Bu sene 10. kez düzenlenen Karaburun Bilim Kongresi üçüncü
gününe, barışın toplumsallaşması ve hep birlikte örülmesi gerektiği vurgusuyla
başladı.
Ana teması “Sermayenin Doğası: Soykırımlar, Katliamlar,
Savaşlar” olan kongre bugün “Yıkım ve Yabancılaşma Kıskacında Doğa” başlıklı
oturumla açıldı. HDP Milletvekili Prof. Dr. Beyza Üstün moderatörlüğünde
gerçekleştirilen oturumda Fatih Özden, Muzaffer Kaya, Özer Akdemir, Orhan
Sarıaltun sunum yaptı.
“Emek ve Doğa: Çerkezköy Örneği” başlıklı sunum
gerçekleştiren Muzaffer Kaya, İstanbul’un sınır ilçesi olan Çerkezköy’ün
sanayileşme sürecini, su alanlarının kirletilmesini ve doğanın organize bir
şekilde sömürülmesini emek ve sermaye ile iktidar ilişkileri üzerinden anlattı.
Fatih Özden, “Yabancılaşma Kuramı Çerçevesinde Tarım:
Güçlenen Hegemonya ve Çıkış Yolu İçin Çabalar” adlı sunumunda Marx’ın
‘Yabancılaşma Kuramı’nı gıda krizi üzerinden yorumladı. İnsan ve doğa
ilişkisinin sermayeleşme süreciyle koparıldığına ve tarımın bir hegemonya alanı
olduğuna dikkat çekti.
'EKOLOJİ MÜCADELESİ SINIF MÜCADELESİNİN PARÇASIDIR'
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Yürütme Kurulu Üyesi
ve Çepeçevre Yaşam Programının Sunucusu Özer Akdemir, “Ege Bölgesi’nde Ekolojik
Yıkım Görüntüleri ve Mücadeleler” başlıklı sunumunda Ege Bölgesi’nde yaşanan
kapitalist doğa sömürüsüne dair örnekler sundu. Yırca’da termik santral yapmak
isteyen sermaye sınıfının usulsüzce kestiği zeytinlikler için yapılan
direnişten, altın madenine karşı çıkan Bergama köylülerine, Bozdağ’da yöre
halkının su mücadelesine değinen Akdemir, “Ekoloji mücadelesi bir sınıf
mücadelesidir” dedi.
TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Orhan Sarıaltun,
“Kentlerin Çöküşü” başlıklı sunumunda, Cumhuriyet’in kuruluşuyla Ankara’da
başlayan kentleşme sürecini kuruluş, gelişme, duraklama ve çöküş dönemleri
üzerinden inceledi. AKP’nin 13 yıllık iktidarının sermaye sınıflarıyla
ilişkisini aktaran Sarıaltun, TOKİ gibi iktidar destekli sermaye gruplarının
doğaya verdiği tahribat sonucu kentleşmenin imar afları gibi yasal düzenlemeler
sonucu çöktüğüne değindi.
Barışın toplumsallaşması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr.
Beyza Üstün, Kobanê’nin barışı örme yolunda bir kazanım olduğunu belirterek
meclisin savaş tezkeresine ‘evet’ demesinin kabul edilemez olduğu söyleyerek
paneli sonlandırdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder