24 Ocak 2015 Cumartesi

Köylü sanki taş yiyecek!


İzmir Menderes’e bağlı Karakuyu köyü yakınlarına yapılmak istenen taş ocağına karşı köylüler mücadele yollarını arıyorlar. Son yıllarda pıtrak gibi çoğalan taş ocakları köylünün geçimlik tarım arazilerini tehdit ediyor. Tarlaların, zeytinliklerin, fıstık çamlarının yanı başına kurulmak istenen taş ocağı İzmir’in en önemli içme suyu kaynağı olan Tahtalı Barajı’na olan yakınlığı ile de dikkat çekici.
Karakuyu köy kahvesinde gerçekleştirilen toplantıda, taş ocaklarının çevre ve sağlığa zararları tartışıldı. Toplantıya Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa ile EGEÇEP Yürütme Kurulu Üyesi ve Evrensel Gazetesi Muhabiri Özer Akdemir konuşmacı olarak katıldı.  
Köy yakınlarında zeytinlik arazileri bulunan Gürsel Tamur, şirketin öncelikle 8.5 hektarlık bir alan için ÇED gerekli değildir raporu aldığını, toplam alanın 99.5 hektar olduğunu belirterek, “Palamutalanı köyü ile Karakuyu köyü arasında 4 tane ruhsatlandırılmış taş ocağı alanı var” dedi.

DOĞA VE SAĞLIK DÜŞMANI
Prof. Dr. Karababa, son yıllarda sayıları her geçen gün daha da artan taş ocaklarının doğaya çok büyük zararlar verdiğini gösteren fotoğraflarla desteklediği konuşmasında, özellikle taş ocaklarının yol açtığı sağlık sorunları üzerinde durdu. Taş ocaklarının açıldığı bölgelerdeki bitki örtüsü, orman varlığı, su ve hava kalitesini önemli ölçüde bozduğunu belirten Karababa, “Bu işletmeler çalışırsa eğer, solunum, sindirim ve deri üzerinde çok önemli sağlık sorunları oluşacaktır. Sağlıklı, temiz bir çevrede yaşamaya devam etmek istiyorsanız bu taş ocaklarının çalışmasına izin vermemeniz gerekiyor” diye konuştu. Karababa, taş ocaklarının Tahtalı Baraj havzasına yakınlığına da dikkat çekerek, bu işletmelerin İzmir’in içme suyunu da kirleteceği uyarısında bulundu.
YAŞAM NÖBETLERİ MEŞRUDUR
EGEÇEP Yürütme Kurulu Üyesi ve Evrensel Muhabiri Özer Akdemir, konuşmasında Ege Bölgesinde yaşam alanını koruma mücadelelerinden kesitler anlattı. Akdemir, “Sizlerin sağlıklı ve temiz çevrede yaşama hakkınızın olduğu Anayasal bir güvenceye sahip. O nedenle bunu yok etmeye dönük tüm girişimlere karşı yapacağınız mücadeleler meşrudur. Tıpkı Kemalpaşa Akalan köylülerinin taş ocağına karşı yaşam nöbetleri gibi ya da İztuzu Plajı’nı koruma mücadelesi gibi” dedi.
Toplantının ardından taş ocağı kurulmak istenen alana yapılan gezide alanın zeytinliklerin ve tarım topraklarının ortasında kaldığı, köylülerin diktiği fıstık çamları alanına da komşu olduğu gözlemlendi.
85’İNDE ZEYTİN DİKMEK
Taş ocaklarının ruhsat sahasının bir bölümünün kendi arazisinden geçtiğini ve buranın kamulaştırılmak istendiğini belirten 85 yaşındaki Yavuz Bozkurt, “Şair ‘70’inde bile zeytin dikeceksin’ derken ben 80 yaşında 59 bin 500 metrekare alana 1600 küsur zeytin diktim. Henüz 4-5 yaşındalar. Bunların yok edilmesine izin vermeyeceğim” dedi. EGEÇEP Hukuk Komisyonu adına taş ocağına karşı dava açan Av. Cem Altıparmak şirketin taş ocağını ÇED’den kaçırmak için hile yaptığını belirterek, “Faaliyet alanı olduğundan küçük gösterilmiş. Karakuyu köyünü ve diğer civar köyleri barındıran bölge, birinci derece tarım arazilerine sahip, kendine özgü mikroklima özellikleri gösteren bir bölgedir. Köylünün var oluş sebebi ve tek geçimlik kaynağı olan tarımı taş ocaklarının insafına terk etmenin kamu yararı ile bağdaşır bir yanı olmadığı gibi, haklı ve hukuki bir gerekçesi de olamaz” dedi. (İzmir/EVRENSEL)
Eklenme Tarihi: 24 Ocak 2015

http://www.evrensel.net/haber/102845/koylu-sanki-tas-yiyecek


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...