06 Mart 2019 14:22
Aydın Kalfaköy'de ADÜ hastanesine 300 metre mesafede
kurulmak istenen jeotermal enerji santraline tepkiler sürüyor.
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Özer AKDEMİR
Son yıllarda Aydın çevresinde sayıları hızla artan jeotermal
enerji santralleri (JES) artık kentin en büyük hastanesinin dibine kadar geldi.
Aydın Adnan Menderes Üniversite Hastanesine (ADÜ) 200-300 metre uzaklıkta
yapımı devam eden JES “bu kadarına da pes” dedirtti.
HASTANE KAMPÜSÜNE 200 METRE !
Aydın kent merkezine birkaç kilometre uzaklıktaki
Kalfaköy'de yapımı hızla devam eden JES santral ve kuyularının tamamı birinci
sınıf tarım arazileri üzerine kuruluyor. Zeytinlikler, incir ve meyve
bahçelerine açılan kuyuların olduğu arazilerdeki tüm ağaçlar kesilerek alana
beton dökülmüş. Şu an birbirine yakın üç farklı alanda 7 kadar kuyu açıldığını
söylüyor köylüler. Bu kuyulardan ikisinin açıldığı yer ise ADÜ hastanesine çok
yakın. Hastane ile JES tesisi yapılacak yer arasında sadece Zindan Deresi
denilen bir vadi var. JES tesisleri ile hastane arasında kuş uçumu 200-300 metre kadar bir
mesafe olacak.
JES ZEYTİNLİKLE KAPI KOMŞU
JES tesisi, bölgede Vakıflar Genel Müdürlüğünden kiraladığı
15 dönümlük araziye 240 kadar zeytin fidanı diken Kalfaköylü Metin Gökbel'e
kapı komşu. Tel örgü ile çevrelenmiş JES tesislerinin etrafı incir ve zeytin
bahçeleri ile dolu. JES tesisinin güney tarafında yer alan vadi ise kum ocağı
şirketi tarafından her geçen gün oyuluyor. Bölgede ilk kuyuların iki yıl önce
açıldığını söyleyen Gökbel, “Geçen sene de bir tane daha açıldı. Bu yıl
önleyemezsek eğer bir kuyu daha açılacak. Bu bölge hep incir bahçesi ve
zeytinlikti. Yediler yavaş yavaş. Hastaneye uzaklığı 300 metre ancak vardır.”
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
KÖYÜMÜZÜN KAÇACAK YERİ KALMADI
Üniversite hastanesinin olduğu yerin de daha önceleri
köylerine ait olduğunu ifade eden Gökbel, “Orada da zeytin; incir vardı hep.
Köyün kaçacak yeri kalmadı. Bir kısmını üniversite aldı, bir kısmını
jeotermalciler. Köyün arkası dağ, yan tarafı çamlık. Bu köylü nereye gidecek
bilemiyorum. Geleceğimizi, her şeyimizi kuyular aldı elimizden. Zeytinlerimiz
de yavaş yavaş kurumaya başladı. Köyde 65-70 hane var şu an. Ama evlenenler
şehre kaçıyor” diye konuştu. Gökbel, JES sondaj kuyularının açılması sırasında çıkan
akışkanın gizli bir boru hattı ile Zindan deresine döküldüğünü belirterek
borunun yerini gösterdi. Çalılıklar arasına gizlenen borunun JES sondaj
kuyuları için yapılan havuza uzandığı dikkat çekti.
ÜNİVERSİTE HASTANESİ NEDEN İTİRAZ ETMİYOR?
JES kuyuların olduğu bölgede konuştuğumuz Aydın Çevre ve
Kültür Platformu (AYÇEP) Sekreteri Gönül Hastaoğlu, JES tesislerinin hastaneye
yakınlığına dikkat çekerek, “Hastaneye tedavi olmaya gelip, uzun süre kalan
hasta bir de JES gazlarından etkilenecek. Üniversitenin de buna karşı bir
itirazını duymadık. Burada bu şekilde bir JES'in kurulmasına izin de vermiş
oluyorlar itiraz etmedikleri için. Valilik ADÜ'deki hocalardan JES komisyonu
oluşturdu rapor hazırlamaları için. Biz o raporu da görmedik” dedi.
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
HENÜZ ÇED BİLE ONAYLANMADI AMA...
Bölgenin her türlü meyve ve sebzenin yetiştiği bir tarım
arazisi olduğunu söyleyen Hastaoğlu, “Buranın henüz ÇED toplantısı dahi
yapılmadı. Ama buna rağmen çalışmalara devam ediyorlar. Kızılcaköy'de de
aynısını yapmaya kalktılar, köylü tepki gösterince çalışmalar durdu.
Kalfaköy'de çok büyük bir alanda çalışma yapılmış, ağaçlar sökülüp götürülmüş,
dere toprakla doldurulmuş. Bu suç aslında” diye konuştu.
“DOĞAYI NEREYE KADAR TALAN EDECEĞİZ”
JES kuyularının bulunduğu tepenin altında da kum ocağının
olduğunu aktaran Hastaoğlu, “O ayrı bir facia. Tepeler yok olmuş. Nereye kadar
bu doğayı talan edeceğiz? Çocuklarımıza, torunlarımıza ne bırakacağız? Şu anki
bütün yeraltı yerüstü zenginliklerimizi, talan edercesine birilerinin para
kazanması için veriyoruz. Bizim çocuklarımız ne yiyecekler bunlar bittiği
zaman. Yetkilerden biraz insaf, halktan da bu konuya duyarlı olmalarını ve yaşam
alanlarını koruma mücadelemize katılmalarını istiyoruz” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder