Koza’nın Genel Müdür Yardımcısı Hayri Öğüt’ün (Öndeki beyaz gömlekli) siyanürlü altının zararlarının anlatılacağı paneldeki saldırıyı yönettiği iddia ediliyor. Bu fotoğraf, 2006’daki panel saldırısı sırasında çekildi
HAZIRLAYAN: Özer AKDEMİR
KOZA Altın Madeninin eski çalışanı Osman Büte’den tam 8 yıl
sonra, şirketin gerçekleştirdiği yasa dışı işlere dair itiraflar geldi. Büte,
Dikili’de 2006 yılında gerçekleşen siyanürlü altın madeninin zararlarının halka
anlatılacağı panele, kendisinin, KOZA Altın Madeni yönetici ve çalışanlarının
yaptığı saldırının planlı olduğunu iddia etti.
Fethullah Gülen Cemaatine yakınlığıyla bilinen ve AKP-Cemaat
kavgasının ardından çalışmalarına ket vurulan KOZA Altın Madeni, yıllardır
Bergama Ovacık köyünde siyanürle altın işletmeciliği yapıyor. Madenin
faaliyetleri gerek çevreye verdiği zarar, gerek gelmiş geçmiş iktidarlarca
korunup kollanması ve hukuk dışı olduğu iddiaları yüzünden yıllardır bölgede
yaşayan köylüler ve çevreciler tarafından tepkiyle karşılanıyor.
PANELDE NE OLDU?
KOZA Altın Madeni yöneticileri ve çalışanları, 2006 yılının
19 Ağustos’unda Dikili Belediyesi tarafından gerçekleştirilen
Emek-Barış-Demokrasi Festivali kapsamında yapılmak istenen altın madenlerinin
çevre ve halk sağlığı üzerindeki etkilerinin anlatılacağı panele saldırmıştı.
Birçok kişinin yaralandığı, altın madencileri tarafından getirilen pankart
sopalarının kavga aleti olarak kullanıldığı, masa sandalyelerin havada
uçuştuğu, molotof kokteylinin bile kullanıldığı olayları polis havaya
ateş açarak önlemişti. Paneli basan altın madeni çalışanlarını ve
yöneticilerini gözaltına alıp Dikili Emniyet Müdürlüğüne götüren polislerin
kısa süre sonra tayinleri başka illeri çıkarılarak, sürülmüştü.
ADALET İÇİN İTİRAF ETTİ
İşte bu panel baskınında rol oynayan ve uzun yıllar KOZA
Altın Madeninde çalışan Osman Büte, panele yapılan saldırının önceden
planlandığını evrensel’e itiraf etti. Yıllarca “genel yardımcı” kadrosunda
madenin bütün ayak işlerini, KOZA Altın Madeni Genel Müdür Yardımcısı Hayri
Öğüt’ün özel olduğu kadar, hukuksuz emirlerini de yerine getirdiğini anlatan
Büte, gerek kendisine haksızlık yapıldığı duygusuyla, gerekse de adaletin
yerini bulmasını istediği için bildiklerini anlatmaya karar verdi.
DAVANIN SEYRİ DEĞİŞEBİLİR
Büte’nin itirafları, 8 yıldır panel baskınını inkar eden,
hatta kendilerini mağdur olarak gösterip karşı davalar açan altıncı şirketin
bütün savunmalarını çürütürken, 30 Mayıs 2014’te 36. duruşmasının görüleceği
davanın seyrini değiştirecek cinsten.
İŞTE ESKİ KOZA MADENCİSİ OSMAN BÜTE'NİN İTİRAFLARI
"Bergama’da oturuyorum. Yaklaşık 30 yıldır
Bergama’dayım. Burada büyüdüm.
AKP KANALIYLA MADENE GİRDİM
2005 yılının eylül ayında AKP kanalıyla altın madeninde işe
başladım. Rahmetli babam AKP’de encümendi. O dönem altın madeni, her partinin
temsilcilerinden bir iki kişiyi işe alıyordu. O dönemde Hayri Bey (Hayri Öğüt,
KOZA’nın Genel Müdür Yardımcısı. Geçtiğimiz aylarda işten çıkarıldı) rahmetli
babamı tanırdı. Madende genel yardımcı olarak işe başladım. Genel yardımcının
ne olduğunu bilmiyordum. Orada öğrendim. Çöp, tuvalet temizliği, çevre
temizliği, yani bütün ayak işlerini yapan kişiye genel yardımcı deniyormuş.
GÜVENDİĞİ ADAMLARDANDIK
Hayri Bey bizi her türlü işte kullanıyordu. O sıra halkla
ilişkiler müdürüydü. Henüz genel müdür yardımcısı olmamıştı. Birçok yerde
değerlendirdi beni. Jeolojinin işlerine verdi, yer altının işlerine verdi, açık
ocağın işlerine verdi. Bu süreçte Hayri Bey’in de işlerini yapıyorduk. Getir
götür işlerini, özel işlerini. Güvendiği adamlardandık.
‘BU PANELİ YAPTIRMAYACAĞIZ’ DEDİLER
2006’da Dikili’deki festivalde “Altın madeni ve Çevre”
konulu bir panel yapılacağı söylendi bize. Bu bütün birim çalışanlarına
bildirildi. Hatta şöyle dendi; “Ailelerinizi, karılarınızı, çocuklarınızı, evli
olmayanlar anne-babalarınızı bu panele talimatımızla getirtmek zorundalar.
Getirmeyen bizden değildir. Ekmeğine ihanet etmiştir” dediler. Bu talimat Hayri
Öğüt, Müdür Cemalettin Çetin ve diğer birimlerin müdürleri tarafından verildi.
Olay günü sabahı, biz Şoförler Odasında toplandık. Toplandık derken, seçme
adamlar. Önden biz arabalarla gittik. Panelin yapılacağı yere geldik. Her şey gayet
sakindi, günlük güneşlikti. Yanımızda altın madeninin amblemleri, madenin
zararsız olduğunu yazan dövizler vardı. 5-6 araba gittik biz oraya, arabaların
bagajında sopalar da vardı. İlk gittiğimizde 10-12 kişiydik. Arkadan 3-4 araba
gelecekti. Oraya giderken sabah konuşuldu; “Bizim amacımız arkadaşlar, bu
adamları konuşturtmamak. Bu paneli yaptırtmayacağız” dediler. Cemalettin Çetin
ve Hayri Öğüt’ün talimatları vardı ve bizim başımızda durması için de madendeki
sorumlulardan birisi olan Mehmet Ergit’i verdiler.
MEHMET ERGİT KAVGAYI BAŞLATMAKLA GÖREVLİYDİ
Biz Dikili’ye indik, panel yerine. Hazırlığımızı yaptık,
sandalyelerin oraya gittik. Mehmet Ergit bize “Sen şuraya, sen buraya”
diye talimatlar vererek, oturacağımız yerleri gösterdi. Olabilecek
herhangi bir şeyi engellemek için, özellikle ön taraflara geçmemizi istedi. O
sıralarda ön taraflarda bir şeyler oldu. Mehmet Ergit orada oturan insanları
kaldırmaya çalıştı. Mehmet Ergit bir iki kişiyle orada hemen kavgayı
çıkarttırdı. Tekmeler tokatlar başlayınca kendisi aradan kaçtı, gitti. Kavgayı
çıkartmak için Mehmet Ergit görevlendirildi. Orada kavga edilecek hiçbir şey
yoktu. Mehmet Ergit gitti, ön tarafta oturanları kaldırdı, kalkmak
istemeyenlere küfürdü, vurmaydı, kavgayı çıkarttı. Orda oturanlar da kalabalıktı.
O an elimizde bir şey yoktu. Kavga çıkınca arkadan arabalardan takviye sopalar
geldi.
DOLMUŞ BAGAJINDAN SOPALAR GELDİ
İlk kavga 10-15 dakika sürdü. Kavga bittikten sonra
bizimkiler altın madenine telefon açtılar; “Toplanın hemen gelin” diye. Dolmuş
sahiplerinden Mustafa Abi falan da hazırlıklıydı. Dolmuşun bagajında da
sopaydı, şuydu, buydu bir sürü şey vardı. İkinci ekip geldi sonra. Bu arada
panelistler “Biz buraya kavga etmeye gelmedik, konuşmamızı yapacağız” diye bizi
uzaklaştırmaya çalıştılar. Orada halk da toplandı, bize tepki gösterdi. O sıra
zaten Hayri Bey, Cemalettin Bey’i arayarak “Toplanın gelin” dedi. O sıra herkes
geldi. Yer altından çıkanlar, açık ocaktan çıkanlar, mekanikçiler, bütün genel
yardımcılar, iş kıyafetleriyle hepsi zaman kaybetmeden çıkıp geldiler. İkinci
kavga patlak verdi.
SALDIRI DİREKTİFİ VERİLDİ
Biz kalabalıklaşınca saldırı direktifi verildi. Otobüsten
inen yüzlerce insan bir anda panelin yapıldığı yere sorgu sual olmadan
daldılar. İkinci kavga başladı. Emniyetten sivil kişiler vardı. Onlarla da
dövüştük. Baktık olmadı, Hayri Bey’in talimatıyla polislerin üzerine yürüdük.
Emniyet güçleri bahşedemeyince başladılar silah sıkmaya."
DAHA ÖNCE DE KOZA İTİRAFI GELMİŞTİ
Bergama Ovacık Altın Madeninde 4 yıl 3 ay koruma ve şoför
kadrosunda çalışan Ersan Var, çalıştığı süre boyunca altın madeninde yaşadığı
sıkıntıları, tanık olduğu usulsüzlükleri ve kendisinin bizzat içinde yer aldığı
baskı ortamını gazetemize anlatmıştı. “Sadece para değil şahsiyetimi de
kaybettim” diyen ve maden için ‘fedailik’ yaptığını itiraf eden Ersan Var’ın
anlattıkları geniş yankı uyandırmıştı. Ersan Var’ın anlatımlarından sonra yeni
davalar açılırken, yerel ve ulusal basında da bu itiraflarla ilgili çok sayıda
haber yapıldı. Ersan Var’ın itiraflarından bazı başlıklar şöyle; “Eski müdürü
yumurta yağmuruna tuttum”, “Madeni denetlemeye gelen memurlara hediyeler
götürdüm”, “Kozak’ta orman katliamı yaptık”, “Dere yataklarının bile yerini
değiştirdik”, “Muhtarların elinden Başbakana verilecek dosyayı çaldım”,
“Muhtarlara danışmanlık ücreti veriliyor”, “Madeni denetlemeye gelen heyetleri engelledim”,
“Kozak’ta ağaçları kurutuyorlar”, “Tarihi mezarlar çıktı, tahrip edildi”, “Her
yağmurda siyanür havuzu sızdırıyor”, “Maden köylerden neden ördek topluyor?”,
“Gazeteciye gözdağı verdim”, “Havran Belediyesine para dolu çanta götürdüm.”
DURUŞMANIN SEYRİ
Dikili Asliye Ceza Mahkemesinde açılan panel baskını
davasının ilk duruşması 30.10.2007 tarihinde görüldü. Altın madeni çalışanları,
yöneticilerinin yanı sıra, bu kişilerin de karşı şikayeti ile Dikili Belediye
Başkanı Osman Özgüven, belediye görevlileri ve bazı Dikilili vatandaşlarda
duruşmalarda müşteki-sanık sıfatıyla hazır bulundular. Mahkemenin 29.01.2013
tarihli 31. Duruşmasında ifade veren servis şöförü Mustafa Kocaoğlu ifadesinde
saldırının önceden planlandığını, madende hem gece hem gündüz
vardiyasında çalışan işçilerin Dikili’ye taşındığını söyledi. Son duruşması 17
Mart 2014 tarihinde yapılan davanın 36. celsesi önümüzdeki günlerde 30 Mayıs
2014 tarihinde görülecek.
www.evrensel.net
Eklenme tarihi: 2014-05-08 07:29:10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder