Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
PAZAR
Aydın Köşk ilçesinde jeotermal enerji santraline (JES) karşı
direnen köylülerden otuz beşine "sosyal mesafe kurallarına uymama"
gerekçesi ile 3 bin 150'şer lira para cezası kesildi. Köylüler bu cezanın
virüsle ilgisi olmadığını, JES'e karşı direnişlerini sindirme amacını
taşıdığını söylüyorlar.
KORONAVİRÜS FIRSATI!
Aydın'ın Köşk ilçesi Kuyucular-Beyköy arasında JES kurmak
isteyen şirket köylülerin kararlı direnişi nedeniyle aylardır tesislerini
kuramıyordu. Koçak çayı kenarına kurdukları çadırda nöbet tutan köylüleri ne
yapsa etse de geçemiyordu. Vaatler, tehditler, ne polis, ne jandarma zoru
köylüleri bir adım geri attırmıyordu. Tam bu süreçte patlak veren koronovirüs
salgını nedeniyle insanların evlerine kapanması şirkete aradığı fırsatı verdi.
Ülkenin birçok yerinde olduğu gibi salgın Aydın Köşk
ilçesinin en verimli ovalarından birisinde, çay kenarındaki birinci sınıf tarım
arazilerinde JES yapmak isteyen şirket tarafından da "allahın bir
lütfu" gibi değerlendirilmek istendi. Nöbet alanında kimsenin olmadığı bir
zamanda JES kurmak istedikleri alana araç-gereç ve ekipmanlarını taşımaya
başladılar. Virüs salgını gerekçesiyle evlerine kapatılmak istenen köylünün
yaşamlarını, tarım alanlarını, geleceklerini koruyabilmek için çoluk çocuk
maden araçlarının önüne çıkmaktan başkaca çareleri de kalmadı. Yer yer maden
çalışanları ve köylüler arasında meydana gelen arbedede yaralanan, tartaklanan
köylüler oldu. Son olarak da açlık sınırının bile altında kazançları ile kıt
kanaat geçinmeye çalışan köylülere bu direnişleri nedeniyle 3 bin 150'şer lira
para cezası kesildi.
Aydın'da köylülere kesilen cezaların belgeleri |
Fotoğraflar: Evrensel
JES ŞİRKETİ YAŞAMI ZEHİRLİYOR
Geçtiğimiz günlerde jandarma tarafından aranıp kendisine
sosyal mesafe kuralını ihlal ettiği gerekçesi ile ceza kesildiği söylenen
Kuyucular köylüsü Mustafa Yılmaz anlatıyor; "Çiftçiyim ben, hayvancılık da
yapıyorum. Aynı zamanda eski komando subayıyım ve uzun zamandır da mali
müşavirlik bürom var. Benim besihanem JES yapılmak istenen yere 50-60 metre . Bizim ova
birinci sınıf tarım arazisi. Her taraf tarla ve zeytinlik, incir bahçeleri ile
dolu. Koçak çayının kenarındayız. Bu JES'çiler hiçbir şekilde kurallara uygun
çalışamadığı için tarımı, yaşamı zehirliyorlar. Öldürmeye tam teşebbüs bunların
yaptığı işler. Aydın zaten bu JES'lerin zararlarını yıllardır yaşıyor. Bu
nedenle tarlalarımızın ortasına yapılmak istenen JES'e karşı çıktık"
Virüs salgınından sonra da JES'e karşı mücadeleye devam
ettiklerini söyleyen Yılmaz salgına karşı bütün önlemleri alarak
direndiklerinin de altını çiziyor. "Maske, sosyal mesafe hepsine dikkat
ettik. Zaten şirket çalışanları ile karşı karşıya geldiğimiz zamanda jandarma da
oradaydı. Onlar da sık sık sosyal mesafe vurgusu yaptılar. Biz de uyduk
tamamen".
SİNDİRMEK İSTİYORLAR
Peki bu cezalar neden yazılmıştı o zaman. Yılmaz o gün
jandarmanın kendilerine hiçbir şekilde bir tutanak göstermediğini, hatta sosyal
mesafe uyarısı bile yapmadığını söylüyor. Yılmaz, "Beni telefonla arayıp
söylediler cezayı. Bu tamamen bizi sindirmeye dönük birşey. Oysa biz,
toprağımızı, suyumuzu, havamızı, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini
koruyoruz. Devlet bizi koruması gerekirken şirketin tuttuğu mafya ile bizi
muhatap ediyor. Vergilerimizi ve hakkımızı helal etmiyoruz" diyor.
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
KAYMAKAM GELİP JES'LERİ ÖVDÜ
Aynı şekilde ceza kesilen Beyköy'den Atilla Karabulut da
işin aslını astarını kendilerinin de anlamadıklarını belirtiyor. Karabulut;
"Bu aklın almadığı birşey. Bunlar oturmuş, bizim kimlik bilgilerimizi
almış ve ceza yazmışlar gibi geliyor. Cezanın yazıldığı tarihte ben zaten o gün
orada bile değildim. Öncesinde suyumuza havamıza dokunmayın diye
köylülerimizle, yöredeki insanlarla şirketin çalışmalarını protesto etmek için
oradaydık. Hakkımızı korumaya çalıştık. Biz şiddet yapmadık ama şirket
elemanları köyden arkadaşımızın kafasını kırdılar. Şiddeti onlar uyguladı"
diyor. Cezanın 17 Nisan'da kesildiğini ve kendisine iki gün önce tebliği
edildiğini söyleyen Karabulut, "Benim bildiğim sadece bizim köyden 12
kişiye ceza kesildi. Civar köyler ve orada olanlara da kesildiğini duydum ama
kaç kişi ne olarak bilmiyorum. Biz şiddete başvurmadan yaşam hakkımızı
savunduk. Ama onlar şiddet uyguladılar. Kaymakamımız da geldi bize jeotermalin
yararlarını anlattı uzun uzun, sağolsun!.. Bu memleketin, köylünün sahibi
yok" diye sitem ediyor.
AMAÇ: DİRENİŞİ KIRMAK
Ceza yazılanlardan birisi de 17 Nisan tarihinde yaşanan
olaylarda orada olan AYÇEP Başkanı Mehmet Vergili oldu. Vergili de köylülere
destek vermek için o gün orada olduklarını, gereken tüm tedbirleri aldıklarını
belirterek, kesilen cezaların köylünün direnişini kırma amacı taşıdığını
söylüyor. Vergili aynı amaçla sokağa çıkma yasağını olduğu günlerde tarlasına
giden köylülere o bölgede JES çalışmalarının güvenliğini sağlamak için bölgede
olan jandarma tarafından ceza kesildiğini de ileri sürüyor.
Kuyucular ve Beyköy köylülerine kesilen ceza "pandemide
sosyal mesafeye uymama" gerekçesine dayandırıyor ama olan bitene,
köylülerin anlatımlarına baktığımızda kesilen cezaların köylülerin direnişini
kırma ve JES çalışmasından uzak tutma amacını taşıdığını söylemek daha doğru
bir değerlendirme olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder