Özer AKDEMİR
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından
düzenlenen Mimarlık Semineri 2015 başladı. Mimar Sinan Güzel sanatlar
Üniversitesi Sedat Hakkı Eldem Oditoryum’unda 5-6-7 Mart tarihleri arasında
gerçekleştiriliyor. İlki 1969’da yapılan seminerin ana teması da “1969 Mimarlık
semineri Bağlamında Geleceğe Bakmak” oldu. Seminer 1969’dan günümüze toplumsal
gelişmeler ışığında mimarlık mesleğindeki değişim ile mimarlığın gelecekteki yönelimini tartışıyor.
İki seminer arasında
ilginç benzerlikler
Seminerin açılış konuşmasını yapan Mimarlar Odası Büyükkent
Şube Başkan Yardımcısı Kubilay Önal, 1969 yılındaki seminerin görece demokratik
bir havada yapıldığını belirterek, “1969’daki seminerde ‘Mimarlıkta devrime doğru’
başlıklı açılış konuşmasında Gürol Gürkan; ‘Mimarlıkta devrim topluma yürümekle
olacaktır’ demişti. Bugün geleceğe ilişkin umutlu bir ortamın olduğunu söylemek
olanaksız. Ancak yeniden denemek için bu yolu oluşturduk” dedi. Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Sami Yılmaztürk ise konuşmasında “Mimarlık
toplumun hizmetinde diyebilmeliyiz artık” diye konuştu. İl günün tematik
sunuşlarından birisini gerçekleştiren Prof. Dr. İlhan Tekeli Türkiye’nin
birinci sorununun demokrasi sorunu olduğunu söyledi. 1969 mimarlık semineri ile
2015 arasında ilginç benzerlikler olduğunu aktaran Tekeli, “o günkü seminer 68
gençlik olayları sürecinde günümüzde ise 2013 Gezi olaylarının ardından
yapılıyor. Bugün yaşanmakta olan ötekileştirme üzerine inşa edilen demokrasi
pratiği bir sistem haline gelmiş durumda. Toplum kamplara ayrılıp oylar
başarılar üzerinden değil kamp sadakati üzerinden alınıyor. Siyasetin temeli de
toplumu yalanla yaşatmak oluyor” dedi. Türkiye’nin bir demokrasi projesi olması
gerektiğini ileri süren Tekeli, “Demokrasi yerel güçlü bir demokrasi olmalıdır.
Toplumda yerel demokrasi güçlü değilse demokrasinin kalitesinden söz edilemez”
dedi.
AKP için deniz bitti
Günün ikinci tematik sunuşunu yapan Prof. Dr. Doğan Kuban, “56
senedir yazıp çiziyorum artık hiç birşey bilmediğimi biliyorum. Avrupa Türkiye’ye
benzemiyor. Avrupa ile Türkiye arasında çok kategorik farklar var. Plan
uygulandığını görmedim ben. 80 milyonluk bir ülke böyle yaşayamaz. Bilimsiz
yaşama imkanı yok” dedi.
Seminerin “Türkiye ekonomisinde 1980 dönüşümü ve sonrası”
başlıklı 1. oturumunda Prof. Dr. Korkut Boratav’ın bildirisini, Prof Dr. Hayri
Kozanoğlu ve Prof. Dr. Aziz Konukman değerlendirdiler. 1962 yılından günümüze
ekonomi yönetimindeki dönemlerini yılık büyüme rakamları eşliğinde irdeleyen
Boratav, 2003-2007 yılları arasına %7.3 büyümeyi gösteren yılları AKP’nin lale
devrine benzetti. Sermaye ile AKP arasındaki lale devrinin bitmek üzerine
olduğunu belirten Boratav, “Sermayenin genel programı uygulanıyor ama olay
artık iktisatçıların, sosyal bilimcilerin değerlendirme alanından çıkmıştır.
Mafya analiz edilemez” dedi. Prof. Dr. Mustafa Sönmez hiçbir zaman AKP’nin
iktisat politikası olmadığını, süreci AKP yandaşı ve karşıtı sermaye grupları
arasındaki çatışmanın belirleyeceğini söylerken, Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu
“Deniz bitti” diye konuştu. Prof. Dr.
Aziz Konukman seminere farklı sesleri çağırmalarına rağmen gelmediklerini
aktararak, emeğe yönelik saldırıların geldiği boyutu 19. yüzyıl koşullarına
benzetti. Konukman sözlerini, “19. yüzyılın yeni versiyonu hoş geldi.
Mücadeleye devam” diye bitirdi.
Ekolojik kuşatma ve
direniş
Günün ikinci oturumu olan “Türkiye için farklı sermaye
paradigması mümkün müdür?” başlıklı sunumunda Prof. Dr. Bilsay Kuruç’un sunduğu
bildiri tartışıldı. Seminerin üçüncü oturumu “mekan-siyaset; Yeni kentleşme
dinamikleri” başlığı altında Mücella Yapıcı, Tarık Şengül, Can Harmancı, Sema
Erder ve Fuat Ercan tarafından gerçekleştirildi. Günün son oturumu ise
“Türkiye’de neoliberal politikaların ekolojik kuşatması, direniş ve yeniden
inşa” başlığı altında yapıldı. Prof. Dr. Aykut Çoban, Prof. Dr. Beyza Üstün,
Fevzi Özlüer, Sinan Erensü ve Özer Akdemir’in katkı da bulunduğu ortak bildiri
değerlendirilirken, sermayenin doğayı metalaştırma, neoliberal politikaların
uygulama alanı haline getirmesi çabasına karşı yerellerdeki direnişlerin
önemine dikkat çekildi. Oturumda, yerel direnişlerin merkezileşmesi ve ekolojik
mücadelenin sınıf mücadelesi ile ilişkisi de değerlendirilen konular arasında
yer aldı. (İstanbul/EVRENSEL)
Eklenme Tarihi: 06 Mart 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder