Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Avrupa Parlamentosu üyesi ülkeler tehlikeli madenlerin
ticareti ilgili bağlayıcı bir karar aldı. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen
toplantıda alınan karara göre Avrupalı şirketler, dünyanın diğer yerlerindeki
faaliyetlerde insan hakkı ihlallerine yol açacak faaliyette bulunamayacaklar.
Bu karar ülkemizdeki madencilik faaliyetlerini de etkileyebilir.
‘TARİHİ BİR AN’
Uluslararası Af Örgütü ve dünya genelinde faaliyet gösteren
STK Global Witness’in bildirdiğine göre, Avrupa Parlamentosu üyesi ülkeler 20
Mayıs tarihli oturumunda zehirli madenlerin ölümcül ticaretine karşı, oldukça
güçlü ve bağlayıcı bir yasa tasarısını oylayarak kabul etti. 285 red oyuna
karşı 402 kabul oyuyla geçen yasa tasarısı ile ilgili görüşlerini aktaran
Global Witness’den Michael Gibb, şunları dile getirdi: “Bu tarihi bir andır.
Avrupa Parlamentosu üyeleri zehirli madenlerin ticaretinden zarar gören ve acı
çeken kişilerin hayatlarında ciddi bir fark yaratacak bir yasayı onayladı. Bu
yasayı zayıflatma amacı ile büyük şirketler tarafından gösterilen çabalar ve
yapılan çalışmalar karşısında omurgalı bir duruş sergileyerek amaca uygun ve
bağlayıcı bir tasarıyı yasalaştırdı. Böylelikle maden çıkarma faaliyetlerinin
silahlı gruplar yerine, yerel toplulukların çıkarları doğrultusunda yapılmasını
teşvik etme ve maden ticaretinin temiz eller tarafından yönetilmesi konusundaki
küresel çabaların lideri Avrupa Birliği olmuştur.”
Uluslararası Af Örgütü İnsan Hakları bölümü danışmanı Lucy Graham da, Avrupa Parlamentosu’nun, Avrupa’ da yerleşik firmaların dünyanın diğer bölgelerindeki insan hakkı ihlallerine katkıda bulunacak faaliyetlerden kaçınmaları ve söz konusu ihlallere göz yummamaları konusunda net bir mesaj verdiğini belirtti. Graham, Avrupa Konseyinin de yasayı onaylaması halinde insan hakkı ihlali yapan ülkelerden gelen firmalardan beklentiler konusunda ciddi yasal değişiklikler olacağını kaydetti. Kendi alanında çığır açıcı nitelikte olduğu belirtilen bu yasa tasarısı, Avrupa firmalarının kalay, tungsten, tantal ve altın madenlerinin ithalatı sırasında satın alımlarının diğer ülkelerde insan hakları ihlallerine katkıda bulunmayacağını kanıtlaması ve garanti altına almasını gerektiriyor.
Uluslararası Af Örgütü İnsan Hakları bölümü danışmanı Lucy Graham da, Avrupa Parlamentosu’nun, Avrupa’ da yerleşik firmaların dünyanın diğer bölgelerindeki insan hakkı ihlallerine katkıda bulunacak faaliyetlerden kaçınmaları ve söz konusu ihlallere göz yummamaları konusunda net bir mesaj verdiğini belirtti. Graham, Avrupa Konseyinin de yasayı onaylaması halinde insan hakkı ihlali yapan ülkelerden gelen firmalardan beklentiler konusunda ciddi yasal değişiklikler olacağını kaydetti. Kendi alanında çığır açıcı nitelikte olduğu belirtilen bu yasa tasarısı, Avrupa firmalarının kalay, tungsten, tantal ve altın madenlerinin ithalatı sırasında satın alımlarının diğer ülkelerde insan hakları ihlallerine katkıda bulunmayacağını kanıtlaması ve garanti altına almasını gerektiriyor.
BİZE ETKİSİ NE OLUR?
Bu yasa ülkemizde yıllardır tüm karşı çıkışlara rağmen
siyasi iktidarın koruyup kollaması ile faaliyetlerine devam eden, ekolojik
kirliliğin yanı sıra, sosyal-siyasal ve hukuk düzeni üzerindeki olumsuz etkileri
nedeniyle eleştirilen başta altın işletmeciliği olmak üzere diğer vahşi
madencilik faaliyetlerini ne şekilde etkileyecek?
Merak edilen soru bu ve bu sorunun yanıtı önümüzdeki süreçte
ortaya çıkacak.
5 Haziran 2005’te Bergama’ya Dünya Çevre Gününü kutlamaya giden yaşam savunucularına altın madencilerinin saldırmasıyla ilgili devam eden dava buna örnek verilebilir.
5 Haziran 2005’te Bergama’ya Dünya Çevre Gününü kutlamaya giden yaşam savunucularına altın madencilerinin saldırmasıyla ilgili devam eden dava buna örnek verilebilir.
Eklenme Tarihi: 25 Mayıs 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder