KOZAK YAYLASI ÜSTÜNDE KİMLİĞİ BELİRSİZ UÇAK GEZİYOR
Özer Akdemir
Kozak Yaylası üzerinde 3-4 yıldır bir uçak dönüyor. Ne sivil havacılık ne orman şefliği, ne de kaymakam uçağın kimin uçağı olduğunu bilmiyor. Adeta ‘Kimliği belirlenemeyen uçan cisim’ (UFO) halindeki uçağın, fıstık çamlarını kurutan ilaç attığı endişesini dile getiren köylüler, altın madencilerinden şüpheleniyorlar.
Uçağın kimliği ile ilgili yapılan tüm girişimlerinin sonuçsuz kaldığını söyleyen Kozaklılar, geçtiğimiz yıl aralık ayında gazetemizde çıkan bir itirafın kendilerini iyice tedirgin ettiğini dile getiriyorlar.
ÇAMLAR FISTIK VERMİYOR
Ülkenin fıstık çamı üretiminin yüzde 80’ini dünya üretiminin ise yüzde 10’luk bir kısmını tek başına karşılayan Kozak Yaylası’nda son birkaç yıldır üretim önemli oranda düştü. Hem ağaçlardaki kozalak sayısı hem de kozalakların içinde fıstık olmaması nedeniyle büyük ürün düşüşü yaşadıklarını belirten Kozaklılar, bu düşüşün nedeni hakkında, yıllardır doğru dürüst bir açıklama getirilemediğinden yakınıyorlar.
UÇAKTAN KİMSENİN HABERİ YOK
Karaveliler Köyü Muhtarı Revattin Yıldız, Kozak’ın üzerinde hemen her gün dolaşan uçağın fıstık çamlarını kurutan ilaç attığı endişesi taşıdıklarını söyledi. Muhtar, 3-4 yıldır yaylanın üzerinde uçan uçağın kimliği ile ilgili yaptıkları tüm girişimlerden elleri boş döndüklerini belirterek şunları söyledi; “Şimdi Yukarıbey Orman Şefliğinden geliyorum. Orman şefi uçağın yangın gözetleme uçağı olmadığını, böyle bir uçaktan haberinin bulunmadığını söyledi.
Kaymakama defalarca şifahen ilettik şüphelerimizi. Ondan da bir ses soluk çıkmadı. Geçen yıl tayini çıkan bir karakol komutanı vardı. O da araştırdı bir sonuç çıkaramadım dedi. Bu uçaktan devlet kurumlarının haberi yok yani! 3-4 yıldır yaylanın üzerinde dolaşıyor bu kırmızı renkli uçak. Eskiden çok alçaktan uçuyordu, geçen seneden bu yana ise yüksekten geçiyor, sesini duyuyoruz sadece.”
OLAĞAN ŞÜPHELİ ALTIN MADENCİLERİ
Muhtar Ravattin Yıldız, uçağın kimliği ile ilgili Kozak’lıların şüphelendiği adresin altın madencileri olduğunu belirterek; “Kozak’ta 14 tane maden ruhsatı varmış. Bu madenlerle ilgili çalışmalar başladıktan sonra bizim kozalakların verimi azaldı. Şimdi Kozak’ta yaşayanların hepsi bu uçağın madenlerle ilgisinin olduğunu, çam kozalaklarımızın kuruması için ilaç atıldığını düşünüyor. Bunu kaymakama da söyledik. Ona da bu uçuktan kimyasal madde atıldığını düşünüyor insanlar dedik, ama bir sonuç çıkmadı.” Yaylanın etrafındaki Madra ve Yunt Dağı’ndaki kozalakların verimli ve sağlıklı olduğunu aktaran Yıldız, Kozak’taki çam fıstığı kozalaklarının ise hem üretiminin düştüğünü hem de içlerinin boş olduğunu kaydetti.
SİZİN GAZETENİN HABERİNDEN SONRA…
Yaylanın en büyük köylerinden Yukarıbey Köyü Muhtarı İlhan Çakır da, uçakla ilgili Karaveliler köyü muhtarıyla aynı düşüncede. “Uçağı bilen eden yok, hâlâ araştırıyoruz. Hava bulutlu olduğu, yağmur yağdığı zaman geliyor daha çok. Bazen sadece sesini duyuyoruz. Sivil havacılığa sorduk bizim oralarda böyle bir uçağımız yok, askeri olabilir dediler. Askeri uçak da her gün her gün ne gezer buralarda”. Çakır, Evrensel’de geçtiğimiz yıl aralık ayında “Bir fedai’nin itirafları” başlığı ile çıkan yazı dizisinde, 4 yıl çalıştığı madende tanık olduğu usulsüzlükleri anlatan Ersan Var’ın açıklamalarına dikkat çekerek, “Bu kişi Kozak’ta ağaçların kuruması için altın madencilerinin zehir attığından bahsetmişti. O açıklamalardan sonra bizi iyice tedirgin olduk” diye konuştu. Çakır, yetkililere başvurmalarına rağmen uçağı bilen, sahip çıkan olmadığını söyledi.
‘FEDAİ’NİN İTİRAFLARINDA GEÇİYOR
Koza Altın madeninde Genel Müdür Yardımcısı Hayrettin Öğüt’ün 4 yıl 3 ay şoförlüğünü ve korumalığını yapan Bergamalı Ersan Var, bu çalıştığı süre içerisinde tanık olduğu ve bizzat içerisinde bulunduğu hukuksuzlukları, kirli ilişkileri gazetemize anlatmıştı. Gazetemizde “Bir fedainin itirafları” başlığı ile 4 gün boyunca devam eden anlatımlardan bir bölümü de altın madeninin Kozak Yaylası’nda yaptığı usulsüzlükler ve çevre katliamı ile ilgiliydi. “Koza’nın Kozak’ta yaptıkları” başlığı ile verilen yazıda Var, madenin fıstık çamlarını kurutarak yöre halkını kendisine muhtaç etmeyi amaçladığını ileri sürüyordu. Var, 12 Aralık 2012 tarihli yazının “Kozak’ta ağaçları kurutuyorlar” ara başlıklı bölümünde şu iddiaları ortaya atmıştı; “Madenin politikası Kozak’taki ağacın kuruması yönünde. O ağaçlar kuruyunca, köylü verim alamayınca onlara mahkum olacak. Ağaçları kendileri kurutuyor. Düşünebiliyor musunuz, altın çıkan yer Çukuralan, ağacın kuruduğu yer ayrı bir yer. Çamavlu köyünde bir maden buldular. Bunlar da aynı kişiler aslında ama bizimle ilgisi yok diyorlar. Ağaçları kurutup, insanların muhtaç olmasını bekleyerek o yerleri o insanlardan almak istiyorlar. İlaç atıldığına inanıyorum. Bunların bu gücünü ben biliyorum.”
(İzmir/EVRENSEL)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder