Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Hükümet yetkilileri geçtiğimiz 31 Temmuz’da Türkiye
genelinde tüketilen elektriğin 867 milyon 551 bin kwh olarak tüm
zamanların rekorunu kırdığını açıkladı. Ülkede yaşayan her bir yurttaşın o gün
için 11 kwh elektrik tüketimine denk gelen bu rakamla ilgili değerlendirmelerde
bulunan Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi
Yard. Doç. Dr. H. Göksel Özdilek, soğutma sistemlerinin kullanımı ve bunun
küresel ısınmaya etkilerine dikkat çekti.
Amerika Birleşik Devletleri’nde motorlu taşıtların hava
soğutucu/ısıtıcıları (radyatörleri) yılda yaklaşık 37 milyon litre akaryakıt
tüketimine neden olduğu bilgisini veren Özdilek, dünyada klima satışlarının
2011’de bir önceki yıla göre % 13 arttığının altını çizdi. Bu durumun dünyanın
ortam soğutma konusundaki artan isteğini gösterdiğine vurgu yapan Özdilek,
“Gülünç olan ise hemen hemen herkesin dilinde çevre sorunları, küresel iklim
değişikliği, ağaçsızlaştırma, vb. pelesenk olmuşken herkes klima sahibi olma,
daha çok elektrik tüketme ve daha lüks yaşam konusunda adeta yarış içinde.
Örneğin bir fakültenin Çevre Mühendisliği Bölümü’nde 6 öğretim üyesinden 5
tanesinin odalarında klimaları mevcuttur. Bu öğretim üyelerinin verdiği
derslerin konuları arasında hava kirliliği, karbon ayak izi, ekolojik ayak izi,
enerji verimliliği, vb. enerji kullanımı ve neden olduğu sorunlar var” diye
konuşuyor.
ENERJİ ÇÖZÜMLERİ
Artan elektrik tüketimine paralel olarak yürütme makamının da elektrik ihtiyacının karşılanması konusunda isteyen şirketlere termik santral kurma ve işletme kolaylığı sağladığına dikkat çeken Özdilek, bu durumu “önce insanları hasta edip sonra tedavi etme” örneğine benzetti. Özdilek, enerji verimli ısıtma/soğutma çözümleri yerine daha yüksek enerji harcayan sistemlerin seçilmesi, ardından da bu enerji ihtiyacını karşılamak üzere çevre kirletici elektrik üretim tesislerinin kurulması çelişkisine dikkat çekti. Özdilek, bir ortam soğutması seçilirken enerji verimliliği veya enerji kullanımının dikkate alınabileceğini ve hem daha az enerji ile istenen yerine getirilebileceğini kaydetti.
Artan elektrik tüketimine paralel olarak yürütme makamının da elektrik ihtiyacının karşılanması konusunda isteyen şirketlere termik santral kurma ve işletme kolaylığı sağladığına dikkat çeken Özdilek, bu durumu “önce insanları hasta edip sonra tedavi etme” örneğine benzetti. Özdilek, enerji verimli ısıtma/soğutma çözümleri yerine daha yüksek enerji harcayan sistemlerin seçilmesi, ardından da bu enerji ihtiyacını karşılamak üzere çevre kirletici elektrik üretim tesislerinin kurulması çelişkisine dikkat çekti. Özdilek, bir ortam soğutması seçilirken enerji verimliliği veya enerji kullanımının dikkate alınabileceğini ve hem daha az enerji ile istenen yerine getirilebileceğini kaydetti.
Türkiye Çevre Vakfı Haber Bülteni’nde 2014’de ülkemizin 45
milyar m3 doğal gaz ithal ettiği ve bunun yaklaşık %80’inin endüstrinin ve
elektrik üreten termik santrallerin ihtiyacının açıklandığına işaret eden Özdilek,
“Tamamen ithal bu kaynak “temin edilemezse, fabrikalar durabilir ve ülkemiz
elektriksiz kalabilir” denilmekte. Enerjinin etkin kullanımı derken en büyük,
en yüksek soğutmalı, en …. değil en az enerji ile en ideal işi yapan cihaz akla
gelir. Toplu halde çevre kirliliğine katkıda bulunurken bilinçsiz değiliz
sanıyorum. Seçme hakkınız var” diye konuştu.
Eklenme Tarihi: 07 Ağustos 2015
Ağaçlar doğal klimadır. Akarsular da. Ağaçları kesip akarsuları kurutarak, termik santral, hes yapmak, sonra da bunlarla üretilen elektrikle serinlemeye çalışmak... ne kadar zekice!
YanıtlaSil