06 Ekim 2014 06:00
Güz geldi, bağbozumu başladı. Üzümler pazarları, sofraları
dolduruyor. Siyahı, yeşili, kınalısı.. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi
emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Muammer Kayahan’ın araştırmalarına göre
ülkemizde yaklaşık 1200 üzüm çeşidi var. Yaş olarak güz sofralarının
vazgeçilmezi olarak tüketilen üzümde, kurutmanın yanı sıra, suyunun sıkılması
sonrası yapılan ürünlerle pek çok besin elde edilebiliyor.
Özer AKDEMİR
İzmir
Güz geldi, bağbozumu başladı. Üzümler pazarları, sofraları dolduruyor. Siyahı, yeşili, kınalısı.. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Muammer Kayahan’ın araştırmalarına göre ülkemizde yaklaşık 1200 üzüm çeşidi var. Yaş olarak güz sofralarının vazgeçilmezi olarak tüketilen üzümde, kurutmanın yanı sıra, suyunun sıkılması sonrası yapılan ürünlerle pek çok besin elde edilebiliyor.
İzmir
Güz geldi, bağbozumu başladı. Üzümler pazarları, sofraları dolduruyor. Siyahı, yeşili, kınalısı.. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Muammer Kayahan’ın araştırmalarına göre ülkemizde yaklaşık 1200 üzüm çeşidi var. Yaş olarak güz sofralarının vazgeçilmezi olarak tüketilen üzümde, kurutmanın yanı sıra, suyunun sıkılması sonrası yapılan ürünlerle pek çok besin elde edilebiliyor.
Bu ürünlerden birisi de pekmez. Binlerce yıldır Anadolu’da
üretilen bir besin maddesi. Türk Standartları, pekmezi “Taze ve kuru üzüm
şırasının asitliğini azaltmak veya çeşitli maddelerle durulttuktan sonra
tekniğine uygun olarak katılaştırılan bir mamul” olarak tanımlıyor. Pekmez
yapmak için şırası çıkarılan üzümlere, şıradaki ekşiliği gidermek için durulma
işlemi uygulanır. İşte bu durultma işlemi sırasında binlerce yıldır pekmez
toprağı kullanılıyor. Şıraya katılan bu toprak asidi azalttığı gibi durultmayı
ve süzülmeyi de kolaylaştıran bir işleve sahip. Pekmez toprağı yüzde 50-90
oranında kalsiyum karbonat içeren beyaz ya da beyaza yakın bir toprak.
Faydaları saymakla bitmeyen pekmezin elde edilmesinde
kullanılan toprağının sağlık yönünden sakıncaları olabilmekte. Alındığı yere
bağlı olarak yerleşim yerlerine yakınsa bu pekmez topraklarında çöp atıkları,
ilaç kalıntıları ve ağır metal kirliliği bulunabilmekte. Bazı pekmez
toprakları asbest lifleri ve tozlarından da oluşmakta. Bu kirlilik unsurları bulunan
toprakların kullanılması pekmeze sağlık açısından sakıncalı maddelerin
karıştırılması anlamına da gelmekte.
İŞTE SAĞLIKSIZ PEKMEZ TOPRAKLARI
Türkiye’de kullanılan pekmez toprakları ile ilgili araştırma
yapan tıbbi jeoloji ile ilgili çok sayıda araştırması ve kitabı bulunan Jeoloji
Yüksek Mühendisi Dr. Eşref Atabey, bazı yerlerde kullanılan topraklardaki
sağlığa zararlı etmenlere dikkat çekti. “Türkiye’de kil ve toprak yeme
alışkanlığı, topraktaki organizmalar, pekmez toprağı ve sağlık” başlıklı MTA
Genel Müdürlüğü Yayınlarından 2010 yılında çıkan kitabında Atabey bu konularla
ilgili detaylı bilgiler veriyor. Atabey çeşitli yörelerimizde yaptığı
araştırmalarda pekmez topraklarının sağlığa zararlı olduğu yerlerin ismini de
yer veriyor. Atabey’in kitabında, Adana’nın Pozantı İlçesi Hamidiye Köyünden
alınan pekmez toprağı örneği ile Niğde Ulukışla Alihoca köyü pekmez
topraklarının asbest karışımı olduğunu belirtiliyor. Örnek alınan Kırşehir
Mucur, Sivas Gemerek, Muğla Göktepe gibi yerlerin pekmez toprakları ise sağlık
açısından sakıncasız olarak gösterilmiş.
KİL VE TOPRAK YEME
Eşref Atabey’in kitabında ülkemizde de bazı yörelerde sıkça
görülen kil ve toprak yeme alışkanlıklarının nedenleri de incelenmiş. Bir
davranış bozukluğu olarak tanımlanan bu durumun gelişmiş toplumlardan çok
geleneksel toplumlarda görüldüğü ve zehirlenme olaylarında olduğu gibi
Aristo’dan bu yana bir tedavi yöntemi olarak kullanıldığı dile getiriliyor.
Dünyanın diğer ülkelerinin yanı sıra Türkiye’de de toprak ve kil yeme
alışkanlıklarına eğilen Atabey, şehirlerde yeme, tedavi ve temizlik amaçlı kil
satıldığı bilgisini de veriyor. Atabey, kil ve toprak yeme alışkanlıkları olan
insanların aldığı malzemenin yapısına göre sağlık yönünden olumsuz
etkilendiklerini dile getiriyor. Örneğin toprakta bulunan asbest ya da eriyonit
mineralleri akciğer kanserine neden olabilirken, arsenik de çeşitli tür
kanserlerinin en önemli nedenleri arasında sayılıyor.
ANA NEDEN BESLENME YETERSİZLİĞİ
Kil ve toprak yeme alışkanlığının Orta Anadolu kırsalında
özellikle çocuklar ve hamile kadınlar arasında yaygın olduğunu belirten Atabey,
bu alışkanlığın gelişmenin hızlı olduğu çocukluk evrelerinde demir ve çinko
eksikliğine neden olduğunu kaydediyor. Öte yandan, yenilen kil ve toprak
vücudun çinko emilimini engellediği için özellikle hamile kadınların ve genç
kızların kil ve toprak yeme ihtiyacı hissettiğine dikkat çekiyor. Atabey,
alışkanlığın ana nedeni olarak ise beslenme yetersizliğini gösteriyor. Atabey,
“Kil ve toprak yeme sonucunda vücuda binlerce-milyonlarca toprak organizmaları
(bakteri, mantar ve virüsler) alınmaktadır. Vücuda alınan organizmalar
özellikle kancalı kurtlar bağırsak sistemindeki var olan besinleri de tüketmek
suretiyle kişinin beslenme yetersizliği ve sonuçta anemi hastalığına
yakalanması söz konusu olabilmektedir” diyor. Atabey, insanların kil ve toprak
yeme alışkanlığı konusunda bilgilendirilmesi, bu alışkanlığa sahip insanların tespit
edilerek tedavi edilmesi gerektiğini belirtiyor.
https://www.evrensel.net/haber/93406/pekmeze-zehir-katmayin.html#.VDIvUxKhmSw
https://www.evrensel.net/haber/93406/pekmeze-zehir-katmayin.html#.VDIvUxKhmSw
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder