11 Eylül 2020 08:32
Muğla Marmaris’in Orhaniye köyünde bulunan halk diliyle “Kızkumu”, jeolojik anlamda “kum seti” ya da “kum dili” diye adlandırılan jeolojik oluşum yok olmak üzere.
Fotoğraf: Cem Dinç
Özer AKDEMİR
İzmir
Muğla Marmaris’in Orhaniye köyünde bulunan halk diliyle “Kızkumu”, jeolojik anlamda “kum seti” ya da “kum dili” diye adlandırılan jeolojik oluşum yok olmak üzere. Dünyada ve Türkiye’de başka bir benzeri olmayan bu doğa harikası oluşum koruma tedbirlerinin alınmaması ve yanlış uygulamalar nedeniyle özelliğini yitirmiş durumda.
BUGÜN BİR PLAJ GÖRÜNÜMÜNDE
2002 ve 2009 yılında yörede jeolojik araştırmalar yapan Jeoloji Yüksek Mühendisi ve Tıbbı Jeoloji Uzmanı Dr. Eşref Atabey, kum dilinin 2020 yılı itibariyle gelinen noktada kum seti özelliğini artık kaybettiğini söyledi. Kum seti üzerinde her gün yüzler hatta binlerce insanın yürümesiyle kumların yayıldığını ve setin bozulduğunu belirten Atabey, “Burası bu haliyle artık kum seti olmaktan çıkmış, bir plaj görünümündedir. Kum dili insanoğluna doğanın hediye ettiği eşi bulunmaz bir jeolojik oluşum, bir jeolojik mirasıdır” dedi.
KUM SETİ NASIL OLUŞTU?
Atabey, 2002 yılında yaptığı çalışmalarda Kızkumu’nu oluşturan kum setinin kıyıdan itibaren setin ortasına kadar su üstünde, ortasından sonra ucuna kadar denizin altında 20-50 cm derinlikte kuzeydoğudan güneye doğru 525 m uzandığını tespit ettiğini söyledi. Orhaniye’yi çevreleyen kayaların gece ve gündüz sıcaklık farkı, günlenme, donma ve aşınmayla parçalanıp sel suları tarafından çakıl ve kum olarak denize taşındığını aktaran Atabey, kum setinin de bu malzemelerden oluştuğunu belirtti.
‘ÖNLEM ALINMAZSA YOK OLMASI KAÇINILMAZ’
Atabey, Kızkumu’nun bugünkü durumu ile ilgili şunları söyledi; “Bölgeden gelen fotoğraflarda kum dilini oluşturan kum setinin 18 yıl öncesine göre çok fazla tahrip olduğu, setteki kumların dağıldığı ve setin su altında kaldığı görülüyor. Kum dili, kum seti özelliğini artık kaybetmiş durumda. Kum setinin kaybolduğunu, kumların yayıldığını ve setin bozulduğunu görmekteyiz”. Atabey, önlemler alınmazsa Kızkumu’nun yok olmasının kaçınılmaz olacağını belirtti.
ARTIK ÇOK MU GEÇ?
Peki “Kızkumu’nun korunması için bir şeyler yapılamaz mı? Artık çok mu geç?” sorularına
Atabey “Doğa kendini sürekli yeniler, ancak insanlar müdahale ettiği süreçte doğa oluşumunu, evrimini tamamlayamaz. Şu unutulmamalı sonunda kazanan çok büyük yara almış olsa da yine doğa olur. Güzelim sahiller, Kızkumu gibi jeolojik miras yapıları yok olduğunda, orayı kimsenin uyarmasına gerek kalmadan herkesten önce hemen terk ediyorlar. Geriye kalan bıraktıkları yıkım ve bu yıkımla baş başa kalanlar orada yaşayanlar oluveriyor. Önlemler alınmazsa yakın gelecekte Kızkumu da bu kaçınılmaz sonu yaşayacaktır” dedi.
ŞU HALİYLE KORUYABİLMEK İÇİN NELER YAPILMALI?
Kızkumu’nun binlerce ve milyonlarca yıl jeolojik süreçlerle oluşan bir doğa olayı olduğunu, jeolojik olayların milyon yılda oluşabildiğini ifade eden Atabey, “Kızkumu’nun şu anki haliyle korunması için neler yapılabilir?” sorusunun yanıtını maddeler halinde yanıtladı:
- Öncelikle, Kızkumu-kum setinin jeolojik olarak oluşumunu engelleyen unsurlar ortadan kaldırılmalı, kum setini bozan tehlikeler ortadan kaldırılmalıdır.
- Çakılcık ve suda asılı malzemenin yağmur sularıyla, sellenme ile İmamoğlu Deresi vasıtasıyla denize, lagüne taşınmasını engelleyecek, yapılar, tesisler, setler yapılmamalıdır.
- Lagünün doğal hali korunmalıdır. 2009 yılındaki gözlemimde Lagünün alglerden, (su yosunları) temizlendiğini görmüştüm. Bu lagündeki canlı yaşamının yok edilmesi anlamına geliyor. Lagündeki her canlının, su yosunu, bitkilerinin işlevi vardır. Buradaki yosunları, çayırları, algleri temizlemek uygun değildir. Bu kamış, deniz çayırı, algler kumun göçmemesini, yerinde kalmasını sağlıyorlar. Temizlendiğinde kum seti kenarındaki kumlar dağılmaya başlayacaklardır.
- Açıktan ve kıyı boyunca gelen dalgalar engellendiğinde Kızkumu’nun oluşumuna müdahale edilmiş olur.
- Marinanın olması, çok sayıda yat ve teknelerin kıyıya yanaşması, lagün bölümüne de bu yat ve teknelerin giriyor olması dalga hareketlerini etkilediği ve akıntıların doğal halini bozduğundan Kızkumu oluşumu engellenmiş oluyor. Orhaniye halkının günlük yaşamlarında kullandıkları teknelerden başka, lagüne yat ve tekne girişi olmamalıdır.
- Kum dilinin karayla bağlantı alanında yiyecek-içecek mekanları (restaurant, kafe gibi) bulunmamalı.
- Kum seti (dili) üzerinde özellikle yaz aylarında günde binlerce insan yürüyerek setin bozulmasına, kumların dağılmasına yol açıyor. Doğanın kendini yenilemesine izin verilmediğinden, kum setini tekrar oluşturmaya zaman yetmiyor.
KÖY MUHTARI: “NE KORUYORLAR NE KORUMAMIZA İZİN VERİYORLAR”
Telefonla Kızkumu’nun şu anki durumuna dair görüşlerini aldığımız Orhaniye Mahallesi Muhtarı Cem Dinç şunları söyledi: “Burada korumanın “k” si bile yok. Biz geçen seneler köy tüzel kişiliği olarak gelen turistlerin ihtiyaçlarının giderilmesi için bir takım tesisler yapmıştık. Tuvalet, büfe gibi. Araçların girişini önlemiştik. Bütün bunları bizim elimizden aldılar. Bir yıldır tesisler atıl durumda. Büfe çürüdü, tuvaletler berbat. Diktiğimiz çiçekleri, çimleri sulayıp yaşatmaya çalışıyoruz sadece. Burasını en iyi biz koruruz çünkü köyümüzün içinde burası. Bizim bir parçamız. Her şeyden önemlisi buranın korunması gerekiyor. Gelecek kuşaklara taşınması lazım. Dünyada böyle bir yer yoktur. Oysa ne koruyorlar, ne korumamıza izin veriyorlar. MUÇEV’e devredileceği söyleniyor ama onlar da henüz almış değil”.
https://www.evrensel.net/haber/413730/doga-milyon-yilda-yapti-biz-yirmi-yilda-yok-ettik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder