Siyanürlü altın madenine karşı verilen mücadele ile gündeme gelen Bergama'da, art arda yaşanan küçük sarsıntılar deprem tehlikesi ile gündemde.
Özer Akdemir
Bergama'da üst üste yaşanan küçük şiddetli depremler, siyanürlü madendeki zehir dolu atık havuzu akıllara getiriyor. 22 Eylül 1939'da 9 şiddetindeki büyük depremle yerle bir olan bölgede, bu kez depreme bağlı çevre felaketi endişesi hakim.
Bergama'da art arda yaşanan depremleri, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Merkezi "Ege Bölgesi'nin olağan depremsel hareketleri" olarak yorumluyor.
1. derece deprem kuşağında
Birinci derecede deprem kuşağında olan Bergama ve yöresindeki bu sarsıntıların "olağan" sayılması, bölgede daha önce irili ufaklı çok sayıda deprem yaşanmış olması. Hatta, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi yayınları arasında çıkan "Türkiye Büyük Depremleri Makro-Sismik Rehberi" adlı kitapta, 1939 depreminde siyanürlü madenin yakınında kurulu olduğu Ovacık Köyü'nün yerle bir olduğu ve bunun üzerine yerinin değiştirildiği belirtiliyor.
2 milyon tonluk zehir barajı
Bergama'da 4 Haziran ve sonrasında yaşanan küçük şiddetli depremler, Ovacık-Narlıdere-Çamköy'ün ortasında, uluslararası Eurogold (Normandy) Şirketi tarafından siyanürlü yöntemle altın çıkarılmak istenmesine karşı Bergama köylülerinin 11 yıllık mücadelesinin haklılığını ve karşı karşı olunan tehlikenin büyüklüğünü de ortaya koyuyor. Çünkü, hemen burunlarının dibinde tonlarca zehir içeren dev bir siyanür havuzu var.
Eurogold'un "DSİ tarafından onaylanan baraj depremlere dayanıklı olacaktır" diye aktardığı, içinde siyanür, kurşun, arsenik gibi zehirlerin de bulunduğu atıkların depolanacağı havuz, konunun uzmanı bilim çevreleri tarafından hazırlanan çalışmalarda hiç de şirketin dediği kadar güvenli görünmüyor.
Tehlikenin boyutları
İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından hazırlanan raporda atık havuzuyla ilgili şu ifadelere yer veriliyor: "Çalışmaların yeraldığı Bakırçay Havzası Ege Bölgesi'nde 1. derece deprem kuşağının üzerinde bulunmaktadır. Siyanür ihtiva eden atık çamurunun toplandığı, 50 cm kalınlığındaki 70 hektarlık büyük bir alanı kaplayan kil çanak, hem çamurun yüklenmesi halinde düşey deformasyonlara, hem de depremin etkisi halinde kırılmalara maruz kalacaktır".
Barajın yapıldığı zemin alüvyal, yani geçirgen yapıda olduğu için, doğal zemin üzerine 1.5 metre kalınlığında kil tabakası örtülecek. İnşaat mühendisleri bölgenin 1. derece deprem kuşağı üzerinde olduğunun da altını çizerek, bu kil tabakanın tonlarca yüke dayanamayarak kırılacağını vurguluyor.
Bergama merkezine 10 km. uzakta, Ovacık, Narlıca, Çamköy'ün tam ortasında olan bu atık barajı, herhangi bir nedenle kırılır, zehir toprağa ve suya karışırsa yaşanacak felaketin boyutları, en küçük bir yer sarsıntısında bile Bergamalıların yüreklerini ağzına getirmeye yetiyor.
Oysa, tüm bu tehlikelerin farkında olması ve bunun önlemini alması gereken Bergama Kaymakamı Ali Şanlıer ise, 4 Haziranda yaşanan depremlerle ilgili "Bölgemizin deprem kuşağında olması nedeniyle depremle yaşamaya alışacağız" demekle yetiniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder