İZMİR - 1 yılı aşkın bir süredir siyanürcü şirket Eurogold'a (Normandy) karşı topraklarını, sularını, geleceklerini korumak için mücadele veren Bergama Köylüleri yeni bir hukuk zaferi kazandılar. Bergama Köylüleri, İzmir 1. İdare Mahkemesi'nin bakanlıklarca madenin çalışması için verilen izinleri iptal etmesini önceki gün büyük bir şenlik yaparak kutladılar.
Danıştay'ca madenin çalışmasının durdurulması doğrultusunda verilen kesin karardan sonra, Başbakan'lıkça TÜBİTAK'a hazırlattırılan, madeni aklayıcı karar ardından yeni bir manevra yapan Eurogold, eksikliklerin tamamlandığını, madenin çevre ve insan yaşamı için risk taşımadığını ileri sürerek ilgili bakanlıklardan üretim için izin almıştı. Kesinleşmiş mahkeme kararları, ilgili bilim çevrelerinin uyarıları ve Bergama köylülerinin hemen her yöntemi deneyerek yaptıkları eylemleri görmezden gelen yetkilileri arkasına alan şirket geçtiğimiz günlerde üretime başlamıştı. Madenin çalışmasını protesto etmek için yürüyüşler, İzmir-Çanakkale Karayolu'nun trafiğe kapatılmasıve gösteriler düzenleyen Bergama köylüleri, hukuk alanındaki mücadelelerinden de vazgeçmemişlerdi.
İzimr İl İdare Mahkemesi tarafından önceki gün açıklanan karar da, her ne kadar Başbakanlıkça TÜBİTAK'a hazırlattırılan raporda, tesiste alınan tedbirlerin risk faktörünü ortadan kaldırıldığının belirtilmesine rağmen, ilgili bilim çevrelerinin ve mahkemece oluşturulan bilirkişi raprunun aksi yönde olduğu vurgulanarak, madenin çalışması için verilen izinlerin hukukyla bağlaşmadığının altı çiziliyor. Anayasa'nın 138. maddesinde yeralan, yasama, yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunluluğuna atıfta bulunularak,"...madenin, doğrudan veya çevrenin bozulması ile dolaylı olarak ile dolaylı olarak insan yaşamını etkileyeceği kesin olan siyanür liçi yöntemle işletilmesine izin verilmesi yolundaki işlem, kamu yararına uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptal edilmiştir" denilmekte. Gerekçeli kararda mahkemece atanan bilir kişinin raporunda yeralan, siyanürle altın çıkarımının çevre ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri, bölgenin deprem kuşağında olması nedeniyle atık havuzundaki zehirin toprağa ve yeraltı sularına karışması olasılığının yüksekliği ve diğer riskler de ayrıntılı bir şekilde aktarıldı.
Mahkemenin madenin çalışma iznini iptal etmesinin ardından dün akın akın Bergama'nın Narlıca Köyü'ne çevre köylerden ve İzmir'den gelenler davullar, zurnalar ve halaylarla şenlik yaptılar. EMEP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Varlı, İzmir İl Başkanı Cabbar Demirci, il ve ilçe yöneticileri'nin de katıldığı şenlikte, DİDF temsilcisi Ali Gültekin, BES İzmir Şube Başkanı Ramis Sağlam, BES Şube Hukuk sekreteri, Greenpeace gibi kurumlarda hazır bulundular. Köy Muhtarlarının konuşmalarıyla başlayan şenlikte muhtarlar, 11 yılı aşkın bir süredir yaptıkları mücadele sonucu zafer kazandıklarını, bu zaferde payı olan herkese teşekkür ettiklerini söylediler. Muhtarlar, maden sahasından inşaat sırasında kesilen ağaçların yerine dikilerek, alanın milli park ilan edilmesini istediler.
Bergama Köylülerinin avukatı Senih Özay'da, mahkemenin bu kararına siyasi iktidarın uyması gerektiğinin altını çizerek, "Aksi anayasal suçtur, cezası idam gerektirir" dedi. Özay, madenin bir ay içerisinde faaliyetlerini tamamen durdurması gerektiğini belirtti. Bergüama Çevre Yürütme Kurulu Başkanı Oktay Konyar, siyasi iktidarın cumhuriyetin bütün kazanımlarına saydırırken, Bergama kayasına çattığını hatırlatarak, "Rehavet yok. Mücadelemiz daha bitmedi. Eurogold, emperyalizm ülkeden kovulana kadar eve girmeyeceğiz" dedi. Öte yandan EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel Bergama Köylülerine gönderdiği mesajda, Bergama Köylüleri'nin Eurogold'a karşı mücadelede yaktığı meşalenin, demokrasi ve ülkenin geleceğini düşünen aydınların, işçi ve emekçilerin elinde yanmaya devam ettiğini belirterek, "Bergama köylüsünün toprağının elinden alınması gibi Sümerbank işçisinin de işini elinden almak istiyorlar... Bir yanda işçi emekçiler, diğer yanda ülkeyi yağmalamaya çalışanlar. Ülkemizin yeşil dolarlarla işgal edilmesine karşı bütün işçi ve emekçiler, aydınlar, köylüler, öğrenciler tüm halk olarak sürdürdüğümüz mücadeleyi birleştirerek büyüteceğiz. Bu Kurtuluş Savaşından zaferle çıkacağız" dedi.
Köylülerin görüşleri de şöyle:
Gündüz Kıra: (80 yaşında, Narlıca Köyünden): 11 senedir mücadele ediyoruz. Biz direnişimizle sadece hakkımızı istedik, kimseye bir kötülük yapmadık. Biz kendi toprağımızı koruyoruz, yaşamak istiyoruz.
Rasim Keskin (73 yaşında Tepeköylü): Siyanür istemiyoruz. Bizim kimseye zararımız yok, zararı olanları temizliyoruz.
Veli Balta (Pınarköy): Topraklarına, vatanına sahip çıkanlara saygı duymak gerekir. Bu şirket buradan gidecek, mahkeme kararı öyle diyor.
Ali Gültekin (DİDF üyesi): Burada gördüğüm coşkuyu Avrupa'da görmek çok güç. 1 yıllık mücadelenin taçlandığı bir gün bugün.
Fatma Sezer (Çamköy): Türkiye'de mahkemeler, şyargıçlar varmış. İnşallah hükümette vardır. Bu kararada uymazlarsa yazıklar olsun deriz.) tarafından önceki gün açıklanan karar