Arkeolojik alanın taş ocağı şirketinin isteği üzerine sit
korumasının kaldırılmasına mahkeme geçit vermedi.
Özer AKDEMİR
Tekirdağ'ın Muratlı ilçesi Çevrimkaya Mahallesi'ndeki 1. Derede Arkeolojik Sit olan Çevrimkaya Kalesinin sit korumasının bir taş ocağı firmasının talebi sonrası kaldırılması ile ilgili karar mahkemece iptal edildi. Mahkeme, Çevrimkaya'nın bir kale olmadığını ancak korunması gereken arkeolojik buluntular olduğu için sit korumasının devamına karar verdi.
Tekirdağ'ın Muratlı ilçesi Çevrimkaya Mahallesi'ndeki 1. Derede Arkeolojik Sit olan Çevrimkaya Kalesinin sit korumasının bir taş ocağı firmasının talebi sonrası kaldırılması ile ilgili karar mahkemece iptal edildi. Mahkeme, Çevrimkaya'nın bir kale olmadığını ancak korunması gereken arkeolojik buluntular olduğu için sit korumasının devamına karar verdi.
‘NADİR KALELERDEN BİRİSİ’
Tekirdağ Müze Müdürlüğünün 1970'li yıllarda alanda yapılan
yasal define kazısı sırasında çıkan tarihi eserlerin ardından kazı durdurulup
alan "Helenistik döneme ait nadir kalelerden birisi" notu ile
arkeolojik sit ilan edilmişti. Edirne Koruma Kurulunun da 1. derece arkeolojik
sit ilan ettiği alanda bu tarihten sonra herhangi bir arkeolojik çalışma
yapılmadı. Alanın yeniden tartışılmaya başlaması ise yakınlarına açılan bir taş
ocağından sonra gündeme geldi. Taş ocağı şirketi, alanın tescili sırasında
yapılan parselasyon hatasını da kullanarak Çevrimkaya'nın bir kale kalıntısı
değil "kaya" olduğunu ileri sürerek Edirne Kültür Varlıklarını Koruma
Kurulundan sit kararının kaldırılmasını talep etti.
TAŞ OCAĞI ŞİRKETİNİN İSTEDİĞİ RAPOR
Bu süreçte Edirne Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünden Prof.
Dr. Engin Beksaç tarafından hazırlanan rapor alanın bir kale kalıntısı değil
doğal kaya olduğu yönündeydi. Şirketin bu raporla birlikte sit kararının
kaldırılması talebiyle Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Kuruluna yaptığı
müracaat sonrası uzmanlar tarafından yapılan inceleme Beksaç'ın raporunun tam
aksine bölgenin bir kale kalıntısı olduğu dile getirildi. Bu raporun ardından
sit korumasının devamı kararı verildi. Şirketin bu karara Kültür Varlıkları
Yüksek Koruma Kurulu'nda itirazı sonrası bu kez alanla ilgili sit şerhinin
kaldırılması kararı çıktı. Bu karara ise Tekirdağ Eski Müze Müdürü ve Tekirdağ Kültürel
ve Doğal Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Mehmet Akif Işın tarafından dernek
adına dava açıldı.
BİLİRKİŞİ: KORUNMASI GEREKEN KÜLTÜR VARLIĞI
Tekirdağ İdare Mahkemesine açılan dava sürecinde 4 Mayıs
2018 tarihinde yapılan bilirkişi keşfi sonrası hazırlanan raporda
"arkeoloji yazınına Çevrimkaya Kalesi olarak giren yer arkeolojik değerler
çerçevesinde Korunması Gereken Kültür Varlığıdır" denildi. Alanda bulunan
parçaların Ortaçağ'a tarihlenmesinin bu yerin kesinlikle antik yerleşim yeri olduğunu
kanıtladığının yazıldığı bilirkişi raporunda, yalnız bölgenin bir kale olmadığı
görüşü ifade edildi. Bilirkişi raporunu hükme esas alacak nitelikte bulan
mahkeme heyeti 1. derece Arkeolojik sit kararı bulunan Çevrimkaya Kalesi'nin
kale özelliği taşımadığı için kale olarak tescil kaydını kaldırırken, alandaki
arkeolojik buluntulara dikkat çekerek arkeolojik sit alanı şerhin de hukuka
uygun olmadığına karar verdi.
Fotoğraf: Mehmet Akif Işın
ÜNİVERSİTEYE 'KUMPASÇI' SUÇLAMASI
Mahkemenin kararını yorumlayan Tekirdağ Eski Müze Müdürü
Mehmet Akif Işın, kararın son derece olumlu olduğunu belirterek,
"Çevrimkaya Kalesi denilen alanın kale olup olmadığına dönük tartışmalarda
alanın arkeolojik bir alan olduğu kanıtlandı. Kazı yapıldığında kale olduğu da
ortaya çıkacak. Şimdi bu mahkeme kararından sonra ‘Burada hiçbir arkeolojik
buluntu yok’ raporu verenler ne düşünüyor merak ediyorum” dedi. Taş ocağı
şirketinin Edirne Üniversitesine alanla ilgili bir rapor talebinde bulunduğunun
mahkeme kararında yer aldığını ifade eden Işın, "Üniversite alanı olmadığı
halde sanat tarihçisi Engin Beksaç görevlendiriliyor. Üniversiteye, Beksaç'ın
rektörlüğün görevlendirmesi ile mi bu raporu hazırladığını ve neden klasik
arkeolojinin konusu olan bir alana sanat tarihçi görevlendirildiğini sordum iki
aydır yanıt verilmedi. Bunlar korumacı değil. Ortada bir kumpas olduğunu
düşünüyorum ve üniversite de bu kumpasın içinde” iddialarında bulundu.
BEKSAÇ: "BU SON KARAR DEĞİL"
Mahkemenin bu kararı ve kendisinin daha önce verdiği raporla
ilgili sorular yönelttiğimiz Prof. Dr. Engin Beksaç ise olaya farklı bir açıdan
yaklaşarak mahkemenin de alanın kale olmadığını onaylandığını dile getirdi.
Kararı veren hakimin yetkisinin dışına çıktığını ileri süren Beksaç,
"Karar İstinaf mahkemesine gidecek. Kararı veren Yüksek Anıtlar Kurulu,
Danıştay’a denk. Bölge İdare Mahkemesinin bu konuda yetkisi olmuyor. Bölge
mahkemesi hakimi zor durumda kalmış. Hem ret hem de iptal vermiş ki bu da
hukuki açıdan sorunlu bir durum” dedi. Bu konuya dair tartışmaların devam
edeceğinin görüldüğünü aktaran Beksaç, mahkemenin kararının son karar
olmadığını ileri sürdü. Beksaç, raporu üniversitenin görevlendirmesi ile mi
hazırladığı sorumuza ise yanıt vermedi.
Son Düzenlenme Tarihi: 18 Eylül 2018 15:19
www.evrensel.net
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder