29 Kasım 2022 15:48
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu “İzmir’in Kanal İstanbul’u” olarak adlandırılan Çeşme Turizm Bölgesi Projesi’ne Danıştay 6. Dairesi tarafından verilen ‘Yürütmeyi Durdurmayı Ret’ kararını kaldırdı
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Özer AKDEMİR
İZMİR
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (DİDDK) “İzmir’in Kanal İstanbul’u” olarak adlandırılan Çeşme Turizm Bölgesi Projesi’ne Danıştay 6. Dairesi tarafından verilen ‘Yürütmeyi Durdurmayı Ret’ kararını kaldırdı. DİDDK projenin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.
DANIŞTAY 6. DAİRESİ YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEBİNİ REDDETMİŞTİ
TMMOB, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, EGEÇEP gibi kurumların yan sıra çok sayıda yurttaş tarafından Çeşme Turizm Projesin karşı açılan davada yürütmeyi durdurma talebi Danıştay 6. Dairesince reddedilmişti.
“İZMİR BAROSU VE TABİP ODASI DAVACI OLAMAZ”
12/02/2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan, İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle açılan davada DİDDK, İzmir Tabip Odası ve İzmir Barosu’nun “Cumhurbaşkanlığı kararı ile ilgili bir menfaat ilişkisi bulunmadığı” gerekçesiyle davacı ehliyetini olmadığına hükmetti.
BİLİRKİŞİ KEŞFİNDEKİ ÖNEMLİ TESPİTLERİN ALTI ÇİZİLDİ
Dava sürecinde yapılan bilirkişi keşfi raporundaki tespitlere dikkat çekilen kararda şu noktaların altı çizildi;
Dava konusu işlemle kamusal yararın güçlendirilmesi duyarlılığının gösterilmediği,
Alana ilişkin önceki yargı kararlarına riayet edilmediği,
şimdiye kadar hiç olmadığı kadar büyük bir kara alanını ve ilk kez olmak üzere
yaklaşık
Çeşme KTKGB'nin sınırlarının kara bölümünde kalan alanın %65'inin üst ölçekli planlarla yapılaşmaya/kullanmaya/geliştirilmeye kesinlikle açılmaması gereken nitelikteki koruma alanlarından oluştuğu, planlamada kullanılan elek analizi yönteminden sınır ilanında yararlanılabilecekken yararlanılmadığı,
Davalı Bakanlığın bu denli geniş alanları tümüyle kendi yetki alanına almasının gerekçesinin "bölge bütünlüğünün sağlanarak" işlerin hızlı yürütülmesi ile sınırlı olduğu, var olan Gerekçe Raporunun ciddi gerekçelere dayanmadığı, yetersiz, hiçbir ciddi bilimsel araştırma ve çalışmaya dayanmayan, ilgili kurum ve kuruluş görüşlerini değerlendirmeye almayan, yüzeysel bir belge olduğu,
16.000 hektarın üzerinde bir alanın tümüyle halka kapatıldığı,
Sınır kararıyla bu alanlardaki ve özellikle kıyı alanlarındaki yetkinin tümüyle tek bir Bakanlığa aktarılmasının rasyonelinin anlaşılamadığı, bu işlemle birlikte, önceden ilan edilen Turizm Merkezleri de birlikte değerlendirildiğinde, Çeşme İlçesinin yaklaşık %65'inin doğrudan Kültür ve Turizm Bakanlığının denetimine bırakıldığı,
Bölgede öngörülen turizm yatırımlarının gerçekleştirilmesi durumunda doğal çevre tahribatının geri dönülemez bir duruma evrileceği,
“KORUMA KULLANMA DENGESİ KORUMA ALEYHİNE BOZULACAK”
Alana ilişkin olarak hazırlanan Kapsam Belirleme Raporunda orman, tarım, mera, sulak alanlar ve zeytinlikler ile içme kullanma suyu koruma kuşaklarının koruma alanları olarak belirtilmediğinden, koruma/kullanma dengesinin koruma alanları aleyhine bozulacağı,
Aynı raporda, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planındaki nüfus kabulünü aşacak şekilde alana yapılacağı belirtilen nüfus atamasının, alanı tehdit edici düzeyde olduğu, mevcut su kaynakları ve altyapının tümüyle yetersiz kalması başta olmak üzere doğal çevrenin de bu gelişmeden geri döndürülemez bir biçimde olumsuz etkileneceği,
“BÖLGENİN DOĞASINI KORUNMAK ZORUNLU”
Dava konusu alanın, ilgili mevzuatı çerçevesinde özel olarak korunan Akdeniz Foku başta olmak üzere bir çok canlıya ve ekosisteme ev sahipliği yaptığı, bu nedenle bölgenin doğasının ulusal ve küresel ölçekte korunmasının zorunlu olduğu,
“SU KAYNAKLARI MEVCUT DURUMDA BİLE YETERSİZ”
Bölgedeki su kaynaklarının mevcutta dahi yetersiz olduğu, KTKGB ilanının su miktar ve kalitesindeki sorunların artmasına neden olacağı, planlama çalışmalarında KTKGB'nde önerilen golf alanlarının da bu sorunları artıracağı,
Alaçatı Kutlu Aktaş Barajına ilişkin içme kullanma suyu havzasının %75'inden fazlasının ilan edilen sınırlar içinde yer aldığı, özellikle mutlak ve kısa mesafeli koruma alanları gözetilmeden sınır belirlenmesinin de doğru olmadığı,
Çeşme KTKGB'nde, yenilenebilir enerji kaynaklarından olan jeotermal kaynak potansiyelinin, bölgenin kalkınmasına önemli katkı verebileceği, ancak gerçekleştirilecek jeotermal faaliyetlere ilişkin detaylı bilginin bulunmadığı,
“BÖLGENİN ARKEOLOJİK POTANSİLEYİ OLDUKÇA YÜKSEK”
İlan edilen sınırlar içerisinde çeşitli derecelerde arkeolojik sit alanlarının bulunduğu, sistematik olarak arkeolojik yüzey araştırması gerçekleştirilen kısımda elde edilen bulguların, bölgenin kalan bölümünün de arkeolojik potansiyelinin oldukça yüksek olduğunu gösterdiği, bu nedenle, söz konusu alan turizm bölgesi olarak belirlenmeden önce, bölgede sistematik arkeolojik yüzey araştırmaları ile kültürel mirasın etkin biçimde belgelenmesi ve korunmasının hayati önem taşıdığı,
Planlama ilkelerine ve kamu yararına uygun olmadığı, yönünde görüş ve tespitlere yer verildiği anlaşılmaktadır.
“CUMHURBAŞKANLIĞI KARARI HUKUKA UYGUN DEĞİL”
DİDDK kararında şöyle denildi, “Bu itibarla, 12/02/2020 tarih ve 31037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararında hukuka uygunluk bulunmadığı, uygulanması hâlinde giderilmesi güç veya imkânsız zararların doğmasına yol açacağı sonucuna ulaşıldığından, yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder