24 Ekim 2018 12:46
Yerel tohumlar çeşitlerinin paketlenmesi yönetmeliğini
değerlendiren Ekoloji Kolektifi'nden Av. Fevzi Özlüer: Küçük çiftçinin tohumuna
el konuluyor
Özer AKDEMİR
19 Ekim 2018 tarihinde yayınlanan yerel tohum çeşitlerinin
paketlenmesi ile ilgili yönetmelik özellikle küçük çiftçiye ve yerli tohuma
büyük bir darbe daha vuracak gibi. Ekoloji Kolektifi'nden avukat Fevzi Özlüer
yönetmeliğin patent uygulaması ile küçük çiftçinin elinden üretim aracının
alındığını dile getirdi.
AMAÇ GENETİK EROZYONU ENGELLEMEK AMA...
"Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi Ve
Pazarlanmasına Dair Yönetmelik" geçtiğimiz Cuma günü Resmi Gazetede
yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelik "Ülkemizdeki tarla bitkileri,
bağ-bahçe bitkileri ve diğer bitki türlerine ait yerel çeşitlerin genetik
erozyonlarını engellemek amacıyla; tohumluklarının çoğaltımı, pazarlanması,
yerinde idamesi ve sürdürülebilir kullanımı ile ilgili kurallar getirerek
ticareti yapılacak yerel çeşitlerin kayıt altına alınması, tohumluk üretimi ve
tohumlukların piyasaya arzı..."na dair esasları kapsıyor.
KÜÇÜK ÇİFTÇİNİN TOHUMUNA EL KONULUYOR
Yönetmelikle ilgili değerlendirmelerde bulunan Ekoloji
Kolektifi'nden avukat Fevzi Özlüer, yönetmeliğin endüstriyel tohumu satamayan
çiftçinin şimdi kendi ayırdığı tohumluğu da patentini almazsa satamayacağı
anlamına geldiğini belirtti. Patent uygulamasının küçük çiftçinin elinden
üretim araçlarının alınmasının bir yolu olduğunu belirten Özlüer, "Küçük
çiftçi patentini kaptırdığı üreticiye telif ödemeye başlayacak. Böylece
piyasada yerli türlere hakim olan tekelleri ortaya çıkacak. Endüstriyel
tohumdan sonra küçük çiftçinin ürettiği tohuma da el konuluyor" dedi.
OVACIK NOHUTUNA ELVEDA!
Türkiye'nin tarımda rekabet gücünü yitirdiğini ve üretemez
hale geldiğini belirten Özlüer, "Türkiye'de bu düzenlemeler çiftçinin
elinde tohumu alırsa gıda darboğazı yoğunlaşır ve fiyatlar da aşırı artar.
Biyolojik çeşitler tamamen şirket denetimine girer. Karlı olan ürünler
üretilir" dedi. Yan yana gelen çiftçilerin yerli çeşit patenti
alabileceğini, ancak pazarda rekabet gücü olmayan bu yapıların elindeki
patentlerin hızlıca daha büyük şirketlere geçeceğini ileri süren Özlüer, bu
kapının açılması ile birlikte Ovacık nohutu gibi birçok yerel ürüne elveda
deneceğini ifade etti.
TOHUM TAKAS SİSTEMLERİ TARUMAR OLACAK
Özlüer, patentlenen yerel tohumları sahibinden izinsiz satan
veya kullanana da para cezası geldiğini ve tohumlarına da el konulduğunu da
aktararak, tohum takas sistemlerinin de dağılacağını iddia etti.
KİMSE TOHUM AYIRAMAZ ARTIK
Yönetmeliğin çiftçilerin ürettiği yerel tohumların üretimi,
satımı ve dağıtımını da tescile bağladığına dikkat çeken Özlüer, "Bu
Yönetmelik bu haliyle kalırsa ne bir çiftçi ne de toprak üzerinde faaliyet
yürüten kimse tohum ayıramaz" dedi.
TOHUM VE GIDA TEKELLERİNİN SON HEDEFİ
Özlüer, "Peki bu sistem nasıl olacak bitki genetik
çeşitlerini koruyacak?" sorusuna da şöyle yanıt verdi; "Liberal hukuk
döneminde çıkan bu sistemin varsaydığı düzene göre çiftçiler birbiri arasında
rekabet edecek ve piyasanın görünmez eli bu piyasayı yasalarla düzenleyerek
bitkileri ve biyolojik çeşitliliği koruyacaktı. Ancak tohum ve gıda tekelleri
bu 25 yılda tüm gıda sistemine ve hatta tarım ve sağlık sistemine de hakim
oldular. Bu resim içinde son halka da küçük çiftçidir. Dolayısıyla hala
pazarlardan alışveriş yapan tüketicinin boğazına sarılma vakti geldi." Bu
uygulamaların tarımsal üretimi daha da aşağıya çektiğini ifade eden Özlüer, "İlla
bitki çeşitleri korunacaksa kamusal müşterek haklar tanınarak tescil edilmeli.
Özel mülkiyete konu edilmemeli. Bunlar ortak miras ve ortak varlık
niteliğindedir" dedi.
TOHUM TEKELLERİNİN KORUNMASI AMAÇLANIYOR
Yönetmeliğin dayanağı olarak gösterilen “Yeni bitki
çeşitlerine ait ıslahçı haklarının korunmasına ilişkin 5042 sayılı kanun”u
"adrese teslim bir kanun" olarak niteleyen Tüm Köy Sen örgütlenme
uzmanı Sedat Başkavak, "çıkan kanun tohum şirketinin haklarını korumak
amaçlıdır. O nedenle adı bile kanunun kimin çıkarını korumak için yapıldığını
göstermektedir" dedi. Yönetmeliğe dayanak yapılan 5553 sayılı Tohumculuk
Kanunun da, çiftçilerin kendi ürettikleri yerel ürünlerden tohum ayrıştırarak
başka çiftçilere satmasına yaptırımlar getirdiğine sonrasında da tarım
desteğinden faydalanmayı sertifikalı tohum ekme şartına bağlayarak yerel
tohumu tamamen bitirmeyi amaçladığına dikkat çeken Başkavak, "tarım
üretimini şirketlerin ürettiği tohuma mecbur bırakmaktadır. Tohum tekeli
şirketlerin çıkarını korumak amaçlıdır. Kanun ve yönetmelik amacıyla yerel
tohumlarında patentlenmesi ve şirketlerin dayattığı tohumların ekilmesi sonucu
tohum çeşitliliğimiz azalacaktır. Bu durum Hastalık ve zararlıların artması ve
tarım ilacı kullanımının artmasını da beraberinde getirecektir" dedi.
ÇİFTÇİYE DAVA VE CEZA KISKACI
Yönetmeliğin ayırdığı tohumluğa sertifika yani patent
almayan çiftçi/köylüye kanuna ve yönetmeliğe aykırı hareketten soruşturma
açılması ve ceza verilmesi sonucunu doğuracağını kaydeden Başkavak, bunun
benzer ve daha ileri örnekleri ABD’de yaşandığını. kendi ürününden tohum
ayrıştırıp etraftaki üretici köylülere veren yada satan köylülere tohum
şirketleri tarafından kanuna muhalefetten davalar açıldığını aktardı.
Tüm bu kayıt ve tescil aşamalarında belirleyici olanın
“yerel çeşit kayıt komitesinde” üretici köylülerin, onların temsilcilerinin ve
kooperatiflerin bulunmadığına dikkat çeken Başkavak, komitenin Tarım
Bakanlığına bağlı müdürlükler ve tohumcular birliğinden katılımla
oluşturulduğunu, tohumcular birliğinin de zaten şirketlerden oluştuğunu
belirtti.
KARŞI DURMALIYIZ
Başkavak, "Sendikamız Tüm Köy Sen tohumun
patentlenmesine karşı çıkmaktadır. Çünkü dün, bugün kullanılan yerel tohumlar
binlerce yıllık tarımsal üretimin birikimi, deney ve tecrübeleri üzerinden
ortaya çıkan ürünlerdir. Nesiller boyu birbirine aktarılarak yaşanan iklim
koşullarına karşı kendi yereline en uygun ve direnebilen yok olmamış tohumların
şirketlerin malı haline gelmesine karşı durmalıyız. Aynı zamanda tohumla
başlayan bağımlılığın, üretim ve gıdada devam ederek ülkeyi bağımlı hale
getiren politikalara karşı bağımsızlığı savunmak için böylesi düzenleme ve
dayatmalara karşı çıkmak gerekir" dedi.
Çiftçi Sen Genel Sekreteri Ali Bülent Erdem ise yayınlanan
yönetmelikle ilgili "yerel tohum sadece sağlıklı gıda için değildir, bir
direniş biçimidir aynı zamanda. Tohumları siyasallaştırmaktan başka çare
yok" dedi.
https://www.evrensel.net/haber/364288/kucuk-ciftcinin-tohumuna-el-konuluyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder