28 Mayıs 2013 Salı

Karaburun hunharca katlediliyor!..



Fotoğraf: Karaburun hunharca katlediliyor!..

Özer AKDEMİR

Karaburun Belediyesi ve kent konseyi birkaç gündür Ankara bakanlıklardan gelen yetkililere yarımadayı gezdiriyorlar. Nergis bahçelerini, dibindeki çakıl taşlarını ayna gibi gösteren  koyları, fok balığı mağarasını, sarı poşulu çobanlarca güdülen keçilerin dolaştığı yaylakları…

Ankara’dan gelen yetkililerin İzmir’e 100 kilometre uzaklıkta böylesi bakir kalabilmiş bir doğa karşısından şaşkınlıklarını gizleyemediklerini söylüyor Karaburunlular. Son 5 yılda yoğunlaşan sermaye saldırılarına rağmen Karaburun’un Ankara’dan gelenlerce hala ‘bakir’ görülebilmesi pek hayra yorulmuyor!.. 

KENDİMİZİ KULLANDIRMAYALIM DEDİK

Karaburun Belediye Başkanı H. Serdar Yasa masasının üzerine serdiği haritalarda birkaç ay önce tamamlayıp Ankara’ya gönderdiği planları anlatıyor. Yarımadanın denizlerini bölgelere ayırarak balık çiftliklerine parselleyen 2008 yılı planlarındaki yanlışlıkların bu yeni planla giderildiğini söylüyor başkan. Hazırladıkları planda balıkların özgürce çoğalabilecekleri yumurtlama ve gelişme alanları,  mutlak korunması gereken bölgeler gibi birçok ayrıntıyı gerekçeleriyle birlikte bakanlıklara göndermişler. “Buraları balık çiftlikleri değil korunması gereken alanlar olmalı dedik kendilerine. Biz Karaburun’da eko turizmi nasıl geliştiririz diye düşünürken bir anda bakir görülen alanlarda gerek rüzgar potansiyelini değerlendirme adı altında, gerek dağlık bölgelerdeki geniş arazilerin zeytin alanı olarak çevrilmesi ve balık çiftlikleri furyası hızla devam ediyor”. Yasa, balık çiftlikleri ile ilgili ÇED süreçlerinin de şirketler lehine değiştirildiğine vurgu yapıyor. Eskiden 50-90 gibi tonajların ÇED gerekli değildir kapsamında derlendirilirken şimdi bunların 1000 tona kadar çıkarıldığını aktararak, “Yaklaşık 50 civarında şirket var ve sürekli kapasite arttırılıyor. ÇED toplantılarına ilk başlarda gidip itirazlarımızı söylüyorduk. Buna rağmen Ankara’dan hep ÇED olumlu belgeleri gelince biz de artık kendimizi kullandırmayalım dedik. ÇED toplantılarına katılmıyoruz” diyor. 

YAZLIKLARDAN KAÇIŞ BAŞLADI

Küçükbahçe Köyü Muhtarı Mehmet Kayalı Karaburun’un nadir kumsallarından birisine sahip olmalarına rağmen yazlıkların artık satışa çıkarıldığını söylüyor. Kumsalın hemen üzerindeki tepelere yapılan onlarca yazlıktan kaçışın başlamasının nedenini balık çiftliklerine bağlıyor Kayalı. “Geçen yıl balık pulları ve yemlerin yarattığı kirlilik nedeniyle denize girilemedi. Balık çiftlikleri şimdide SİT koruması altındaki Eğri Liman’a iskele yapmaya çalışıyorlar. Buraya geçtiğimiz yıllara kadar hergün üç beş yat gelirken bugün balık çiftliklerini görenler dümen kırıyorlar” diyor. Muhtar Kayalı 7 yıldır muhtar olmasına rağmen defalarca randevu istedikleri balık çiftliklerinin patronlarından birisine bile ulaşamadıklarını da sözlerine ekliyor. 

Küçükbahçe Köylüsü Mehmet Özacar balık çiftliklerinin Karaburun’un en önemli zenginliklerinden dalyan balıkçılığını da bitme noktasına getirdiğine dikkat çekiyor. Parlak köyü Muhtarı Kenan Özaydın ise kendilerinin her fırsatta önlerine çıkarılan Sit korumasının balık çiftliklerine işlemediğini söylüyor. Köylüye yaşam alanı kalmadığını, karada RES’ler ve gıda tekelleri, denizlerde balık çiftlikleri tarafından kuşatıldıklarını aktarıyor. 

NEFES ALAMIYORUZ, BOĞULDUK!

Karaburun Kent Konseyi Başkanı İpar Buğra Dilli  nadir tarım alanları arasında olan Küçükbahçeye 11 bin 200 metrekarelik bir genişlikte balık çiftliği kurulması girişimine karşı protestoların yanı sıra bu durumun yanlışlığını uzun uzun anlatan raporlarları bakanlıklara ilettiklerini belirterek, “Aradan üç ay geçtikten sonra aynı bölgenin yanına yeni bir 11 bin 200 metrekarelik balık çiftliği kurulmaya başlandı. O bölgedeki insanlar artık ‘boğulduk, nefes alamıyoruz bizi Yunan adalarına gönderin’ diyorlar. Karaburun çok hızla ve hunharca katlediliyor…”

Karaburun Kent Konseyinde Emin Yazar Karaburun’un korunmasına dönük yöre halkı ile birlikte mücadele etmeye çalıştıklarını ve her şeye rağmen umutlu oldukların söylüyor. 

(İzmir/EVRENSEL)
http://evrensel.net/news.php?id=57636
Özer AKDEMİR

Karaburun Belediyesi ve kent konseyi birkaç gündür Ankara bakanlıklardan gelen yetkililere yarımadayı gezdiriyorlar. Nergis bahçelerini, dibindeki çakıl taşlarını ayna gibi gösteren koyları, fok balığı mağarasını, sarı poşulu çobanlarca güdülen keçilerin dolaştığı yaylakları…

Ankara’dan gelen yetkililerin İzmir’e 100 kilometre uzaklıkta böylesi bakir kalabilmiş bir doğa karşısından şaşkınlıklarını gizleyemediklerini söylüyor Karaburunlular. Son 5 yılda yoğunlaşan sermaye saldırılarına rağmen Karaburun’un Ankara’dan gelenlerce hala ‘bakir’ görülebilmesi pek hayra yorulmuyor!..

KENDİMİZİ KULLANDIRMAYALIM DEDİK

Karaburun Belediye Başkanı H. Serdar Yasa masasının üzerine serdiği haritalarda birkaç ay önce tamamlayıp Ankara’ya gönderdiği planları anlatıyor. Yarımadanın denizlerini bölgelere ayırarak balık çiftliklerine parselleyen 2008 yılı planlarındaki yanlışlıkların bu yeni planla giderildiğini söylüyor başkan. Hazırladıkları planda balıkların özgürce çoğalabilecekleri yumurtlama ve gelişme alanları, mutlak korunması gereken bölgeler gibi birçok ayrıntıyı gerekçeleriyle birlikte bakanlıklara göndermişler. “Buraları balık çiftlikleri değil korunması gereken alanlar olmalı dedik kendilerine. Biz Karaburun’da eko turizmi nasıl geliştiririz diye düşünürken bir anda bakir görülen alanlarda gerek rüzgar potansiyelini değerlendirme adı altında, gerek dağlık bölgelerdeki geniş arazilerin zeytin alanı olarak çevrilmesi ve balık çiftlikleri furyası hızla devam ediyor”. Yasa, balık çiftlikleri ile ilgili ÇED süreçlerinin de şirketler lehine değiştirildiğine vurgu yapıyor. Eskiden 50-90 gibi tonajların ÇED gerekli değildir kapsamında derlendirilirken şimdi bunların 1000 tona kadar çıkarıldığını aktararak, “Yaklaşık 50 civarında şirket var ve sürekli kapasite arttırılıyor. ÇED toplantılarına ilk başlarda gidip itirazlarımızı söylüyorduk. Buna rağmen Ankara’dan hep ÇED olumlu belgeleri gelince biz de artık kendimizi kullandırmayalım dedik. ÇED toplantılarına katılmıyoruz” diyor.

YAZLIKLARDAN KAÇIŞ BAŞLADI

Küçükbahçe Köyü Muhtarı Mehmet Kayalı Karaburun’un nadir kumsallarından birisine sahip olmalarına rağmen yazlıkların artık satışa çıkarıldığını söylüyor. Kumsalın hemen üzerindeki tepelere yapılan onlarca yazlıktan kaçışın başlamasının nedenini balık çiftliklerine bağlıyor Kayalı. “Geçen yıl balık pulları ve yemlerin yarattığı kirlilik nedeniyle denize girilemedi. Balık çiftlikleri şimdide SİT koruması altındaki Eğri Liman’a iskele yapmaya çalışıyorlar. Buraya geçtiğimiz yıllara kadar hergün üç beş yat gelirken bugün balık çiftliklerini görenler dümen kırıyorlar” diyor. Muhtar Kayalı 7 yıldır muhtar olmasına rağmen defalarca randevu istedikleri balık çiftliklerinin patronlarından birisine bile ulaşamadıklarını da sözlerine ekliyor.

Küçükbahçe Köylüsü Mehmet Özacar balık çiftliklerinin Karaburun’un en önemli zenginliklerinden dalyan balıkçılığını da bitme noktasına getirdiğine dikkat çekiyor. Parlak köyü Muhtarı Kenan Özaydın ise kendilerinin her fırsatta önlerine çıkarılan Sit korumasının balık çiftliklerine işlemediğini söylüyor. Köylüye yaşam alanı kalmadığını, karada RES’ler ve gıda tekelleri, denizlerde balık çiftlikleri tarafından kuşatıldıklarını aktarıyor.

NEFES ALAMIYORUZ, BOĞULDUK!

Karaburun Kent Konseyi Başkanı İpar Buğra Dilli nadir tarım alanları arasında olan Küçükbahçeye 11 bin 200 metrekarelik bir genişlikte balık çiftliği kurulması girişimine karşı protestoların yanı sıra bu durumun yanlışlığını uzun uzun anlatan raporlarları bakanlıklara ilettiklerini belirterek, “Aradan üç ay geçtikten sonra aynı bölgenin yanına yeni bir 11 bin 200 metrekarelik balık çiftliği kurulmaya başlandı. O bölgedeki insanlar artık ‘boğulduk, nefes alamıyoruz bizi Yunan adalarına gönderin’ diyorlar. Karaburun çok hızla ve hunharca katlediliyor…”

Karaburun Kent Konseyinde Emin Yazar Karaburun’un korunmasına dönük yöre halkı ile birlikte mücadele etmeye çalıştıklarını ve her şeye rağmen umutlu oldukların söylüyor.

(İzmir/EVRENSEL)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...