Özer AKDEMİR
Birleşmiş Milletler tarafından oluşturulan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli 5. Değerlendirme raporu geçtiğimiz ay açıklandı. Raporun hazırlanmasına bir dönem” başyazar “ olarak katkı sunan iklim bilimci Prof. Dr. Murat Türkeş, IPCC Raporları ve son raporun anlamı ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Durum ve gelecek öngörüsü hiç de iç açıcı değil!...
Soru 1. IPCC nedir? Kimler yer alıyor, ne zamandan beri çalışmalarını sürdürüyor?
IPCC’nin Türkçe açılımı -1990 Eylül-Ekim aylarında önerdiğim ve sonrasında yaygın bir kabul görerek kullanıldığı biçimde- Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’dir. IPCC, Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından 1988'de kurulan ve o zamandan beri ortaklaşa yürütülen Birleşmiş Milletlerin bir uzmanlık ya da özel görev organıdır.
Soru 2. IPCC Raporları nasıl hazırlanıyor? Şu ana kadar kaç rapor ortaya kondu?
Özel amaçlı raporlar dışındaki ana IPCC raporları, binlerce bilim insanı, hükümet temsilcileri ile hükümetler dışı gönüllü, uluslararası ve hükümetlerarası kuruluş temsilcilerinin katkılarıyla, her 5 yıllık dönemler için hazırlanmakta ve yayımlanmaktadır. 2008-2012 dönemini içeren son raporla birlikte bugüne değin 5 ana değerlendirme raporu hazırlandı.
Soru 3. Son Raporun hazırlık sürecinden bahseder misiniz? Sizin bu süreçteki katkınızı da yazar mısınız?
IPCC’nin sonuncu raporu olan IPCC 5. Değerlendirme Raporu “İklim Değişikliği 2013”ün hazırlık süreci, 2010 yılı başında başladı.
2010 yılı başında IPCC 5. Değerlendirme Raporu için 1. Çalışma Grubu’na başyazarlardan birisi olarak seçilerek katkı vermeye başlamıştım. Ancak, 2011 yılı yazında yaşadığım sağlık ve sonrasındaki özel sorunlar nedeniyle, sürecin ortasında başyazarlıktan çekilmek zorunda kaldım. Sonrasındaysa, aynı çalışma grubuna Katkı Veren Yazarlardan birisi olarak bilimsel katkılarımı sürdürdüm. 23-26 Eylül 2013 tarihleri arasında Stockholm’de gerçekleştirilen IPCC toplantılarına ise, Türkiye Cumhuriyeti adına hükümet temsilcisi olarak katıldım ve bu yolla bilimsel katkı sağladım
1400 YILIN EN SICAĞI
Soru 4. Son raporun önemli başlıkları nelerdir? Bu rapora göre bizi nasıl bir gelecek bekliyor?
Politikacılar İçin Özet raporunun önemli başlıklarını ve ana mesajlarını 5 başlık altında toplayarak şöyle özetleyebilirim:
1. İklim Sisteminde Gözlenen Değişiklikler
Küresel iklimdeki ısınma kesindir ve 1950li yıllardan beri iklimde gözlenen değişikliklerin çoğu on yıllardan bin yıllık bir zaman dönemine kadar daha önce hiç görülmemiş düzeydedir.
Atmosfer: Geçen 30 yılın her 10 yılı, yeryüzünde 1850’den beri kaydedilen küresel sıcaklık verileri için hesaplanan tüm on yıllık dönemlerden ardışık bir biçimde daha sıcak olmuştur. Çözümlenen dolaylı eski iklim verileri, Kuzey Yarım Küre’de 1983 – 2012 döneminin olasılıkla son 1400 yılın en sıcak 30 yıllık dönemi olduğunu (orta güvenirlik) göstermektedir.
Okyanuslar: Üst okyanus (0 –
Buzküre: Grönland ve Antarktik buz kalkanları geçen 20 yıllık dönemde kütle kaybetmekte, buzullar neredeyse küresel ölçekte küçülmeyi sürdürmekte.
Küresel deniz düzeyi: 19’ncu yüzyıl ortasından beri gözlenmiş olan deniz düzeyi yükselmesi oranı (hızı), önceki iki bin yıllık dönemdeki ortalama yükselme oranından daha büyüktür. Küresel ortalama deniz düzeyi 1901 – 2010 döneminde
2. Karbon ve Öteki Biyojeokimyasal Döngüler
Karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve diazotmonoksit (N2O) gazlarının atmosferik birikimleri, en az son 800,000 yıllık dönemde hiç olmadığı kadar yüksek bir düzeye ulaşmıştır. CO2 birikimleri, temel olarak fosil yakıt yanması ve ikincil olarak net arazi kullanımı değişikliğinden kaynaklanan salımlar nedeniyle, sanayi öncesi döneme göre % 40 oranında artmıştır.
ISINMANIN NEDENİ İNSAN
3. İklim Sisteminin Anlaşılması ve Güncel Değişiklikler
İklim sistemi üzerindeki insan etkisi açıktır.
İklim değişikliğinin belirlenen kanıtları ve nedenleri: Çok yüksek olasılıkla (% 95 – 100), İnsan etkisi 20’nci yüzyılın ortasından beri (1951 – 2010 döneminde) gözlenen ısınmanın egemen nedeni olmuştur.
4. Gelecekteki Küresel ve Bölgesel İklim Değişiklikleri
Sera gazlarının sürmekte olan salımları, daha fazla ısınmaya ve iklim sisteminin tüm bileşenlerindeki değişikliklere neden olacaktır.
Sıcaklık: Küresel yüzey sıcaklığı değişikliği, 21’nci yüzyılın sonuna kadar, biri dışında tüm yeni IPCC senaryolarına dayanarak olasılıkla 1850 – 1900 dönemine göre 1.5 °C’yi ve iki yeni senaryoya göre olasılıkla 2 °C’yi aşacak.
Okyanuslar: Okyanuslar 21’nci yüzyıl süresince de ısınmaya devam edecektir. Isı yüzeyden derin okyanusa doğru geçecek ve okyanus dolaşımını etkileyecektir.
Buzküre: Arktik deniz buzu örtüsü olasılıkla azalmaya ve incelmeye devam edecek ve Kuzey Yarımküre ilkbahar kar örtüsü, küresel ortalama yüzey sıcaklığı yükseldikçe, 21’nci yüzyıl boyunca azalacaktır.
Deniz düzeyi: Küresel ortalama deniz düzeyi 21’nci yüzyıl boyunca yükselmesini sürdürecektir.
Karbon ve öteki biyojeokimyasal döngüler: İklim değişikliği, atmosferdeki CO2’nin artışını büyüterek ya da abartarak, karbon döngüsü süreçlerini etkileyecektir.
İklimin kararlılığı ve iklim değişikliği yükümlülükleri: İklim değişikliğinin pek çok özelliği, CO2 salımları durdurulsa bile yüzyıllarca sürecektir.
TÜRKİYE’Yİ KURAKLIK BEKLİYOR
Soru 5. Bu son rapora göre, iklim değişikliğinin Türkiye’ye etkileri nelerdir?
Türkiye ve bölgesinde yüzey ve troposfer hava sıcaklıklarındaki artış ile yağışlardaki azalış (kuraklaşma) eğilimleri sürmektedir. Söz konusu eğilimlerin, gelecekte de süreceğini görmekteyiz. Başka bir deyişle, Türkiye’nin büyük bölümünün gelecek on yıllarda da ısınacağı, ekstrem hava ve iklim olaylarının kuvvetleneceği ve özellikle Türkiye’nin yüksek mevsimlik ve yıllararası değişkenlik ve uzun ve şiddetli yaz kuraklığı gibi kendi iklim sorunları bulunan subtropikal Akdeniz ikliminin egemen olduğu batı ve güney bölgelerindeki kuraklaşmanın süreceği anlaşılmaktadır.
Soru 6. İklim değişikliği olgusunda şu saatten itibaren neler yapılabilir? Eşik aşıldı mı? Bunun bedeli ne olacak?
Sera gazı salım senaryolarının, son yüz yılın ikinci yarısından günümüze değin gözlenen iklim değişikliğinden kesin olarak sorumlu olduğu konusunda küresel düzeyde önemli bir bilimsel ve politik bir uzlaşma orta çıkmıştır. Bu durum, iklim değişikliği ile savaşım açısından önemli bir gelişmedir.
Ancak bu güne değin görülen o ki, sözü edilen ülkelerin ve bir bütün olarak dünya ülkelerinin sera gazı salımlarını azaltma istek ve becerileri henüz çok yetersizdir. Bu konuda her hangi bir ‘başarım’ ve ‘başarıdan” söz etmemiz olanaksızdır. Biyosferdeki tüm canlıların, genetik çeşitliliğin ve ekolojik sistemlerin varlıklarını sürdürmeleri ve değişen iklim koşullarına uyumları açısından gerekli ‘kritik eşik’ olarak kabul edilen, 1.5 °C’yi aşmaması ya da 2 °C’nin altında kalmasının sağlanması gibi eşik değerler gerçekçi değildir. Bu eşik değerleri tutturmak için çok geç kalınmıştır.
Soru 7. Sizce iklim değişikliğini önleyecek ve doğanın eski dengesini bulmasına yol açacak bir "nihai çözüm" var mı? Varsa nedir?
Bugünkü iklim değişikliği görüşmelerindeki tıkanma ya da bunalım dikkate alındığında başarılmasının kolay olmayacağı ve uzun bir zaman alacağı görülmekle birlikte, “nihai çözüm”, başta fosil yakıt yakılması ve net arazi kullanımı değişikliklerinden kaynaklanan karbondioksit salımlarının hiç zaman kaybetmeden ciddi biçimde izlenmesine, denetlenmesine ve bilimin öngördüğü oranlarda azaltılmasına bağlıdır.
(İzmir/EVRENSEL)
Eklenme Tarihi: 21 Ekim 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder