Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Aliağa yakınlarındaki İDÇ termik santralinde önceki gün
keşif yapıldı. Keşfe katılan hukukçular keşfi “tam bir sinir harbi” şeklinde
değerlendirdi. Keşif, ÇED izninin iptali istenen termik santralin tam kapasite
ile çalışan bacası altında yapılırken, santralin ruhsatının dahi bulunmadığı
öğrenildi. Üstelik, keşifteki gariplikler sadece bununla sınırlı değildi!
‘OYUN’UN RENGİ
Dava sürecine rağmen üretimine devam eden İDÇ termik
santralinin ÇED izin belgesine karşı Menemen Esnaf Odaları, Menemen Ziraat
Odası Başkanlığı ve bir grup yurttaş tarafından açılan davanın bilirkişi
incelemesi sağanak yağış altında gerçekleştirildi. Bilirkişi incelemesi
başlamadan aralarında hakimler, bilirkişiler, avukatlar ve davacı yurttaşların
olduğu grup dava edilen İDÇ santrali tesislerine alındı. Baştan sona sinir
harbi ve gariplikler içinde geçen keşifte ilk tartışmalar burada yaşandı. Keşif
heyetinin bulunduğu odadaki masanın üzerine, kapağında şirket müdürüne Başbakan
Davutoğlu tarafından ödül verilmesini gösteren fotoğrafın olduğu İDÇ
dergilerinden konulmuş olmasına müdahale eden Menemen Ziraat Odası Vekili ve
EGEÇEP Hukuk Komisyonu Üyesi Av. Arif Ali Cangı heyetin şirketin toplantı
salonuna alınmasının ve salondaki bu derginin adil yargılama hakkının ihlali
sonucunu doğurduğunu söyledi. Geçtiğimiz haftalarda yapılan ENKA termik
santrali davası keşfi sırasında da katı tutumları nedeniyle eleştirilen Hakim
Barış Çelik, üzerinde Başbakanın resminin bulunduğu derginin mahkeme heyetini
ve bilirkişileri etkileyeceğini ileri sürmenin mahkemeyi ve bilirkişileri
küçümsemek olduğunu ileri sürerek talebi reddetti.
‘RET’Çİ HAKİM!
Davacı avukatların dışarıdaki sağanak yağışı belirterek bu
şartlarda sağlıklı bir keşfin yapılamayacağını ve keşfin ertelenmesi talebini
de reddeden hakim ile Av. Arif Ali Cangı arasında “İhsas-ı rey” tartışması da
yaşandı. Hakimin bütün talepleri reddeden tutumunu eleştiren Cangı’nın “Şu anda
ihsas-ı rey yapıyorsunuz” sözlerine Hakim Çelik, “Polemik yapmayalım” diye
yanıt verdi. Av. Berrin Esin Kaya’nın bu sırada hakime yönelik “Siz ENKA
davasında da aynı tavrı sergilediniz” sözleri dikkat çekti. Hakim Çelik,
bilirkişi heyetinin bölgenin özelliklerine göre yeterli uzmanlardan oluşmadığı
itirazını ile TTB’nin ve halk sağlığı uzmanlarının hazırladığı halk sağlığı yoklama
listesinin bilirkişilere verilmesi taleplerini de reddetti.
TAM KAPASİTE ÇALIŞIYOR AMA RUHSATI DAHİ YOK!
Baştan sona gergin bir atmosferde, sağanak yağış altında
geçen keşif, dava açılan tesisin tam kapasite çalıştığı bir zaman içerisinde
geçti. Keşif ile ilgili açıklamalarda bulunan Av. Arif Ali Cangı, bilirkişi
keşfini bir ‘oyun’ olarak niteleyerek şunları söyledi: “Oyun dedim çünkü; ÇED
iznine ilişkin dava devam ederken santral tam kapasite ile çalışıyor, üstelik
keşif sırasında öğrendiğimize göre yetkili idare (İzmir Büyükşehir Belediyesi)
tarafından verilmiş bir işyeri açma ve çalışma ruhsatı olmadan çalışıyor. Buna
nasıl göz yumulur?”
‘23 YILDIR BÖYLE KEŞİF GÖRMEDİM!’
23 yıla varan meslek hayatında böylesi bir keşif
yaşamadığını aktaran Cangı, “Şimdiye kadar karşı taraf idare ve şirketle
kıyasıya tartışmış, hatta tehditler bile almıştık ama keşif yapan hakimle bu
şekilde usule ve hukuka sığmayan diyalog yaşamamıştık. Gerilimli, yorucu,
bıktırıcı bir keşifti, bunun genel uygulamanın başlangıcı olmaması için yaşam
savunucularının yasal ve meşru yollardan bir şey yapması gerekir” dedi.
Neredeyse tüm taleplerin hakim tarafından reddedildiğini kaydeden Cangı, “Yani
Aliağa’da İZDEMİR Termik Santralinde hukuk yok, çevre ve yaşam kaygısı yok.
Bütün bu olumsuzluklara dur diyecek, hukuksal denetim yapacak düzgün yargılama
da yapılamıyor ne yazık ki. Aliağa ve yöresine çok büyük kötülük yapılıyor.”
‘İZMİRLİLER SES ÇIKARIN’
İzmirlilerin 26-27 yıl önce termik santrali durdurduğuna
dikkat çeken Cangı, “Şimdi de durdurabilirler. Ruhsatsız çalışması çok ciddi
bir durum, İzmir Büyük Şehir Belediyesi davacı iken buna göz yumması anlaşılır
gibi değil. Bu hukuksuz santrali durduramazsak, sıradakilerin önüne geçemeyiz.
Bu davayı kazanmak için topyekün yaşamı savunmaktan başka çare yok. İzmirliler
ses çıkartın, ‘Termik ölümdür’, ‘Termik santrali kapatın’ çığlığı atmaktan
başka çare yok” dedi.
BİLİRKİŞİLER DETARTIŞMALI
İHSAS-I rey (hakimin dava sürerken oyunun rengini belli
etmesi) tartışmalarının yaşandığı keşifteki bir diğer gariplik, bilirkişi
heyetindeki Prof. Dr. Ayşegül Pala’nın dava öncesi aynı bölgede açılan
cüruflarla ilgili davada cürufları ‘tehlikeli atık’ olarak niteleyen TÜBİTAK
raporundaki o ifadeyi ‘tehlikesiz atık’ olarak tahrif eden bilirkişi heyeti
içinde olmasıydı. Bu bilirkişiler hakkında EGEÇEP görevi kötüye kullanmaktan
suç duyurusunda bulunurken, HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan da yazılı bir
soru önergesi ile konuyu TBMM gündemine taşımıştı.
Eklenme Tarihi: 06 Şubat 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder