AKP hükümetinin baskıları sonrası
İzmir 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu (KTVKK)’nın kararı ile
üzeri kumla örtülerek Yortanlı Barajı’nın sularına terk edilen Allianoi Antin
kenti ile ilgili skandallar bitmiyor. Antik kentin 800 metre kuzeydoğusunda,
baraj gövdesi yakınlarında bulunan 311 No’lu parseldeki Roma Kilisesi ve mezarların
üzerinin kapatılmasının unutulması, Allianoi’nin ”üzeri kumla örtülerek
korunması”(!) noktasındaki ‘ciddiyeti’de ortaya serdi. Roma Kilisesinin
kapatılmasının unutulduğunun anlaşılması üzerine yetkililer çevreden kestikleri
zeytin dalları ile kilise kalıntılarını gizlemeye çalıştılar.
En son skandal
Trakya Üniversitesi Öğretim üyesi
Yard. Doç. Dr. Ahmet Yaraş başkanlığında bir ekip tarafından 1998-2006 yılları
arasında yürütülen kazılarla ancak yüzde 20-30’u gün yüzüne çıkarılan Allianoi
birkaç hafta içerisinde tamamen kumlarla örtüldü. Adeta bir çöl görüntüsüne
bürünen 2000 yıllık antik kent su tutmaya başlayan Yortanlı Barajı’nın sularına
gömülüyor. Antik kentle baraj gövdesi arasında kalan alanda sular her geçen gün
daha da yükseliyor. Geçtiğimiz günlerde yapılan bilirkişi incelemesinde antik
kentin son derece üstün körü bir çalışma ile kuma gömüldüğü, henüz örtmenin
üzerinden birkaç gün geçmiş olmasına rağmen alanda meydana gelen çatlakların ve
göçmelerin oluşması ile ortaya çıkmıştı. Antik kenti yok oluşa götüren bu
süreçte yaşanan en son skandal ise bir Roma Kilisesi’nin ve çevresindeki
mezarların kumla gömülmesinin unutulması oldu.
Kilisesi ve çok sayıda mezar unutuldu
Allianoi’un yakın çevresinde ve
baraj gölet alanı içinde yapılan yüzey araştırmasında Bergama - Soma arasındaki
su yolu, nekropoller, kaya mezarları ve karayolları bulunmuştu. Bu
araştırmalar sırasında bölgede çok sayıda kaçak kazı yapıldığı da tespit
edilmişti. Bunlardan biri de antik kentin 800 metre Kuzeydoğusunda
bulunan bir zeytinlikteki 311 numaralı parselde ortaya çıkarıldı. Baraj gövdesi
yakınında bulunan bu parselde 2000 yılında kısa süreli bir kurtarma kazısı yapılmıştı. Bu kısa süreli kurtarma
kazında ancak bir kilise ile içinde ve etrafında bulunan sadece 20 mezar
kazılabilmiş, bunun yanı sıra etrafta çok sayıda mezar olduğu gözlemlenmişti. Kilise
içinde Roma Çağı’na ait çok sayıda devşirme mimari eser, çatı kiremitleri ve
mimari süslemeler halen ören yerindeydi. Taşınabilir nitelikteki bulunan
arkeolojik eserler ve sikkeler 2000 yılında envanterlenerek Bergama müzesine
teslim edilirken, Allianoi’da bulunan On bin sikke ile birlikte bu sikkelerde,
halen Prof. Dr. Oğuz Tekin tarafından yayına hazırlanmakta. Geç Antik Çağ’a ait
olduğu düşünülen kilise ve mezarlardaki bilimsel çalışmalar, o yıllarda
bakanlığın talebi üzerine Ilıcaya yoğunluk verilmesi nedeniyle tamamlanmamıştı.
Kilisenin yakın çevresinde henüz kazılmamış çok sayıda mezar ve kültür varlığı
olduğu biliniyor.
Gazeteciler belgeledi
Bu kilise ve çevresindeki
mezarların “kumla kapatılarak korunması”(!)nın unutulduğunu ortaya çıkması
üzerine, yetkilerin apar topar çevredeki zeytinliklerden kestikleri dallarla
buluntuları gizlemeye çalıştıkları, geçtiğimiz günlerde kilisenin
fotoğraflarını çekmeye giden gazeteciler tarafından fotoğraflandı. Dikili
Belediyesi Basın Danışmanı Oben Ulu tarafından çekilen fotoğraflarda, kilise
yapılarının zeytinliklerle gizlenmesi çabası açıkça ortaya seriliyor. Çekilen
fotoğraflarda ayrıca baraj sularının bir hayli yükseldiği ve antik kentin bir
bölümünü yuttuğu görülüyor. (İzmir/EVRENSEL)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder