29 Şubat 2016 Pazartesi

EGEÇEP 9. kurultayı barışa adandı




Ege Bölgesindeki ekoloji mücadelelerinin örgütü Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) 9. Kurultayı barışa adandı. 
Tepekule Kongre Merkezi’nde yapılan kurultay açılışında yapılan “Can pazarında yaşamı savunmaya devam edeceğiz” başlıklı basın açıklamasında ülkemizde ve dünyada artan savaşlara dikkat çekilerek, çatışmalı ortamda ekoloji mücadelesi vermenin zorluklarına değinildi. EGEÇEP Eş Dönem Sözcüsü Hülya Yılmaz tarafından okunan basın açıklamasında tüm savaş tamtamlarına rağmen, gelecek güzel günlere olan özlemle yaşamın savunulması mücadelesinin devam edeceği vurgulandı.
BERGAMA’DA OLUMLU BİR YARGI KARARI DAHA 
Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel Kozak Yerlitahtacı Altın Madenine karşı açılan davada alınan olumlu mahkeme kararı ile ilgili basın açıklamasını paylaşırken, Koza Altın Şirketinin kayyuma devredilmesinin ardından altın madeni çalışmalarının hızlandığını söyledi. 
Hayat Televizyonu Çepeçevre Yaşam programından ekoloji mücadelesinde kadınlar konulu seçkide, yaklaşmakta olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesi Gerze, Yuvarlakçay. Kazdağları, Bergama gibi yerel mücadelelerdeki kadınların rolü öne çıkarıldı. 
HASANKEYF, SAVAŞ VE BÖLGE’DE YAŞAMI SAVUNMAK
Batman Ekoloji Meclisi üyesi Dr. Öner Öztürk ile yapılan canlı internet bağlantısında Öztürk, Hasankeyfi yaşatma çabaları ve bölgede ekoloji mücadelesinin zorlukları ile ilgili bilgiler verdi. Kurultayda bir bilim kurulu oluşturulması, Karaburun RES çalıştayı, Ilısu Barajının Hasankeyf ve ekoloji üzerindeki etkilerinin konuşulduğu panel düzenlenmesi, Aliağa bölgesinde kömürlü termik santrallerin yarattığı çevresel sorunların tartışıldığı eylem ve etkinlikler gibi bir dizi somut kararın alındı. 
ÜÇ YENİ BİLEŞEN

Kurultayda Didim Çevre Platformu, Yarımada Ortak Yaşam Platformu ve Emekli Sen Konak Şubesi yeni EGEÇEP bileşenleri oldular. Yerel çevre sorunlarının çözülmesinde halkın en geniş birliğinin sağlanmasının yanı sıra sermaye saldırılarına karşı emek, demokrasi ve ekoloji mücadelelerinin ortaklaştırılması gerektiği vurgusunun yapıldığı kurultayda, Artvin Cerattepe’de sürdürülen direnişe de selam gönderildi. (İzmir/EVRENSEL)
Eklenme Tarihi: 29 Şubat 2016

Havuz medyası, ekoloji mücadelelerine gözdağı verme peşinde



Özer AKDEMİR
Artvin'deki altın madeni karşıtı halk tepkisini kırmak için 15 yıl önce Bergama’da ortaya koyduğu ‘dış güçler’ yalanını yeniden sahneye süren havuz medyası iftiralarını sürdürdü. Havuzun en büyük gazetelerinden Star “İşte Artvin’deki altın gerçeği” başlıklı haberiyle hedefine yine Artvin’de maden karşıtı direnişin simgesi Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan’ı koydu. Star’ın “Alman vakıflarının çevreci eğitimi” olarak bahsettiği Çevre İçin Medya iletişim Ağı Çalıştayının Almanya etabına katılan gazeteciler ise bu haberlerle ilgili dava açacaklarını söylediler.  

AYNI BERGAMA TAKTİĞİ
Artvin’de neredeyse tüm kentin yaşam alanlarını korumak için gövdeleriyle barikat kurduğu Cerattepe’deki altın madeni için havuz medyası yeni bir kampanya başlattı. 15 yıl önce Bergama’da ortaya konan ve altın madenine karşı yaşam alanlarını korumak için kararlı bir direniş sergileyen Bergama köylülerinin mücadelesi için yapılan “Arkasında Alman Vakıfları var” içerikli psikolojik savaş oyunu yine sahnede. Bu sefer ülke genelinde destek gören Artvinlilerin yaşam alanlarını koruma mücadelesini hedefe koyan AKP’nin havuz medyası, geçmişte Bergama’da izlediği taktiğin hemen hemen aynısını sahneliyor. 15 yıl önce Bergama mücadelesinin önde gelen isimlerini “Alman Vakıfları ile iş birliği yapan” kişiler olarak karalayanlar, günümüzde de Artvin direnişinin simgesi, Artvinlilerin Neşe ablası Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan’ı aynı iftiralarla hedefe koydu.

HABLEMİTOĞLU’NUN KİTABI
15 yıl önce ortaya konan MGK destekli oyunun en önemli unsurlarından olan Dr. Necip Hablemitoğlu’nun “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” kitabındaki iddialar yüzünden  Bergama mücadelesinin önde gelen isimleri ve Alman Vakıf yöneticileri DGM’de “Legal Alman casusluğu” suçlaması ile yargılanmış, ilk duruşmada beraat etmişlerdi. Bu davadan 8 gün önce evinin önünde öldürülen Hablemitoğlu’nun yazdığı kitabın altın madencileri tarafından yazdırılıp, dağıtıldığı, kitaptaki bilgi ve belgelerin ise sahte olduğu ortaya çıkmıştı. Hablemitoğlu bu sahte belgelerle ilgili DGM’deki duruşmada tanık olarak dinlenmeden 8 gün önce öldürüldü ve AKP döneminde işlenen bu suikast hâlâ faili meçhul!
MÜCADELELERİN ÖNÜNÜ KESMEK İÇİN
Öte yandan Almanya’da 5-10 Ekim tarihleri arasında “Çevre İçin Medya & iletişim Ağı Çalıştayı”na katılan gazeteciler havuz medyasının bu karalamasına karşı dava açmaya hazırlanıyorlar. Çalıştay sırasında çekilen ve sosyal medya hesaplarında paylaşılan fotoğraflar havuz gazetelerince “Almanya işbirliğinin belgesi” gibi verilmişti.
Çalıştaya katılan gazetecilerden Çağdaş Gazeteciler Derneği Zonguldak Şube Başkanı Ali Ayaroğlu çıkan haberleri “İleriye yönelik hesapların bir yansıması” olarak yorumladı. Ayaroğlu bu haberlerle Artvin’deki altın madeni karşıtı mücadelenin yanı sıra Zonguldak, Amasya, Ordu gibi kentlerde süren çevre mücadelelerinin de baskı altına alınmaya çalışıldığını söyledi. Ayaroğlu, “Bu olay bir gözdağı. Ekoloji mücadelesini engellemeye dönük bir zemin hazırlama. Artvin, Zonguldak ve Sinop’taki mücadelelerin önünü kesmek için bu haberler. Zonguldak 14 tane termik santrali kaldırabilir mi? Yeşil yaprak kalmadı Zonguldak’ta, Çatalağzı’da”

GAZETECİLER DAVA AÇIYOR
Avukatı ile görüşüp haberi yapan gazeteleri basın konseyine şikayet edeceğini kaydeden Ayaroğlu, “Bu kadar çirkin ve ağır bir suçlama olamaz. Kimse kimseyi devşiremez, biz o kadar onursuz insanlar mıyız? Böyle haber olmaz. Bu haberciliği katletmektir. Gerçeği araştırmadan, yapmadan sorgulamadan bu haberciliğin ırzına geçmektir” diye konuştu.
Çalıştaya davetli olarak katılan Ereğli Önder Gazetesi Yazarı Eyüp Bektaş, Star’ın iddia ettiği gibi 15 gün değil 5 günlük bir çalıştaya katıldıklarını belirterek, “Bir basın mensubu olarak bu habere ne diyeceğimi bilemiyorum. Bir kere haberde 15 gün kaldılar diyor, biz 5 gün kaldık. Demek ki 10 gün daha alacaklıyız. Biz oraya yenilenebilir enerji çalışmalarını görmeye gittik. Gördük de. Ben tüm gezip gördüklerimi, fotoğraflarla gazetemde 7 bölüm halinde yayımladım. Linklerini vereyim okusunlar. Haberde adı geçen vakıf değil, T.C. Hükümetinin bilgisinde ve desteğinde Dünya Medya İletişim Vakfının davetlisi olarak gittim. Haber tamamen gerçek dışı. Halkın haklı mücadelesini kırma amaçlı bir haber. Burada hedef bence Artvin. Artvin’deki eylemi kırmak için Yeşil Artvin Derneği ve Başkanı Neşe Hanım’ı hedef almışlar.”

























BAKANLIK ONAYLI PROJE
ARHAVİ Arhavizyon haber sitesi sahibi, Emekli AA Muhabiri Mehmet Remzi Öncel: Tümü çarpıtılarak yapılan uydurma haberde hedeftekiler maalesef çevre aktivistleri ve bu konuda haber yapan gazeteciler. Evet 5-10 Ekim tarihleri arasında Almanya’da bir “ Çevre İçin Medya & iletişim Ağı” Çalıştayı yapıldı ve ben de gazeteci olarak davet edilenler arasında idim. Aramızda her türlü siyasi görüşü olan insanlar da vardı, çevre konusunda farklı düşünceleri olanlar da. Olayın bir başka boyutu, bu çalıştay Avrupa Birliği uyum projeleri içinde yer alan ve bakanlıkça yapılmasına onay verilmiş bir proje. Çok ilginçtir ki çalıştayda Almanya’daki uzmanlara, milletvekillerine ve çevre aktivistlerine de en çok bizler soru sorduk. Hatta bir ara Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan bir Alman milletvekiline “Yasak olmasına rağmen neden Almanya Türkiye’ye siyanür ihraç ediyor” diye soru da sordu. Bu diyalog, yayımladığım belgeselde de aynen var zaten... Aslında bizler gazeteci ve aktivistler olarak tüm yaptıklarımızı o andan itibaren sanal ortamda ve gazetelerde paylaştık zaten. TV programları yaptık, yayımladık. Yani olup bitenleri her şeyi ile apaçık tüm dünyaya sunmuştuk. Kimseden bir şey saklamadık ki.. Gazeteci idik.. Star gazetesi neyi yeni bulmuş ki... Tüm bunların dışında gayriyasal veya ülkemiz aleyhine ne yapmışsak (Ki Star gazetesi, A Haber ve Haber 7, bizleri bununla suçluyor) bunu ispat etmek zorundalar. Şimdi bu basın kuruluşları ve çıkan haberlere seviyesizce yorum yapan gerçek kişiler hakkında dava açıyorum.

 Eklenme Tarihi: 29 Şubat 2016

27 Şubat 2016 Cumartesi

Halkevleri'nden, halkın basınına ödül

Kuruluşunun 84. yıl dönümünü kutlayan Halkevleri, 6.Halkın Hakları Basın, Sanat ve Dayanışma ödüllerini verdi. Basın alanında gazetemiz muhabirlerinden Özer Akdemir, "terör" bahanesiyle karatılan İMC TV ve İMC kameramanı Refik Tekin, "O benim kameramanın" diyerek akrep aracına direnen Kürdsat News muhabiri Ferhat Mehmetoğlu ödüle layık görülen basın mensupları arasındaydı. 
Ankara’da Cern Modern'de gerçekleşen ödül törenine CHP ve HDP milletvekilleri, meslek örgütleri ve sendika yöneticileri katıldı.
Müzik dinletisiyle başlayan ödül töreninin açılış konuşmasına yapan Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, eşitlik, laiklik, özgürlük ve barış için ayağa kalk şiarıyla 84. yıllarını kutladıklarını belirtti. AKP iktidarına eleştirilerini dile getiren Ersoy, “Halkın umudunu kırarak sessizlik kurmak isteyen AKP ve saray iktidarı medyaya saldırıyor. Havuz operasyonlarıyla medya büyük ölçüde ele geçirilmiş durumda. Geri kalanını da baskı ve sansürle susturmaya çalışıyor” diye konuştu. 

‘KARANLIKLARINDA BOĞULACAKLAR’
“Terör” bahanesiyle ekranı karartılan İMC TV'nin haber takibi yaparken ayağından yaralanan kameramanı Refik Tekin ödüle layık görülenler basın çalışanları arasındaydı. Törene katılamadığı için video mesaj yollayan Tekin, mesajında "Gerçekleri abluka altında yazmak için canımız pahasına işimizi yapmaya devam edeceğiz" dedi. İMC TV'nin de ayrı olarak ödüle layık görüldüğü törende konuşan bir diğer İMC TV kameramanı Turgut Dedeoğlu ise "Bizi karartıklarını zannediyorlar ama kendi karanlıklarında boğulacaklar. İMC benim kanalım. Yayınlarımızı yapmaya devam edeceğiz" dedi.
‘GAZETECİNİN AKREBİ BÜKEBİLECEĞİNİ GÖRDÜM’
"O benim kameramanım" diyerek kameramanını polislerin elinden kurtarmaya çalışan Kürdsat News muhabiri Ferhat Mehmetoğlu ise “Kameramanım alındığı gün akrep beni geçmişti. Ben bir gazetecinin akrebi bükebileceğini o gün orada gördüm. Benim meslektaşlarım ve sizlerin sayesinde gördüm. Gazeteci, gazetecilik yaptığı zaman akrep de bükülür, faşistte bükülür” diye konuştu. 

ARTVİN HALKINA SELAM
Gazetemiz evrensel ve Hayat Televizyonu’nda yaptığı çevre haberleriyle ödüle layık görülen Özer Akdemir ödülünü Artvin halkına selam göndererek aldı. Akdemir, “25 yıldır Artvin’de siyanürlü altın madenine karşı yaşam alanlarını savunan, polisine, jandarmasına direnen yiğit Artvin halkına ödülümü adıyorum. Son birkaç gündür çamur medyasından ‘Alman vakıfları var bunların arkasında’ diye yalanlar iftiralar gırla gidiyor. O attıkları çamur kendilerine yapışacak. Kendileri kara olanlar o karanlıkların içinde boğulur” dedi.
SANATTAN, DAYANIŞMAYA ÖDÜLLER
Halkevleri basın alanında şu isimleri ödüle layık gördü: "Cumhuriyet yargı muhabiri Kemal Göktaş, Evrensel muhabiri Özer Akdemir, İMC TV ve İMC TV kameramanı Refik Tekin, Cumhuriyet Yazarı Çiğdem Toker, Birgün Muhabiri Doğu Eroğlu, Kürdsat News muhabiri Ferhat Mehmetoğlu, Hürriyet muhabiri Fevzi Kızılkoyun, gazeteciler Kadri Gürsel ve Mehveş Evin, JINHA ve Antalya Sokakları." Sanat ödülleri ise Levent Üzümcü, Carlos Latuff, Şükrü Erbaş ve Emre Canpolat'a verildi. Dayanışma ödülleri Cumhurbaşkanı tarafından hedef haline gelen Barış için Akademisyenler adına Doç. Dr Selime ve Güzelsarı ve Ydr. Doç. Yasemin Karaca verildi. Can Dündar ve Erdem Gül'ün yanı sıra Hadime Yiğit, Sendika. Org, DİHA da dayanışma ödülü alanlar arasındaydı.(Ankara/EVRENSEL)
https://www.facebook.com/Halkevleri/videos/vb.348244652098/10153508226987099/?type=2&theater
 Eklenme Tarihi: 27 Şubat 2016

25 Şubat 2016 Perşembe

VI. Halkın Hakları Basın, Sanat ve Dayanışma Ödülleri sahiplerini buluyor

Halkevleri 84. Kuruluş Yıldönümü etkinlikleri kapsamında verilecek olan VI. Halkın Hakları Basın, Sanat ve Dayanışma Ödülleri 26 Şubat’ta sahiplerini bulacak

Halkevleri 84. Kuruluş Yıldönümü etkinlikleri kapsamında verilecek olan VI. Halkın Hakları Basın, Sanat ve Dayanışma Ödülleri 26 Şubat’ta sahiplerini bulacak. Ödül töreni saat 19.30’da CerModern’de gerçekleşecek. Halkevleri’nin ödül törenine çağrısı ise şöyle:

Basın, Sanat ve Dayanışma ödüllerini bu yıl kalemiyle, fotoğrafı ile sanatı ile, direnişi ile halkın haklarına sahip çıkan dostlarımıza teşekkürlerimizin de bir ifadesi olarak bu ödülleri veriyoruz.

Ödül Töreni’mizde aramızda çok kıymetli konuklarımız olacak. Tutuklu Gazeteciler Can Dündar’ın annesi Öznur Dündar ve Erdem Gül’ün babası Ziya Gül aramızda olacak. (Perşembe günü serbest bırakılmaları halinde Can Dündar-Erdem Gül aramızda olacaklar) AKP tarafından ayakta şiir okuması yasaklanan şair Şükrü Erbaş, şiirlerini “ayakta” okuyacak. Barış bildirisine imza attıkları için Cumhurbaşkanı’nın hedefi haline gelen akademisyen arkadaşlarımız da orada olacaklar.

Doğruları yazdıkları ve yazdıklarının arkasında durdukları için işten atılan gazeteciler Kadri Gürsel ve Mehveş Evin de gecemize katılacak isimler arasında. Cumhuriyet Gazetesi yazarları Çiğdem Toker, Kemal Göktaş’da aramızda olacak. Birgün Gazetesi muhabiri Doğu Eroğlu, Evrensel Gazetesi muhabiri Özer Akdemir IMC TV’nin vurulan muhabiri Refik Tekin de gecemizde olacak.

IMC TV, DİHA, Sendika.Org, JINHA editörleri gecemizde yerlerini alacaklar. Suriye konusunda yazdığı kitaplar ve köşe yazıları nedeniyle AKP’nin hışmına uğrayan Hamide Yiğit de aramızda olacak. Kameraman arkadaşına canı pahasına sahip çıkan Kürtsat News’den Ferhat Mehmetoğlu gecemize katılarak bizlere onur verecek. Oyuncular Emre Canpolat, Levent Üzümcü gecemize renk katacaklar.
Ödül vermek üzere CHP ve HDP’li milletvekillerimiz, Korkut Boratav, 10 Ekim Aileleri, çeşitli sendika ve oda başkanlarımız ve yöneticilerimiz gecemize katılarak bizlerle dayanışma gösterecekler.
Sendika.Org

Artvin’e de Bergama oyunu!



Özer AKDEMİR
Artvin halkının Cerattepe’de altın madenine karşı kararlı direnişi nedeniyle geri adım atan hükümet, direnişi karalamak için Bergama’da yıllar önce uygulanan bir oyunu yeniden sahneye sürdü. Havuz medyasının gazeteleri Almanya’da yapılan Çevre için Medya İletişim Ağı’na katılan isimler üzerinden Artvin direnişi ve ülkedeki ekoloji mücadelesi verenlerin ardında Almanya olduğunu ileri sürdü. Gazetelerin “belge niteliğinde” dedikleri fotoğraflar ise çalıştaya katılan herkesin sosyal medya hesaplarından paylaştığı fotoğraflardan oluşuyor.
HAVUZ YALANLA DOLU
Ülkemizde geçtiğimiz yıl ağustos ayı boyunca yapılan Karadeniz’deki 5 ili kapsayan “Çevre için Medya İletişim Ağı Çalıştayları” havuz medyası kanalıyla Artvin altın madeni direnişine karşı bir karalama kampanyasına dönüştürülmek istendi. Havuz medyasının amiral gazetelerinden Star gazetesinin “Çevreci değil Alman devşirmesi” başlığı ile manşete çıkardığı, Sabah gazetesi ve başka havuz medyasında da yer alan haberlerde, bu çalıştayların son etabı olan Almanya’daki yenilenebilir enerji ile ilgili yapılan etkinliklerde çekilen fotoğraflar kullanıldı. Türkiye’de yapılan 5 çalıştaya ve Almanya’daki etkinliğe  “eğitmen” olarak katılan gazetecilerden birisiyim. Benimle birlikte Karadeniz’den ve ulusal medyadan birçok gazetecinin de katıldığı etkinliklerde, yerel ekoloji mücadeleleri ile medya çalışanları bir araya geldi. Yerel çevre mücadelelerinin uzmanlar ve aktivistler tarafından aktarıldığı bu çalıştaylarda, ekoloji mücadelesinin medyada yer bulması ile ilgili tartışmaları yürütmek de eğitimci olarak yer aldığımız bu çalıştayda Duayen Gazeteci Nazım Alpman, Yeşil Gazete’den Pınar Demircan ve bana düşmüştü.
 
MEDYA VE ÇEVRE ÇALIŞTAYLARI
Aralarında Artvin’in de olduğu 5 farklı Karadeniz ilinde gerçekleştirilen çalıştayların yapılacağı iller seçilirken ekoloji mücadelesinde hareketli olan yerler seçilmişti. Sinop, Ordu, Zonguldak ve Trabzon çalıştayların yapıldığı diğer iller. Genelde 1 güne sığdırılan çalıştaylarda ikinci gün olanaklar elverdiği ölçüde yerel ekoloji direnişlerinin olduğu alanlar gezilerek, yaşam nöbeti tutan kişilerle de görüşüldü. Almanya’daki 5 günlük gezi ise (Havuz gazeteleri 15 gün olarak yazmışlar) genelde enerji ile ilgili geziler ve toplantılar şeklinde geçti. Nükleer santral, RES’ler, güneş ve biyogaz enerjileri ile ilgili tesisler yerlerinde görülürken, nükleer santral karşıtı örgütlerle de deneyim alışverişi yapıldı. Gazetelerin “Alman parmağı” diye servis ettiği, içlerinden Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, Sinop Nükleer Karşıtı Platform Sözcüsü Zeki Karataş ve Yeşil Gazete’den Pınar Demircan’ın öne çekilerek hedef gösterildiği fotoğraflar işte bu etkinlikler sırasında çekilmişti. Aralarında benim, Karadenizli gazetecilerin ve diğer ekoloji mücadelesi aktivistlerinin bulunduğu fotoğraflar gerek Almanya’daki gezi sırasında, gerekse sonrasında sosyal medya hesaplarımızda bol bol paylaşıldı. Bütün çalıştayların haberleri de etkinliklere katılan gazeteciler tarafından haberleştirildi, yorumlandı. Biz, bütün çalıştayları haberleştirdiğimiz gibi, ülkemizde yapılan 5 çalıştayı iki, Almanya kısmını iki olmak üzere 4 bölüm olarak Hayat Televizyonu Çepeçevre Yaşam Programı’nda da işledik.
HEP AYNI YÖNTEM
Bu kadar açık seçik bir etkinliğin bile ardında “dış güç” aramak aslında siyasi iktidarın -daha öncesi bir yana- son 15 yıldır hemen her fırsatta ortaya koyduğu bir psikolojik savaş yöntemi. İlk olarak ülkemizdeki altın madeni karşıtı mücadeleyi başlatan Bergama köylülerine karşı uygulanan ve köylü hareketinin sönümlenmesinde önemli bir rol oynayan bu oyun, zaman içerisinde bütün demokratik ve ekolojik mücadeleler için dönem dönem gündeme getirildi.
Bergama köylülerine karşı ortaya konan psikolojik  harekat, bu harekatta çok önemli bir rolü olan daha sonra evinin önünde uğradığı suikastla öldürülüp günümüze kadar da faili meçhul kalan Dr. Necip Hablemitoğlu’nun “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” kitabı üzerinden geliştirilmişti. Hem bu kitaptaki iddiaların, hem ortaya konan MGK destekli oyunun ve Hablemitoğlu’yu ölüme götüren sürecin izini sürdüğüm “Kuyudaki Taş - Alman Vakıfları ve Bergama Gerçeği” kitabı yaşam savunucularının nasıl bir cendere içine alınmak istendiğini belgeleriyle ortaya koydu. 2011 yılında Evrensel Basım Yayın’da çıkan kitaptaki bilgi, belgeler ve iddialar bugüne kadar çürütülmüş değil.
SIKLIKLA UYGULANAN STRATEJİ
Kitapta “Sıklıkla uygulanan strateji: Dış güçler” başlıklı bölümde Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Hayriye Özen’in “Bergama Mücadelesi: Doğuşu, Gelişimi ve Sonuçları” adlı makalesi günümüzde havuz medyasının neden aynı yalana sarıldığını çok iyi ortaya koyuyor; “… Herhangi bir muhalif hareketin dış güçler tarafından yönlendirildiği iddiası gerek Türk devletinin gerekse statükonun çeşitli aktörlerinin muhalif hareketleri bastırmakta sıklıkla kullandığı oldukça etkili söylemsel bir stratejidir. Bu strateji Bergama hareketine yönelik olarak bir kez daha uygulanmış ve amacına ulaşmakta oldukça başarılı olmuştur”. Bergama hareketinin dış güçlerle yönlendirildiği iddiasının ‘başarılı’ olmasının ardından AKP iktidarı her fırsatta aynı yalana sarılmayı sürdürüyor. Artvin Cerattepe direnişine bu ‘ucuz’ karalamaları yakıştırmak istemelerinin altında da bu özlemleri yatıyor.
HABERDE ADLARI GEÇENLER NE DEDİLER?
Nur Neşe Karahan: (Yeşil Artvin Derneği Başkanı): Bunlar her pisliği yaparlar. Şirketten temiz bir şeyler beklemiyoruz zaten. Artvin halkının direnişini kıramayacaklarını anlayınca başka şeylerle yaftalamaya çalışıyorlar. Ama Artvin halkı bunlara gülüyor artık.
Pınar Demircan (Yeşil Gazete): Artvin mücadelesinde hükümetin sembolik de olsa geri adım atması havuz medyasını harekete geçirdi. Çevre mücadelesinde bunun örneklerini daha önce gördük. Bergama köylülerini olduğu gibi Artvin halkının da kararlılığını karalama ile söndürmeye çalışıyorlar.
Eklenme Tarihi: 25 Şubat 2016 
http://www.haber7.com/guncel/haber/1812732-cerattepede-alman-parmagi

Gazetecilikle alçaklık arasındaki kalın çizgi

Gazeteci yazar Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu'nun Star gazetesinin yalanlarla dolu manşetine ilişkin yazısı.
http://www.viratrabzon.com/haber/gazetecilikle-alcaklik-arasindaki-kalin-cizgi-23826.html


ÇEPEÇEVRE YAŞAM_Artvin Cerattepe Direnişi_25 Şubat 2016




Artvin Cerattepe'de işletilmek istenen altın madenine karşı halkının yaşam alanlarını koruma mücadelesi Çepeçevre Yaşam'da.
Özer Akdemir'in hazırlayıp sunduğu Çepeçevre Yaşam,
25 Şubat 2016 Perşembe Saat: 20.00'de
Hayat Televizyonu'nda
Programın tanıtımı: 
https://www.youtube.com/watch?v=Qsq5TRrUU60



Programın tamamı: 
https://www.youtube.com/watch?v=V18mvcKVI_k

18 Şubat 2016 Perşembe

ÇEPEÇEVRE YAŞAM_ÇALDAĞI DİRENİŞİ SÜRÜYOR_18 şubat 2016




Turgutlu Çaldağı'nda yapılmak istenen sülfirik asitli nikel madeni Dünyanın 7 tarım cennetinden birisi sayılan Gediz Ovasını tehdit ediyor.
Programda bu hafta Turgutlu halkının nikel madenine karşı mücadelesi ekranlarda olacak.

Programın tanıtımı:
https://www.youtube.com/watch?v=NPBhfFZlfv0

Programın tamamı: 
https://www.youtube.com/watch?v=TBK-j4v7Vgc


'Cerattepe ve Artvin yenilmeyecek'



Artvin'de polis ve jandarmanın coplu ve gazlı saldırısının ardından, Cengiz Holding'e ait maden şirketi Cerattepe’ye girdi, şantiye çalışmalarına başladı. Savcılık henüz açılan davalar sonuçlanmadan faaliyete başlamaya çalışan maden şirketine değil de, polis saldırısına uğrayan vatandaşlara soruşturma başlattı. Tüm bunlara rağmen, Artvinliler maden faaliyetine izin vermeyeceklerini söylüyor. Direnişe ise destek büyüyor.  
Yeşil Artvin Derneği’nin çağrısı üzerine saat 17.30 sıralarında Otopark Meydanı’nda binlerce kişi toplandı. 'Cerattepe geçilmez, Artvin halkı yenilmez', 'Katil şirket Artvin’i terket', 'Cengiz’in Valisi Artvin’i terk et', 'Vali istifa' sloganları atan grup, 'Geçit vermem ben zalimin zulmüne' dizeleriyle başlayan ve Maden Miting şarkısı adını verdikleri şarkıyı da seslendirdi. Grup, 'Artvin’i yağmacılara teslim etmeyeceğiz' yazılı pankart açtı.
Gün içerisinde gözaltına alınan ve akşam saatlerinde serbest bırakılan Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan ve 5 arkadaşı da eyleme katıldı. Nur Neşe Karahan, ‘Artvin seninle gurur duyuyor’ sloganları ve alkışlarla karşılandı.
KARAHAN: 250 GÜNDÜR ŞİDDETE KARIŞMADAN NÖBET TUTUYORUZ
Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, mitingde yaptığı konuşmada, Artvin olarak olağanüstü bir dönemden geçtiklerini belirterek şunları söyledi:
"Bu dönem o denli olağanüstü ki, yasalar ve Anayasa ile koruma altına alınmış doğal varlıklarımızı, ormanlarımızı devlet kurumları eliyle yok etmek isteyen toplum düşmanlarına karşı korumak yine Artvinlilere düşmüştür. Biz bu görevi yaparken her türlü tehdit ve şiddet, bu kutsal mücadeleyi gölgelemeye çalışırken, Türkiye kamuoyu hiç bir zaman olmadığı kadar büyük bir destekle gözlerini Artvin’e çevirmiştir. Ülkemiz ve değerli kamuoyu bilmektedir ki; biz burada sadece Cerattepe’yi, Artvin’i, ormanlarını, canlılarını değil, bir ülkenin kuşatılmışlığa, sömürülmeye ve yok edilmeye karşı onurunu da koruyoruz. Dünyaya birlik olmanın, memleket sevgisi ve vatan savunmasının her türlü kişisel çıkar ve ideolojinin üstünde olduğunu da haykırıyor, 20 yıldır bunu kanıtlıyoruz. Yaklaşık 250 gündür hiç bir şiddet ve söyleme karışmadan yaşamımızı elbirliği gönül birliği ile savunuyor, bir vatan nöbetini sermayeli eşkıyaya karşı tutuyoruz."
Nur Neşe Karahan, yürüttükleri soylu süreç ve güçlü zincirin pazartesi günü 7 ilin güvenlik güçleriyle kırılmak istendiğini de vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ellerinde taş, sopa, şişe, bıçak, silah, pankart, afiş; ağızlarında birileri gibi küfür, kötü bir söz, slogan ya da itham olmayan; kalplerinde sadece Artvin ve yurt sevgisi olan insanlarımıza tarihte görülmemiş bir saldırı yapıldı. Sadece bilimsel kriterleri ve Artvin sevgisini ölçü almış bir çevre eylemine plastik mermiler ve ölçüsüz biber gazı ile yapılan saldırı, kendi halkına yapılmış tarifi mümkün olmayan bir şiddet gösterisidir. Bu şiddet gösterisi, Artvinlilere ve kamuoyuna, haksız edinilmiş ve büyütülmüş sermayenin ne kadar acımasız ve yok edici olduğunu bir kez daha göstermiştir. Yine bu şiddet, Artvinlileri bir kez daha ve çok daha fazla kenetlemiş, Cerattepe’nin ve Artvin’in korunması için tüm gücümüzü ortaya koyacağımızı göstermiştir."


'HAŞERE GİBİ ZEHİRLİ GAZA MARUZ BIRAKILDIK'
Hükümete, devletin tüm kurumlarına ve şirket yetkililerine seslenmek istediğini belirten Karahan, şöyle devam etti:
"Yeşil Artvin Derneği ve tüm Artvinliler, 20 yıldır olduğu gibi yine hukuksal zeminden ayrılmayacaktır. Ancak bizi hukuktan ayırmak üzere kamu eliyle toplumsal gerginlikler yaratma çabaları çok açık olarak görülmektedir. Ülkemizdeki güvenlik kurumlarının maden şirketinin elemanı gibi davranması, halkını bir haşere gibi zehirli gaza maruz bırakması, çoluk çocuk, genç yaşlı demeden acımasızca davranması, insanı ve doğayı hiçe saydığının, halkın yanında değil para babalarının yanında saf tuttuğunun en açık göstergesidir. İlgili maden şirketinin, çıkarı uğruna her türlü hukuksuzluğu ve şiddeti gösterme potansiyeli sadece Artvin değil tüm ülke kamuoyunun malumlarıdır. Cerattepe süreci gibi şiddetsizliği ve hukukiliği ile sadece ulusal değil uluslararası dünyaya örnek olmuş bir halk hareketini, toplumun her sosyal ve siyasal katmanı tarafından kabul edilerek ortak olunan bir kutsal çabayı kirletmek için yandaş ve havuz tabir edilen medyada yayınlananlar, akıl sınırlarını zorlar niteliktedir. Örneğin ‘Terör örgütleri, paralel yapı ve muhalefet ortak hareket ederek; Artvin'de bakır madenini protesto etme bahanesiyle yeni bir 'Gezi’ tezgahlamaya çalışıyor’ diyenleri mi istersiniz, yoksa ‘hendek provası’ diye yazanları mı? Bizler için bunları yazanları ve bunu aynı kalemden çıkarak yazdıranları lanetliyoruz. Bugün burada bize reva görülen şiddeti yaptıranlar, sizleri finanse edenlerdir, bunu tüm kamuoyu da bilmektedir:

'KARARLILIĞIMIZ DEVAM EDECEKTİR'
Nur Neşe Karahan konuşmasında kamu adına görev yapan başta Vali olmak üzere tüm görevlileri halka eşit davranmaya davet etiklerini söyledi. Cerattepe’de konusundaki kararlılığın artarak devam edeceğini belirten Karahan, "Bu direniş Cerattepe ve Artvin’i bir anne şefkati ile kucaklayan dağların, kurdun kuşun, çalının ağacın ve suyun toprağın korunması kadar elbette bu şehirde onur ve haysiyetiyle yaşayan 25 bin kişinin de korunması demektir. Bu mücadele zulme karşı direnişin, ahlaksız para hırsının ve yağma düzeninin önlenmesi mücadelesidir. Çocuklarımız ve torunlarımızın hepimizle gurur duyacağı bir hikayeleri olacaktır. Hukuki süreci devam eden, keşif için mahkemeden tarih alınmasını beklerken, büyük bir saldırı ile Cerattepe’ye çıkılması, düpedüz hukukun yine yok edilmesidir. Geçmişte Cerattepe’de madenciliğe karşı olan Artvinli bir bakanın ise, ‘şimdi teknoloji gelişti, durum değişti’ demesini nlamakta güçlük çekiyoruz. Maden çıkarma teknolojileri on yıllardır aynıdır ve yüz yıllardır sömürge madenciliği olarak uygulanmaktadır" diye konuştu.

'CERATTEPE VE ARTVİN YENİLMEYECEK'
Özellikle son üç günlük mücadelenin tarihe Artvin halkının onur mücadelesi olarak geçeceğini belirterek destek veren herkese teşekkür etti. Nur Neşe Karahan’ın ardından Yeşil Artvin Derneği Avukatı Bedrettin Kalın da konuşmasında devletin tutumuna eleştirdi, kendilerine destek olanlara teşekkür etti.
VALİLİK VE ŞİRKET OFİSİNE YÜRÜDÜLER
CHP Milletvekili Uğur Bayraktutan'ın da yer aldığı kalabalık daha sonra Otopark Meydanı’ndan Valilik önüne doğru yürüyüşe geçti. Orman Bölge Müdürlüğü önünden geçerken sloganlarla tepki gösteren grup, valilik binası önüne geldiğinde de ‘Vali istifa” sloganları attı. Bu sırada çok sayıda çevik kuvvet polisinin valilik ve yanındaki Emniyet müdürlüğü önünde yoğun güvenlik önlemi aldığı görüldü. Yürüyüş sırasında maden şirketine ait ofisin bulunduğu binanın önünden geçerken de ıslık ve yuh sesleri yükseldi. Otopark meydanında tamamlanan yürüyüşün ardından eylem sona erdi.
HOPA’DA YOL KESİLDİ
Bu arada Cerattepe’de polis ve jandarma saldırısı Hopa ilçesinde Karadeniz Sahil Yolu ulaşıma kapatılarak protesto edildi. Bir süre trafiğine kapanan yolda çok sayıda araç birikti. Yol daha sonra ulaşıma açıldı.
SON DÜZENLENME TARİHİ: 18 ŞUBAT 2016

17 Şubat 2016 Çarşamba

Artvin, Cengizlerin devletine direniyor: İşte devlet budur Rabia Nine


Özer AKDEMİR
Artvin’in Kafkasör Yaylası Cerattepe bölgesinde Mehmet Cengiz’e bağlı Cengiz Holding tarafından işletilmek istenen altın madenine karşı dünden beri devam eden direnişe dün yine polis saldırdı. Valisiyle, bakanıyla, kolluk kuvvetleriyle Cengiz Holdingin yanında duran devlete karşı bir kent topyekün direnişe geçti. Devletin Cengiz Holdingin devleti gibi çalışması akıllara Yeşil yol projesine karşı direnişin simgesi haline gelen Rabia Nine’nin sözlerini getirdi: “Devlet nedir? Kimdir devlet? Devlet bizim sayemizde devlettir.”

6 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Dünden itibaren iş makineleri ile alana girmek isteyen ve çevre illerden takviye güçlerle gelen yüzlerce polis ve jandarmaya, Cerattepe’ye giden yolu araçlarla tıkayarak direnen Artvinlilere polis ve jandarma kuvvetleri yine gaz ve plastik mermilerle saldırdı. Güvenlik güçleri dün saldırının dozunu iyice artırdı. Alanın yolunu kapatan araçların polis tarafından çekilmesinin ardından, iş makinesi önünde bekleyen ve aralarında Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, Halkevleri Yöneticisi Dursun Ali Koyuncu’nun da olduğu 6 kişi yaka paça gözaltına alındı. Polis daha sonra yolu barikatla kapatan gruba yine biber gazı ile saldırdı.
Ayrıca, Artvin çarşısında da trafik kilitlendi, tüm esnaf iş bıraktı. Öğretmenler ve öğrencilerin de okula gitmediği öğrenildi.

1 KİŞİ GAZDAN UÇURUMA DÜŞTÜ
Bu arada, jandarmanın biber gazlı saldırısı sonrası oluşan duman nedeniyle göz gözü görmeyen bir duruma gelen Kafkasör yaylası yolunda kaçmaya çalışan gruptaki bir kişi uçuruma yuvarlandı.Yaralı kişi askeri araçla hastaneye götürüldü.
MİLLETVEKİLİ OTURMA EYLEMİNDE
Artvin şehir merkezinde de vatandaşların valilik binası önünde toplandı. Vali Kemal Cirit’in dışarı çıkması için slogan atan vatandaşlar, tencere ve tava çaldı.
Bu arada CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, beraberinde Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Avukatı Bedrettin Kalın ile birlikte Artvin Valiliği önünde oturma eylemi başlattı. Eyleminin ilerleyen aşamalarda açlık grevine de dönüşebileceği ifade ediliyor.

HOPALILAR YOLU TRAFİĞE KAPATTI
Artvin’de başlayan direnişe destek olmak için Türkiye’nin pek çok yerinde eylemler yapıldı. Artvin’de ve Rize’de de, il merkezinde yer alan direniş dışında çevre ilçelerden de destek geldi. Artvin Hopa’da dün sabah saatlerinde toplanan vatandaşlar 45 dakika boyunca ana yolu trafiğe kapattı. Rize Fındıklı’da da Artvin direnişine destek eylemi yapıldı.

RABİA ANA’NIN SORUSU CEVAP ARIYOR
Çevre hukuku avukatlarından Yakup Okumuşoğlu twitter hesabından Artvin direnişini, “Şirketleşen devlet/devletleşen şirketlerin halkla imtihanıdır Artvin direnişi. Rabia Ana’nın ‘Devlet kimdir?’ sorusuna cevap arıyor.” şeklinde yorumladı. Cerattepe altın madeninin ÇED izninin yörede yaratacağı ekolojik yıkıma dikkat çeken Okumuşoğlu, “Mahkemenin ‘Ya maden ya Artvin’ dediği bir ortamda 2-3 ay sonra altıncı şirkete yeni ÇED veriliyor. Yeni ÇED’e karşı 800-900 kişi davacı oldu. Bu arada mahkeme heyeti yenileniverdi. Dava ivedi yargılama usulüne tabii ama yargılama yavaş yapıldı. Artvinliler bu güne kadar 3 dava kazandı ama anlaşılan şirket kazanana kadar devlet yargı kararlarını tanımayı reddediyor!” dedi.
ANKARA'DA 10 CERATTEPE GÖZALTISI
Ankara’da Artvin’deki direnişe destek vermek amacıyla Cengiz İnşaat önüne gelen gruba polis biber gazıyla saldırdı, 4'ü kadın 10 kişi gözaltına alındı.
Şirketin Çankaya Kader sokakta bulunan binasının bulunduğu sokağa gelen vatandaşların basın açıklaması gerçekleştirmesi engellendi. Polis, oturma eylemine geçen gruba biber gazı sıkarak kalkanlarla saldırdı. Gazdan etkilenen grup sokağın aşağısına doğru ilerlerken, 4’ü kadın olmak üzere 10 kişi göz altına alındı.
SON DÜZENLENME TARİHİ: 17 ŞUBAT 2016
http://www.evrensel.net/haber/272823/artvin-cengizlerin-devletine-direniyor-iste-devlet-budur-rabia-nine

16 Şubat 2016 Salı

Bir kent altın madenine karşı teyakkuzda

Özer AKDEMİR
Artvin Kafkasör Yaylası’ndaki Cerattepe’de, Cengiz Holding tarafından yapılmak istenen altın madeni için yetkililer yine harekete geçti. Çevre illerden yüzlerce jandarma ve polis eşliğinde maden alanına çıkıp, ormanlık alanını şirkete tahsis etmek isteyen yetkililere karşı bütün kent ayağa kalktı. Artvinliler Cerattepe'ye giden yol üzerindeki Atmaca mevkiinde barikat kurarak dağa çıkışlara engel oldu. Polis ve jandarma biber gazıyla binlerce kişinin bulunduğu kalabalığa saldırırken, Artvin halkının direnişi gece ve gündüz binler halinde madene yine geçit vermedi.
JANDARMA VE POLİS EŞLİĞİNDE GELDİLER
Sabah erken saatlerde, maden şirketi çalışanları, iş makineleriyle birlikte çevre illerden gelen çevik kuvvet ve jandarma ekipleri eşliğinde Cerrattepe’ye doğru yola çıktı. Durumu önceden haber alan Artvinliler de, Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde, geceden beri Cerattepe’ye çıkan yol üzerinde araçlarıyla barikat kurmuştu. Cerattepe yolundaki Atmaca Mahallesi’ne ulaşan konvoyun yolu binlerce Artvinli tarafından kesildi. Yüzlerce güvenlik gücü ile Artvinlilerin karşı karşıya bekleyişi uzun süre devam etti.
 
POLİS KENTİ TERKETSİN!
Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, kendilerine yolu açmalarını söyleyen güvenlik güçlerine “Esas siz kenti terk edin” diye seslenirken, Artvinlilerin avukatı Bedrettin Kalın ise şirkete orman alanının tahsis edilmesine çalışıldığını, oysa davaların hala devam ettiğini söyledi. Kalın, geçtiğimiz aylarda 18 bin lira keşif ücreti yatırdıklarını ve keşif beklerken bu saldırı ile karşılaştıklarını söyledi.
Altın madencilerinin Cerattepe’de yer tespiti yapmak istediği öğrenildi.
‘YARALILAR GELEBİLİR’ TALİMATI
Sabah saatlerinde kentteki hastanelere, “Yaralılar gelebilir hazırlıklı olun” talimatı gittiği söylendi. Artvin’deki esnaf da “Cerattepe’ye müdahale olursa bu işyeri kapanacaktır” yazılı afişlerin asılı olduğu işyerlerini kapatarak Artvin halkının yanına çıktı, minibüsler iş yavaşlattı. Öğrenciler okulda derslere girmeyip direniş yerindeki anne babalarının yanına gitti. Çevre ilçelerden de çok sayıda yurttaş Artvinlilerin direnişine destek olmak için kente geldi. Bu arada İstanbul, İzmir gibi illerde de Artvindeki olaylara tepki için basın açıklamaları yapıldı. İstanbulda Karadeniz İsyandadır Platformu Cengiz Holdingin binası önünde toplanıp Artvin’e yapılan saldırıyı kınadı. EGEÇEP ise yaptığı yazılı açıklamada Artvin Valisini ve güvenlik güçlerini yaşam alanlarını korumaya çalışan halka saldırmanın suç olduğu konusunda uyararak Artvin direnişine destek çağrısı yaptı.
 GAZ BOMBALARIYLA SALDIRDILAR
 Saat 11.30 sularında polis ve jandarmanın gaz bombası, plastik mermi ve coplu saldırısı başladı. Saldırıda yaralanan vatandaşlar olurken Artvinliler barikattan geri adım atmadılar. Polis Artvinlilerin direnişi karşısında geri çekilmek zorunda kaldı.
'POLİS İKİ METREDEN ÇOCUKLARA GAZ SIKTI'
Artvin'de polisle halkın gergin bekleyişi devam ediyor. Öğle saatlerinde yapılan polis saldırısını anlatan Yeşil Artvin Derneği yöneticilerinden Göksel Öztürk, şimdiye kadar böyle bir şey yaşamadıklarını belirterek, "Polis 2-3 metreden çocuklarımıza biber gazı ile müdahale etti. İçlerinde 3-4 yaşında, ortaokul, lise öğrencileri olan çocuklarımız vardı" dedi. CHP milletvekilleri ve parti il başkanlarının vali ile görüştüğünü, halkın kararlılığını aktardığını belirten Öztürk, "vali de İçişleri Bakanı ve Başbakanla görüşüp durumu aktaracağım demiş. Biz burada 3-4 bin kişi olduk. İlk saldırı anındaki paniği atlatıp polis saldırısını püskürttük. Onlar yolun aşağısında biz yukarıda bekliyoruz. Kararlıyız, geçit vermeyeceğiz" dedi. Kentte her köşe başının dışarıdan getirilen polislerce kesildiğini, insanların araçlarıyla yukarıdaki direniş noktasına gidişine izin verilmediğini ifade eden Öztürk, Artvinlilerin bunun üzerine kilometrelerce yürüyerek barikata katıldığını söyledi. Polise taşı atma meselesi yüzünden çıkan tartışmanın dışarıdan gelen birkaç kişinin provokasyonu ile başladığını dile getiren Öztürk, "MHP İl Başkanı ile görüşüp provokasyon yapanları gösterdik. Onlar da hemen alandan uzaklaştırıldı. Sorunu çözdük" dedi.

NELER OLDU?
Artvin’e 16 kilometre, dünyaca ünlü Kafkasör yaylalarına ise sadece 8 kilometre uzaklıkta işletilmek istenen altın madenine karşı 20 yıldır bir direniş var. 20 yıldır madenci şirketlerin Cerattepe’de işletmek istediği altın madenine karşı direnen ve madene izin vermeyen Artvinliler, son olarak AKP’ye yakınlığı ile bilinen Cengiz Holding tarafından alınan maden sahasında yeniden altın çıkarma girişimine karşı da aylardır ayakta. Mahkeme tarafından iptal edilen ÇED raporu yerine yeni bir ÇED Raporu kandırmacası ile altın madenciliği için yeniden girişim başlatılması üzerine Haziran ayı başından itibaren Artvinliler Cerattepe’de nöbete başlamışlardı. Maden araçlarının alana girmesine barikat kurarak izin vermeyen halkın kararlılığına karşın Artvin Valisi’nin şirketin alanda çalışması için inadı da devam ediyor.
Eklenme Tarihi: 16 Şubat 2016

İzmir’den de Cerattepe’ye destek

İzmir Artvinliler Dayanışma Derneği, Hatila Milli Parkı içinde yer alan Cerattepe’de yapılmak istenilen madene karşı iki gündür direnişte olan hemşerileriyle dayanışmak adına basın toplantısı düzenledi. Basın açıklamasını okuyan Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Nar, yarın (17 Şubat Çarşamba) saat 18.00'de Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bulunan ÖSYM binası önünden yürüyüş yapacaklarını söyledi.
Artvin halkının iki gündür direndiğini ifade eden Nar, bu direnişin AKP hükümetine ve Mehmet Cengiz Holdingi'ne karşı olduğunu söyledi. Maden sahasına gitmek üzere yola çıkan iş makinelerini işgalci olarak niteleyen Nar, “Cerattepe maden sahasını işgal etmek üzere yola çıkan iş makineleri ve çevre illerden takviye gelen güvenlik güçleri, Artvin halkının dün gece saat 20.00’dan itibaren yolları kapatmasıyla, dağa barikat kurmasıyla duraklatıldı. Buna karşı bugün güvenlik güçleri gaz bombalarıyla, plastik mermiyle saldırıya geçtiler ancak Artvinliler göğüs göğse mücadeleyle geri adım atmadılar saldırganları püskürttüler ve onları geri çekilmeye zorladılar. Şimdi her iki tarafta Cerattepe’de dağ başında karşılıklı bekliyorlar. Görüşmelerden bir sonuç alınamadı. Direniş halen devam etmektedir” dedi.
‘HER KAMYONUN YOLUNA ENGEL OLACAĞIZ’
Toplumsal değerlerin yok edilmek istendiğini kaydeden Nar, "Her dereye onlarca HES, her yeşilliğe bir yol yaparak ranta alan açanlar, gözleri paraya doymayanlar yeni yeni kumpaslarla toplumsal değerlerimizi talan etmek istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. Kesmeye çalışılan her ağacın önüne yatacağız, her dozerin her kamyonun yoluna engel olacağız, Murgul’da taşınmak istenen cevheri oraya sokmayacağız" dedi.
"Artvin’i insansızlaştırma projesini para için her şeyi yapmak isteyenleri toplumsal mücadelemizin derinliklerinde yok edeceğiz" diye konuşan Nar,  çevrelerine ve yaşam haklarına müdahale ettirmeyeceklerini ve bunda kararları olduklarını söyledi. Nar konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Çevre ve Yaşam hakkımıza müdahale ettirmeyeceğiz. Çünkü bizim Artvin’den başka dayanağımız, halkın mücadelesine olan inancımızdan başka bir gücümüz yok. Son ağacımıza kadar ormanımıza son damlasına kadar derelerimize sahip çıkacağız. Buradan şu saatte dağ başında Cerattepe’de direnen kardeşlerimizi selamlıyor onlarla birlikte ‘’Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’’ diye haykırıyoruz" (İzmir/EVRENSEL) 

 Eklenme Tarihi: 16 Şubat 2016

15 Şubat 2016 Pazartesi

Derenin suyunu da altıncıya vermişler!

Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir’in 20 kilometre yakınında, kente su sağlayan barajlar havzasında 4 yıldır üretime devam eden TÜPRAG altın madenine yöredeki derelerin suyunun verildiği ortaya çıktı. 300 bin İzmirlinin içme suyunu karşılaması planlanan Çamlı Barajına altın madeni işletilsin diye izin vermeyen hükümet, madenin talebi üzerine Kokarpınar deresinin suyunu da madenciye tahsis etmiş. İzmir’in sularından sorumlu İZSU’nun itirazlarına rağmen madenin yıllardır Kokarpınar deresinin suyunu kullandığı şirketin son dava dosyasına sunduğu mahkeme kararı ile ortaya çıktı.
Geçimlerini özelikle üzüm üreticiliği, sebzecilik ve hayvancılıkla karşılayan yöre köylülerinin en önemli su kaynaklarından Kokarpınar Deresi’nin suyunun DSİ tarafından altın madeninin kullanımına tahsis edilmesi meselesi aslında 9 yıl öncesine dayanıyor. 2006 yılında madenin bu isteğine olumlu yanıt veren DSİ’ye karşı, İzmir’in içme ve kullanma sularından sorumlu belediye kurumu İZSU’nun itirazı sonucu değiştirmedi. Kentin su ihtiyacını karşılamak üzere belediye tarafından yapımı planlanan Çamlı Barajı’na dikkat çeken İZSU, baraj havzasının korunması için derenin altın madenine verilmesi kararının iptalini istedi. İZSU’nun, 2006 ve 2007 yıllarında yaptığı iki farklı başvurusunu DSİ, ‘Çamlı Barajının yapımının söz konusu olmadığı, İzmir’in de bu barajın suyuna ihtiyaç duymadığı’ gibi gerekçelerle reddetti.DSİ’ye yaptığı itirazlar reddedilen İZSU konuyu mahkemeye taşıdı. İZSU’nun dava dilekçesinde, Çamlı Barajının İzmir İlinin su ihtiyacını karşılanması açısından son derece önemli olduğu dile getirilerek, baraj havzasının korunmasından İZSU’nun sorumlu olduğunun altı çizildi. İZSU Kokarpınar Deresi suyunun kullanması için TÜPRAG altın şirketine verilmesinde kamu yararı olmadığı gerekçesiyle DSİ kararının iptalini istedi.
İzmir 3. İdare  Mahkemesi’ne açılan dava ile ilgili DSİ, altın madenine dere suyunu kullanması için verdikleri iznin hukuka uygun olduğu savunmasını gönderirken, altıncı şirket de DSİ’nin yanında davaya müdahil oldu. İzmir 3. İdare Mahkemesi “2005 ÇED’i iptali davasında Çamlı barajı tartışması bitmiştir, o yüzden artık Çamlı Barajı gerekçe gösterilemez” diyerek TÜPRAG şirketine Kokarpınar deresi suyunun verilmesine ilişkin Ağustos 2006 tarihli kararda bir hukuka aykırılık olmadığına hükmetti.
ÇOK VAHİM!
Altın madenine karşı açılan davaların avukatı EGEÇEP Hukuk Komisyonu Üyesi Arif Ali Cangı, kararı ‘çok vahim bir gelişme’ olarak niteledi. Cangı, “Bir yandan Kokarpınar deresinin suyu altıncıya verilerek Kokarpınar’dan yararlanan köylüler madene mahkum ediliyor, diğer yandan canlıların suya erişim hakkı altıncı şirket lehine ortadan kaldırılıyor” dedi
Sondaj için alınan suyun dereye karışması durumunda kirliliğin Ege Denizine kadar taşınacağı uyarısında bulunan Cangı, İZSU’nun kent açısından bu tür yaşamsal olayları kamuoyunu bilgilendirmeden sesiz sedasız yürütmesini de eleştirdi.
BİLİRKİŞİ KİRLİLİĞİ TESPİT ETMİŞTİ
İzmir’e içme suyu sağlayan barajlar havzasına komşu olan Efemçukuru Altın Madeni, bütün bilimsel uyarılara rağmen, 2011 yılı Haziran ayından bu yana faaliyetini sürdürüyor. Maden geçtiğimiz aylarda kapasite artırımına giderek cevher rezervini 2.5 milyon tondan, 8.5 milyon tona, faaliyet süresini de 12 yıldan 17 yıla çıkardı. Madende inceleme yapan Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesinden bilirkişi heyetinin raporuna göre, yöredeki yeraltı suyu ve derelerde madenin çalışmaya başlamasından bu yana ağır metal kirliliği bulunduğu ve sınırların aşıldığı ifade ediliyor. Rapor, altın madeninin yeraltı sularını kirlettiğini açıkça ortaya koyuyor.
ALTINCI BU KADAR AKILSIZ OLAMAZ!
Efemçukuru Altın Madenini en iyi bilen uzmanlardan jeoloji yüksek mühendisi Savaş Dilek, Kokorpınar deresinde çeşitli dönemlerde meydana gelen balık ölümleri ve diğer zehirlenmelerin madendeki çalışmalar nedeniyle mevsimsel olarak meydana gelen su seviyesi değişimlerinden kaynaklanmış olabileceğini ifade etti. Dilek, sondajda kullanılan atık suyun bir havuzda biriktirildiğini belirterek,”Madenciler bu atık suyu dereye verecek kadar akılsız olmaz” dedi.

 Eklenme Tarihi: 15 Şubat 2016 

Artvin’de altın madeni için operasyon hazırlığı



Özer AKDEMİR
Artvin halkı diken üstünde bir geceye hazırlanıyor. Altın madenine karşı Artvin halkının kararlı direnişini kırmak için çevre il ve ilçelerden çok sayıda jandarma ve polisin getirilmesi Artvinlileri teyakkuza geçirdi. Kent halkı Cerattepe’ye çıkan yol üzerindeki Atmaca noktasında toplanıyor,
OPERASYON HAZIRLIĞI
Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan çevre il ve ilçelerden çok sayıda jandarma-polis ekibinin kente takviye edildiğini belirterek, herhangi bir müdahalenin olmaması için vali ile yapılan görüşmelerden bir sonuç çıkmadığını aktardı. “Bugün vali beyle CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktan görüştü. AKP İl Başkanı hasta yatağından birkaç kez valiyi arayarak duruma müdahale etmesini istedi. Yine belediye başkanı vali ile görüşmek istemesine rağmen bildiğim kadarıyla görüşemedi. Vali ‘olur mu olmaz mı bilemiyorum’ gibi ifadelerle oyalıyor. Açıkça Artvin halkıyla oyun oynuyor” dedi.

ESNAF KEPENK KAPATACAK
Kendilerinin kalabalık bir şekilde Cerattepe'ye çıkan Atmaca mevkiinde toplandıklarını aktaran Karahan, “Gelemeyenlere hazır olmalarını ve herhangi bir müdahale durumunda valiliğin önünde toplanmalarını söyledik. Müdahale olursa bütün esnaf da kepenk kapatma kararı aldı” dedi.
KEŞİF BEKLERKEN OPERASYON HAZIRLIĞI
Altın madeni ile ilgili yasal sürecin halen devam ettiğini, keşif bedeli olan 18 bin lirayı yatırıp keşif tarihini beklediklerini belirten Karahan, “Cerattepe'de yoğun biçimde kar var. Orada şirketin herhangi bir şey yapması imkansız şu koşullarda. Buna rağmen operasyon düzenlemeye kalkışıyorlar. Biz de her türlü tedbirimizi alıyoruz”  dedi.
VALİ DEĞİL EMİR ERİ!
Yeşil Artvin Derneği yöneticilerinden ve açılan davanın avukatı Bedrettin Kalın, jandarmanın müdahale amacıyla geldiğini Erzurum’dan 5 midibüs olmak üzere, Şavşat, Ardanuç ve Hopa’dan da takviye getirildiğini aktararak, “Şu anda aşağıda Çoruh’un orada jandarmaya girişlerini yaptılar. Biz de Atmaca'nın oraya yaklaşık 100’ün üzerinde arabayla biriktik. Yaptığımız toplantıda burada birikmenin doğru olacağına kara verdik. Milletvekili Uğur bey de burada şu anda. Vali 'olabilir müdahale benim yapabileceğim bir şey yok' demiş. Vali değil emir eri bunlar!” dedi.
YER TESLİMİ YAPMAK İSTİYORLAR
Yetkililerin yer teslimi için çabaladıklarını belirten Kalın, “Ormanlık alanın koordinatlarını belirleyip şirkete teslim etmeleri gerekiyor. Uzunca bir süredir biz bunu yaptırmıyoruz. Karşılıklı gelgitlerin sebebi bu. Bu jandarmanın amacı sadece o teslimi yaptırmak mıdır, gelmişken bizim oradaki nöbet kulübemizi yıkmak mıdır tam planlarını bilemiyoruz. Ama zaten hukuksal olarak da şu anda keşif kararı verildi, ücret yatırıldı. Henüz keşfin tarihini bekliyoruz. Keşif yapılana  kadar yukarıda bir müdahalenin anlamı da yok yani. Saçma sapan bir durum! Esnaf odasının kararı var; yukarıda bir müdahale olursa kepenk kapatıp herkes sorumluluğunu yerine getirsin diye. Biz kararlı bir şekilde Atmaca‘da beklemeye devam ediyoruz.

'BİN KİŞİ ATMACA'DA BEKLİYORUZ'
Yeşil Artvin Derneğinden Göksek Öztürk de Atmaca mevkiinde yaklaşık bin kişi olduklarını ve müdahaleyi beklediklerini belirtti.
Artvin halkı, dünyaca ünlü Kafkasör yaylasına 8, Artvin kent merkezine 18 km uzaklıkta Cerattepe’de işletilmek istenen altın madenine karşı 20 yılı aşkın bir zamandır direniyor. Son olarak AKP’ye yakınlığı ile bilinen Cengiz Holding tarafından satın alınan altın-bakır madenine karşı Artvinliler geçit vermezken, çeşitli dönemlerde şirketin ve devlet kurumlarının ortak alana girme hamleleri halkın kararlı tepkisi nedeniyle boşa çıkmış durumda. Artvinliler aylardır, Cerattepe'ye çıkan birkaç farklı yerde nöbet noktaları oluşturarak, altıncıları engelliyor.
Eklenme Tarihi: 15 Şubat 2016 

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...