13 Eylül 2020 Pazar

Bataklık ve başlangıç (Pazar yazısı)

 13 Eylül 2020 08:14

Fotoğraf: Özer Akdemir

      Paylaş

Geçtiğimiz günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığından bir basın daveti geldi. 7 Eylül “Mavi Bir Gökyüzü İçin Dünya Temiz Hava Günü” etkinliği daveti. İlerleyen günlerde de basın bültenini gönderdiler.

Bakanlık Basın Bürosunun gönderdiği beş sayfalık bülteni okudum. Kusura bakmasınlar ama laf kalabalığı ve hamasetten başka bir şey göremedim ben metinde!

Niye mi?

Siyaset dediğin, herkesin bildiği, bilimin söylediği gerçekleri alt alta yazmak makamı değil, bunlara yönelik çözüm önerilerini de ortaya koymaktır çünkü. Öyle ya madem ülkeyi yönetiyorsunuz soruna çözüm üretmek de sizlerin görevi, bizim değil.

Basın bülteninin daha girişinde hava kirliliği ve Kovid-19 pandemisi arasındaki ilişkiye dikkat çekilmiş. İnsan doğal olarak hava kirliliğine yol açan unsurların azaltılması ve zamanla yok edilmesine dönük bir program ortaya konmasını bekliyor böyle giriş cümlelerinden sonra. Öyle olmuyor ama!

Hava kalitesinin çevresel etkilerine ilişkin City Air Projesi Uzmanı İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Ünal’ın konuşmasından “Koronavirüs salgınının, aslında bireysel önlemlerin hava kirliliği ile mücadelede ne kadar önemli bir rol oynadığını ortaya koyduğu” bölümüne yer verilmiş. “Özellikle büyük şehirlerde nüfusun önemli bölümünün evde kalmasına bağlı olarak trafiğe çıkan araç sayısının azalması, PM10 dediğimiz partikül madde kaynaklı hava kirliliğini yüzde 32 azalttı. Bu çok ciddi bir oran. Bunun kalıcı hale getirilebilmesi için kamuya olduğu kadar bireylere de önemli görevler düşüyor” demiş hoca. Başka bir şey söylemiş mi, bireysel önlemlerin yanı sıra “Önemli görevler düşüyor” dediği kamunun neler yapması gerektiğini sıralamış mı, belli değil.

Mesela tüm bu etkinliklerde hava kirliliğine en çok neden olan sanayi kollarından termik santrallere değinilmiş mi? diye bakıldığında bir kere bile termik santral ifadesinin geçmediği görülüyor metinde. Bol bol “sürdürülebilir kalkınma” hedefli, şu şu illerde temiz hava eylem planlarının yapılacağı temelli laf kalabalığı!

Mesela ne yapacaksınız?

Reklam

“Bisiklet yollarının yapımını desteklemek” dışında ne gibi bir somut öneriniz var?

“Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim”den, “Enerji ve kaynak verimliliği, ulaşımda altyapı projeleri hava kalitesinin iyileştirilmesi”nden bahsederken somut olarak ne demek istiyorsunuz?

“Biz iklim krizi ve küresel ısınma gerçeğinden hareketle karbon emisyonunun en önemli nedenleri arasında yer alan termik santralleri şu tarihe kadar kapatacağız? Ulaşımda bireysel çözümden çok toplu ulaşım modelini ve bunun altyapısını geliştireceğiz” diyebiliyor musunuz?

Hayır tabii ki!

Tam tersine yeni yeni termik santral projeleri için kolları sıvıyorsunuz. Trakya, Konya, Afşin-Elbistan üçüncü termik santralleri bunlardan sadece birkaçı.

Adı var kendi ortada yok, “Yerli otomobilimizin elektrikli tercih edilmesi”nin en önemli projeler arasında sayıldığını söyleyelim ve bu “hamaset”ten gerçeklere geçelim.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının “Mavi Bir Gökyüzü İçin Dünya Temiz Hava Günü” etkinlikleri ile “oyalandığı” günlerde aralarında meslek ve ekoloji örgütlerinin bulunduğu bazı kurumlar ve vatandaşlar, Kovid-19 pandemisi gerekçesiyle ülkemizdeki 37 termik santralin kapatılması için Cumhurbaşkanlığına dava açtılar.

Dava dilekçesinde;

Reklam
  • Termik santraller küresel iklim değişikliğine yol açan sera gazlarının yüzde 30’undan tek başına sorumlu.
  • İklim krizi haline dönüşen iklim değişikliği de virüs mutasyonlarına neden olarak küresel salgın hastalıkların ortaya çıkmasına neden oluyor.
  • Endüstriyel kirli havanın olduğu yerlerde daha fazla Kovid-19 ölümlü vaka gerçekleştiğine dair birçok bilimsel çalışmalar var.
  • “İtalya’daki ölüm datalarına göre, İtalya’nın endüstrileşmiş havası kirli kuzeyinde Kovid-19 ölüm oranı yüzde 12 iken , İtalya’nın geri kalanında yüzde 4.5 çıkıyor.
  • “ABD’deki ölüm datalarında ise hava kirliliğinin yoğun olduğu yerlerde Kovid -19 ölümlerinin fazla olduğu görülüyor.
  • İngiltere’deki Kovid-19 ölüm dataları üzerinde yapılan çalışma, hava kirliliğinin yoğun olduğu Londra ve çevresinde Kovid -19 ölümlerinin çok fazla olduğunu ve hava kirliliğiyle Kovid -19 ölümleri arasında net bir bağlantı bulunduğunu ortaya koymakta.
  • Dizel araçlardan atmosfere yayılan NO2 kirliliğine uzun süre maruz kalmanın Kovid-19 ölümlerini arttırdığı belirlenmiş
  • Dünya Bankasının Hollanda’da 355 yerleşim yerinde yaptırdığı çalışmada taban olarak alınan Dünya Sağlık Örgütünün ( WHO ) 10 mcg / m3 2.5 PM kirlilik taban değerindeki yüzde 20 artışın ( 12 mcg/m3 ), Kovid vakalarında yüzde 100 artışa neden olduğu ortaya konmuş.

Av. İsmail Hakkı Atal tarafından titiz bir araştırma ile hazırlanan dava dilekçesine bunlara benzer birçok bilgi ve belge delil olarak eklenmiş.

İnsan faaliyetleri nedeniyle doğada 1 milyon türün yok olma tehlikesi altında olduğu bilimsel olarak raporlanmış durumda. Hal böyleyken, iklim krizi çözülmeden, kömür -fosil yakıt tüketimi sonlandırılmadan, madencilik faaliyetleri ile endüstriyel tarım ve hayvancılık bitirilmeden bu pandeminin bitmeyeceğini görmek gerekiyor. Kovid -19 aşısının bulunması da bu nedenle çare olmayacak gibi.

Sivrisinek-bataklık metaforunun her zaman doğru sonuçları ortaya çıkarmadığı, eko sistemin bir parçası olan bataklığı kurutmanın hiç hesapta olmayan başka sorunlara yol açabileceği defalarca deneyimlendi. Ekoloji, milyonlarca yıldır evrimleşen evren ve bizzat doğanın kendisi yaşamın sürdürülebilirliği için gerekli verileri sunuyor bize. Doğayı dinlemek, anlamak ve nihayetinde onun yasaları ile uyumlu yaşamayı öğrenmek zorundayız. Bunun için kapitalizmden kurtulmak çözümün başlangıcı olacaktır.

https://www.evrensel.net/yazi/87143/bataklik-ve-baslangic


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...