29 Mart 2022 08:29
Çeşme Yarımadasındaki turizm tesisleri ve kullanım alanları projesine karşı açılan davalardan birisinin bilirkişi raporu belli oldu. Bilirkişiler projede kamu yararının olmadığını dile getirdiler.
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Özer AKDEMİR
İzmir
25 Ocak 2019 tarihli Resmi gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile Turizm Geliştirme Bölgesi ilan edilen ve birçok parsel için acele kamulaştırma kararı verilen Çeşme Yarımadasındaki turizm tesisleri ve kullanım alanları projesine karşı açılan davalardan birisinin bilirkişi raporu belli oldu. Bilirkişiler Çeşme Kültür ve Turizm Koruma, Geliştirme Bölgesi projesinde (KTKGB) kamu yararının olmadığını dile getirdiler.
BİLİRKİŞİ RAPORU MAHKEMEYE SUNULDU
Başta ekoloji ve meslek örgütleri tarafından İzmir kamuoyunun geniş bir kesiminin tepki ile karşıladığı proje “İzmir’in Kanal İstanbul’u”, “Yarımadanın yağma projesi” olarak adlandırılıyor. Projeye ve acele kamulaştırma kararlarına karşı açılan davaların bilirkişi raporunda da bu değerlendirmeleri haklı çıkaracak konuların altı çizildi. 16 yurttaş tarafından Cumhurbaşkanlığı ile Kültür ve Turizm bakanlığı aleyhine açılan davanın bilirkişi incelemesi raporu açıklandı. Danıştay 6. Dairesi tarafından atanan Ankara Üniversitelerinden Biyoloji, Şehir ve Bölge Planlama ile Bahçe Bitkileri bölümlerinde 5 kişilik uzman bilirkişi heyeti değerlendirmelerini mahkemeye sundu.
KAMUSAL YARAR VE İSRAF VURGUSU
174 sayfalık bilirkişi raporunu Genel Değerlendirme ve Sonuç Bölümünde özetleyen uzmanlar turizm olgusuna yönelik farklı yaklaşımların altını çizerek, Çeşme’deki projelerin son derece geniş bir alanı kapladığına dikkat çektiler. Uzmanlar bilirkişi raporunda; “Her kullanım kararının bir doğal kaynak tüketimi olduğu düşünüldüğünde gereksinimlerin ötesinde gerçekleştirilen arazi kullanım sunumları, kamu yararı dikkate alındığında diğer sektörler aleyhine kamusal kaynağın israfı anlamına gelir. Doğal kaynağı, en az tüketen seçenekler, doğal değerleri yapılı alan içinde de koruyan seçenekler en fazla kamu yararını yerine getirecektir. Çünkü doğanın tahribi insanlık açısından yıkımı getirmektedir” değerlendirmesinde bulundular. Bilirkişiler Çeşme ölçeğindeki projede kamu yararının sağlanmadığını belirttiler.
“DANIŞTAYDA DEFALARCA İPTAL EDİLMESİNE RAĞMEN…”
Dava konusu alanla ilgili son 40 yıllık süre içinde
defalarca plan değişikliklerinin Danıştay tarafından iptal edildiğine dikkat
çekilen raporda, büyük bir kara alanını ve ilk kez olmak üzere yaklaşık
“16 BİN HEKTAR HALKA KAPATILACAK”
Geniş bir alanın belirlenmiş bir sınır ile çevresindeki alanlardan ayrılmasının güçlü gerekçelerinin olması gerektiğine işaret edilen raporda, “Bilirkişi Kurulu olarak dava konusu alanın sınır belirleme raporunun, bu alanın sınırları, büyüklüğü ve kapsayacağı alan vb. konularla ilgili olarak son derece yetersiz, hiçbir ciddi bilimsel araştırma ve çalışmaya dayanmayan, ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerini hiçbir şekilde değerlendirmeye almayan, yüzeysel bir belge olduğu görüşündeyiz” denildi.
Yeni statünün benimsenmesi durumunda Çeşme yarımadasında 16.000 hektarın üzerinde bir alanın tümüyle halka kapalı, giriş çıkışları denetim altına alınmış, kamuya kapalı site benzeri alanlar haline dönüşeceğinin belirtildiği raporda, “Bu alanlar yasalarla koruma altına alınmış farklı statüde ve üzerinde yapı yasağı getirilmiş alanlardır. Sınır kararıyla bu alanlardaki yetkilerin tümünün tek bir Bakanlığa aktarılmasının rasyoneli anlaşılamamaktadır. Kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilerinin bu alanlarda hiçbir uzmanlığı olmayan bir Bakanlığa - daha da kötüsü bu konularda duyarlı olma olasılığı son derece düşük olan özel işletmecilere- devredilmesinin gerekçesinin ne olduğunu anlamak olanaklı değildir. Aynı durum yine ilk kez kıyıların, deniz alanlarının ve adalardaki yetkilerin devri için de geçerlidir” ifadelerine yer verildi. Bilirkişiler oybirliği ile hazırladıkları raporda proje sınırlarının belirlenmesi işleminin gerek kamu yararına gerekse planlama ilkelerine uygun olmadığı görüşüne vurgu yaptılar.
Raporda altı çizilen diğer konular kısa
başlıklar halendi şöyle;
ALAN DÜNYADAKİ 249
ÜLKEDEN DAHA BÜYÜK!
·
“İzmir Çeşme KTKGB toplam
·
KTKG Bölgesinde öngörülen turizm yatırımlarının gerçekleşmesi
durumunda bu doğal çevre tahribatının geri dönülemez bir duruma evirileceğini
görmek için özel olarak planlama eğitimi almaya gerek olmadığı kanısındayız.
·
Kapsam belirleme raporu imara açılmasını öngörerek,
koruma/kullanma dengesinin koruma alanları aleyhine bozulacağı bir yaklaşımı
dile getirmektedir. Kapsam Belirleme Raporunda
TOPLAM YAZ NÜFUSU 1
MİLYONU BULACAK!
·
Yaz aylarında ilçeyi ziyaret eden yerli ve yabancı turist
sayısının 2019 yılında 800.000'in üzerinde olduğu göz önüne alındığında, ilçe
toplam nüfusunun yaz aylarında 1.000.000 büyüklüğünü fazlasıyla aşması
beklenmelidir. Özetle, her durumda yarımadada mevcut su kaynakları ve
altyapının tümüyle yetersiz kalması başta olmak üzere doğal çevrenin de bu
gelişmeden geri döndürülemez biçimde son derece olumsuz etkileneceği açıktır.
·
Alandaki zeytincilik için ideal olan marjinal tarım toprakların
değerlendirilmesi bakımından bu tarım potansiyelinin desteklenmesi bölge ve
ülke ekonomisi açısından yerinde olacaktır.
ALANDAKİ 24 TÜRÜN NESLİ
TEHLİKE ALTINDA
·
En az 24 taksonun nesli küresel ölçekte (yani CR, EN veya VU
düzeyinde) tehlike altındadır. Söz konusu bölgenin doğasının genel olarak
ulusal ve küresel ölçekte koruma zorunluluğu taşıdığı değerlendirilmektedir.
·
Bölge sahip olduğu bitki, kuş, deniz memelileri varlığı ile de
ülkemizin bir Önemli Doğa Alanı (ÖDA) olarak tescil edilmiş, Türkiye'de Akdeniz
fokunun korunacağı beş öncelikli alan içerisinde yerini almış, büyük bir
kısmına karadan ulaşımı olmayan, doğal peyzajin henüz bozulmadığı son kıyı
alanlarından biridir. Çeşme KTKG Bölgesi'nin yapılaşma ve diğer habitat
tahribatlarından uzak tutularak ekolojik niteliklerinin ve bütünlüğünün
korunması yerel ekonomi, kamu ve ülke çıkarınadır.
“SU AÇIĞI DAYANILMAZ
BOYUTLARA ÇIKACAK”
·
Çeşme ilçesine içme-kullanma suyu sağlayacak ek yerüstü suyu
kaynakları projelerinin devreye alınması ve kalite sorunlarına rağmen yeraltı
suyu kaynaklarının kullanılmaya devam edilmesi durumunda bile, ilçenin
gelecekteki nüfus artışı (Çeşme KTKGB'nin getireceği ek nüfus dahil edilmeden)
sebepli su açığını dahi karşılamada yetersiz kalacağı belirtilmektedir. Çeşme
KTKGB'nin bu durumu çok daha dayanılmaz boyutlara çıkartacağı açıktır.
·
İklim değişikliği, halen bölgede mevcut olan su miktarı ve su
kalitesi ile ilgili sorunların artmasına neden olacak ve bölge su kaynakları
için yeni riskler getirecektir.
·
Çeşme KTKGB ile Turizm Bölgesi ilan edilen alan, Çeşme ilçesinin
en önemli iki içme suyu kaynağından biri olan Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı'nin su
toplama havzası ve koruma alanlarının büyük bir bölümünü içine almaktadır.
BARAJIN TÜM SUYU 20
GOLF SAHASINA YETMİYOR!
·
Çeşme KTKGB planlarında golf turizmi yer almaktadır. Golf
sahalarında çok büyük alanların çimle kaplı olması nedeniyle sulama suyu
ihtiyaçları yüksektir. Alanda öngörülen 20 adet golf sahası için gerekli olan
toplam sulama suyu miktarı Kutlu Aktaş Barajı'nın ortalama üretim kapasitesi
düzeyindedir.
·
Henüz araştırma yapılmamış olan kısımlarda yeni arkeolojik
alanların saptanma olasılığı yüksektir. Söz konusu alan turizm bölgesi olarak
belirlenmeden önce bölgede sistematik arkeolojik yüzey araştırmaları ile
kültürel mirasın etkin biçimde belgelenmesi ve korunması hayati önem
taşımaktadır.
Bilirkişi raporun sonuç
kısmında uzmanlar görüşlerini şu sözlerle açıkladılar; “Kurulumuz, KTKGB
alanının bütününü de gözeterek, dava konusu ekleme ile koruma alanları yanı
sıra turizm kullanımlarına, dolayısıyla yapılaşmaya da açılmasına yol açacak
olan sınır kararının, tarım ve orman alanları, doğal değerler (flora, fauna,
ekosistemler) su kaynakları ve kültürel miras üzerinde yaratacağı olumsuz
etkileri göz önüne alındığında, planlama ilkelerine ve kamu yararına uygun
olmadığı görüşüne varmıştır.”
AV. MERCAN: “RAPOR ÇOK
KAPSAMLI”
Projeye karşı açılan
davanın hukukçularından Av. Şehrazat Mercan bilirkişi raporunun çok kapsamlı
olduğunun altını çizerek, “Ek rapora gidilecek bir rapor değil. Gitmez ise
yürütmenin durdurulmasına karar verir. Bu kararı, idarenin tereddütsüz
uygulaması gerekir. İşlem dava sonuna kadar durur” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder