15 Eylül 2015 Salı

Şengül Hablemitoğlu: Suikast, AKP ve Cemaat aşkının meyvesidir

Özer AKDEMİR
İzmir
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arkada bir asker cenazesi geçerken selfie çekmesinin kurgulandığı bir görselle çıkan Nokta Dergisi’nin kapağını paylaştığı için sosyal medyada ak trollerin linç girişimine uğrayan Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu bu durumu, iktidarın gitmekte olduğunu fark eden AKP’lilerin paniğine ve arsızlığına bağlıyor. Hablemitoğlu, eşinin suikastının “AKP ve paralelin aşkının meyvesi olduğunu belirterek, suikastin çözülemeyeceğini dile getiriyor.
Geçtiğimiz Mart ayında Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı iken emekli olan Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu 13 yıl önce işlenen ve hâlâ aydınlatılamayan bir suikasta kurban giden Dr. Necip Hablemitoğlu’nun eşi. Önceki gün kişisel twitter hesabından Nokta Dergisinin kapağını “yorumsuz” notuyla paylaştığı için AKP’li hesaplar tarafından adeta lince maruz kaldı. Hablemitoğlu kendisine yönelik bu saldırılar ve eşinin suikasti ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

ARSIZLIK VE PANİK HALİ
Bir dergi kapağını paylaştığınız için adeta linç edilmek istendiniz. Bunun arkasında ne var sizce?
Klasik, bu ülkenin son derece tipik halleri. Değişmez bir şey bu. Bir de hafiften panik. Arsızlık o paniği belirgin hale getiriyor. Ama arsızlık  ve kibir bu kitle için her zaman daha önde.
Ne tür tehdit ve hakaretler aldınız?
Nokta Dergisi paylaşınca, ben de paylaştım. Ben  yorumsuz dediğim için birisi “Bu kışkırtıcılık” falan gibi şeyler yazdı. Hele bir tane çömez, AKP’nin bilmem hangi ilçe yöneticisi; “Ben de bunun ekran görüntüsünü aldım, halkı cumhurbaşkanına karşı kışkırtmak nedeniyle suç duyurusunda bulunacağım” demiş. Böylesine akıllı çocuklar bunlar!
Tvvitlerinizde eşinizin suikastı ile ilgili Gülen cemaati ve AKP’nin sorumluluğuna dair mesajlar yazmışsınız. Bunu açar mısınız biraz?
İki tarafın aşk ilişkileri sırasında oldu bu. Bugün bir tarafın kendisini sıyırmasıyla olacak iş değil. Kaldı ki mantık şunu söylüyor bana; madem Ergenekon gibi, Balyoz gibi, Oda TV gibi davalar için hem cemaatten birisi çıkıp özür diliyor, hem hükümet ‘kandırıldık’ diyor, ama niye bu dosya yok ortada, niye bu cinayetle ilgili kimse açıklama yapamıyor?
Dönem dönem gündeme getiriliyor suikast.
Gündeme gelişi hep Ergenekon ve Balyoz etrafında döndü. Sonra bu kavga başlayınca, cılız seslerle paralele doğru döndü. Ama hiçbir zaman güçlü bir şekilde bu konuşulmadı. Bu da bana bunu söylüyor, sizin aşkınızın meyvesidir bu o zaman bu cinayet. Buyurun uğraşın, açıklayın. Hele bu kapışmadan sonra çıkardı ortaya. Bunu hepimiz biliyoruz, kendileri de biliyor. Burada bana saldırmanın bir önemi yok, değeri de yok. Anlamı da yok.

HİÇ UMUTLANMADIM
AKP-Cemaat kapışması başladığında suikastın çözüleceği konusunda umutlandınız mı?
Ben hiç umutlanmadım. Bunu bana herkes söyledi, avukatımız bile söyledi. Ama ben şunu söyledim, mümkün değil, bu konuda birbirlerine şeyleri var asla çıkmayacak dedim. Öyle oldu zaten.
Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar Uğur Mumcu’nun ailesine “Tuğla çekilirse duvar yıkılır. Biz de altında kalırız” demişti. Hablemitoğlu suikastı de o tuğlalardan birisi mi sizce?
O tuğlalardan birisidir ama bir de şöyle bir şey var, çekse ne olacak ki? Ne önemi ve değeri var ki? Bakın bir sürü şey oluyor Türkiye’de. Şu da ortaya çıksa ne olacak? 13 yılı bitiyor suikastin. 15 yıl sonra diyelim “iktidarın bilmem neleriyle, paralelin bilmem neleri bunu beraber yaptı” dense neye yarayacak? Kim kimi yargılayacak, kim kiminle ne yapacak? Ben aptalca buluyorum saldırmalarını da savunmalarını da. Ben gülüyorum sadece bu olanlara. Tablo bizim için çok net yani.

FOTOĞRAF ÇOK NET BİZİM İÇİN
2003 yılında Durmuş Anuçin adlı bir ‘seri katil’ suikasti kendisinin işlediğini, arkasında kimlerin olduğunu ayrıntılarıyla anlattı. Zaman içerisinde bu ifadesini birkaç kez tekrarladı. Son ifadesinde 5 sayfalık el yazısıyla birçok ayrıntı verdi. Bu kişi olamaz mı katil?
O tarihte olanları çok iyi hatırlıyorum. Adam için “Hapisten kurtulabilmek için bu olayı dahi kullandı” dediler. Onda da bir şey yok. Saçma sapan bir şey. İlginç tabi de, bilemeyiz ki o da hangi saiklerle bu şeye çıkartıldı. Ben onun da kullanıldığını düşünüyorum. O zaman yaratılmış bir şeydi. Hiçbiri gerçek değil. Ben yine aynı cümleyi kuruyorum. Fotoğraf çok net bizim için. Faili olarak biz biliyoruz yani fotoğrafın ne olduğunu. Sadece insanlar algılayamıyor. Hatta bunu yapanlar kendileri de algılayamıyorlar galiba. Öyle düşünüyorum. (Gülüyor) Herhalde onlarda karıştırdılar ne yaptıkları artık. Çok şeye karıştıkları için karıştıkları başka şeylerle karıştırıyorlar herhalde.

Eklenme Tarihi: 15 Eylül 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...