İzmir Büyükşehir Belediyesi iyice çimentoya battı
Çimento fabrikasına yakıt sağlamak ‘çevrecilik’ oldu.
Üstelik bunu yapan bir belediye!
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
“Tehlikeli atık” niteliğindeki milyonlarca ton demir
çelik-termik santral cürufunu yollara, sokaklara taşıyarak ‘çevreci’ bir iş
yapmakla övünen İzmir Büyükşehir Belediyesinde (İBB) bir ‘çevreci’ uygulama
daha! Belediye bu sefer de çimento fabrikalarına yakıt sağlayarak ‘çevrecilik’
yapıyor! Milyonlarca İzmirlinin sağlığı ile oynama pahasına, ‘çevreci’ ambalajı
ile yapılan bu skandal işlere en çok sevinenler ise demir çelik ve çimento
patronları...
İzmir’in orta yerinde iki çimento fabrikası yıllardır kente zehir kusmaya devam ederken bir zamanlar çimento fabrikalarının kentin dışına taşınması için girişimlerde bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) artık bu fabrikalara yakıt temininin derdine düştü! Üstelik İBB’nin bu uygulaması “çevreci” bir ambalajla İzmirlilere sunuluyor!
İzmir’in orta yerinde iki çimento fabrikası yıllardır kente zehir kusmaya devam ederken bir zamanlar çimento fabrikalarının kentin dışına taşınması için girişimlerde bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) artık bu fabrikalara yakıt temininin derdine düştü! Üstelik İBB’nin bu uygulaması “çevreci” bir ambalajla İzmirlilere sunuluyor!
ÇEVRE DOSTU ÇİMENTO FABRİKASI!
İzmir Büyükşehir Belediyesi ücretsiz dağıtılan kent
bülteninde yer alan “Arıtma çamuruydu çimentoya yakıt oldu” başlıklı haber
Çiğli Atık Su Arıtma Tesisinin arıtma çamurunun çimento fabrikalarına yakıt
olarak verilmesini “Çevre dostu yatırım” olarak nitelendiriyor.
Büyükşehir Belediyesi kentin içindeki çimento fabrikaları olan Batıçim ve
Çimentaş’la yaptığı anlaşmalarla yılda 2 bin ton çamuru bu fabrikalara ek yakıt
olarak verecek. Büyükşehir Belediyesi bu “örnek iş birliği sayesinde bir yılda
İzmir Büyükşehir Belediyesinin karbon ayak izinde 81 bin 500 ton azalma
sağlandı”ğını açıklarken, garip bir hesapla doğaya 135 bin ağaç
kazandırdıklarını da ileri sürdü. Fabrika yetkilileri de bu alış-verişten son
derece memnun olduklarını söyledi.
KAPATMASI GEREKİRKEN BİR DE YAKIT SAĞLIYOR
Milyonlarca İzmirlinin sağlığından, havasının, suyunun,
sokaklarının temizliğinden birinci derece sorumlu kurumlardan olan İBB’nin
yıllardır kentliyi canından bezdiren, yüz binlerce insanın sağlığının yanı
sıra, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını elinden alan çimento fabrikalarından
kurtulmak için çaba göstermek yerine onlara yakıt desteği vermesi tartışma
götürür cinsten. Çimento fabrikalarının hammadde sağlamak için kurduğu taş
ocaklarının yarattığı kirlilik ve doğa katliamının izleri görenlerin yüreğini
acıtıyor. Çimento fabrikaları bununla birlikte kentin çeperindeki ormanları da
kemirmeye devam ediyor. Bu fabrikalar daha geçen yıl Bornova ve Buca’nın
ormanlık alanlarını 25 yıllığına kiralayarak kil-kalker ocağı yapmak için binlerce
ağacı kesmişlerdi. Buca Kaynaklar ve Gökdere köyü civarına yapılmak istenen taş
ocakları halkın direnişi sonrası püskürtülürken, Işıkkent’teki Egemenlik
Mahallesi’nde 200 dönümlük arazide bulunan 10 bin ağaç Batıçim şirketi
tarafından kesilmişti.
‘ÇİMENTO FABRİKALARI TAŞINMALI’
İzmir’in içindeki çimento fabrikalarının acilen
çalışmalarının durdurulması ve doğaya zarar vermeyecek bir yere taşınması
gerektiğini söyleyen Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Ali
Osman Karababa, Büyükşehir Belediyesinin bu fabrikalara arıtma çamurlarını
yakıt olarak verme politikasını da eleştirdi. Karababa, “Atık çamurların içinde
eğer zararlı maddeler yoksa bunların yakıt olarak sanayi kuruluşlarına
verilmesinde bir sakınca görmüyorum ama kenti, kentlinin sağlığını son derece
olumsuz olarak etkilediği bilimsel verilerle ortada olan çimento fabrikalarına
böylesi bir şey yapmanın da kabul edilir bir yanı yok. Bu fabrikalar derhal
çalışmalarına son vermeli” diye konuştu.
ÇİMENTO RAPORU TEHLİKEYİ GÖZLER ÖNÜNE SERİYOR
Karababa’nın hazırladığı “Çimento Sanayi, Çevre ve İnsan
Sağlığı” başlıklı raporda çimento fabrikalarının ürettiği toz, baca
emisyonlarındaki atık gazlar ve toksik kimyasallarla çevreyi ve çevrede yaşayan
halkı olumsuz yönde etkilediklerinin altı çiziliyor. Karababa raporunda “Çevre
ve insan sağlığı açısından doğrudan ve dolaylı maruziyetler (gıda zincirine
girerek) nedeniyle çok büyük zararların oluşumu riski de giderek büyümektedir”
dedi. Karababa, sağlık sorunlarının yanı sıra çimento endüstrisinin çevreye
verdiği partiküllerle bitkilerde de doğrudan veya dolaylı olarak zararlı
etkilere neden olduğunu belirterek; “Kısa erimde bitkilerin yapraklarının
ölümüne, uzun erimde ise toprağın yapısında oluşturduğu olumsuz değişikliklerle
bitki hastalıklarına verimin azalmasına ve tarımsal üretimin yok olmasına neden
olur” dedi.
İBB’NİN PATRONLARA KIYAĞI İLK DEĞİL
Çimento fabrikalarına yakıt teminini “çevreci” bir iş olarak
sunan ve çimento patronlarının övgüsünü alan İzmir Büyükşehir Belediyesi
geçtiğimiz yıl da Aliağa-Foça arasındaki milyonlarca ton cüruf atığı ile ilgili
de benzer bir politikayı aynı “Çevre dostu uygulama” ambalajı ile
kentliye sunmuştu. Aliağa bölgesindeki ağır sanayi tesislerinin milyonlarca
tonu bulan, bölgedeki ormanlık alanlara, tarım arazileri ve zeytinliklerin yanı
sıra, su havzası vadilere vahşice depolanan bu “tehlikeli atık” niteliğindeki
cürufları yol dolgu malzemesi, bordür ve parke taşı yapımında kullanarak
‘değerlendirdiğini’ açıklayan İBB’nin bu uygulaması, atıklarını nereye koyacağının
çözümünü yıllardır bulamayan fabrika patronlarının da alkışlarını almıştı.
TÜBİTAK tarafından “tehlikeli atık” olarak nitelenen ve suyla temasının
önlenerek depolanması gerektiği belirtilen bu cüruf atıklarının İBB tarafından
kara yollarına serilmesi ve sokaklarımıza parke taşı olarak döşenmesi bilim
insanları tarafından sert bir şekilde eleştirilmişti.
26 Mayıs 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder