19 Nisan 2023 04:36
Edebiyatçılar önümüzdeki seçimlerle ilgili umutlu konuşurlarken, seçimin hemen sonrasında her şeyin düzeleceği gibi bir beklentinin de yanlış olacağına vurgu yaptılar.
Adnan Özyalçıner, Eren Aysan, Hidayet Karakuş, Zübeyde Seven Turan (Fotoğraf: Evrensel)
Özer AKDEMİR
İzmir
Seçimlere az bir zaman kaldı. Sanat ve edebiyat cephesinden seçimlerin nasıl göründüğüne dair görüşlerine başvurduğumuz edebiyatçılar demokratik bir sisteme olan özlemlerini dile getirdiler. Edebiyatçılar önümüzdeki seçimlerle ilgili umutlu konuşurlarken, seçimin hemen sonrasında her şeyin düzeleceği gibi bir beklentinin de yanlış olacağına vurgu yaptılar.
"HERKES İÇİN YAŞANABİLİR BİR ÜLKE…"
Türkçe edebiyatın yaşayan en önemli kalemlerinden birisi olan TYS Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, ülkedeki muhalif kesimlerin ve sol-sosyalist güçlerin tek bir cumhurbaşkanı adayı etrafında birleşmesinin önemine dikkat çekti. Özyalçıner; “Tabii ki farklılıklarımız, düşüncelerimizi ortaya koymak için farklı yönelimlerimiz olabilir ama bu farklılıkları bu büyük baskı ortamını yıktıktan sonra da kendi aramızda konuşabiliriz diye düşünüyorum. Yani öyle bir düzen gelsin ki özgür düşüncelerimizi gerçekleştirme ve herkes için yaşanır bir ülke haline gelelim” dedi. Böylesi bir ülkede edebiyat coşkusunun yanı sıra yaşam coşkusunun da artacağını belirten Özyalçıner sözlerinin devamında kendi edebiyat penceresine dair de şunları söyledi; “İkisinin bir arada artması çok önemli. Ben hep şunu yaptım kendi edebiyatımda, öykülerimde; önemli olan yalnız yaşananı değil yaşatılanları yazmaktır. Yaşananları yazmak önemli tabii güzel bir şey. Ancak asıl bakmamız gereken bize yaşatılanları, yaşattıranları yazmak. O yüzden hep yaşananları yazarken bize yaşatılanlar açısından baktım meseleye. Onun için belki daha atılgan daha başkaldırıcı bir yazın biçimi oldu.”
"14 MAYIS’TAN DEMOKRASİ BEKLİYORUM"
Şair ve Yazar Hidayet Karakuş demokrasilerin bir uzlaşma rejimi olduğunu belirttikten sonra seçime doğru giderken demokrasiye inanan tüm kesimlerin “armudun sapı üzümün çöpü” demeden bir araya gelmeleri gerektiğini belirtti. Karakuş; “Demokratik ortamda düşünceler tartışılabilir ancak. Tartışamıyorsunuz işte şimdi! Ağzınızı açsanız cumhurbaşkanına hakaret diyorlar. Yani onların utanması bilmem nesi yok! O yüzden demokrasilerde çözüm vardır her zaman” dedi. Antidemokratik bir rejim nedeniyle Türkiye’nin tarımının, sanayisinin gelişmediğini, bütün varlıklarının satıldığını kaydeden Karakuş, bunu tartışmak isteyenlerin ise baskı altına alındığını dile getirdi. Deprem sonrası devlet kurumlarının birçok konuda başarısız olduğunu ve depremzedelere yardım açısından aciz kaldığını aktaran Karakuş seçimlerle ilgili beklentilerini ise şöyle anlattı; “Ben 14 Mayıs seçimlerinde demokrasi bekliyorum. Demokratik bir ortamın yeniden kurulmasını bekliyorum. Tek adam rejiminin yıkılmasını bekliyorum, bitmesini bekliyorum. Bunun için de çevremde kim varsa, ne varsa onu yapmaya çalışıyorum, bir aydın olarak.”
"UZUN VADEDE UMUTLU KISA VADEDE UMUTSUZUM"
Şair ve Yazar Eren Aysan “Uzun vade umutlu, kısa vadede umutlu değim” diye özetliyor seçimlere bakışını. Aysan bu bakış açısına şöyle açıklık getiriyor; “Çünkü bu ülkede sadece 14 Mayıs’a sıkışmış bir seçim aralığını hesaplayarak hareket planı geliştirmek çok zor. Ne yazık ki 12 Mart’ın da getirdiği 40-50 yıllık bir ülke tarihinden söz ediyoruz. O ülke tarihi içerisinde bu ülke iki tane kara darbe, bir tane postmodern darbe, bir tane de 15 Temmuz gördü. Dolayısıyla yine bu süreç içerisinde her türlü değerin içinin boşaltıldığını, zaten sıkıntılı olan eğitimin alaşağı edildiğini, tarikatların çok ciddi bir biçimde yayıldığını, baskının ve sansürün atbaşı gittiğini, yine doğruyu söylemek adına çaba gösteren herkesin susturulmaya çalıştığını gördük. Bu süreçten sonra seçim kazanılsa bile her şeyin bir anda düzeleceği öngörmek çok zor. İlk önce var olan sistemi değiştirmek gerekiyor. Var olan sorunların sadece cumhurbaşkanlığının tek adam sisteminden parlamenter sisteme geçilmesi ile aşılabileceğini düşünmüyorum.”
"GÜZEL ÜLKEMİN SON ŞANSI"
Şair ve Yazar Zübeyde Seven Turan ise “Bu seçimlerin güzel ülkemin son şansı olduğunu düşünüyorum. Ben erken yaşta siyasi kimliği gelişmiş bir çocukluktan geliyorum. Köy enstitülü bir babanın kızıyım. Ben umutluyum bu konuda. Çünkü halk bir şeye engel olacak, halk alacak hakkını. Halk ayaklanırsa ancak kazanabilir. Halkın giderek kendi hakkının peşine düştüğünü düşünüyorum. Kötü olanın değil iyi olanın, doğruların, güzel olanların kazanacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder