazı, belgeleme, mimari dokümantasyonlar…”ın yapılmasından
bahsedildiğine dikkat çekilen dava dilekçesinde, farklı dönemlere ait kültürel
katmanlar şeklinde bulunan kalıntıların bu şekilde digital veri ve görsel
kayıtlara alınmasının mümkün olmadığının altı çizildi. Dava dilekçesinde ayrıca
taşınmaz kültür varlıkları üzerinde biriken suyun devamlı hareket halinde olacağına
dikkat çekilerek, suyun hareketi ile taşınmaz kültür varlıklarına büyük zarar
verilmesinin kaçınılmaz olacağı dile getirildi. Anayasanın 63. Maddesinde
“Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunması
sağlar” denilerek devletin sit
vasfındaki kültür ve tabiat varlıklarının “korunmasını sağlamak” ile ödevli
olduğuna dikkat çekilen dava dilekçesinde ilke kararının Anayasa ve çeşitli
yasalara da aykırı olduğu vurgulandı. İlke kararının ülkenin taraf olduğu
uluslararası sözleşmelerde ifadesini bulan ülkenin doğal, tarihi, arkeolojik
değerlerini koruma ve muhafaza, gelecek kuşaklara aktarma yükümlülüğüne de
aykırı olduğu ilgili sözleşmelere atıflar yapılarak aktarıldı.
Kutu: Koruma Yüksek Kurulu ilke kararı aleyhine dava açın
kurumlar:
1. Arkeologlar
Derneği, 2. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, 3. TMMOB Mimarlar Odası
Genel Başkanlığı, 4. İzmir Turist Rehberleri Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı ve
bir grup yurttaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder