27 Temmuz 2020 17:27
Altınova'da denizin dibinden demir cevheri elde etme projesini değerlendiren uzmanlar bölgede demir cevheri varlığının bile şüpheli olduğu görüşünde. Uzmanlar "asıl hedef altın elde etmek" diyor.
Fotoğraf: ÇED Raporu'nda alınmıştır.
Özer AKDEMİR
Balıkesir'in Ayvalık İlçesi Altınova Mahallesinde denizin açıklarında Densan Madencilik San. ve Tic. A.Ş. tarafından yapılmak istenen “Denizden metalik maden arama ve çıkarma faaliyeti projesi”nin İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) süreci devam ediyor. Bilim insanları yaptıkları çalışmalarda ruhsat sahasında böylesi bir cevher varlığının bile şüpheli olduğunu dile getirirken, projeye dair çevre örgütlerinin itirazların yanı sıra askeri kurumlardan da olumsuz görüşler var. Doç. Dr. Murat Kavurmacı konuya dair geçtiğimiz günlerde açıkladığı raporunda denizden demir değil altın elde edileceğini ileri sürüyor.
YAZLIK KONUTLARA 600 METRE DENİZİN İÇİNDE
Maden çıkarma faaliyetinin Altınova yazlık konutlarına 600 metre uzaklıkta bulunan deniz içinde gerçekleştirilmesi planlanıyor. Projeye göre tamamı denizin içinde olan toplam 15.132, 8 hektarlık bir ruhsat sahasında demir cevheri (manyetit) aranacak. Projenin ÇED Raporu’nun hazırlanma aşamasında Sahil Güvenlik Komutanlığı ruhsat alanının dış sınırının, Türkiye anakarası ile Midilli Adası'nın arasında kalan deniz alanının orta hattını aşarak Yunanistan karasularını da ihtiva ettiği tespit edince ÇED başvuru aşamasında sunulan koordinatlar revize edildi. Gemi üzerinde tarama sondaj yöntemiyle yapılacak olan deniz içinde maden arama faaliyetinde deniz seviyesinden -20 kotuna kadar olan alanda sondaj yapılması planlanıyor. Tarama gemisinde bulunan pompa ile denizden 10.800 ton/yıl demir cevheri üretimi planlanıyor.
"DENİZİN DİBİ KORUNMASI GEREKEN POSİEDON ÇAYIRLARI İLE KAPLI"
Bölgede denizin içinde koruma altında olan posiedon çayırlarının olduğu ortaya çıkınca Deniz Hidrografik ve Oşinografik Etüt Raporunda, deniz çayırlarına yaklaşılmasını engellemek amacıyla perdeleme ile tampon bir zon bırakılacağı ve bulunduğu bölgelerden malzeme alınmayacağı notu düşüldü. Proje ile ilgili Kuzey Deniz Saha Komutanlığı görüşünde ruhsat sahası için tespit edilen muhtemel rezervde cevherin düşük tenörlü (%5’in altında) olduğuna dikkat çekilirken, "Planlanan sahanın büyük bölümünün ekositem açısından korunması gereken deniz çayırları (posidonia) ile kaplı olduğu belirtilmektedir" deniliyor.
EKOSİSTEME CİDDİ ZARARLAR VERİR
Proje ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi emekli öğretim üyesi Hidrobiyolog Erol Kesici, maden çıkarma sonucunda uygulanacak yöntemlerin deniz, tatlı su ekosistemine ciddi zararlar vereceğine dikkat çekti. Maden çıkarma faaliyetinin deniz kıyı alanlarının yok olmasına neden olacağını belirten Kesici şunları dile getirdi; "Kıyı alanları biyolojik zenginliğin -çeşitliliğin en fazla olduğu alanlardır. Bu alanlarda çok sayıda mikroskobik ve mikroskobik su canlıları yaşamakta, buraları üreme ve barınma alanları olarak kullanabilmektedir. Sondaj yöntemi buradaki binlerce yıllık doğal yapıyı yok edecektir. Deniz kıyı alanları suların adeta filtre edildiği alanlardır. Denizde kirlilik artışına neden olunacaktır."
"TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN ÇOK BÜYÜK KAYIP VE YIKIMLAR..."
10 metre kadar derinliğin vakumlanması, tahrip olması sonucunda çevresel yaşamsal, kıyısal değerlerin olumsuz etkilenmesiyle ilgili hiçbir teknolojik yöntem ve çözümün söz konusu olmadığına vurgu yapan Kesici, "Bu faaliyetlerle deniz ve kıyı alanlarına canlılığa jeolojik yapıya telafisi mümkün olmayan çok büyük kayıp ve yıkımlara neden olacaktır. Su kaynaklarının kirlenmesine ve azalmasına neden olabilecektir. Çalışma alanı turizm bakımından da hassas bölgelerimizdendir. İnsanlığın ortak mirası olan çevre kuşkusuz insanlığın geleceği açısından da hayati bir öneme sahiptir" dedi.
"ASIL HEDEF DEMİR DEĞİL
Aksaray Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Hidrojeoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. M. Murat Kavurmacı tarafından konuya dair hazırlanan ve 20 Temmuz 2020 tarihinde açıklanan raporda da benzer değerlendirmelerde bulunuldu. Kavurmacı'nın raporunda ilginç bir noktanın altı çiziliyor; ÇED dosyasında yer alan “nitelikli maden türevlerinin çıkarılması” ifadesinin asıl hedefin demir olmadığı söz konusu bölgeden altın çıkarılmak istenildiği kanısı oluşturduğunu belirten Kavurmacı, bu kanıyı güçlendiren bilimsel verilerin de olduğunu ifade etti.
MADENİN VARLIĞI BİLE ŞÜPHELİ
Kavurmacı ayrıca ruhsat sahasında Ayvalık Belediyesi ve kendisi tarafından farklı noktalardan alınan numuneler üzerinde gerçekleştirilen cevher ve jeokimyasal analiz çalışmalarında herhangi ekonomik değere sahip maden veya cevhere rastlanılmadığının altını çiziyor. Ruhsat sahalarındaki işletilmesi düşünülen madenin varlığının şüpheli olduğunu vurgulayan Kavurmacı, rezerv durumunun da bu aşamada bilinmediğini belirtiyor. Kavurmacı, "Tam olarak belirlenmemiş bir maden için ekosistem için bir çok zarar içerdiği uzmanlar tarafından kabul görmüş madencilik faaliyetlerini içeren ÇED dosyasının iptali gerekmektedir" dedi.
ÇED DOSYASI KOPYALA YAPIŞTIR
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Ayvalık Temsilcisi Bülent Özgen, ÇED dosyasında adı geçen Altınova ve Küçükköy belediyelerinin Büyükşehir Belediye Yasası çıktıktan sonra lağvedildiğine dikkat çekerek, "Bu bile ÇED dosyasını akademik raporlar hariç kopyala-yapıştır yöntemi ile yaptıklarını göstermektedir. Bizler yerel yönetimlerle birlikte mücadelemize bıkmadan usanmadan devam edeceğiz. Çok yakın da konuyu yargıya intikal ettireceğiz" dedi.
https://www.evrensel.net/haber/410347/altinova-denizinden-hangi-maden-cikarilacak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder