0 Haziran 2022 19:30
Manisa'ya bağlı Alaşehir de tarımı ve suları bitirecek
JES projelerinin ÇED raporu iptal edildi.
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Özer
AKDEMİR
Manisa’ya bağlı Alaşehir,
Türkmen, Baklacı, Akkeçili, Selce, Tepeköy, Ilgın ve Işıklar mevkiinde
yapılması planlanan Tepeköy Jeotermal Santralleri (JES) projesine verilen
“Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı mahkemece iptal edildi. Manisa 2.
İdare Mahkemesi ÇED Raporundaki birçok eksikliğin bulunduğunu belirterek ÇED
olumlu kararında hukuka uyarlılık bulunmadığına hükmetti.
ÜZÜM
BAĞLARININ ORTASINA 6 JES İŞLETMESİ, 91 KUYU!
Birinci sınıf tarım
arazisi, üzüm bağları ve mera vasfındaki yörede toplamda 6 JES ile 91 adet kuyunun
faaliyet göstermesini öngörün projeye Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığı tarafından verilen ÇED olumlu kararına karşı Alaşehir Ziraat Odası
tarafından dava açılmıştı. Açılan davada dar bir alanda 6 adet JES kurulması ve
işletilmesinin planlandığı, bölgedeki birinci sınıf tarım alanlarının, üzüm
bağlarının bulunduğu, JES’lerin tarıma ve sulara zarar vereceği dile
getirilmişti. Proje alanının Alaşehir Çayına çok yakın olduğunun belirtildiği
dava dilekçesinde projenin inşaat ve işletme aşamasında çevresel etkileri ve
alınacak önlemlerin yetersiz olduğu, nihai ÇED raporunda kümülatif etkinin
değerlendirilmediği gibi bir dizi gerekçe daha ileri sürülmüştü. Dilekçede,
“JES’lerin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin bilimsel olarak ortaya konulması
karşısında 110 adet yeni jeotermal tesis kurulmasının insan sağlığı üzerinde
çok büyük bir risk oluşturacağı” da iddialar arasında yer alıyordu.
BİLİRKİŞİLER
DE OLUMSUZ GÖRÜŞ VERDİ
Bakanlık ise savunmasında
dava açan Alaşehir Ziraat Odasının dava ehliyetinin bulunmadığı, ÇED Raporunun
usulün uygun olduğu ileri sürülmüştü. Uyuşmazlığın çözümü içen mahkeme
tarafından atanan bilirkişiler in hazırladığı raporda da ÇED Raporundaki birçok
eksikliğin yanı sıra JES projelerinin tarım, sulama, sağlık ve çevre açısından
sakıncalarına dikkat çekilerek ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu’ kararının
uygun olmadığı görüşü mahkemeye iletildi. Bilirkişi raporuna yapılan itirazları
reddeden mahkeme heyeti oybirliği ile aldığı kararında JES projelerine verilen
ÇED Olumlu Kararlarını iptal etti.
MAHKEMENİN
ÇED İPTAL KARARININ GEREKÇELERİ
Mahkeme heyeti kararına
şu gerekçeleri dayanak olarak gösterdi:
·
Projelerin çevresel etkileri ve etki alanına ilişkin
belirlemelerin ÇED raporunda tam olarak ortaya konulmadığı,
·
Jeotermal kaynak sularının yöredeki bitki örtüsüne, canlılara ve
tarım sektörüne önemli bir çevresel etkisinin olup olmayacağı, daha sonra
açılması planlanan santral ve üretim aşamasının, kısa orta ve uzun vadede yer
altı ve yerüstü her türlü tarım alanlarına vereceği fiziki, kimyasal ve
biyolojik zararların olup olmayacağına ilişkin alınacak önlemler ile ilgili
açıklama, bilgi ve önerilerin bulunmadığı/yetersiz olduğu,
·
Jeotermal akışkanların kontrolsüz olarak yüzeyüstü su kaynaklarına
boşaltılmasından kaynaklanabilecek yüzey ve yeraltı sularının kirlenmesiyle
toprak kirlenmesinin olacağı, bu durumdan tarımsal alanların etkileneceği,
·
Jeotermal atık suların yüksek miktarlarda tuz, ziraat için zararlı
maddeler, fiziksel zehirli maddeler ve su kirliliği yapan maddeler
içerebildiği, bu yüksek derişimlerin hem kullanılan yüzey ve yeraltı suları
için hem de toprak için tehdit oluşturduğu, buna rağmen söz konusu kirletici
unsurların önlenmesi ile ilgili yeterli bir açıklama, inceleme ve
değerlendirmenin ÇED raporunda bulunmadığı,
·
Ruhsat alanı, sondaj alanları ve çevresinin dikili tarım arazisi
olduğu, alanın doğal yapı bütünlüğünün bozulmadığı sondaj yapılması planlanan
parseller ve çevresinde herhangi bir sanayi yerleşimin olmadığı, sondaj
alanları ve çevresinin tümünün tarım dışı kullanımlara çıkarılamayacak mutlak
tarım arazisi ve dikili tarım arazisi sınıfında olduğu,
·
ÇED raporunda alternatif yer arayışına ilişkin herhangi bir
açıklama ve değerlendirme bulunulmadığı,
·
ÇED raporunda sistemden salınacak gazların etkileri ve önlenmesi
konusundaki açıklamaların yetersiz olduğu, söz konusu etkinlik toz ve duman
çıkaran bir etkinlik olup bu kapsamda toplamda 6 JES ile 91 adet kuyunun
faaliyet göstereceği dikkate alındığında bacalardan havaya verilen gazların
alandaki tarımsal topraklara, sulama sularına ve tarımsal ürünlere zarar verme
potansiyeli bulunduğu, bu durumun kamunun yararına olmadığı,
·
ÇED raporunda test sularının yönetimiyle ilgili mühendislik olarak
uygulanabilir bir yöntemin sunulmamış olduğu,
·
Bölgede yapılmış akademik çalışmada, hava kalitesi ölçümleri
sonucunda rahatsız edici boyutta H2S varlığının tespit edildiği göz önüne
alındığında, bölgede gerçekleştirilecek yeni JES Projelerinin devamı konusunda
karar vermeden önce bütünleşik izleme çalışmalarının yapılması gerektiği,
·
Çevresel etkileri ile birlikte, iş sağlığı ve güvenliği açısından
da risklerin değerlendirilmesinin ve analizinin eksik olduğu,
·
ÇED raporunda jeotermal sularda bulunan kuyu sondajı, deşarjı ve
üretim aşamasında açığa çıkacak bazı ağır metal ve çözülmüş minerallerin yer
altı ve yer üstü sularına verecekleri zararların tam olarak
değerlendirilmediği,
·
Sondaj kuyularının tarım arazisinde bulunması nedeniyle bu ağır
metallerin toprağa, bitkilere ve halk sağlığına zararlarının tam olarak
değerlendirilmediği,
·
Proje alanındaki kuyu yoğunluğu dikkate alındığında sondaj
çamurunun yoğun olarak kullanılacağı ve atık sondaj çamurlarının kirletici
etkilerinin fazla olacağı, tarım arazilerine zarar vereceğinin göz önünde
bulundurulmadığı,
·
‘Sismik Tehlike Analiz Raporu’na göre proje alanının çok ciddi
deprem riski altında olduğu, jeotermal sistemlerinin yerlerini ve jeotermal
kuyu lokasyonlarının kestirilmesi amacıyla jeofizik çalışmaların tespit
edilmediği.