Özer Akdemir
Bazı yerleşimlerin
kaderleri adlarında gizlidir. Kimi binlerce yıl çeşitli topluluklara yurtluk
etmiştir, adını da bu kadim tarihinden alır. Kiminin adını ise yeşilliği,
subaşında oluşu, dağları ya da bozkırın sarı sıcağında kavruluşu ile doğa
belirler.
Çanakkale’nin Yenice İlçesi’ne bağlı Karaydın köyünün kara yazısı da bin yıllar önceden belli olmuş. Kazdağlarındaki Karaydın ve Karaköy köyleri kara kaderleri ile yüzleşmek zorunda şimdi!..
Çanakkale’nin Yenice İlçesi’ne bağlı Karaydın köyünün kara yazısı da bin yıllar önceden belli olmuş. Kazdağlarındaki Karaydın ve Karaköy köyleri kara kaderleri ile yüzleşmek zorunda şimdi!..
ZEHİRLİ DAYANIŞMA
Kazdağlarında onlarca köyün ve Çanakkale’nin içme sularının
kaynağı Ağı Dağı günümüzde altın madeni sondajları ile delik deşik. Ağı Dağı
kadar ünlü Eybek Dağı ise kurşun madenlerine feda ediliyor. Karaaydın
Köyünün iki deresinden biri Döşemedere kıyısında CVK adlı şirket çinko kurşun
madeni işletiyor. Diğer dere Handere’de ise Oreks Krom Maden işletmesi
faaliyetini sürdürüyor. Karşılıklı ‘dayanışma’ içinde Kaz Dağları’nın altını
üstüne getiren bu iki şirketin atık havuzları da bitişik! Biri bakır, diğeri
kurşun ayrıştıran bu iki şirketin kimyasal atıkları ve ağır metallerı iki
dereyi kirletiyor. Yöre halkı şirketlerin bu kirliliğin üstünü örtebilmek için
köyde ‘sosyal sorumluluk’ projelerine özel bir önem verdiklerini söylüyor. CVK
çinko kurşun işletmesi daha önce atık barajı sızıntı yaptığı için kapatılmış. İlk
zamanlarda köylüleri ‘gençlere iş vereceğiz’ diye ikna eden şirketin şimdi
tesislerde çalışmak üzere Erzincan’dan işçi getirdiği ileri sürülüyor.
DERELERİN SUYUNU DA ALMIŞLAR
Köylüler yaz aylarında bile suyu azalmayan Döşemedere’nin
artık yazları kuruduğunu belirtiyorlar. Ağaçlar da kurumaya başlamış. Bir
zamanlar berrak bir şekilde akan dere suyu şimdi boz bulanık bir renk almış.
Madenlerin, önünü kesip göl haline getirdikleri dereden işletmeye su
çektiklerini söyleyen köylüler, derelerin sularının bu şekilde şirketler
tarafından kullanıldığını anlatıyor. Yörede suların bu madenci şirketlere
tahsisi daha önce de gündeme gelmişti. 2012 yılında MTA tarafından Çan
Bardakçılar kaplıcasında bulunan 96 lt/sn. debiye sahip önemli bir su kaynağı
yöredeki altın işletmesi Alamos Gold’ a satılmıştı. Yine aynı şekilde MTA’nın
2007 yılında Ağı Dağında Alamos Gold ruhsat alanı içinde bulduğu, (yöre
halkının Roma Kalesi olarak adlandırdığı ören yerine komşu) 25 lt\sn. debiye
sahip suyun ise akıbeti belli değil!
KESTANELER KURUYOR!
Yöre halkı tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor. Tütün, biber,
domates ve her çeşit, orman emvali ürünleri ile geçimini sağlıyor. Dağdan
yosundan eğreltiye kadar, kekiği, ada çayı, ıhlamuru gibi değişik bitkilerden
mantarlardan önemli bir ek gelir elde ediyorlar. Kestane ormanlarından ki
kestaneler yöre halkının en büyük gelir kaynakları arasında. Son zamanlarda
görülen kestane kanseri nedeniyle kestaneliklerde kurumalar başlamış.
Adı gibi kara yazgılı bir başka köy ise Gönen yolu üzerinde bulunan Karaköy. Burada da Çinko - Kurşun - Bakır işletmesi var. Nesko Maden adlı şirket sularını paylaşmak istemeyen Karaköy halkının karşı çıkmasına rağmen faaliyetini sürdürüyor. İşletme Gönen Barajına da çok yakın. Köyün adaşı olan Bayramiç Karaköy’de de altın madeni sondajları dereleri zehirleyip Bayramiç barajına karışmıştı.
Adı gibi kara yazgılı bir başka köy ise Gönen yolu üzerinde bulunan Karaköy. Burada da Çinko - Kurşun - Bakır işletmesi var. Nesko Maden adlı şirket sularını paylaşmak istemeyen Karaköy halkının karşı çıkmasına rağmen faaliyetini sürdürüyor. İşletme Gönen Barajına da çok yakın. Köyün adaşı olan Bayramiç Karaköy’de de altın madeni sondajları dereleri zehirleyip Bayramiç barajına karışmıştı.
ANTİK ÇAĞDAN GÜNÜMÜZE
Antik kaynaklarda adı Argyria’ymış. Yunanca “áñãõñïò-
argyros = gümüş” ten geliyor adı. Zengin gümüş yatakları nedeniyle almış bu
ismi. Gümüşün dışında zengin kurşun, altın ve bakır yatakları da var bölgede.
Zaten bu madenler genelde hep yan yana bulunurlar. 2005-2007 yıllarında yapılan
kazılarda Karaydın Köyü’nün yaklaşık 2 kilometre uzağındaki
Dedetepe’de kalıntılarına ulaşılmış Argyria’nın. Yüzey araştırmalarında çok
sayıda seramik tuğla, çatı kiremidi bulunmuş. Kaçak kazılar sonucu ortaya çıkan
antik bir sarnıç dan çıkarılan seramik parçalarının geç Helenistik-Erken Roma
dönemine ait olduğu belirlenmiş. Bölgeye yakın bir başka antik kent ise
Yenice-Balya yolu üzerindeki Argyza’dır. (Çanakkale/EVRENSEL)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder