Özer AKDEMİR
Köyündeki kanser hastalarına çözüm bulunması için çırpınan
bir muhtar, incirlerin dalında çürüdüğünü söyleyen bir incir üreticisi, tarım arazilerinin
ortasından geçen kaynar su akan kanala düşüp vücudunun yüzde 60'ı haşlanan bir
çoban, nefes alamadığını söyleyen bir köylü, arazilerinin zorla elinden
alınmasını kabullenemeyen bir vatandaş ve hukuktan umudunu kestiğini belirten
bir hukukçu...
ÖNEMLİ BİR DÖNEMEÇ
Önceki gün Aydın'da gerçekleştirilen Çevre Çalıştayında
yapılan konuşmalardan birkaçından başlıklar bunlar. Dağlarından yağ, ovasından
bal akan Aydın, şimdi dağında ovasında feryat figan eden insanlarla dolu. Bu
insanların bir kısmı önceki gün Aydın'da gerçekleştirilen Çevre Çalıştayı'nda bir
araya geldi. Aydın Şükran Güngör Sahnesinde gerçekleştirilen çalıştaya ilgi
yoğundu. Aydın merkezdeki yurttaşların yanı sıra, Germencik, Buharkent, Çine,
Söke, Kuşadası, Milas, Didim, İzmir'den de çok sayıda yurtttaş ve ekoloji
mücadelesi veren yaşam savunucuları çalıştaya katıldılar. Aydın Tabip Odası,
EGEÇEP, Aydın Çevre Kültür Platformu ve Aydın Ziraat Mühendisleri Odası tarafından gerçekleştirilen çalıştayın açılış
konuşmasını Türk Tabipler Birliği Başkanı Beyazıt İlhan yaptı. Daha sonra
gösterilen Hayat Televizyonu Çepeçevre Yaşam Programı Aydın Çevre sorunları ve
mücadeleler seçkisinden önce konuşan program yapımcı ve sunucusu Özer Akdemir,
Aydın'ın çok çeşitli çevresel sorunlarla boğuştuğuna dikkat çekerek, bunların
tartışılması açısından Çevre Çalıştayının önemli bir dönemeç olacağına dikkat
çekti.
"HÜKÜMET DAHA
ÇOK YURTTAŞ ÖLSÜN İSTİYOR"!
Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.
Dr. Ali Osman Karababa
"Kapitalizm doğadan ne istiyor" başlıklı sunumunda
dünyadaki eşitsizliği kaynağı olan Kapitalizmin bunu nasıl yarattığını aktardı.
Gelişmiş ve yoksul ülkelerin tüketimindeki büyük fark, endüstriyel tarım ve
sonuçları, madencilik politikalarının doğada yarattığı yıkım, enerji üretim
biçimleri ve çevresel sonuçları gibi bir çok konu başlığında Kapitalizm'in
dünyayı yarattığı yıkımı aktaran Karababa, "Kapitalizm doğayı bir meta
haline getirdi. Sermaye için doğa alınıp satılabilecek bir nesne. Onun için
akarsulara saldırıyorlar, madenleri daha çok çıkarıyorlar, daha çok tarımsal
üretim, hayvancılık yapıyorlar. Çevre kirliliği umurlarında değil. Türkiye bunun
en iyi göründüğü yerlerden. Malesef bu çevresel maliyeti toplum ödüyor"
dedi. Termik santraller ve yarattığı hava kirliliğini, hava kirliliğinin kanser
yapıcı etkisinin bilimsel olarak kanıtlandığını belirten Karababa, "Bütün
bilimsel kanıtlar ortayken hükümet 82 yeni termik santral yapıyor. Kümülatif
etki artsın ki vatandaş daha çok kanser olsun diye! Bu verileri bu şekilde
yorumlamaktan başka şansım yok. Tüm bu bilimsel verilere rağmen bunlar
yapıyorsa hükümetin derdi insanları öldürmekten başka ne olabilir ki" diye
konuştu.
Karababa'nın sunumunun ardından yapılan Aydın İli Çevre
Sorunları ve Sağlık" başlıklı oturumda Aydın Tabip Odası Başkanı Metin
Aydın, il genelindeki sağlık sorunları ve özellikle Türkiye ortalamasının çok
çok üzerinde seyreden kanser olayları ile ilgili bilimsel verileri aktardı.
Aydın, kentteki jeotermal kuyuları, madencilik faaliyetlerindeki yoğunluğa
dikkat çekerek, bunun tarıma, doğaya ve sağlığa etkileri ile ilgili şunları
söyledi; " Aydın ili intihar oranları bakımından Türkiye'de 2007'de 14.cü,
2015'de 3.cü sırada. İntihar edenler arasında tarımla uğraşanlar ilk sırayı
almakta. 2013 ile 2015 yılları arasında hastane onkoloji servisine
başvuranların oranı %75 arttı. Yine Aydındaki hastanelerde başvuran kanserli
hasta sayısı da 2013-2015 yılları arasında %40 oranında artış gösterdi.
Kentimiz karar noktasında; Sürdürülebilir tarım, çevre, kültür ve sağlıklı
yaşam mı? Sürdürülebilir gelecek mi? Enerji: Evet. Ama kim için? Ve ne pahasına"
diye konuştu.
JEOTERMAL İNCİRİ VE
ZEYTİNİ YOKEDİYOR
Panelde jeoloji yüksek mühendisi Tahir Öngür ve Buharkent
Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar jeotermal enerji sondaj ve santrallerinin
tarıma, hava kirliliğine, sağlığa etkilerini aktardılar. Öngür, bütün jeotermal
kuyularının derhal özelleştirilmesi gerektiğini dile getirirken, Naim Özdamar
ise Aydın'ın en önemli iki tarımsal ürene olan incir ve zeytinin jeotermal
nedeniyle tehdit altında olduğunu söyledi. Kuşadası EKODOSD Derneği Başkanı
Bahattin Sürücü Beşparmak, Yatmos Dağlarının doğal, tarihi ve kültürel
zenginliklerinin yanı sıra bunlara yönelik endüstriyel tehlikeleri aktarırken,
EGEÇEP Hukku Komisyonu üyesi Av. Arif Ali Cangı, da çevre hakkı ve çevrenin
korunması ile ilgili yasal düzenlemelerle birlikte, Aydındaki çevre
mücadelelerindeki hukuki süreçleri de aktardı. Çalıştayın son bölümünde ise
yurttaşlar söz alarak yaşadıkları sorunları ve bunlara karşı ne yapılabileceği
ile ilgili görüşlerini dile getirdiler. (İzmir/EVRENSEL)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder