24 Şubat 2021 11:31
Mahkeme kararları ve bilirkişilerin olumsuz görüşlerine rağmen Saros Körfezi'nde yapımına devam eden FSRU Liman ve Boru Hattı projesinin doğaya verdiği zarar fotoğraflarla ortaya kondu.
Fotoğraflar: Saros Gönüllüleri Platformu
Özer AKDEMİR
İzmir
Mahkeme kararları ve projeye olumsuz yönde görüş bildiren 3 ayrı bilirkişi raporuna rağmen Saros körfezinde FSRU Liman ve Boru Hattı projesinin yapımı son hızla devam ediyor. Saros Gönüllülerinin bölgedeki faaliyetlere dair son gönderdiği fotoğraflar liman inşaat çalışmalarının körfez kıyılarında yol açtığı tahribatın her geçen gün büyüdüğünü ortaya koyuyor.
ÜÇ AYRI BİLİRKİŞİ RAPORU PROJEYE "OLMAZ" DEMİŞTİ
BOTAŞ'ın Edirne Keşan’da Gökçetepe ve Sazlıdere köyleri arasında yapımına devam ettiği doğal gaz taşıma ve yükleme limanı gemi iskelesine karşı yöre halkı aylardır mücadele ediyor. Projeye karşı açılan davalar sürecinde yapılan üç ayrı bilirkişi keşfinde de bilirkişi heyetleri projenin inşaat, ziraat, jeoloji, hidrojeoloji, biyoloji ve orman bilimlerine birçok yönden aykırı olduğunu ortaya koyan raporlar vermelerine rağmen projenin inşaat çalışmalarına geçtiğimiz yıl kasım ayında başlamıştı. Projenin imar planlarının planlama ilkelerine ve şehircilik esaslarına uygun olmadığını belirten son bilirkişi raporunun hemen ardından arazi sahibinin haberi dahi olmadan iş makineleri alana girerek çalışmalara başlamış, çalışmaların durdurulmasına dönük hukuki girişimlerden ise bir sonuç çıkmamıştı.
VANDALİZME "DUR" DENİLMİYOR
Saros Gönüllülerinin avukatı Bülent Kaçar, açtıkları davalarda verilen üç ayrı bilirkişi heyeti raporuna rağmen Botaş Dış Ticaret Şirketinin ısrarla Saros kıyılarını tahrip etmeye ve denizi doldurmaya devam etiğini söyledi. Bölgenin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Saros Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildiğini aktaran Kaçar, buna rağmen vandalizme dur denilemediğini ifade etti. Kaçar şunları söyledi; "Kültür ve Turizm Bakanlığı da kendi ilan ettiği Saros Körfezi Kültür Turizm Gelişim Bölgesindeki bu talan projesine 'dur' demek yerine projeyi kolaylaştırıcı imar planı hazırlıyor. Açıkça anlaşıldı ki millet de doğa da tamamen şirketlerin hizmetine sunuluyor. Millete ve doğaya zararlı bu inşaat ve hafriyatların bir an önce durdurulmasını Edirne İdare Mahkemesinden bekliyoruz".
BOTAŞ BİLİMİN UYARILARINI TAKMIYOR
Kaçar, bilirkişi heyetlerinin hazırladıkları raporlarla projenin hem ÇED raporunun hem de imar planlarının birçok açıdan hukuksuz olduğunun bilimsel kanıtlarla ortaya konulduğunu, buna rağmen BOTAŞ'ın bilimin uyarısını duymazdan gelerek ısrarla tahribata devam ettiğini dile getirdi.
2019 yılında gündeme getirilen projeye karşı yöre halkının açtığı dava sürecinde yapılan ilk bilirkişi keşfinde ÇED Raporundaki birçok eksikliğine dikkat çekilerek ÇED olumlu kararının aleyhinde görüş belirtilmişti. Mart 2020 tarihinde açıklanan Edirne İdare Mahkemesi kararında BOTAŞ şirketi tarafından yapımı planlanan projenin kamu yararına, hukuka ve bilime aykırı olduğu ortaya konarak ÇED Raporu iptal edilmişti. Şirket bu mahkeme kararının ardından 2009/7 Genelgesi uyarınca yeni ÇED için başvurmuş, yöre halkının tüm tepkilerine rağmen şirkete Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yeni ÇED olumlu belgesi verilmişti. Bu ÇED raporuna da 1038 kişiyi temsilen yeniden dava açılırken, bu davada yapılan bilirkişi keşfi raporunun beklendiği bir süreçte şirket alana iş makineleri ile girerek inşaat çalışmalarına başlamıştı.
BİLİRKİŞİ RAPORU İLE TESPİT EDİLEN BAZI EKSİKLİKLER
ÇED raporunun eksiklerini ortaya koyan bilirkişi raporundaki bazı tespitler şunlar:
- Projenin yakın çevresinde birçok duyarlı yörenin bulunduğu, bu alanların projeden dolayı olumsuz yönde etkileneceği ve sonuçlarının telafisinin bölge açısından mümkün olmadığı,
- ÇED raporunda yeterli bilimsel verilerin bulunmadığı, alınacak önlemlerin bilimsel ve teknik açıdan ÇED raporunda yeterli şekilde belirtilmediği,
- Projenin yer seçiminin hatalı yapıldığı, Saros Körfezi Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi sınırlarını kapsayan alanda doğal sit alanında tescil çalışmalarının henüz tamamlanmamış olması,
- Saros Körfezi’nde kıyı alanları yönetim planlarının hazırlanmadan bu sürecin tamamlanamayacağı,
- Projenin şehircilik ilkelerine üst ölçekli çevre düzeni planlarına ve imar kanununa aykırı olduğu,
- ÇED raporunda fauna türlerinin olmamasının önemli bir eksiklik olduğu,
- Sahanın Sazlıdere büyük yangınının içerisinde kalmakta olduğu, alanın gençleştirmeye ayrılan yerlerden olduğu, bu nedenle de anayasal güvence altında olduğu,
- Raporda orman alanlarından geçecek hat için ve yaban hayvanlarının nizamiyeyle kontrol edilebileceği ifadelerinin ölçülebilir ve net olmaması nedeniyle bilimsellikten uzak olduğu,
- Faaliyet alanına ulaşım ve nakliye için orman yolları açısından ÇED raporunda kaç ağaç kesileceğinin bulunmadığı,
- Orman yangılarının en önemli çevresel tehdit oluşturmasına rağmen proje alanında yangın söndürme altyapılarının ne olduğu ve müdahalenin ne şekilde yapılacağına dair raporda bir değerlendirmeye rastlanılmadığı,
- Ürünün fiziksel ve kimyasal özelliklerinden kaynaklı tehlikelerin belirtilmediği, risklerin yönetimine ilişkin detaylı bir çalışma yapılmadığı,
- FSRU gemisi ve doğal gaz tankerlerinden kaynaklı gaz kaçağı, yangın ve patlama risklerinin ÇED raporunda yeterince değerlendirilmediği,
- FSRU gemisinin ve doğal gaz gemilerinin kendi yakıtlarının saçılmasından kaynaklı risklerin değerlendirilmediği, yangın müdahale sistemleri ve donanımına yönelik yeterli bilgi bulunmadığı,
- FSRU gemisinin konumu ile ilgili ÇED raporunda tutarsızlık olduğu, acil durum eylem planlarına büyük endüstriyel kazaların oluşması halinde yer verilmediği,
- Proje alanı ve çevresinde çeşitli gözlem ve literatür bilgilerine göre 222 kuş yaşadığı halde ÇED raporunda kuş türünün 10 türle sınırlı yani eksik verildiği,
- ÇED raporunda kuş türleri için herhangi bir koruma ve önlem planı verilmemesi.
- https://www.evrensel.net/haber/426659/saros-korfezinde-dogal-gaz-limani-icin-doga-katliami-yapiliyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder