Bursa Kirazlıyayla köylülerinin yaşam alanlarını gasbetmek
isteyen maden şirketine karşı yapacakları basın açıklaması jandarma tarafından
engellenmek istendi.
Fotoğraf: Nezahat Akişli
Özer AKDEMİR
Bursa Kirazlıyayla köylülerinin maden şirketine karşı
sürdürdükleri direnişe ve yapacakları basın açıklamasına destek için köye gelen
kurum temsilcileri, milletvekilleri ve yurttaşlar jandarma tarafından
engellendi. Basın açıklamasına katılmak için gelenler köy girişine barikat
kuran jandarma tarafından içeri alınmayınca köylüler 14 kilometre boyunca
tepeleri aşarak yürüdü ve gelenlerle buluştu.
JANDARMA KÖY GİRİŞİNE BARİKAT KURDU
Fotoğraf: Nezahat Akişli
Kirazlıyayla köylülerinin arazilerindeki maden
işletmeciliğine karşı verdikleri direnişe destek için Bursa Çevre Platformu,
Bursa Tabip Odası, Bursa Barosu, çeşitli siyasi parti temsilcileri ve
milletvekillerinden oluşan heyetin köyde yapmak istediği basın açıklaması
jandarma tarafından engellendi. Kovid-19 önlemleri gerekçe gösterilerek köye
girişin valilik tarafından yasaklandığını ileri süren jandarma yetkilileri köy
girişine barikat kurarak gelenlerin geçişine izin vermedi.
KADINLAR TEPELERDEN YÜRÜYEREK BARİKATI AŞTI
Fotoğraf: Nezahat Akişli
Aralarında CHP Milletvekili Nurhayat Alaca'nın da bulunduğu
heyetin engellemenin kaldırılması yönündeki çabaları sonuç vermezken köylü
kadınlar tepelerden yürüyerek jandarma barikatını aşıp gelenlerle buluştu.
Köylü kadınlar "Direne direne kazanacağız", "Lübnanlı şirket
köyümüzü terket" sloganları ile yürüyerek geldi.
Fotoğraf: Nezahat Akişli
"LÜBNANLI ŞİRKET KÖYÜMÜZÜ TERK ET!"
Fotoğraf: Nezahat Akişli
Bursa Çevre Platformu adına Barçık Köyü girişinde yapılan
basın açıklamasında Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Kirazlıyayla köyünü de içine alan
346 hektarlık ruhsat alanını 2012 yılında devralan MEYRA şirketinin "ÇED
gerekli değildir" izni alarak 2013 yılında madencilik faaliyetine
başladığını ve sürekli yalanlarla halkı kandırmaya çalıştığını dile getirdi.
ÇED raporundaki su kullanımı ile ilgili tabloların yılda 600 bin ton su
kullanılacağını, alınan su kullanım izninin yetmeyeceğini aktaran Aksoy, şirketin
daha fazla İznik Gölü suyuna veya daha başka su kaynaklarına ihtiyaç duyacağını
dile getirdi.
"KOVİD-19'U FIRSAT BİLDİLER"
Aksoy, açıklamada şunları dile getirdi: ÇED raporunda yasal
izinler alınmadan hiçbir işlem ve inşaat yapılmayacağı sözüne rağmen, eylül
ayında Kirazlıyayla ve çevre köylülerinin başlattıkları mücadeleye ve haklı
taleplerine göz yuman, görmezden gelen, kamu kurumları, belediye,
kaymakamlık ve kolluk güçlerine sırtını dayayan yalancı ve talancı şirket,
Kovid-19 salgınını sürecinde halkın eve hapsedilmesini fırsat bildi. Şirket,
herkes evindeyken 30 Mart tarihinde tesis altyapısı için arazi düzlemeye ve
ağaç kesimine başladı. Halkın baskı ve tepkileri nedeniyle geçici bir süre için
çalışmalarını durduran maden şirketi, 11 Mayıs'ta tekrar başlayarak önce
bölgeye malzeme nakli yapmış, sonrada insanların evden çıkamamasını fırsat
bilerek son hızla inşaata girişmiş ve köylülerin gözleri gibi korudukları
ağaçları kesmeye devam etmiştir.
Fotoğraf: Nezahat Akişli
"ARTIK YETER DİYORUZ"!
Kaymakamlığın ve emrindeki kolluk güçlerinin köylülere baskı
uyguladığını, yüklü cezalarla tehdit ettiğini belirten Aksoy, "Yasal
izinleri olmadığı halde inşaat ve ağaç kesme çalışmalarına başlayan, kanunu ve
hukuku yok sayan maden şirketini faaliyetlerini durdurmaya, sorumluları da
halkın ve köylünün yanında olmaya davet ediyor, bu tavırlarını kınıyor ve artık
yeter diyoruz. Yasa tanımaz, hukuk tanımaz, adı yerli, sahibi Lübnanlı madenci
şirket durdurulmaz ve faaliyetleri sonlandırılmaz ise sadece Kirazlıyayla'da
değil 35.000 hektarlık coğrafyada tüm canlıların yaşamı ve doğal
varlıkları doğrudan, İznik Gölü ve Yenişehir Ovası‘da dolaylı şekilde olumsuz
etkilenecektir" diye konuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder